Home page
Haber Menüsü


’10 bankayı 1 banka bile alabilir’
Rekabet Kurulu Başkanı Tamer Müftüoğlu, el konulan 10 bankanın aktifleri toplamının yüzde 7 düzeyinde bulunduğunu, bu bankaların hepsini pazar payı yüzde 13 olan bir bankanın almasının olanaklı olduğunu, rekabetin bozulmayacağını bildirdi.
Ankara
ANKA
5 Kasım— Müftüoğlu, Rakabet Kurumu’nun faaliyete geçişinin üçüncü yıldönümü nedeniyle düzenlediği basın toplantısında, çalışmaları hakkında bilgi verdi.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Son olarak Etibank ve Bank Kapital’e el konulmasıyla sayıları 10’a ulaşan TSMF bünyesindeki bankalarla ilgili olası devirler üzerinde odaklanan soruları yanıtlayan Müftüoğlu, Fon bünyesinde yer alan Türk Ticaret Bankası ile Etibank’ın özelleştirme yoluyla devrine izin verdiklerini anımsattı.
       Yapılan devir işlemlerini yalnızca rekabet hukuku açısından değerlendirdiklerini belirten Müftüoğlu, bu nedenle, söz konusu kararları verirken en küçük bir tereddüt yaşamadıklarını belirtti.
       10 ile 15 gün arasında verilen devir kararlarında iyi bir inceleme yapılıp yapılmadığı sorusu üzerine Müftüoğlu, özelleştirmelerde özellikle süreyi kısa tutmaya çalıştıklarını, yasadan gelen bir zorunluluk nedeniyle de bu kararları 15 gün içinde vermek durumunda olduklarını vurguladı.
       10 bankanın yıl sonuna kadar ekonomiye kazandırılmasının planlandığını ve yapılacak olası devirlerin hangi durumda rekabet açısından sakınca yaratacağı sorusuna karşılık Müftüoğlu, bu bankaların aktifler toplamının yüzde 7 dolayında olduğunu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Yasası uyarınca bu bankaların hepsini birden aktif toplamı yüzde 13 olan bir bankanın almasının mümkün olduğunu kaydetti.
       
MEVDUATA GÜVENCE VE PAZAR İLİŞKİSİ
       
Müftüoğlu, mevduata, yüzde 100 kamu güvencesi sağlanmasının piyasanın oluşması açısından doğru olmadığını; ancak bankacılığı da içine alan para ve sermaye piyasasının, pazar mekanizması içinde özel bir yeri bulunduğuna işaret etti. Bu sektördeki en küçük bir dalgalanmanın bile tüm piyasayı etkilediğini belirten Müftüoğlu, bu nedenle bankalara diğer sektörlerde olduğu gibi “piyasayı terk et, ne olursa olsun” demenin mümkün olmadığını söyledi.
       Müftüoğlu, bu hassas dengeler nedeniyle para ve sermaye piyasasının özel düzenlemeye tabi tutulmasının doğal olduğunu belirtti. Devirlerde “vergi avantajı” sağlamanın da piyasa ve rekabet açısından “istenebilir” bir durum olmadığını anlatan Müftüoğlu, ekonominin gerçeklerinin bazen böyle avantajların sağlanmasını zorunlu kılabileceğini kaydetti.
       
İGSAŞ’A REKABET FRENİ
       
İstanbul Gübre Sanayi A.Ş.’nin (İGSAŞ) özelleştirme yoluyla Toros Gübre A.Ş.’ye satışına “hakim durum ve ihlale yol açabileceği” gerekçesiyle izin vermediklerini açıklayan Müftüoğlu, özelleştirmelerde verilen bedelin yanı sıra diğer etmenlerin de göz önünde bulundurulmasının önemine işaret etti.
       İGSAŞ’ın Toros Gübre’ye satılmasının reddedilme gerekçeleri konusunda da bilgi veren Müftüoğlu, iki kuruluşun birleşmesinin üre üretimi konusunda önemli bir kuruluş haline gelmelerini sağlayacağını ve Türkiye’deki üre üretiminin yüzde 50’sini gerçekleştirecek duruma geleceklerini bildirdi. Türkiye’de tek üre üreten kuruluşun İGSAŞ olduğunu ve İGSAŞ’ın İzmir’de, Toros Gübre A.Ş’nin de Akdeniz’de iskelesi bulunduğunu anlatan Müftüoğlu, söz konusu satışın, dağıtım konusunda da bu iki kuruluşu bir güç haline getireceğini bildirdi.
       Yine Türkiye’de üre ithalatının büyük kısmının bu iki kuruluş tarafından yapıldığına da dikkat çeken Müftüoğlu, bütün bu özellikler nedeniyle söz konusu satış ile üre piyasasında bir hakim durumun yaratılması veya bu hakim durumun güçlendirilmesinin söz konusu olacağı sonucuna vardıklarını kaydetti. Müftüoğlu, bütün bu gerekçelerle İGSAŞ’ın Toros Gübre’ye satılmasının reddedildiğini bildirdi.
       Sağlıklı bir piyasanın, liberalizmin babası olarak bilinen Adam Smith’in teorisini geliştirdiği “görünmez el” tarafından arz ve talep dengesine bağlı olarak oluşmasının esas olduğunu anlatan Müftüoğlu, “mafyanın” görünmez elin yerine geçtiği yerde piyasadan ve rekabetten söz edilemeyeceğini kaydetti.
       
’6 TRİLYON’UN ÜZERİNDE CEZA KESİLDİ’
       Rekabet Kurumu Başkanı Tamer Müftüoğlu, Ekim ayı sonu itibariyle Rekabet Kurulu’na bin 317 adet başvuru yapıldığını belirterek, bunlardan 738’inin rekabet ihlali ile ilgili olduğunu kaydetti.
       Üç yıllık süre içerisinde yapılan toplam bin 317 başvurudan 315’inin muafiyet ve menfi tesbit ile ilgili olduğunu, bunlardan 94’ünün karara bağlanırken 221’i hakkındaki incelemelerin sürdüğünü belirten Müftüoğlu, birleşme ve devralmalarla ilgili Kurul’a yapılan 218 başvurudan 206’sının karara bağlandığını, 12’si hakkındaki incelemelerin ise devam ettiğini kaydetti.
       Tamer Müftüoğlu, Kurul’un şimdiye kadar kendilerine yapılan başvurular ile ilgili 6 trilyon liranın üzerinde ceza verdiğini belirterek, ancak bu cezalardan 500 milyar liraya yakın kısmının tahsil edilebildiğini çünkü para cezalarının yargı onayından sonra kesinleşebildiğini bildirdi. Müftüoğlu, Rekabet Kurumu’nun deprem ve 8 yıllık eğitime katkı payı olarak da 40 trilyon lira verdiğini bildirdi.
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları