Home page
Haber Menüsü


Yarkın Cebeci
 
Ne olacak şimdi?
 
Birkaç hafta öncesinde kadar cari işlemler açığındaki genişlemenin başta gelen nedeni olarak görülen ve kısılması yönünde önlemler alınması gerektiği dile getirilen tüketim talebi bir süre ortalarda görünmeyecek.
 
Yarkın Cebeci
 
19 Aralık—  Son finansal kriz, temel değişkenlerdeki bozulmadan kaynaklanmasa da sonuç olarak kaçınılmaz olarak bazı temel değişkenlerde bozulmalara neden olacak.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Gerçekten de, yılın ilk on aylık dönemine baktığımızda, cari işlemler açığındaki hızlı genişleme bir kenara bırakılırsa, hemen tüm makroekonomik değişkenlerde önemli gelişmelerin yaşandığını, enflasyonla mücadele programının hedeflerine tam olarak ulaşılamasa da bu hedeflere ulaşma yolunda önemli adımların kararlılıkla alındığını görüyoruz.
       Cari işlemler açığındaki genişleme de bir yandan euronun dolar karşısında değer yitirmesi ve petrol fiyatlarının soluksuz bir biçimde artması gibi dışsal faktörlere bir yandan da hemen tüm döviz kuruna dayalı stabilizasyon programlarında görülmüş olan dönemsel bir tüketim artışına bağlanabilir.
       Dolayısıyla bu genişleme kalıcı özellikleri olmayan ve Türkiye ekonomisinin rahatlıkla finanse edebildiği ve edebileceği bir açılma idi. Kısaca, temel değişkenlerde son aylarda yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin böyle bir kriz yaşamasını gerektirir nitelikte kesinlikle değildi.
       
REFORMLARIN DURMASI KRİZ GETİRDİ
       Krizin nedenleri konusunda onlarca yazı yazıldı ve eminim daha fazlası da yazılmayı bekliyor. Bana göre kriz oluşturan koşullar, yapısal reform ve özelleştirme çalışmalarında son aylarda yaşanan tıkanma sonucu oluştu ve piyasanın iç dinamiği sonucu oluşan geçici bir likidite sıkışıklığı, para programının katı yapısı ve kriz anında uygulanabilecek bir B planı olmaması nedeniyle tüm finans piyasasını etkileyen bir kriz halini aldı. Bu saptamayı yaptıktan sonra yazının ilk tümcesindeki ifadeye yani krizin temel değişkenler üzerindeki olumsuz etkilerine dönmek istiyorum.
       Krizin belki de en önemli ve temel değişkenleri en fazla etkileyecek olan sonucu, programa olan güvenin önemli bir sarsıntı yaşaması oldu. Gerçekten de gerek hükümetin uyumlu görüntüsü gerekse özelleştirme uygulamaları ve başlatılan yapısal reformlar yakın tarihimizde görmeye hasret kaldığımız gelişmelerdi. Burada bir özeleştiri yapmak gerekirse, programın başarısını ölçmek konusunda önemli bir hata yaptığımızı söyleyebilirim.
       Özellikle yapısal önlemler konusunda program hedeflerinin ne ölçüde tutturulduğuna değil de ya da bununla beraber bu yıl içinde yapılanları önceki yıllarda yapılanlarla karşılaştırma yoluna gittik bu başarıyı belirlemeye çalışırken. Böylece, yapısal reformlar alanında özellikle yılın ikinci yarısında yaşanan yavaşlamayı önemli bir tehlike işareti olarak alamadık.
       
HATA YENİLENMEYECEK
       Krizden sonra artık şurası bir gerçek ki, bu hata yinelenmeyecek. Programın başarısı yapılması söz verilen değil yapılanların performans kriterleriyle karşılaştırılmasıyla ölçülecek. Dolayısıyla, programın kaybettiği güveni tekrar kazanması için son aylarda sürekli ertelenen bir dizi önlemin ve yapısal değişimin zaman yitirmeden, hızlı bir biçimde gerçekleştirilmesi gerekiyor.
       Krizin en ciddi etkilerinden biri büyüme üzerindeki olumsuz etkisi olacak. Bu etkinin çeşitli yollardan gelmesini bekliyorum. Öncelikle krizin bankaların mali yapılarını bozması ve likidite gereksiniminin her şeyin önüne geçmesi, bankacılık sektörünün reel sektöre açtığı kredilerde de önemli bir daralmayı beraberinde getirmesi kaçınılmaz. Kredi arzında bu düşüş yaşanırken, faiz oranlarındaki hızlı artış kredi talebinde de önemli bir yavaşlamayı beraberinde getirecek.
       
TÜKETİM EĞİLİMİ BİTTİ
       Olaya tüketim talebi açısından baktığımızda da olumlu bir tabloyla karşılaşamıyoruz ne yazık ki! Burada iki etken söz konusu. Bir yandan artan faiz oranları tasarruf eğilimini artırıp tüketim eğilimini düşürürken, bir yandan artan vergi oranları bireylerin harcanabilir gelirlerinde bir erozyona neden olabilecek.
       Sonuç olarak daha birkaç hafta öncesinde cari işlemler açığındaki genişlemenin başta gelen müsebbibi olarak görülen ve kısılması yönünde önlemler alınması gerektiği dile getirilen tüketim talebini bir süre ortalarda göremeyeceğiz anlaşılan.
       Krizin temel değişkenler üzerindeki etkisi bu kadarla sınırlı değil ama her ne kadar sanal ortamda yazıyor olsam da yazdığım sütunun boyutları sınırlı. En azından kendi kendime böyle sanal bir sınır koymuş durumdayım. Bu nedenle krizin diğer sonuçlarını senenin son yazısına bırakmak durumundayım.
 
       
   
MSNBC News Emine Uşaklıgil’in tüm yazıları
MSNBC News Oğuz Büktel’in tüm yazıları
MSNBC News Turgut Tokgöz'ün tüm yazıları
MSNBC News Levent Gürses'in tüm yazıları
MSNBC News Kerem Alkin’in tüm yazıları
MSNBC News Murat Arın’ın tüm yazıları
MSNBC News Atilla Yeşilada’nın tüm yazıları
MSNBC News Yarkın Cebeci’nin tüm yazıları
MSNBC News Bayram Başaran’ın tüm yazıları
MSNBC News Mahmut Kaya’nın tüm yazıları
MSNBC News Murat Yeşildere’ın tüm yazıları
MSNBC News Celal Pir’in tüm yazıları
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları