|
|
Görünen o ki, cari işlemler açığındaki bu hızlı genişleme hem ekonomi yönetimini hem de IMF yetkililerini iyice rahatsız etmeye başladı ve tüketim talebini kısmaya yönelik önlemlerin gelmekte olduğu haberleri yayılmaya başladı. Ancak, bu tür önlemlerin yaşama geçirilmesinden önce, bu önlemlerin gerçekten gerekip gerekmediği ve mutlaka alınacaksa ne tür önlemlerin alınması gerektiği üzerinde dikkatle eğilinmesi gerekiyor kanımca. TÜKETİMİ TAMAMEN ÖLDÜRMEK... Bu analizin yapılabilmesi için ise öncelikle cari işlemler açığındaki bu genişlemenin nedenlerinin tam olarak belirlenmesi gerekiyor. Bu nedenleri belirlemeden, tüketimi kısarak ekonomiyi daraltmaya yönelik önlemler almaya kalkışırsanız, amacınızı aşarak tüketimi tamamen öldürmek ve ekonomiyi bir resesyona sürüklemek tehlikesiyle karşı karşıya kalabilirsiniz rahatlıkla. CANLANMANIN NEDENLERİ... Bu girizgahtan sonra yılın ilk sekiz aylık dönemindeki gelişmelere dönersek, cari işlemler açığındaki genişlemede tüketim artışının gerçekten de önemli bir pay sahibi olduğunu görüyoruz. Türkiye gibi döviz kuruna dayalı stabilizasyon programı uygulayan ülkelerde de benzerleri yaşandığı üzere, programın uygulanmaya konmasını takip eden ilk aylarda faiz oranlarındaki keskin düşüş ve döviz kurundaki belirsizliğin ortadan kalkmasıyla beraber tüketim talebinde önemli bir canlanma yaşandı. Bütçenin birincil fazla vermesiyle Hazinenin bono piyasasından çekilmeye başlamasıyla kredi arzının da rahatlaması, özellikle tüketici kredilerinin yaygınlaşmasına yol açtı ki bu da tüketim talebinin artmasına katkı verdi. PETROL SÜRPRİZİ Cari işlemler açığındaki genişlemenin nedenleri bu kadarla sınırlı kalsaydı, talebi soğutmaya yönelik her hareketi şiddetle desteklemek gerekiyordu. Ancak, Türkiyenin dışındaki iki önemli gelişmenin de bu genişleme üzerinde yadsınamaz etkileri oldu. Bu gelişmelerden birincisi, euronun dolar karşısındaki önlenemez düşüşü. Eurodaki bu zayıflık bir yandan ihracatçımızın Avrupa pazarındaki fiyat bazındaki rekabet gücünü azaltırken bir yandan da miktar bazında hızlı bir artış gösteren ihracatın dolar bazındaki performansını sınırlandırdı. Öyle ki, yılın ilk yedi aylık döneminde ihracatımız dolar bazında sadece yüzde 4 artmışken, miktar bazındaki artış yüzde 17yi buldu. Türkiye açısından ikinci şanssız gelişme ise petrol fiyatlarındaki artış oldu. Hesaplamalarıma göre bu iki olumsuz gelişmenin Türkiyenin ödemeler dengesine toplam etkisi yılın ilk sekiz aylık döneminde 3 milyar doları buldu. Başka bir deyişle, dış ticaret hadlerindeki bu olumsuzluklar yaşanmasaydı ve sadece programın özünden kaynaklanan bir cari işlemler açığı görülseydi, ilk sekiz aylık açık 6,8 milyar dolar değil, 3,8 milyar dolar olacaktı. OTOMOTİVDEKİ CANLANMA Ödemeler dengesi ve toplam talep bağlamında dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da, talepteki artışın dolayısıyla da cari işlemler açığındaki genişlemenin ekonominin tüm sektörlerine eşit olarak yayılmamış olması. Gerçekten de cari işlemler dengesindeki genişlemenin 2,6 milyar doları mineral yakıt ve yağ ithalatındaki, 1,5 milyar doları da kara taşıtları ithalatındaki artışlardan kaynaklanmış durumda. Diğer sektörlerde ise önemli bir artış yok. Aynı şekilde, imalat sektörü kapasite kullanım oranı verilerine baktığımızda da, sadece iki sektörün yüzde 90ı aşan bir kapasiteyle çalıştığını görüyoruz. Arz yönünden de genele yayılan bir aşırı ısınma söz konusu değil açıkçası. SEKTÖREL DÜZENLEMELER YETERLİ Buradan önlemlerin gerekliliği ve tipine dönersek, öncelikle aklımızda tutmamız gereken gerçek, döviz kurunun serbest hareket etmediği, bir nominal çapa olarak kullanıldığı ortamlarda, ödemeler dengesini bozabilecek dışsal bir şoka verilecek tepkinin ekonomi üzerindeki daraltıcı etkisinin çok yüksek boyutlara varabileceği. Yukarıdaki analize göre, ancak dış ticaret hadlerindeki kötüleşmenin kalıcı olacağına, yani Euronun uzun vadede zayıf kalacağına, petrol fiyatlarının uzun vadede 30-35 dolar düzeyinin altına inmeyeceğine inanıyorsak böyle toptan bir daraltıcı operasyona yönelmeliyiz. Eğer buna inanmıyorsak, ki ben inanmıyorum, bazı sektörel düzenlemelerle ödemeler dengesindeki bozulmanın önüne geçebiliriz. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||