|
Son olarak Etibank ve Bank Kapitale el konulmasıyla sayıları 10a ulaşan TSMF bünyesindeki bankalarla ilgili olası devirler üzerinde odaklanan soruları yanıtlayan Müftüoğlu, Fon bünyesinde yer alan Türk Ticaret Bankası ile Etibankın özelleştirme yoluyla devrine izin verdiklerini anımsattı. Yapılan devir işlemlerini yalnızca rekabet hukuku açısından değerlendirdiklerini belirten Müftüoğlu, bu nedenle, söz konusu kararları verirken en küçük bir tereddüt yaşamadıklarını belirtti. 10 ile 15 gün arasında verilen devir kararlarında iyi bir inceleme yapılıp yapılmadığı sorusu üzerine Müftüoğlu, özelleştirmelerde özellikle süreyi kısa tutmaya çalıştıklarını, yasadan gelen bir zorunluluk nedeniyle de bu kararları 15 gün içinde vermek durumunda olduklarını vurguladı. 10 bankanın yıl sonuna kadar ekonomiye kazandırılmasının planlandığını ve yapılacak olası devirlerin hangi durumda rekabet açısından sakınca yaratacağı sorusuna karşılık Müftüoğlu, bu bankaların aktifler toplamının yüzde 7 dolayında olduğunu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Yasası uyarınca bu bankaların hepsini birden aktif toplamı yüzde 13 olan bir bankanın almasının mümkün olduğunu kaydetti. MEVDUATA GÜVENCE VE PAZAR İLİŞKİSİ Müftüoğlu, mevduata, yüzde 100 kamu güvencesi sağlanmasının piyasanın oluşması açısından doğru olmadığını; ancak bankacılığı da içine alan para ve sermaye piyasasının, pazar mekanizması içinde özel bir yeri bulunduğuna işaret etti. Bu sektördeki en küçük bir dalgalanmanın bile tüm piyasayı etkilediğini belirten Müftüoğlu, bu nedenle bankalara diğer sektörlerde olduğu gibi piyasayı terk et, ne olursa olsun demenin mümkün olmadığını söyledi. Müftüoğlu, bu hassas dengeler nedeniyle para ve sermaye piyasasının özel düzenlemeye tabi tutulmasının doğal olduğunu belirtti. Devirlerde vergi avantajı sağlamanın da piyasa ve rekabet açısından istenebilir bir durum olmadığını anlatan Müftüoğlu, ekonominin gerçeklerinin bazen böyle avantajların sağlanmasını zorunlu kılabileceğini kaydetti. İGSAŞA REKABET FRENİ İstanbul Gübre Sanayi A.Ş.nin (İGSAŞ) özelleştirme yoluyla Toros Gübre A.Ş.ye satışına hakim durum ve ihlale yol açabileceği gerekçesiyle izin vermediklerini açıklayan Müftüoğlu, özelleştirmelerde verilen bedelin yanı sıra diğer etmenlerin de göz önünde bulundurulmasının önemine işaret etti. İGSAŞın Toros Gübreye satılmasının reddedilme gerekçeleri konusunda da bilgi veren Müftüoğlu, iki kuruluşun birleşmesinin üre üretimi konusunda önemli bir kuruluş haline gelmelerini sağlayacağını ve Türkiyedeki üre üretiminin yüzde 50sini gerçekleştirecek duruma geleceklerini bildirdi. Türkiyede tek üre üreten kuruluşun İGSAŞ olduğunu ve İGSAŞın İzmirde, Toros Gübre A.Şnin de Akdenizde iskelesi bulunduğunu anlatan Müftüoğlu, söz konusu satışın, dağıtım konusunda da bu iki kuruluşu bir güç haline getireceğini bildirdi. Yine Türkiyede üre ithalatının büyük kısmının bu iki kuruluş tarafından yapıldığına da dikkat çeken Müftüoğlu, bütün bu özellikler nedeniyle söz konusu satış ile üre piyasasında bir hakim durumun yaratılması veya bu hakim durumun güçlendirilmesinin söz konusu olacağı sonucuna vardıklarını kaydetti. Müftüoğlu, bütün bu gerekçelerle İGSAŞın Toros Gübreye satılmasının reddedildiğini bildirdi. Sağlıklı bir piyasanın, liberalizmin babası olarak bilinen Adam Smithin teorisini geliştirdiği görünmez el tarafından arz ve talep dengesine bağlı olarak oluşmasının esas olduğunu anlatan Müftüoğlu, mafyanın görünmez elin yerine geçtiği yerde piyasadan ve rekabetten söz edilemeyeceğini kaydetti. 6 TRİLYONUN ÜZERİNDE CEZA KESİLDİ Rekabet Kurumu Başkanı Tamer Müftüoğlu, Ekim ayı sonu itibariyle Rekabet Kuruluna bin 317 adet başvuru yapıldığını belirterek, bunlardan 738inin rekabet ihlali ile ilgili olduğunu kaydetti. Üç yıllık süre içerisinde yapılan toplam bin 317 başvurudan 315inin muafiyet ve menfi tesbit ile ilgili olduğunu, bunlardan 94ünün karara bağlanırken 221i hakkındaki incelemelerin sürdüğünü belirten Müftüoğlu, birleşme ve devralmalarla ilgili Kurula yapılan 218 başvurudan 206sının karara bağlandığını, 12si hakkındaki incelemelerin ise devam ettiğini kaydetti. Tamer Müftüoğlu, Kurulun şimdiye kadar kendilerine yapılan başvurular ile ilgili 6 trilyon liranın üzerinde ceza verdiğini belirterek, ancak bu cezalardan 500 milyar liraya yakın kısmının tahsil edilebildiğini çünkü para cezalarının yargı onayından sonra kesinleşebildiğini bildirdi. Müftüoğlu, Rekabet Kurumunun deprem ve 8 yıllık eğitime katkı payı olarak da 40 trilyon lira verdiğini bildirdi. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||