|
Gültekin, Merkez Bankasının bir para kurulu olarak hareket ettiği durumlarda faizlerin çok daha oynak olması gerektiğini ifade ederek, bunun için de banka sisteminin güçlü olması ve güçlü bir sermaye yapısı bulunması gereğini vurguladı. Gültekin, bankaların sermaye yapısının güçlendirilmesi gerektiğini vurgularken Türkiyede halen bazı bankaların spekülatör gibi çalıştığına işaret etti. | ||||
Zor bir program uygulanırken banka sisteminin zayıf olması, programının uygulamasını daha da güçleştiriyor.
BÜLENT GÜLTEKIN Merkaz Bankası Eski Başkanı |
BANKALARI KURTARMANIN MALİYETİ Uygulanan istikrar programının çok ciddi ve zor bir istikrar programı olduğunu ifade eden Gültekin, zor bir program uygulanırken banka sisteminin zayıf olmasının programının uygulamasını daha da güçleştirdiğini belirtti. Kamu bankalarının görev zararlarının 20 milyar dolar olarak açıklandığını, Tasarruf Medvuatı Sigorta Fonunun denetimindeki bankaların kurtarılması için de Hazineden 6.1 milyar dolarlık bir kaynak sağlandığını anımsatan Gültekin, bu bankaların kredi alacaklarının ne kadarının tahsil edilebileceğinin bilinmediğine işaret etti. Gültekin, bu nedenle banka sistemini yeniden yapılandırmanın maliyetinin ne olacağı konusunda kesin bir şey söylemenin mümkün olmayacağını belirtti. Meksikadaki benzer çalışmaların maliyetinin 60 milyar dolara çıktığına işaret eden Gültekin, Türkiyede de yeniden yapılanmanın ekonomiye çok ciddi yükler getireceğini söyledi. BASİRETSİZ POLİTİKALAR Gültekin, Türk bakancılık sektöründe yapısal sorunlar ile kamu finansmanı ve Türkiyedeki makro dengesizliklerden kaynaklanan sonuların yanısıra, denetimsizlik ve yolsuzlukların yol açtığı sorunların da yaşandığını belirtti. Mali sisteminin 1980li yıllarında başlayan dışa açılma politikaların önemli bir parçası olduğunu belirten Gültekin, bankacılık sektöründe de bu son 20 yılda ciddi bir gelişme yaşandığını söyledi. Gültekin, bankacılık sektörünün kaydettiği gelişmeye karşın, yeterince vergi toplanamaması ve diğer faktörler yüzünden artan kamu kesiminin finansman ihtiyacı altında ezildiğine işaret etti. Gültekin, karlarını kamu sektöründen sağlayan bankacılık sisteminde ortaya çıkan yapısal sorunun kısa vadede gidirilmesi olasılığının bulunmadığını söyledi. Kamu sektörünün finansman ihtiyacının bu biçimde artmasının arkasında basiretsiz politikiların bulunduğunu ifade eden Gültekin, Türk ekonomisindeki makroekonomik dengesizliklerin 1994 yılında krize yol açtığını da anımsattı. 2000 yılına geldiğinde kamu maliyesinin ciddi bir biçimde tıkandığının görüldüğünü ifade eden Gültekin, halen uygulanan politikalarla makro dengelerin yeniden kurulmasına çalışılırken banka sisteminin yeniden yapılandırılmasının taşıdığı önemi vurguladı. |
|||
Manav açar gibi banka açılmaz
BÜLENT GÜLTEKIN Merkez Bankası Eski Başkanı |
GEREĞİNDEN FAZLA BANKA VAR Türkiyede gereğinde fazla banka olduğunu, siyasi otoritelerin de önüne gelene banka kurma izni verdiğini kaydeden Gültekin, Anglosakson sisteminde bankaların sektör dışı faaliyetlerine getirilen sınırlamalara dikkat çekti. Gültekin, likidite sorunu olan banka ve kurumların iflas yoluyla tasfiye edilmesi gerektiğini belirtirken yeterli denetim yapılmamasıyla sorunlara davet çıkartıldığını söyledi. Bülent Gültekin, bankacılık sektöründe bugün yaşanan sahtekarlık olaylarının yapısal sorunlardan ayrı olduğunu belirtti. Bankalarımızın içini boşaltmak hırsızlıktır. Bu, insanların siyasi ilişkilerle ne kadar pervasızca iş yaptıklarını gösteriyor diyen Gültekin, 1998 yılında mafya bağlantılı kişilerin banka satın almaya kalkışmaları gibi gelişmeleri çok ciddi bir kokuşmanın belirtileri olarak nitelendirdi. Bankaların bir bakıma kamu görevi yerine getirdiklerine işaret eden Gültekin, manav açmak gibi banka açılamayacağını söyledi. Gültekin, geçmişte Hazine ve Merkez Bankasının bankaların açık pozisyonlarını önemli ölçüde büyütmesine göz yumduklarını ileri sürerek bu yaklaşımın 1994 yılı krizine zemin hazırladığını belirtti. CİDDİ SOYGUN VAR, AF SÖZ KONUSU OLAMAZ Bülent Gültekin, af tartışmaları çerçevesinde bankaların içini boşaltanların da borçlarını ödemeleri koşuluyla affeldilmesi düşüncesine karşı çıktı. 1980li yıllarda ekonomik suça, ekonomik ceza kavramının ortaya çıktığını, ancak bu kavramın, döviz bulundurmanın bile suç sayıldığı o dönemde bir anlamı, bir mantığı olduğunu, şimdi ise durumun değiştiğini söyledi. Gültekin, iddia ve suçlamaların gerçek olması durumunda Türkiyede çok ciddi bir soygun gerçekleştirildiği sonucunun ortaya çıktığını belirterek Görev suiistimali çok ciddi bir suçtur. İktisatçı olarak da affa tamamen karşıyım. Toplum, şaibeli kişiler ve bürokratları dışlamalı. Türkiyede her şeyin yapılabildiği bir düzen normal hale geliyor. Pazar ekonomisi ise, kurallar üzerinde kurulur diye konuştu. | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||