|
|
05 Kasım İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) TÜBİTAK Konut Araştırmaları Ünitesi tarafından yapılan araştırmadan derlenen bilgilere göre, Türkiyede ilk kez 2. Dünya Savaşı yıllarında ortaya çıkan ve 52 yıl önce büyük kentlerde 25-30 bin dolayında olan gecekondu sayısı, kısa sayılabilecek bu süre içinde 2 milyona çıktı. |
Ülke genelindeki gecekonduların büyük bölümünün yer aldığı İstanbulda ise ilk gecekondu, 1946 yılında Zeytinburnu Kazlıçeşmede görüldü. İldeki toplam gecekondu sayısı 1949da 5 bin olarak belirlenirken, bunlardan 3 bin 218inin Zeytinburnunda bulunduğu tespit edildi. AFFIN OYNADIĞI ROL İstanbuldaki gecekondu sayısı, 1949 yılından itibaren çıkarılan çeşitli af yasaları ile hızlı bir artış gösterdi. Bu sayı 1950de 8 bin 239, 1959da 61 bin 400 ve 1963te 120 bine ulaştı. 1963 yılında İstanbul nüfusunun yüzde 35i, gecekondu alanlarında yaşayanlardan oluştu. 1960-70 yılları arasındaki dönemde gecekondu ticari bir boyut kazanmaya başladı. 1960lı yıllara kadar yapım sürecinin her aşaması, yaşayacak ailenin ya da yakınlarının bulunduğu gecekondular, adını anımsatacak şekilde toplama malzemelerle çok kısa sürede yapılıyordu. Kente yerleşen gecekonducular, gecekondularını büyüterek ya da yenilerini yaparak kiraya verdiler. Böylece gecekondu-kiracılığı dönemi başladı. ARAZİ MAFYASI 1970-80 arasında ise gecekondu tümüyle ticari amaç haline geldi. Bu yıllarda hazine, belediye ya da diğer kamu kuruluşlarına, hatta özel şahıslara ait arsaları işgal eden ve üzerine gecekondu yaparak ihtiyaç sahiplerine satan organize gruplar ortaya çıktı. Ayrıca 1970lerden itibaren gecekondular artık çok katlı apartman görüntüsü almaya başladı. 1980li yıllarda gecekondu alanları için af yasaları ile birlikte getirilen imar-ıslah planı kavramı, daha sonraki yıllarda bazı ilçe belediyelerince, büyükşehir belediyesinin denetiminden kaçarak yeni alanları yerleşmeye açmak için bir araç olarak kullanıldı. Eski gecekondu mahalleleri, dönüştürülerek apartmanlaştı, ulaşım olanaklarının artmasına ve sanayinin gelişmesine paralel olarak da yeni gecekondu alanları oluştu. APARTKONDU 1973 yılında Boğaziçi, 1989da da Fatih Sultan Mehmet köprüleri ve çevre yollarının hizmete açılmasıyla Hasköy, Gürsel, Kağıthane, Çağlayan, Harmantepe, Gültepe, Telsizler ve Ortabayırdaki gecekondulaşma apartmanlaşmaya dönüştü. 1980li yılların ikinci yarısında Sarıgazi, Samandra ve Sultanbeyli, kaçak apartmanlardan oluşan gecekondu kenti olarak gelişti. 1990lı yıllarda Atışalanı, Esenler, Güngören ve Bakırköy merkezinde yer alan sanayi yerleşmeleri çevrelerinde ve Yenibosna, Sefaköy asfaltı boyunca Kocasinan, Küçükçekmece, Kirazlı, Güneşli, Halkalı sanayi alanları çevresinde gecekondu apartman alanları oluştu. GAZİOSMANPAŞANIN YÜKSELİŞİ İstanbuldaki en büyük gecekondu gelişmelerinden biri 1950li yıllarda Taşlıtarlada ortaya çıktı. Buradaki yerleşme, 1950-51 yılları arasında Bulgaristandan gelen göçmenlerden 2 bin 14üne devlet tarafından göçmen mahallesi kurulmasıyla başladı. Bu mahalleye, 1954 yılından sonra Yugoslavyadan gelen göçmen aileler de yerleştirildi. Mahallenin kurulması, alanın kent merkezine bağlantısını da güçlendirdi. Eyüp-Topçular, Topkapı-Maltepe sanayi alanlarına yakınlığı ise gecekondu gelişmesini teşvik eden önemli bir etken oldu. Hızla gelişen mahalle 1958de Göztepe adıyla bucak, 1963te de Gaziosmanpaşa adı altında ilçe haline geldi. Hızlı gecekondulaşma ile 1970 yılında nüfusu 70 bini bulan Gaziosmanpaşa, 1997 nüfus sayımında 649 bin 648e, resmi olmayan sonuçlara göre de son nüfus sayımında 754 bin 790a ulaştı. Gaziosmanpaşa böylece İstanbulda en fazla nüfusa sahip ilçe haline geldi. GECEKONDU KENTLERİ OLUŞTU Söz konusu araştırmaya katılan İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nuran Zeren Gülersoy, 1990lı yılların sonunda İstanbuldaki yerleşik alanların yüzde 55inin gecekondu alanı olduğunu, düzensiz yapılaşma olarak tanımlanan alanlarla birlikte bu oranın yüzde 75e yükseldiğini söyledi. Prof. Dr. Gülersoy, barınma amacıyla ortaya çıkan gecekonduların özellikle çıkarılan af yasaları ile bugün tamamen ticari boyut kazandığını vurgulayarak, sadece barınma ihtiyacından doğan gecekondu, bir arazi mafyasının eline düştüğünde kent haline gelmiş. Bunun en tipik örneği Sultanbeyli ve Sarıgazi dedi. 1980li yıllarda gecekondu sahiplerine kendi parselleri üzerinde 4 kata kadar yapı yapma izni verildiğini hatırlatan Prof. Dr. Gülersoy, şöyle konuştu: Mevcut tek katlı yapılar dönüşerek apartmanlaşmış, ulaşım olanaklarının artmasına ve sanayinin gelişmesine paralel olarak gecekondu kentleri oluşmuştur. Bunlar 1980li yıllardan itibaren görülen yerleşmeler. Ümraniye, Sultançiftliği, Sarıgazi, Pendik ve Maltepenin civarı bu şekilde gelişen alanlar var. | ||||
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||