Home page
Haber Menüsü


Savaş filmlerinden seçtiklerimiz
 
Pek çok film yapıldı savaşı anlatan. Kimi yönetmenler ırkçılıkla suçlandı, kimileri olanları gerektiği gibi eleştirememekle.   İnce Kırmızı Hat
"İnce Kırmızı Hat"tan bir sahne
 
NTV-MSNBC
23 Ekim —  Hollywood’un ‘Amerikanlık’tan sıyrılarak yaptığı savaş filmi bir elin parmaklarını geçmez. Biz yine de şimdiye kadar yapılmış en iyi savaş filmlerini biraraya topladık. “Kwai Köprüsü”nden “Er Ryan’ı Kurtarmak”a, “İnce Kırmızı Hat”tan “M*A*S*H”e, en iyi savaş filmleri...

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
APOCALYPSE NOW (1979)
       
Apocalypse Now
Apocalypse Now        Yönetmenliğini Francis Ford Coppola’nın yaptığı film, sadece aklını kaçırmış bir adamı değil, onun çevresinde dönen olayları ve efsaneleri de konu alıyor. Savaş tabi ki cehennem gibi ama bir savaş filmi çekmek de onun kadar zor. Bu film de büyük zorluklarla çekilmiş. Filipinler’de çekilen bölümler sırasında, gerillalar çatışmış, tayfun patlamış ve bütün set yıkılmış. Tüm bu zorluklara rağmen “Apocalypse Now” oldukça başarılı bir savaş filmi. Yüzbaşı Willard (Charlie Sheen), orduda görev alan bir nişancıdır. Kamboçya’ya, ordunun emrinden çıkan Albay Kurtz’u (Marlon Brando) öldürmek için gönderilir. Yol boyunca başından türlü türlü olaylar geçen Willard anlar ki sadece Albay Kurtz değil, tüm Kamboçya delirmiştir.
       
DR. STRANGELOVE (1964)
       
       Bu filmde ne kan dökülüyor ne de düşmanla karşılaşılıyor ama “Dr. Strangelove” yine de bir savaş filmi. Ve belki de en iyi filmlerden birisi çünkü düşmana o kadar uzaklıkta vatanı korumaya çalışan insanların mantığını çok güzel aktarıyor beyazperdeye. Psikopat Jack T. Ripper’ın eline B-52 bombası geçer ve bununla Sovyetler Birliği’ni yok etmek ister. Başkan (Peter Sellers) ona ve ekibine yaptıkları hatayı anlatarak olayı çözmeye çalışır ama başarılı olamaz. Bunu üzerine devreye giren Dr. Strangelove, insanlığın yarsının ölümüne sebep olacak gizli programın startını verir. Yönetmenliğini Stanley Kubrick’in yaptığı “Dr. Strangelove”, başarılı bir savaş filmi.
       
DAS BOOT (1981)
       
Das Boot

Das Boot
       Afişine baksanız “Kusursuz Fırtına”da sanırsınız kendinizi. Anlaşılan Wolfgang Peterson o zamanlardan tarzını tutturmuş ve denize olan sevdasını filmlerine konu etmeye başlamış. “Das Boot”, izleyicinin gözünü düşmandan yana çevirdiği ve onu ilk kez ‘insan’ olarak gördüğü film. Bir Alman hücumbotundan geçen “Das Boot”, klasik savaş filmlerinin klişelerinden farklı olarak, koca bir savaşın ortasında bulunan bir mürettebatın, kendilerince verdikleri savaşı anlatıyor.
       
M*A*S*H (1970)
       
       TV dizisi 11 sezon boyunca aralıksız oynamış olsa da “M*A*S*H”in sinema filmi daha başarılıydı. Robert Altman’ın en başarılı yapıtlarından biri ve savaşı konu alan en komik filmlerden biridir “M*A*S*H”. Kore Savaşı sırasında gezici hastaneye katılan iki genç cerrah, Tokyo’da bir kongre üyesinin oğlunu ameliyat etmekten tutun da yanlarındaki hemşirenin gerçek sarışın olup olmadığını anlamlarına kadar pek çok macera yaşarlar. Filme başarısını sağlam senaryosunun yanısıra Amerika’nın uzak topraklardaki savaşlarını eleştirmesi de sağladı denebilir.
       
PATHS OF GLORY (1957)
       
       General Miro’nun unutulmaz repliklerinden biri “Birlikler disipline olmalıdır ve disiplin edinmenin bir yolu da adam vurmaktır”dır. Albay Dax ve adamları geçilmesi imkansız bir Alman sınırına gönderilirler. Burada ölüm kalım savaşı veren askerler, Genreal’in bir yıldız daha kazanabilmesi için ölümle burun buruna olduklarını anlayınca savaşmayı reddederler. General Miro da askerlerden bir kısmını mahkemeye verir. Aslında filmin mutlu sonla bitmesi gerekiyor, ancak kameranın arkasında Stanley Kubrick varken işler hiç de öyle olmuyor. Mahkemeye ifade vermeye gelen General Miro, adamlarının hayatından ‘havadan’ bahseder gibi bahsedince, artık onların hayatını ne bir adam (Kubrick), ne de “Birkaç İyi Adam” kurtarabilir.
Dr. Strangelove
Dr. Strangelove
       
ÖLÜM TARLALARI/KILLING FIELDS (1984)
       
       “Ölüm Tarlaları” savaşın neleri yok ettiğini değil de neleri yok edemediğini anlatan bir film. New York Times muhabiri Sydney Schanberg ve ortağı Ditch Pran’in arasındaki arkadaşlık, savaş şartlarının zorluğuna rağmen ayakta kalır. “Ölüm Tarlaları”, 1970’lerde yaşanan korkunç Kamboçya katliamını anlatıyor. Phnom Pehn düşünce Schanberg (Sam Waterston) ortağını Kızıl Kmer’lerin elinden kurtarmak için harekete geçer, ancak başarısız olur. Film bundan sonra savaştan etkilenenlerin askerlerin değil, aynı zamanda sivil halk da olduğunu anlatır. Filmde, gerçek hayatta Kamboçya’daki ölüm tarlalarından kaçan ve daha sonra Los Angeles’da vurulan Haing S. Ngor da rol alıyor.
       
MÜFREZE/PLATOON (1986)
       
Müfreze
Müfreze        “Müfreze”nin En iyi Film Oscar’ını almasının bir sebebi var. Çünkü bu film Oliver Stone’un 80’lerde çektiği ilk ve belki de kariyerinin en iyi filmi. Vietnam Savaşı’nı bütün çıplaklığı ile ortaya koyan filmde Charlie Sheen, William Dafoe ve Tom Berenger rol alıyor. Aynı filmde geçen bir replik gibi: “Bir olması gereken vardır, bir de gerçekten nasıl olduğu”. “Müfreze” iki anlamda da güzel bir film.
       
GLORY (1989)
       
       Ed Zwick’in ırkçılığı sorgulayan ve Amerikan sivil savaşı anlatan filmi aslında Hollywood liberalizmini aşmış sayılmaz ama yönetmenin niyeti iyi. ABD ordusunda savaşa katılan ilk zenci askerleri anlatan filmin kadrosunda da güçlü oyuncular var. Morgan Freeman ve Denzel Washington çok başarılı oyunculuk sergiliyorlar.
       
HELL IS FOR HEROES (1962)
       
       Bir grup Amerikan askeri, Almanları Siegfried hattının gerisinde tutmakla görevlendirilirler. Koskoca bir ordu karşısında yalnız kalan askerlerin tek bir çareleri vardır: Sayılarını çok göstermek. Savaşın içinde tek bir hikaye anlatan ve onu derinlemesine inceleyen film, özellikle Steve McQueen’in performansıyla çok başarılı.
       
KWAI KÖPRÜSÜ/THE BRIDGE ON THE RIVER KWAI (1957)
       
Er Ryan'ıI Kurtarmak

Er Ryan'ıI Kurtarmak
       Gösterime girdiği yıl yedi dalda Oscar alan “Kwai Köprüsü”, gurur ve önyargı üzerine bir film. Geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz Sir Alec Guiness’in komutan rolünde oynadığı filmde, Japonlar tarafından esir alınmış Amerikan askerlerinin yaşadıkları anlatılır. Japonlar, stratejik bir yerde kurulacak köprünün inşaatında Amerikan esirlerini çalıştırmak ister. Ekipte yer alan askerler bir yandan köprüyü inşa ederek Japonlar’a savaşta avantaj sağlamak istemezler, ancak bir yandan da yapamamayı kendilerine yediremezler. İkilemlerle, hastalıklarla, kötü muamele eden Japonlarla ve köprüyü yok etmek için gönderilen Amerikan askerleri ile boğuşan esirlerin filmi. Yapımında gerçek hayatta da binlerce askerin öldüğü Kwai köprüsü, şimdi hala ayakta.
       
ER RYAN’I KURTARMAK/SAVING PRIVATE RYAN (1998)
       
       Steven Spielberg’den insanın kafasına kurşun sıkan bir film. Normandiya çıkarmasında da görev almış bir grup asker, dört oğlunu savaşta kaybetmiş bir anneye son oğlunu geri götürmek için görevlendirilir. Savaşı, ast-üst ve insan ilişkilerini anlatan ama savaşın acı gerçeğini yüzünüze tokat gibi çarpan bir film. “Er Ryan’ı Kurtarmak”, gösterime girdiği sene, Oscar’ları da toplamıştı.
       
İNCE KIRMIZI HAT/THIN RED LINE (1998)
       
İnce Kırmızı Hat
İnce Kırmızı Hat
       İkinci Dünya Savaşı’nda geçen Guadalcanal Savaşı, Japonların Pasifik’teki varlığını etkileyecektir. Bir grup genç asker, stratejik bir tepeyi korumak için görevlendirilirler. Savaş alanında aile, arkadaşlık, aşk ilişkilerini anlatan, cephede düşmana karşı yürüyen her askerin aslında bir ailesi olduğunu, bir sevdiği olduğunu hatırlatan, birliğin içindeki askerlere tek tek mercek tutan bir film. Tepeyi savunan askerlerin idealleri küçüldükçe küçülür ve bir süre sonra artık savaşın stratejik öneminin yerini birlikte savaşan insanlar ve yaşama mücadelesi alır. “Er Ryan’ı Kurtarmak”la aynı sene gösterime giren film, savaş karşıtı mesajlar içerdiğinden olsa gerek onun yakaladığı başarıyı yakalayamamıştı.
       
FULL METAL JACKET (1987)
       
Full Metal Jacket

Full Metal Jacket
       Stanley Kubrick’in kariyerindeki en iyi filmlerden birisidir “Full Metal Jacket”. İki bölümden oluşan film, sona geldiğinde bitmemiş hissi uyandırır, ki bu özelliği ile bitmemiş bir Vietnam Savaşı’nı çok güzel yansıtır. İlk bölümde Çavuş Hartman’ın emrindeki askerlerin aldıkları temel eğitim ve cezalar anlatılır. Vietnam Savaşı’nın çirkin yüzünün gözler önüne serildiği bu bölümde, filmin en etkileyici sahneleri yer alır. İkinci bölümde ise bu askerlerden birini, Joker’i, “Stars and Stripes” dergisi için savaş muhabirliği yaparken izleriz. Kubrick’in en ‘çirkin’ görüntüleri bile çekinmeden sergilediği “Full Metal Jacket”, izleyenlerin kendilerini Vietnam’da hissetmelerini sağlayacak sahnelerle dolu.
       
 
       
    TOP5 38. Rotterdam Film Festivali başladı  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları