| | | | Meral Çatlı, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, Susurluk olayının çeşitli kişilerce mevki, makam ve siyaset uğruna çarpıtıldığını öne sürdü. Olayları herkesin kendi işine geldiği gibi yorumladığını anlatan Çatlı, şunları söyledi:
“Benim için tek gerçek, eşimi bu kazada kaybetmiş olmamdır. Kızım Gökçen bir kitap yazdı. Susurluk ve altında yatan gerçekler nedir, neden Susurluk gelişmeleri çarpıtıldı, neden devlet içinde devlet imajı yaratıldı? Tüm bunlar kitap içinde gözler önüne serildi. Kitabın ismini şimdilik gizli tutuyoruz. Kitapta en büyük belge, benim sözümdür, yaşadığım hayattır. 15 Kasım’da kitap piyasaya çıkacak. O zaman tüm gerçekler su yüzüne çıkacak.”
“DOSYA YENİDEN AÇILACAK”
İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Fransızca Bölümü’nde okuyan Gökçen Çatlı da, babası Abdullah Çatlı’nın arkasında canlı belgeler bıraktığını kaydetti. Gökçen Çatlı, şöyle konuştu:
“Susurluk içine Abdullah Çatlı gibi bir şahsiyeti yerleştirmeye çalışırlarsa, Çatlı ailesi de kitap yazmaya karar verir. O zaman Susurluk gerçek hatları ile yeniden açılır. Kitapta Çatlı gerçeği ilk defa açıklanacaktır. Umarım bu ilk ama son olmayacaktır. Çünkü, 4 yılda canımızı fena bir şekilde yaktılar. Abdullah Çatlı’nın bıraktığı canlı belgelerden bazıları, cesaret eksikliği yaşadıklarından Abdullah Çatlı’yı Susurluk’un içerisine çektiler. Annem ve ben Susurluk’un canlı şahitleriyiz. Susurluk dosyası yeniden açılacak.” Daha sonra, Abdullah Çatlı’nın mezarı başında Kuran okunarak, dua edildi.
| |
Susurluk perdesi hala aralanmadı
