|
|
Yatırım periyodumuz birkaç haftayı geçmediği için, yatırımcılarımız panik içinde ellerindeki hisse senetlerini buldukları her fiyattan sattılar. Türkiyede değişen pek çok şeyle birlikte yatırımcıların da yatırım periyodlarını uzatmaları gerekmekte. IMF ve Dünya Bankasının devam eden desteğiyle birlikte ekonomide gerçekleşen olumlu gelişmeleri satın almak için seçici olarak hisse fiyatlarındaki zayıflıkları iyi değerlendirmek gerekir. SIKINTININ SORUMLUSU FAİZLER Geçtiğimiz bir kaç günde tam olarak ne oldu? Bunu net olarak bilmiyoruz. Ancak temel olarak piyasalarda likidite sıkışıklığına bağlı olarak hızla yükselen gecelik faizleri tüm bu karışıklığın sorumlusu gibi gözüküyor. Likidite sıkışıklığına ise orta ölçekli bir bankaya, bu bankanın yaşadığı sıkıntılar nedeniyle, diğer bankaların borç vermeyi durdurmaları ve bu arada ortaya çıkan aşırı döviz talebi neden oldu. Bu banka repoyla fonladığı bono portföyünden ciddi miktarlarda zarar etmeye başlar ve bu nedenle sistemde artan kaygılara neden olur. Bankanın likidite yaratabilmek amacıyla bono portföyünden satış yapmaya başlamasıyla bono faizleri de hızla yükselir. Artan fonlama maliyeti nedeniyle başka bankalar da repoyla fonladıkları Hazine bonosu portföylerinden satış yaparlar. Artan bono faizleri karşısında stop-loss seviyelerinin geçilmesiyle de özellikle yabancı yatırımcıların satışları hızlanır ve bono faizleri bir ara yüzde 49-50 seviyesine ulaşır. Kendi kendini dolduran bir mekanizma gibi görünüyor. Artan döviz talebi nedeniyle Merkez Bankasının son bir kaç günde 2 milyar dolardan fazla döviz sattı. Merkez Bankasının net iç varlık tavanı nedeniyle ortaya çıkan likidite ihtiyacını (özel durumlar haricinde) bire bir karşılayamıyor. Bu tür durumlarda para inanilmaz değer kazanıyor ve gecelik faizleri hızla yükseliyor. Son birkaç günde gecelik faizlerinin yüzde 250ye kadar çıktığını gördük. Bütün bu gelişmeler karşısında para yönetimi gün içinde yaptığı açıklamalarla yatırımcıları rahatlatmaya çalıştı. Ancak asıl somut adım Merkez Bankasından geldi. Merkez Bankası yaptığı müdahalerle piyasanın ihtiyacı olan likiditeyi sağladı. Ancak bu Net İç Varlıklar tavanının aşılması ile mümkün oldu. Merkez Bankasının yaptığı açıklamalarda kritik zamanlarda daha esnek bir para politikası izleyeceğini belirterek müdahale yapabileceğinin sinyallerini daha önceden vermişti. Ayrıca Hazine ve Başbakan Ecevitde yaptıkları açıklamalarda yaşanan sıkışıklığın geçici olduğunu ve dedikodulara fazla kulak asılmaması gerektiğini ifade ettiler. KRİZ KONTROL ALTINDA Sonuç olarak kriz büyük ölçüde kontrol altına alınmış gibi gözüküyor. Piyasalar geçmişte yaşadığı deneyimler nedeniyle bu tür kriz ortamlarına alışık. Ancak uzun süredir böylesine ciddi bir likidite krizi olmaması ve yatırımcıların hafızalarının da oldukça kısa olması nedeniyle yatırımcılar panik içinde ellerindeki hisse senetlerini sattılar. PARA GELECEK Önümüzdeki günlerde likidite de oldukça ciddi rahatlama görebiliriz. Dünya Bankası ve IMFden gelecek yaklaşık 1 milyar ABD dolarının yanısıra bir Japon bankasından da 750 milyon ABD doları mali sektör uyum kredisi gelecek. Ayrıca GSM-1800 satışının taksitlerinin 2001in Şubat ayına kadar Hazinenin hesaplarına geçecek. Merkez Bankası ayrıca Mevduat Munzam karşılıklarında yapacağı 2 puanlık indirimi de Ocak ayı yerine hemen gerçekleştirebilir. Bu da piyasada 500 trilyon TL civarında ek likidite artışı sağlayacak. Sonuç olarak Merkez Bankası piyasadaki likiditeyi güçlü tutarken Net İç Varlık tavanını da sağlayacak. FAİZLERDE DÖNÜŞ YAŞANACAK Bütün bunları bir araya koyduğumuzda ise önümüzdeki haftalarda kısa vadeli faizlerin yüzde 25-30 aralığına geri dönmesi ve bono faizlerin de yüzde 35ler seviyesine düşmesi beklenebilir. Artan likiditenin borsa için son derece kritik. Yatırım periyodunuz bir kaç hafta ile sınırlı olunca fonlama maliyeti daha da önem kazanıyor. Halbuki ekonomideki gelişmelere daha yukarıdan bakabilme yeteneğine sahip yatırımcılar için likidite sıkışıklığı nedeniyle hisse senedi fiyatlarında görülen düşüşler kesinlikle alım firsatı anlamına gelir. Hükümetin son dönemde hız kazandırdığı reform programı, enflasyon düşüş trendine devam etmesi, bütçenin giderek daha iyi performans göstermesi ve oldukça iyi tasarlanmış 2001 yılı bütçesi, cari açığın ek önlemlerle kontrol altına alınacak olması ve özelleştirmeye hız verilecek olması 2001 yılında borsada fiyatların şu anki seviyelerinin çok daha üzerinde olacağının garantisi. Önümüzdeki günlerde artacak olan likidite ise az önce saydığım beklentilerin borsada satın alınması için bir katalizör olacak. Yatırımcılar 2001 yılı için temel beklentileri güçlü hisselerde fiyatların zayıflamasında faydalanarak alım yapabilirler. Bol şans... | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||