Home page
Haber Menüsü


Untitled Document

Konu: Hizbullah Operasyonu
Konuklar: NTV Muhabiri Erdoğan Durna, NTV Siyaset Danışmanı Ruşen Çakır

Erdoğan Aktaş: İyi akşamlar. Geçtiğimiz Ocak ayında başlyan Hizbullah Örgütü'ne yönelik operasyonlar devam ediyor. İstanbul polisi tamamen çöktüğüne inanılan Hizbullah'ın yeni yönetimini ele geçirdi. Ve hizbullah'a yönelik bu operasyonu ve örgütün son durumunu Yakın Plan'a alıyoruz...hizbullah'a yönelik ikinci büyük operasyonda, aralarında örgütün yeni lideri Mehmet Sudan'ın da bulunduğu on beş kişi gözaltına alındı. İstanbul emniyetinin gerçekleştirdiği operasyonda gözaltına alınan militanların bir bölümü tatbikat için Güneydoğu Anadolu'ya gönderildi. 17 ocak 2000 tarihinde Beykoz'daki hücreevine düzenlenen operasyonda Türk Hizbullahı’nın kurucusu Hüseyin Velioğlu öldürülmüş,  askeri kanat sorumlusu Edip Gümüş ve Arşiv Sorumlusu Cemal Tutar sağ olarak yakalanmıştı. Bu operasyonla terör örgütü Hizbullah tamamen çözülmüş, örgüt arşivi ele geçmişti. Bu arşiv sayesinde de umut operasyonu yapılmış ve Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Ahmet Taner kışlalı cinayetleri aydınlatılmıştı. Hizbullah'ın tamemen çökertildiği fikri kamuoyuna hakim olmuşken, İstanbul İstihbarat Şubesi Örgütün peşini bırakmadı. Aylar süren bir çalışmayla Hizbullah'ın sanıldığı gibi ortadan kalkmadığı, yeni bir liderin yönetiminde toparlanmaya çalıştığı ortaya çıktı. Ve geçen hafta, Hizbullah örgütüne yönelik bir operasyon daha yapıldı. Hizbullah'ın yeni lideri Mehmet Sudan. Polis, daha önce de örgütün beyin takımında yer alan Mehmet Sudan'ın, Beykoz'daki operasyonda  öldürülen Hüseyin Velioğlu'nun yerine geçtiğini tespit etti. Hizbullah şurası toplantı sırasında yakalandı. Takibini sürdüren istihbarat şubesi, örgütün yeni bir "şura" oluşturduğunu da saptadı. Ve örgüt yönetimi, bir şura toplantısı sırasında yapılan düzenlenen baskınla Kartal'da ele geçirildi. Operasyonda, Hizbullah'ın yeni lideri olduğu açıklanan Mehmet Sudan'ın yanısıra, aralarında örgütün Diyarbakır, Bingöl ve Erzurum sorumlularının da bulunduğu on beş kişi gözaltına alındı. Yakalanan militanlardan birinin iki hafta önce Erzurum'da bir polisin şehit edildiği operasyondan kaçmayı başardığı belirlendi. Gözaltındakiler Güneydoğu'da da sorgulanacak geçen haftadan buyana İstanbul terörle mücadele şubesinde sorgulanan militanların Güneydoğu Anadolu bölgesindeki bazı illere götürülerek burada sorgulanacağı öğrenildi. Polis, bu militanların yer göstermeleri sonucu yeni mezarevlerin ortaya çıkartılabileceği, Hizbullah vahşetinin boyutlarının büyüyebileceği görüşünde. Yakalanan yeni isimler örgüt için çok önemliydi. Belki polis titiz davranmasa yeni katliyamlara bu isimler imza atacaklardı. Sorulacak çok soru var ve telefon hattımızda da meslektaşlarımız arasında bu sorulara en iyi yanıt verebilecek isimlerden NTV Muhabiri Erdoğan Durna var. Erdoğan on beş kişi daha göz altına alındı bir kişinin ismini de duyuyoruz, diğerlerinin kimlikleri hakkında bilgi var mı?
Erdoğan Durna: Evet Erdoğan Hizbullah militanları arasında altı kişinin ismi daha belli. Bunlar biraz önce Diyarbakır’a ve oradan da Bingöl’e gönderilmek üzere yola çıkan kişilerin isimleri. Örgütün lideri Mehmet Sudan dışında Medine Kağan, Eyüp Kişi, Selim Kağan, Fruk Ünaltan ve Yasin Demir’in isimlerini öğrendik. Birde Cengiz Doğan adlı bir militan var. Bunların isimlerini öğrendik ve bu isimler dışında dokuz kişinin daha ismi var. Yalnız polis sessiz davranıyor, diğer isimleri almamız mümkün olmadı. Ancak Erdoğan ben operasyonla ilgili bir şeyler anlatmak istiyorum öncelikle. Maltepe’deki hücre evinin yeri İstihbarat Şubesi’nin aylar süren çalışmaları sonucu belirlendi. Aldığı darbeler sonucu dağılma sürecine giren Hizbullah’ın yeniden toparlanmaya çalıştığını belirleyen İstihbarat Şubesi Ekipleri, Terörle Mücadele Şubesi Ekipleri ile birlikte bir baskın düzenledi bu eve. Dört daireli büyük bir apartmandaydı bu hücre evi. Son derece titiz davranıldı, başka kişilerin zarar görmemesi için titiz bir çalışma yapıldı ve ilk operasyonda Mehmet Sudan’ın da aralarında bulunduğu dört militan yakalandı. Burda göz altına alındı bu kişiler ve evde sekiz aylık hamile bir kadın da vardı. Bu kadın göz altına alınmadı. Burda terörle mücadele ekipleri bir kararkol kurdu ve daha sonra buraya şura toplantısı için gelen on militan da böylece yakalanmış oldu.

Erdoğan Aktaş: Erdoğan bu konuyla ilgili önemli bir soru daha var. Mehmet Sudan’ın örgütün yeni lideri olduğu söyleniyor. Ancak bu örgütten konuşulurken başka isimlerde geçiyordu. Mehmet Sudan’ı polis nasıl değerlendiriyor? 
Erdoğan Durna: 17 Ocak’da Hüseyin Velioğlu’nun öldürüldüğü operasyonda örgütün iki numaralı ismi, Askeri kanat sorumlusu Edip Gümüş ve Arşiv Sorumlusu Cemal Tutar yakalanmıştı. Bunun üzerine örgüt İsa Asisoy, Hacı İnan, Hacı Bayancık ve Mali işlerden Sorumlu Sıhattin Örük’ün oluşturduğu bir şura tarafından yönetiliyordu. Ayrıca Mehmet Sudan da var bu şurada. Yalnız İstanbul Polisi’nin uzun süren çalışmalarının sonucu bundan yaklaşık iki ay kadar önce Kartal’da bir hücre evine bir baskın daha düzenlendi. Bu baskında Diyarbakır Sorumlusu Mahmut Demir öldürülürken Örgütün Şura Üpesi Hacı İlhan ve Dini Lideri Enver Kılıçaslan yakalandı. Bu operasyonun ardından örgütün Hüseyin Velioğlu’ndan sonra lideri bakılan ismi İsa Soy Almanya’ya kaçtı. İsa Soy’un Almanya’ya kaçması üzerine örgüt yeniden toparlanma çalışmaları içine girdi ve bu sefer Mehmet Sudan örgütün lideri olarak ortaya çıktı ve bir şura toplantısı için Kartal’da bu hücre evinde buluştular bu kişiler.

Erdoğan Aktaş: Teşekkürler Erdoğan. Tabiki bu bilgiler çok önemli ve anlaşılan o ki operasyonlar bundan sonra da devam edecek. Peki bu örgütü bundan sonra nasıl değerlendirilmeli? Konuğumuz NTV Siyaset Danışmanı Ruşen Çakır. Ruşen bu aşamadan sonra nasıl değerlendiriyorsun Hizbullah’ı?
Ruşen Çakır: Hizbullah yirmi yılı aşkın bir geçmişi olan bir örgüt, gerçek bir örgüt. Yani islami hareket içerisinde bir çok örgüt, Hizbullah yirmi yıllık çok ciddi bir örgüt, illegal islamcı bir örgüt. Bir yıldır operasyon sürüyor, çok ciddi darbeler aldılar. Ancak bunun böyle bir kaç operasyonla bitebilecek bir örgüt olduğunu sanmıyorum. Tabi bu polisye olay belki ama Hizbullah Güneydoğu’da belli bir tabanı olan ve Güneydoğu’nun dışında da büyük şehirlere göç etmiş, hatta Avrupa’da yaşayan Güneydoğu kökenli insanlar arasında belli bir toplumsal karşılığı olan bir yapı, bunu gördük. Bitlis’de söylendiği anda Hüseyin Velioğlu’nun cenazesinde gördük, mezarı başındaki şeylerde gördük, Van’da çatışmada gördük, Diyarbakır’da çatışmalar var. Yani örgüt belki eski örgüt değil ama böyle bir Hizbullah  gerçeği var. Daha geçenlerde Elazığ Cezaevi’nde ayaklanma gibi bir direniş yaptılar. İlk defalar islamcılar İBDA-C’yi saymazsak ciddi bir direniş yapıyorlar. Bu da şunu gösteriyorki bu Hizbullah gerçeği bir süre daha Türkiye’nin gündeminde yer alacak. Ama eskisi kadar güçlü olmayabilir veya yeni yöntemler deneyebilir onu bilemeyiz.

Erdoğan Aktaş: Peki bu aşamadan sonra örgütün kitle tabanını nasıl değerlendirmek gerekiyor? Özellikle altını cizdiğin buydu az önce.
Ruşen Çakır:
Evet kitle tabanı var. 28 Şubat sürecinden itibaren bir çok Türkiye’deki islami grupların ikisinin de tabanında çok büyük kırılmalar oldu. Ancak Hizbullah için aynı şeyi bire bir söylemek mümkün değil. Zaten Hizbullah’ın şiddeti öne çıkaran, tam bir rejimdar çıkaran radikal şeyi Güneydoğu’da belli bir taban buluyor. Bunu büyük şehirlerdeki diğer cematlerden olan uzaklaşmanın ve bunlar için geçerli olduğunu söylemek mümkün değil, tam söyleyemeyiz. Hatta bazı durumlarda cematlerin islam karşısında yenik düşmesinden dolayı hayal kırıklığına uğrayan bir takım insanların Hizbullah gibi yapılanmalara hala radikal çizgisini sürdüren yapılanmalara yönelmesi bile söz konusu olabilir. Yalnız bunun ikisini beklemek gerekiyor. Hizbullah acaba polisle çatışma dışında kendisine yönelik operasyonlar dışında kendisi bir operasyon yapmayı düşünüyormu? Yani Hizbullah henüz eleme geçmiş değil, belki de hiç geçmeyecekbunu bilemiyoruz. Ama Hizbullah kendisi iradesiyle bir eylem aşamasına geçerse ki bu ihtimal dahilindedir. Bunun vereceği, buna verecek karşılıklara bakmak gerekir, bunu beklemek gerekiyor. Ayrıca anladığım kadarıyla polis bayağı bir sızmış durumda örgüte ve sürekli operasyonlar yapıyor. Belik de bir eyleme geçemeden örgüt ciddi bir anlamda çözülmeye gidilebilir.

Erdoğan Aktaş: Bu yıl başında yapılan operasyonlarda örgüte çok büyük darbe vurulacağı söyleniyordu, nitekim bunu daha sonra da yaptığımız yayınlarda da Hizbullah’ın bir şekilde toparlanma sürecine girdiği yada bunun için adım atacağı söyleniyordu. Erdoğan Durna’nın verdiği bilgiler ve detaylar çok önemli. Şura toplantısı sırasında bir operasyon yapılmış. Bundan sonra yine örgütlenmek yada örgüte yeni lider seçmek için yada belki daha farklı taktikler geliştirmek için neler yapılır? Böyle bir örgüt nasıl bir yol izler?
Ruşen Çakır:
Ben bu örgütün üst düzey bir takım kadrolarının hala var olduğunu tahmin ediyorum. Çünkü dediğin gibi yirmi yıllık bir örgütlenme ve yirmi yıl boyunca dokunulmamış bir örgütlenme, devlet bu örgüte dokunmadı. Bilerek veya bilmeyerek dokunmadı. Bu örgüt çok rahat örgütlendi ve çok sayıda elemanları var ve bu elemanların nerde ve nasıl olduğunu tam bilmiyoruz. Beli polis biliyordur ama bir takım hiç bilmediğimiz isimler de ortaya çıkabilir. Polisin şimdiye kadar duyurmadığı isimlerde ortaya çıkabilir. Bu örgüt şimdiye kadar kendi kendini yenileyebilme kapasitesine sahip olduğunu gösterdi. Çünkü tekrar söylüyorum islamcı gruplar içerisinde örgüt tanımına en yakın olan yapılanma İlimciler denilen bu Hizbullah grup. Şu anda üst üste bir yıldır yaşanan olaylardan sonra nasıl bir şeye girdiklerini tam kestiremiyoruz. Ama ben şey diye tahmin ediyorum yeni bir takım Türkiye sorunları çıkar ve bu örgüt en azından Hüseyin Velioğlu ve diğerlerinin intikamını almak için hala devlete karşı, sisteme karşı mücadele etmek isteyecek bir takım Hizbullahçılar Türkiye’de olacaktır.

Erdoğan Aktaş: Son olarak cezaevinde çıkardıkları veya çıkarmaya çalıştıkları isyan bir anlamda kitle tabanına yada dışarıdaki Hizbullahçılara da mesaj algılanabilir mi?
Ruşen Çakır: Kesinlikle. Çünkü artık Hizbullah gerçeği var ve bunun önemli bir ayağı cezaevinden kalkacak. Cezaevlerinde belki yüzlerce Hizbullah militanı, sempatizanı vs. var. Ve bunların orada nasıl var olacağı, nasıl duracağı, Hizbullah’ın dişarıda nasıl duracağı içinde bir gösterge olacaktır. Daha önce solda bunu yaşadık. Cezaevlerinde eylem içerisinde olmayan sol örgütler büyük ölçüde söndüler. Hizbullah da varlığını sürdürmek istiyorsa cezaevlerindeki militanların da tıpkı PKK’nın da bir zamanlar yaptığı gibi harekete geçirmesi gerekiyor ve Elazığ’daki bu olayı mesaj olarak değerlendirebiliriz.

Erdoğan Aktaş: Çok teşekkür ederim katıldığın için. Hizbullah operasyonlarını ve bu örgütün son durumunu Yakın Plan’a aldık iyi akşamlar.

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları