Home page
Haber Menüsü


 
Demirbank’a yazık oldu
 
Hükümetin tepe noktalarında yapılan değerlendirmeler de, Demirbank’a yazık olduğu yönünde. Ama devletin güvenilirliği de darbe yedi. Hükümet, sektörün sağlıklı yapıya kavuşması için banka birleşmelerine önem veriyor.
 
Şükrü Küçükşahin / Ankara
NTV-MSNBC
 
8 Aralık—  Son yaşanan mali kriz, hükümetin tepesinde hatasıyla sevabıyla değerlendirmeye tabi tutuldu. Krizin nedenleri, bundan sonra yapılması gerekenler konusunda tesbitlerde bulunuldu.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Hükümetin tepe noktalarında yapılan ve bizim de en yetkili ağızlardan dinlediğimiz bu değerlendirmelerden çıkan ilk tesbitler şunlar:
* Özelleştirmede geç kalındı. Bu, hem ulusal, hem de uluslararası piyasada olumsuz etkiler yarattı. Sonuçta, süreç uzadığı için, kriz sonrası IMF ile yapılan görüşmelerde IMF’nin en önemli taleplerinden biri de bu konu oldu. Türkiye’nin kendi yapmak istediği özelleştirmeler zorlama ile yapılıyor izlenimi doğdu.
       
BDDK’NIN TUTUMU
* Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) çalışmalara hızlı başladı. Ancak; izlenen yöntemde hata olmadığını söylemek mümkün değil. Fincancı dükkanındaki fareleri yakalamak için, farelerin peşine çekiçle düşmeye gerek yoktu. Dükkanın çeşitli yerlerine yerleştirilecek zehirle fareler bir bir yok edilebilirdi. BDDK, ilkini yaptı. Piyasalar da bundan ürktü. Gerçek suçlu ile suçsuz birbirine karıştı.
* Bazı bankaların zayıf yapısı ve başka dinamiklerle spekülasyonlar bu hatayla birleşti. Piyasalarda büyük bir dalgalanma meydana geldi. Bundan yararlanmak isteyenlere de fırsat doğdu. Oysa bütün bunlardan önce yapılması gereken, sağlıksız yapıları sağlıklı olanlarından ayırmaktı.
* BDDK’nın, Mevduat Sigorta Fonuna (MSF) devredilen bankaları bir an önce satmak istemesi, son derece iyi niyetli bir hedef. Ama, bu konuda Türkiye gerçekleri gözden biraz uzak tutuldu. Bu iş o kadar da kolay değil.
       
DEMİRBANK’A YAZIK OLDU
* Demirbank’ı yönetenler bankacılık açısından bakıldığında hatalı davranmıştır. Ama, bu hata, devlete olan güvenle iç içe. Devletin tahvillerini almış olan bu banka, devletin politikasına destek vermiş, güvenmiş.
* Bundan sonra devlet, bu anlamda, güven kaybına uğrayabilir. Bunun önüne geçmek için, acil önlemler alınması gerekir. Sonuçta, Demirbank’a yazık olduğu gibi, devletin güvenilirliği de darbe yedi.
       
EN DÜŞÜK MALİYETLE KURTULMA
       Hükümetin tepesinde yapılan bu tesbitlerden sonra, bazı görüşler de netleşti. Bunlardan ilki şuydu:
       MSF’na devredilen bankalardaki batıkla dönebilecek kredi ve diğer aktiflerin sağlıklı bir dökümü çıkarılmalı. Bu tablonun ortaya çıkmasından sonra, banka sahiplerin malvarlığının aradaki farkı ne kadar kapatacağına bakılmalı.
       Bu bankaların başka hangi tür gelirleri varsa, bütün bunlar toplanıp, en düşük maliyetle bu bankalardan nasıl kurtulunur hesabına girişilmeli.
       Tepe noktalarda verilen bu kararın anlamı; gerekirse zarar göze alınarak, bu bankalara neşter vurulacak; satış zor olacaksa, kapatma da gözden uzak tutulmayacak. Çünkü, bankacılık sektörü çok sağlıklı bir yapıya kavuşturulmalı. Temel amaç da bu olmalı.
       
BDDK’NİN YENİ İŞLEVİ
       Varılan bir diğer önemli karar veya sonuç da BDDK’nun bundan sonraki fonksiyonları ile ilgili. Bunu da şöyle özetlemek mümkün:
       Hükümet kendi yeksinde olmadığı halde, bazı özel bankalarla da ilişkiye geçerek, mali piyasaları yeniden düzenli haline kavuşturmaya çalışıyor.
       Bu çerçevede BDDK’nın da denetlemeden çok, bankacılığın sağlıklı bir yapıya kavuşması için “düzenleme” görevine ağırlık vererek çalışmalı. Yani, çekiç yerine zehir kullanmayı yeğlemeli. Denetleme piyasa kuralları içinde; ama en etkili şekilde yapılmalı.
       
BANKALAR BİRLEŞTİRİLMELİ
       Hükümetin, bankacılık sektörünü sağlıklı yapıya kavuşturmak için düşündüğü en önemli tedbir ise, bankaların birleştirilmesi. Bunun için sağlıklı bankalarla sağlıksız bankalar netleştirilecek ve bunların evlenmeleri özendirilecek.
       Türkiye’deki en büyük bankanın bile Avrupa ölçüsünde orta boy bir banka büyüklüğünde olmadığını kaydeden hükümet, Türkiye’nin 80 bankayı kaldıramayacağını görmüş durumda. Bu nedenle de birleşmelere büyük önem veriliyor.
       
KAMU BANKALARINDA SİYASİ ETKİYE SON
       Mali piyasalarla ilgili, yazmak istediğim netleşen son görüş ise, kamu bankalarındaki siyasi etkinin en alt düzeye indirilmesi. Bu çerçevede, özelleştirme kapsamına alınan Ziraat, Halk ve Emlak bankalarını özelleştirme süreci üç yıldan çok önce gerçekleştirilecek.
       Üç bankayla ilgili çıkan özelleştirme yasası bu bankaların patronunun artık Hazine olduğunu hükme bağlıyor. O zaman, bu bankaları bir an önce bakanların sorumluluğundan alıp Hazine’ye bağlamak gerekir.
       Hükümet varılan bu görüşleri hayata geçirmek için, uygun bir uslüpla gereken yerlere uyarılarını yaptığını da bidirmekte yarar var.
       ____________________________________________
       
Kızılay gibi milletvekili
       ANAP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Güneş, daha iki yıllık milletvekili. Ama Kızılay gibi çalışmaya başladı. Ramazan aylarında verdiği iftar yemekleri ile tanına Güneş’in, iftar açtırdığı Şanlıurfalı sayısı her yıl 6 bini buluyor. Her seferinde 600 kişiyi ağırlayan Güneş, müteahitlik ve turizm sektörlerinde iş yapıyor.
       Şanlıurfa’ın en büyük oteli Harran’ın da sahibi olan Güneş, bütün iftarları da bu otelde düzenliyor. Güneş’in 600’er kişilik iftar sofralarının konukları, gün be gün sırasıyla şu gruplardan oluşuyor: Şehrin dilencileri, yoksullar, Güneş’in yakınları, Şanlıurfa merkezdeki ANAP’lılar, oda ve borsa üyeleri, ANAP’ın ilçelerdeki üyeleri, sanayi sitesi esnafı.
       1 trilyon liraya mal olan; 24 derslikli, 8 lojmanlı, 2 kafeteryalı, 4 laboratuvarlı ve spor salonu bulunan Mehmet Güneş Anadolu Öğretmen Okulu’nu tamamlayarak, geçen yıl, Milli Eğitim Bakanlığı’na teslim eden Güneş, yaptırdığı caminin hizmete girmesi için ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın Şanlıurfa’ya gitmesini bekliyor.
       Güneş, gelecek yıl ise, yine 1 trilyon liraya mal olacak, 80 kişinin barınabileceği, son derece lüks bir yaşlılar yurdu inşaasına başlayacak. Ölene kadar kazandıklarının bir bölümünü bu şekilde harcamaya kararlı olduğunu söyleyen Güneş, “Ben, bu harcamalarımı yaptıkça daha çoğunu kazanıyorum. Çocuklarım da kazansın ve böyle yapsın. Kazanıyorum ve harcıyorum; kendime de yoksula da” dedi.
       ____________________________________________
       
Milletvekillerine kötü haber
       TBMM’nen 2001 yılı bütçesi 106 trilyon lira olarak bağlandı. Geçtiğimiz yıllarda bütçesinin önemli bir bölümünü sağlık harcamalarına ayıran Meclis, bu işin önüne geçmeye karar verdi.
       Bu yıl da 10 trilyon lira sağlık harcaması yapan Meclis, özellikle faturaların kabarık gelmesinden yakınıyor. Meclis İdare Amirliği’nin yaptırdığı bazı incelemelerde, vekillerin, kesilen faturaları incelemediği gibi bazen haberdar bile olmadığını ortaya çıkardı. Bazı özel sağlık kuruluşlarının da bu durumu fırsat bilerek faturaları kabarttığına ikna olan İdare Amirliği, Meclis Başkanlık Divanı’na öneri götürmeye hazırlanıyor.
       İdare Amirliği, milletvekillerinin ve bakmakla yükümlü olduklarının sağlık harcamalarının yüzde 10’unu kendilerinden tahsil edilmesini benimsemiş durumda. Meclis Başkanlık Divanı’nda, önümüzdeki haftalarda ele alınması beklenen bu öner kabul edildiğinde, Meclis’in bütçesi biraz rahatlayacak; ama vekiller bir miktar kemer sıkacak. Onun için bakalım milletvekilleri bu öneriye ne diyecekler.
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları