|
Önal, FPnin batık bankalar konusundaki gensoru önergesinin ön görüşmesinde yaptığı konuşmada, bazı bankaların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesinin sistemin sağlığı ve güven ortamının temini için yapılması gereken bir işlem olarak değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Bankacılık sektöründeki sorunun, 57. hükümet döneminde değil, geçmiş hükümetlerin uygulamalarından kaynaklandığını savunan Önal, 57. hükümet, sorunun çözülmesi için gerekli her türlü tedbiri almıştır dedi. Önemli olan, bu bankaların neden bu duruma geldiğidir. Neden ve kimler tarafından, Türk bankacılığı uzun yıllar hukuki boşluk içinde bırakıldığıdır diyen Önal, sektördeki güven ve istikrarı tehdit edenin sadece müdahale edilen ve mali durumu bozulmuş bankalar olmadığını, 1994 yılından beri uygulanan sınırsız mevduat güvencesinin sektörün güven ve istikrarını tehdit eden faktörlerin en önemlisi olduğunu belirti. Bu durumun devam etmesi halinde iyi çalışan banka ile kötü çalışan bankanın ayırt edilmesinin mümkün olmadığını kaydetti. Önal, aksine bu durumun hesapsız kitapsız çalışanları himaye ve teşvik ettiğini vurgulayarak, Hükümetimizin aldığı radikal kararlardan biri de, Haziran 2000 başında mevduat güvencesine sınır getirmek olmuştur dedi. FONA DEVREDİLEN BANKALAR Fona devredilen 10 bankanın rehabilitasyonu ve elden çıkarılması konusunda çalışmaların sürdüğünü anlatan Önal, şöyle konuştu: Bu kapsamda fondaki bankaların satılması ile ilgili olarak 2001 Nisan ayına hedeflenen bir plan ve alıcılarda aranacak hususlar açıklanmıştır. Fona devredilen bankaların sorumlularının adli makamlara intikali sağlanmış olup, gerekli yasal işlemler çok yönlü olarak sürdürülmektedir. Fondaki bankaların mali yapılarını güçlendirilmesi için Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulunun talebi üzerine, Hazine Müsteşarlığı tarafından 6.1 milyar dolar tutarında kredi sağlanmıştır. KAMU BANKALARI, SON 10 YILDA TAHRİBATA UĞRADI Önal, geçen 10 yıl içinde kamu bankalarının büyük tahri uğradığını, zaman zaman yoğunlaşan popülist yaklaşımların görev zararlarını artırdığın, halktan toplanan yüksek faizli mevduatlar nedeniyle giderek artan bu zararların bankalarda mali disiplinin de bozulmasıyla çığ gibi büyüdüğünü anlattı. Kamu bankalarının mevcut statü ve personel rejimi nedeniyle çağdaş bankacılığın gerektirdiği rekabetle çalışmalarının imkanı olmadığını belirten Önal, 20 milyar doları bulan görev zararı ve statülerinin yeniden düzenlenerek yeniden yapılandırılmasının kaçınılmaz olduğunu, bu amaçla soruna çözüm getirmek amacıyla yasa çıkardığını hatırlattı. Ekonomik programla Türk ekonomisinin her alandaki hastalıklarının tedavi edildiğini, sağlıklı ve çağdaş yeni koşulara uyum amacıyla yeni bir dönüşüm sürecine girdiğini belirten Önal, aynı şekilde Türk bankacılığının kendi içindeki lokal bozuklukları onararak, uluslararası standartlar çerçevesinde sağlıklı bir yolda ilerlemeye başladığını bildirdi. Kamu ve özel bankalardaki rehabilitasyon sürecinin tamamlanmasıyla, uluslararası standartlara göre çalışan yönetilen ve denetilen bankacılık sektörünü hem içerde hem de dışarıda kredibilitesinin artacağını vurgulayan önal, Son 10 yılda ortaya çıkan yüksek açıklara paralel olarak aracılık fonksiyonundan ve reel sektörün finansmanından uzaklaşan bankacılık sektörünün yeniden ana misyonuna dönmesi, ekonomiye daha iyi hizmet vermesinde güçlenmesi, temel amacımızdır dedi. EKONOMİ, DALGALANMA ÖNCESİNE GERİ DÖNECEK Konuşmasında, son günlerde ekonomide yaşanan olaylara da değinen Bakan Önal, şöyle devam etti: Bankacılık güöen ve itibara dayanıyor, bu nedenle çok kırılgan olan finans sektöründe son günlerde likidite darlığına dayanan geeçici bazı dalgalanmalar yaşanmaktadır. Hükümetimizin gerekli müdehalesi ile sorun çözüm yoluna girmiştir. Önümüzdeki günlerde stabilizasyon tümüyle sağlanacak ve ekonomimiz dalgalanma öncesi durumuna tekrar kavuşacaktır. Pisikolojik etkileşimin önem taşşıdığı böylesi bir dönemde 65 milyon Türk insanı için, iktidarı ile muhalefeti ile tam bir dayanışma içinde olmamız gereken bir dönemdeyiz. Basın ve medyamızın, iş çevrelerinin, mecliste kürsüye çıkan arkadaşlarımızın, yurt dışında siyasi baskı, enflasyon, devalüasyon ve faiz lobilerinin amacına hizmet edecek davranışlardan kaçınılması gerekmektedir. Önal,cephede savaş sürerken, hareket planlarının tartışılmasının doğru olmadığını ifade derek, Gensoruya konu olan hükümet uygulamalarının, operasyon bitikten sonra da Meclisce değerlendirilmesi ve denetlenmesi her zaman mümkündür. Operasyonun sürdüğü duyarlı bir dönemde, iç ve dış mali piyasaları, hükümetin ve ekonomik programların geleceğiyle ilgili beklentilere sokarak, stabilizasyon gecikmesine neden olabilecek nitelikte gensoru açılmasını zamansızlığı ve yersizliği açıktır dedi. Gensoru önergesinin sahibi FP Sivas Milletvekili Latif Şener, Önalın konuşmasının ardından, gensoru içeriğinde yer alan somut iddialara açıklık getirilmediğini belirterek, Bu açıklamalar, gensoruya yakışmıyor dedi. Yapılan oylamada, gensorunun gündeme alınması reddedildi. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||