| |
|
|
Paris’te çok yoğun bir caddedeyiz. Bir genç, dilenci kadının kendisine doğru uzattığı eline buruşturulmuş bir kağıt parçası fırlatıyor. Bu, birbirinden çok farklı karakterlerin yörüngelerinin kısa bir süre için çakıştığı bir an... Genç bir aktris olan Anne (Juliette Binoche), sinema kariyerinin henüz başındadır. Erkek arkadaşı Georges (Thierry Neuvic) bir savaş muhabiridir ve Fransa’da çok az kalmaktadır. Georges’ın babası bir çiftçidir ve erkek kardeşi Jean (Alexandre Hamidi) çiftçiliğe hiç ilgi duymamaktadır. Anne ile beraber kalmak isteyen Jean’ın bu isteği, ağabeyi Kosova’dan döndüğü zaman evde hepsi için yeterli oda kalmayacağından dolayı gerçekleşememektedir. Amadou (Ona Lu Yenke), sağır ve dilsiz öğrencilere eğitim veren bir kurumda müzik öğretmenidir. Babası ise Afrika kökenli bir taksi şoförüdür. Amadau, kız kardeşi sağır olduğu için kendisine uzmanlık alanı olarak bu dalı seçmiştir. Maria (Luminita Gheorghiu) Romanya’dan gelmiştir ve dilencilikten kazandığı parayı evine yollamaktadır. Sınır dışı edildiği zamanlarda ülkesine dönüp ailesi ile vakit geçirmekte ve Fransa’ya yapacağı aşağılayıcı yolculuklardan bir yenisine daha girişmeden önce moral depolamaktadır. Peki bu insanların ortak yönleri nedir ve yolları nasıl kesişecektir?
Anne ile beraber kalma konusunda yaptıkları bir tartışmadan sonra huysuzlaşan Jean, dilenci bir kadına buruşturulmuş bir kağıt fırlatır. Olaya şahit olan Amadou, Jean’e dilenciden özür dilemesini söyler. Jean reddeder ve büyüyen olaya polis müdahale etmek zorunda kalır. Amadou tutuklanır.
|
|
Filmler, sinemalar, seanslar
38. Rotterdam Film Festivali başladı
