|
|
Bir ekonomik analiz temelde üç evreyi kapsıyor. Ekonomi alanındaki gerçekleşmeleri doğru bir neden-sonuç ilişkisi içinde inceleyerek değişkenler arasındaki ilişkiyi biçimlendirmek, mevcut durum saptamasını yapmak ve elde edilen veriler ışığında ve bazı temel varsayımlar üzerinde irili ufaklı modeller geliştirerek ekonomik gelişmeleri tahmin etmek. Bu üç ayaklı yaklaşımın ilk iki ayağının yerine getirilmesi için belirli bilgi ve deneyim sahibi olmak ve olaylara çözümlemeci bir biçimde yaklaşmak yeterli. FIKRALARDAN ALINLAR... Sorun üçüncü ayak. Zira özellikle dalgalanmaların çok yüksek boyutta olduğu gelişmekte olan ülke ekonomilerinde, geliştirdiğiniz modeller sonucu ulaştığınız tahminler, tahmini yaptığınız an geçerliliğini neredeyse yitirmiş oluyor. Başka bir deyişle tahmininiz ölü doğuyor. Siz asıl tahmin etmek istediğiniz değişkeni etkilediğini düşündüğünüz içsel ve dışsal değişkenleri belirleyip, bu değişkenlerin hem kendi aralarında hem de hedef değişkenle aralarındaki ilişkiyi modelliyorsunuz. Daha sonra bu içsel ve dışsal değişkenlerin alabileceği değerler konusunda varsayımlarınızı belirleyerek, oluşturmuş olduğunuz modeli kullanarak temel değişken tahmininizi yapıyorsunuz. İşte bu tahmininizi yaptığınız andan itibaren, bazen dışsal ama çokça içsel değişkenlerde beklenmedik bir gelişme olma olasılığı son derece yüksek. Aynı biçimde, veri yetersizliğinden ve sistemin henüz oturmamış olması nedeniyle değişkenler arasındaki ilişki de zaman içinde değişebiliyor. Sonunda da, sizin saatlerinizi, günlerinizi harcayarak yaptığınız tahmin çalışması, çok çok büyük olasılıkla hedefi ıskalıyor ve siz bir süre için ekonomist fıkralarından daha fazla alınır oluyorsunuz. BÖBÜRLENENLERE BAKMAYIN Bu yakınmayı, biraz dramatize ederek de olsa dile getirmemin nedeni son üç hafta içinde yaşanan kriz. Siz bakmayın sağda solda duyulan Ben dememiş miydim kriz olacak diye türünden böbürlenmelere! Türkiye ekonomisinin bu kadar kısa bir süre içinde ve bu kadar ciddi bir biçimde bir krizin eşiğine gelebileceğini, yeminli kötümserler dahil kimse öngörememişti. Dolayısıyla şimdi biz zavallı ekonomistler, hepimiz 2001 yılıyla ilgili beklentilerimizi sil baştan yenilemek zorundayız, hem de tam 2000 yılı değerlendirmelerimizi tamamlamış, 2001 yılı beklentilerimizi şekillendirmiş, hafif hafif uzun bayram ve yıl başı tatilinde neler yapabileceğimizin tatlı düşlerine girmeye başlamışken. TAHMİNLERİ GÖZDEN GEÇİRİYORUZ Başkalarını bilemem ama ben 2001 beklentilerini yine enflasyonla mücadele programının başarılı olacağı varsayımıyla hareket edeceğim, son krizin Türkiyenin risk primini artırdığını da göz önüne alarak tabi. Ayrıntılarına daha sonra gireceğim (çünkü şu anda bunları ben de bilmiyorum) ama ana hatlarıyla gelecek yıl büyüme hızında ciddi oranda bir daralma, bütçe performansında görece bir bozulma, dış dengede cari işlemlerin sorun olmaktan çıkıp sermaye hareketlerinin enikonu önem kazanması, bunlara paralel olarak enflasyon tahmininin gözden geçirilmesi, bu bağlamda ilk aklıma gelen değişiklikler. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||