| | | Açıkçası bu soru sorulduğunda açıklayıcı bir cevap gelme umudumuz azdı. Yılmaz’ın cevabı kısaydı, bu konuda BDDK yetkilidir.” Biz BDDK başkanının hemen hemen hiç konuşmadığını düşünür ve ekonomik istikrar programına önemli bir yük oluşturacak bu konunun ne olacağını merak ederken, Üst Kurul Başkanı Zekeriya Temizel’in çalışkan ve dürüst kişiliğine güvenimiz nedeniyle çok da endişeli değildik.
Nitekim Temizel, Cuma günkü el koyma olayının zamanlamasıyla bile görevini nasıl da doldurduğunu birkez daha kanıtladı. Herkes İş-Tim’in sözleşme imzalayıp imzalamıyacağına odaklaşmışken, gizliden gizliye çalışmalar yürütülmüş ve el konulma saati ve hatta günü de özenle seçilmişti.
Akşam saat 18:12’de ilk haber Anadolu Ajansı’ndan geldi, üstelik Cuma’ydı. Piyasalar kapanmış, bir gün once akşam saatlerinde dedikodular dolaşmamış ve bilgi sızmamıştı (en azından şimdilik görünüm bu). Piyasalara konuyu değerlendirmesi ve soğukkanlılığını kazanması için en azından 62 saat süre tanınmıştı. İş-Tim’den bir kaç ay içinde gelecek paraların bir kısmı, yine güme gidecek gibi duruyordu, ama İş-Tim sözleşme haberi olmayıp, hafta arası bu haber açıklansaydı, borsaya ve faizlere etkisi nasıl olurdu bir düşünmekte fayda var.
Zekeriya Temizel’in açıklmalarına gore bankacılık sektörünün toplam aktifleri 142 milyar dolar. Sistem çok küçük, ABD ve Avrupa ülkelerindeki bankaların aktif toplamları bizim sektörümüzün büyüklüğünü kat be kat geçiyor. Ekonominin büyüklüğüne kıyaslandığında bile rakamlarımız çok küçük.
SEKTÖRÜN YAPISI ÇOK İLGİNÇ
Sektörün yapısı da son derece ilginç hale gelmeye başladı. Bankalar Birliği’nin son verilerine gore (ki internet sayfalarında henüz Etibank ve Bank Kapital’i güncellememişler) mevcut 81 bankanın 19’u yatırım ve kalkınma bankası. Onların özellikleri ve çalışma sistemleri farklı. 5’i Türkiye’de kurulu 14’ü şube açnış olmak üzere 19 yabancı banka var. Geriye kalan 43 bankanın 4’ü devlet bankası, 29’u ise özel sermayeli ticaret bankaları.
10 tanesi ise Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nda biriken (!) bankalar. Bu sayının artmaması en büyük dileğimiz, ama şu ana kadar olan gelişmelerin gösterdiği sektörde sanki bir konsolidasyon yavaş yavaş oluyor. 5 tane grubun 11 tane bankayı kontrol ettiğini varsayarsak, geriye 18 banka kalıyor.
Fon bankalarını 1, 11 grup bankasını 5 banka olarak varsayarsak toplam özel sermayeli ticaret bankası sayımız 24’e iniyor. 4 tane kamu bankasını da üstüne ekleyelim. Etti 24. Böylece 15 tane banka elimine oluyor.
Türkiye gibi bir ülke için de 24 ticaret banka adedi gayet normal diye düşünüyoruz. Bundan sonrası için kalan bu bankaların sermaye yapılarının zayıflamasına imkan verilmemesi. BDDK bu konudaki boşluğu gayet güzel dolduracaktır diye düşünüyoruz. Ekonomik istikrar programının başlangıcında yabancı bankacılık gruplarının Türkiye’ye olan ilgilerini açıkça beyan etmeleri de, yeni ekonomik ortama uyum sağlama yönünde bankaların yabancı ortak ve kaynak bulma yönündeki umutları artırıyor.
|
|