Home page
Haber Menüsü


 
Krizin nedeni ne değil?
 
Çok ciddi sonuçlar doğurabilecek bir krizin kapısındayız kanımca. Ancak, beklentim ve ümidim hükümetin, bürokrasinin ve uluslararası finans kurumlarının ortak çabasıyla bu krizin en az hasarla atlatılacağı yönünde.
 
Yarkın Cebeci
 
5 Aralık—  Finans piyasaları son altı yılın en çalkantılı dönemini yaşıyor. Aslında yaşananları “çalkantılı bir dönem” olarak değerlendirmek veya yabancı bir yatırımcının yaptığı benzetmeyi kullanarak olayı bir “piyasa hıçkırığı” olarak tanımlamak bence epeyi iyimser bir yaklaşım.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Çok ciddi sonuçlar doğurabilecek bir krizin kapısındayız kanımca. Ancak, beklentim ve ümidim hükümetin, bürokrasinin ve uluslararası finans kurumlarının ortak çabasıyla bu krizin en az hasarla atlatılacağı yönünde. Ancak kriz kısa sürede atlatılsa bile, gerek piyasalarda yol açtığı hasarın giderilmesi gerekse bir daha böyle bir durumla karşılaşılmaması için krizin çıkış nedenlerinin enine boyuna tartışılması gerekiyor.
       
KRİZİN NE OLMADIĞINI ANLAMAK
       Bu yazımda, krizin nedenlerinin neler olduğunu irdelemektense ne olmadığını anlatmaya çalışacağım. Bu kriz, kesinlikle makroekonomik değişkenlerin biri veya birkaçında yaşanan ani bir bozulmadan kaynaklanmıyor. Bunun en açık kanıtı, son iki haftalık dönemde yani kriz döneminde açıklanan bir dizi ekonomik verinin hemen tümünün oldukça olumlu mesajlar içeriyor olması.
       Eğer krizin kökeninde temel değişkenlerde yaşanan bozulma olsaydı, gelen olumlu veriler de krizin aşılmasına katkıda bulunurdu.
       
ENFLASYON SEVİNCİNİ YAŞAYAMADIK
       Açıklanan verilerden birincisi Kasım ayına ilişkin enflasyon rakamları oldu. Kasım ayında toptan eşya fiyatları yüzde 2,4, tüketici fiyatları ise yüzde 3,7 arttı. Enflasyon verilerinin en ilgi çekici yönü, toptan eşya fiyatlarında yıllık enflasyonun tam onüç yıl üzerine ilk kez yüzde 40 sınırının altına inmesi oldu.
       Özellikle finans sektöründe çalışanların yaş ortalamasının düşüklüğü göz önüne alındığında piyasa profesyonellerinin çok büyük kısmının çalışma hayatlarında hiç karşılaşmadığı bir oran bu. Hatta, yıllık enflasyonun en son yüzde 40’ın altında olduğu dönemde bu arkadaşların bir kısmı enflasyonla radyasyon arasındaki farkı bile bilmiyorlardı büyük olasılıkla.
       Ne acıdır ki, Türkiye ekonomisi enflasyonla mücadelede böylesine kritik bir eşiği geçmenin sevincini doyasıya değil hiç yaşayamadı.
       
ÇEKİRDEK DE DÜŞTÜ
       Enflasyon verilerinin bir önemli yanı da çekirdek enflasyon olarak nitelenen özel sektör imalat sanayi fiyatlarındaki artışın yüzde 1,9 oranında kalmış olmasıydı ki bu rakam tarihin en düşük ikinci rakamı. Anımsarsanız, Ekim ayında çekirdek enflasyon yüzde 2,5 oranına çıktığında bunun enflasyonda bir eğilim değişikliği olabileceğinden endişe edilmişti. Kasım ayı rakamları bu endişenin yersiz olduğunu, enflasyon cephesinde umulandan yavaş da olsa düzelmenin devam ettiğini gösteriyor.
       
OLUMLU VERİ ÖDEMELER DENGESİ
       İkinci olumlu veri Eylül ayına ilişkin ödemeler dengesi rakamları oldu. Bilindiği gibi, programın başlamasıyla birlikte faizlerde yaşanan hızlı düşüş, çok hızlı bir tüketim artışına yol açmış bu tüketim artışı da ithalat artışını ve buna paralel olarak cari işlemler dengesinin genişlemesini beraberinde getirdi.
       Petrol fiyatlarındaki artış ve euronun dolar karşısında değer kaybetmesi de cari işlemler açığının genişlemesine önemli ölçüde katkı yaptı.
       Bunun sonucu olarak yılın ilk sekiz aylık döneminde ayda ortalama bir milyar dolar düzeyinde bir cari işlemler açığıyla karşı karşıya kaldık ve bu açık enflasyonla mücadele programının yumuşak karnı olarak değerlendirilmeye başlandı.
       
CARİ AÇIK DA İLGİ ÇEKMEDİ
       Ocak-Ağustos dönemindeki bu tehlikeli gidişten sonra Eylül ayında cari işlemler açığı sadece 51 milyon dolar olarak gerçekleşti. Başka bir deyişle cari işlemler Eylül’de neredeyse dengede kaldı. İthalattaki yavaşlamanın yanı sıra, bavul ticareti ve turizm gelirlerindeki artışlar cari işlemler dengesindeki bu hızlı iyileşmenin ana nedenleri.
       Ancak ne yazık ki, cari işlemler dengesindeki bu iyileşme de enflasyondaki tarihi düşüş gibi piyasaların ilgisini çekmekten uzak kaldı. Likidite sıkıntısı ve sermaye çıkışı öyle yüksek bir boyuttaydı ki, gerek yerli gerek yabancı yatırımcılar temel değişkenlerdeki iyileşmenin farkına bile varamadılar. İşte bu farkında olmama veya ilgi göstermeme de kanımca son krizin temel değişkenlerdeki ani bir bozulmadan kaynaklanmadığının en açık kanıtlarından biri.
 
       
   
MSNBC News Emine Uşaklıgil’in tüm yazıları
MSNBC News Oğuz Büktel’in tüm yazıları
MSNBC News Turgut Tokgöz'ün tüm yazıları
MSNBC News Levent Gürses'in tüm yazıları
MSNBC News Kerem Alkin’in tüm yazıları
MSNBC News Murat Arın’ın tüm yazıları
MSNBC News Atilla Yeşilada’nın tüm yazıları
MSNBC News Yarkın Cebeci’nin tüm yazıları
MSNBC News Bayram Başaran’ın tüm yazıları
MSNBC News Mahmut Kaya’nın tüm yazıları
MSNBC News Murat Yeşildere’ın tüm yazıları
MSNBC News Celal Pir’in tüm yazıları
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları