|
Hatta pompalanacak petrolün kaynağını oluşturan Bakünün tarihine bakıldığında ise uzun bir geçmiş dikkati çekiyor. İlk petrol üretiminin, Bakünün Bibiheybet semtinde, 1847 yılında gerçekleştirildiği Azerbaycanda, Nobel ödüllerinin kurucusu Alfred Nobel ve kardeşleri, 1872 yılında Baküde ilk Petrol Şirketini kurdu. 19. yüzyılın sonlarına doğru, bazı yabancı büyük şirketler Azerbaycanda petrol üretim çalışmalarına başladılar. 1900 yılına kadar Azerbaycanda 10 milyon ton petrol çıkarılarak işlendi. Bu miktar, eski Sovyetler Birliğinde çıkarılan toplam petrolün yüzde 95i, dünya petrol üretiminin ise yüzde 50sini oluşturuyordu. Azerbaycan petrolünün tüm dünyada kullanıldığı bu dönem, Azerbaycan Petrol Sanayii tarihinin birinci etabı olarak değerlendiriliyor. Bu dönemde, Azerbaycan petrol sanayii gelişti, Başkent Bakü, büyük sanayii kentine dönüştü. Bu gelişmelerin ardından 1918de Azerbaycan bağımsızlığını ilan etti ve demokratik bir devlet kuruldu. Azerbaycan halkı, kendi doğal zenginliklerinden yararlanabilme fırsatını yakaladı, ülkede büyük gelişmeler yaşandı. Ancak bu uzun ömürlü olmadı. İki yıl sonra, Azerbaycan bağımsızlığını kaybetti ve 1920de SSCBnin yönetimine girdi. İKİNCİ DÖNEM Bundan sonra Azerbaycan 70 yıl SSCB yönetiminde yaşadı. Bu dönem Azerbaycan Petrol Sanayii tarihinin ikinci etabı olarak kabul ediliyor. Bu zaman zarfında Azerbaycan petrol sanayii gelişimini sürdürdü, ancak petrol, SSCBnin çıkarları doğrultusunda ve SSCB yönetiminin istediği şekilde kullanıldı. 1944-45 yıllarında, İkinci Dünya Savaşı sırasında Azerbaycanda çıkarılan petrol, SSCBnin toplam üretiminin yüzde 75ine ulaşmıştı. Hazar Denizinden petrol çıkarma çalışmalarının geçmişi ise 1920li yıllara kadar uzanıyor. Ancak elle tutulur üretim, 7 Kasım 1949da bugün Neft taşları olarak adlandırılan bölgede gerçekleşti. Bakü-Ceyhanda nihai anlaşma yapıldı Azerbaycan petrolünün, sanayii usulü ile üretimine başlandığı dönemden bu yana ülkede, denizden ve karadan 1 milyar 325 milyon ton petrol çıkarıldı. Hazarın Azerbaycana ait kısmında 45 yılda 400 milyon ton petrol işletildi. Bu süre içinde, 400 milyar metreküp de gaz elde edildi. YENİ DÖNEM 1991de Azerbaycan bağımsızlığına kavuştu ve kendi doğal zenginliklerini istediği şekilde kullanabilme imkanını kazandı. Böylece Azerbaycan tarihinde yeni bir dönem başladı. Bu yıldan itibaren, batılı şirketlerin oluşturdukları uluslararası petrol konsorsiyumu ile Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi arasında Hazar Denizinin Azerbaycana ait sektöründe Azeri, Çırak ve Güneşli yataklarında petrol çıkarılması ve işletilmesiyle ilgili görüşmelere başlandı. Azerbaycan Halk Cephesinin 1992de iktidara gelmesinden sonra da sürdürülen görüşmeler, 4 Haziran 1993 olayları sonrası kesintiye uğradı. Cumhurbaşkanlığına getirilen Haydar Aliyevin, koşullarının tekrar incelenmesi gerekçesiyle askıya aldırdığı anlaşma, nihayet 20 Eylül 1994de Baküde imzalandı. PAY DEVRİ Azerbaycan, uluslararası konsorsiyumla 20 Eylülde anlaşmayı imzalamadan önce, kendi payının üçte birlik bölümünü Rusyaya devretti. Böylece, işin başında konsorsiyum içinde yüzde 30luk paya sahip olan Azerbaycanın elinde yüzde 20lik bir bölüm kaldı. Anlaşmanın Milli Mecliste onaylanarak yürürlüğe girmesinin ardından, belirlenen süre içinde, elinde bulunan hisselere düşen yatırım yükümlülüğünü yerine getiremeyen Azerbaycan, bunun üzerine, konsorsiyumdan ek süre talebinde bulundu. Bu arada, batılı birçok şirketle payın bir bölümünün devri konusunda görüşmeler yapıldı, İrana yüzde 5lik bir pay verilmesiyle ilgili bir de protokol imzalandı. Ancak, konsorsiyuma üye şirketlerin, özellikle de ABDnin karşı çıkması üzerine bundan vazgeçildi. Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, 3 Nisan 1995te en iyi teklifi veren ve kendi paylarına kalan bölümün yükümlülüklerini de üstlenen Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı ve ABDnin Exxon firmalarına da yüzde 5erlik bölüm devrettiklerini açıkladı. 34 MİLYAR DOLAR GELİR 1847den bu yana ilk kez, gerçek anlamda doğal zenginliklerinden yararlanabilme imkanını yakalayan Azerbaycan, 20 Eylül 1994de uluslararası konsorsiyumla imzaladığı anlaşma çerçevesinde, Hazar Denizindeki üç yataktan 30 yıl içinde çıkarılacak petrolden bugünkü değerlerle 34 milyar dolar gelir elde edecek. Toplam 511 milyon ton petrol üretimi gerçekleştirilirken, elde edilecek 55 milyar metreküp gazın tamamı ise Azerbaycana kalacak. Azerbaycan petrollerini batılı pazarlara Türkiye üzerinden ulaştıracak Bakü-Ceyhan boru hattı projesiyle ilgili bugün imzalanan anlaşmalarla, hattın yapımına dönük yeni bir sürece girildi. 2004 yılında petrolün akacağı hat, toplam 1,730 kilometre uzunluğunda planlandı. Hattın 468 kmsi Azerbaycan, 225 kmsi Gürcistan ve 1,037 km ise Türkiye topraklarından geçecek. Ankarada bu akşam, ev sahibi ülke ve anahtar teslimi yapım anlaşmaları ile hükümet garantisi belgesinin imzalanmasından sonra, projenin önünde, hayata geçirilmesi için herhangi bir sorun kalmadı Bu arada, Bakü-Ceyhan boru hattı projesini hayata geçirmek için Botaş ihaleye çıkarken, boru hattının işletimini AIOC üstlenecek. Bakü-Ceyhan boru hattı projesinde yazılı anlaşmaları görmek istediğini belirten uluslararası finans çevreleri ile AIOC arasında finans görüşmelerine de, nihai imzaların atıldığı ortamda başlanabilecek. MALİYET 2.4 MİLYAR DOLAR Alman PLE firmasına yaptırılan fizibilite çalışmalarına göre, Bakü-Ceyhan ham petrol boru hattı projesi, finansman giderleri ve içini dolduracak ham petrol hariç, 2,4 milyar dolara mal olacak. Bakü-Ceyhan ham petrol boru hattı, Bakü yakınlarındaki Sangachal terminalinden başlayarak, Gürcistan üzerinden Erzurum-Erzincan-Kayseri güzergahını takip ederek Ceyhanda son bulacak. Toplam 1,730 kilometre uzunluğunda planlanan hattın, 468 kilometresi Azerbaycan, 225 kilometresi Gürcistan ve 1037 kilometresi Türkiye topraklarında olacak. Boru hattının kapasitesi yıllık 45 milyon ton olarak planlanırken, bu kapasite 50 milyon tona yükseltilebilecek. Ayrıca yıllık 60 milyon ton kapasite için de proje çalışmaları devam ediyor. TEKNİK ÖZELLİKLER Proje için çeşitli boru çapları üzerinde duruldu. Ancak yıllık 45-50 milyon tonluk alternatif için optimizasyon yapılarak, çeşitli boru çapları belirlendi. Buna göre, 1613 kilometresi 42 inch (106.68 santimetre) olacak hattın 114 kilometresi 34 inch (86.36 santimetre), 3 kilometresi de 48 inch (121.92 santimetre) olarak hesaplandı. Boru hattı üzerinde biri Bakü, diğeri Ceyhanda olmak üzere 2 kontrol ve kumanda merkezi ile Tifliste bir gözlem merkezi öneriliyor. Sistemde 3 transfer istasyonu planlanırken, boru hattının işletimi sırasında gerekecek data ve ses haberleşmesinin, boru hattıyla birlikte döşenecek fiber optik kablo ve uydu sistemleri aracılığıyla gerçekleştirilmesi de yer alıyor. Boru hattı üzerinde 2si Azerbaycan, 3ü Gürcistan, 4ü de Türkiyede olmak üzere toplam 9 pompa istasyonu inşası öngörüldü. Bakü-Ceyhan boru hattı üzerinde 85 hat vanası ve 12 adet temizleme ve kontrol amaçlı ekipmanları boru hattına gönderme ve geri alma hizmeti verecek istasyon bulunacak. Hat vanalarının tamamı, uzaktan kumandayla kapatılacak şekilde tasarlandı. PROJENİN TARİHÇESİ Azerbaycan, bağımsızlığını kazanması ardından, 9 Kasım 1992de Hazar Denizinde yer alan Azeri, Çıraklı ve Güneşli sahalarında petrol arama, üretim ve paylaşımıyla ilgili Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi Socar, Botaş, Amaco, Pennzoil ve BPnin katılımlarıyla Baküde Ana İhraç Boru Hattı Çalışma Grubu Konsorsiyumu oluşturuldu. 9 Mart 1993te Türkiye ile Azerbaycan arasında hattın inşaatına ilişkin Hükümetlerarası Anlaşma imzalandı. 26-27 Mayıs 1993te, Socar, Botaş, Amoco, Pennzoil, Umocal ve BPnin arasında, İstanbulda COC Hazar Konsorsiyumu oluşturuldu. 21 Eylül-2 Ekim 1993te ana ihraç boru hattı konsorsiyumu tarafından Londrada Technical Evaluation of the Export Pipeline Route Option for the Purpose of Final Route Selection başlığıyla belge hazırlandı ve Socara teslim edildi. Socar ile yabancı petrol şirketleri konsorsiyumu arasında 20 Eylül 1994te Azerbaycan petrollerinin üretim ve paylaşım anlaşması imzalandı. Yüzyılın anlaşması olarak adlandırılan 8 milyar dolarlık AIOC anlaşmasında, 30 yıl süreyle Azeri, Çırak ve Güneşli sahalarının geliştirilmesi ve gelecek 10 yılda üretimin yılda 40 milyon tona ulaşması hedeflendi. Bu anlaşmada TPAOnun yüzde 1.75lik pay alması kararlaştırıldı. 18 Ocak 1995te Kazak ham petrolünün Azeri petrolleriyle birleşerek Akdenize ulaştırılmasına yönelik olarak kullanılması planlanan güzergahlara ilişkin protokol imzalandı. 7 Şubat 1995te konsorsiyuma yeni şirketlerin katılması ve Socar hissesinden yüzde 5lik payın TPAO hissesine ilave edilmesi oybirliğiyle kabul edildi. Azeri erken petrolünün Bakü-Novorossisk ve Bakü-Supsa limanlarından eş zamanlı olarak taşınması konusunda konsorsiyum kararı 9 Ekim 1995te Azerbaycan tarafından kabul edildi. 28 Şubat 1997de Botaş ile Almanya kökenli PLE Engineering GmbH firması arasında Bakü Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Fizibilite ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Etüdü Sözleşmesi imzalandı. Dünya Bankasından sağlanan krediyle projeyle ilgili firma tarafından yapılan Fizibilite Etüdü, Çevresel Etki Değerlendirme etüdü, detaylı güzergah etüdü çalışmalarına başlandı ve Nihai Taslak Rapor Aralık 1997de Botaşa teslim edildi. 11-17 Nisan 1998de PLEnin hazırladığı rapor Azerbaycan ve Rusya Federasyonuna, 23-24 Nisanda Amocoya tanıtıldı. 15 Mayıs 1998de Ttürkiye, Azerbaycan ve Gürcistan arasında imzalanan Mutabakat Zaptı ile alt çalışma gruplarının oluşturulmasına karar verildi. 16 Haziran 1998de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Metin Eral başkanlığında alt çalışma grubu oluşturuldu. 21-24 Haziran 1998de PLE Raporu Kazakistana tanıtıldı. 18 Temmuz 1998de Fizibilite raporu, dünya bankası tarafından onaylandı. 25 Ağustos 1998de Türk tarafı Azerbaycan tarafına hükümetlerarası anlaşma taslağını sundu. 27 Ekim 1998de ABDnin TDA kuruluşu ile Hazine Müsteşarlığı arasında, başta Bakü-Ceyhan olmak üzere Türkiyenin ilgilendiği boru hatları için kısmi danışmanlık hizmeti anlaşmasına yönelik 823 bin dolarlık bağış anlaşması imzalandı. 29 Ekim 1998de Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan Cumhurbaşkanları bir deklerasyon yayımlayarak boru hattına siyasi destek verdiklerini açıkladılar. Bu süre zarfında Türkiye, ABD, Azerbaycan, Gürcistan çalışma gruplarının anlaşma taslakları üzerinde ortak toplantılar, Socar ve AIOC diğer petrol şirketleri ve ilgili ülkelerle görüşmeler sürdü. Azeri çalışma grubu 18 Mart 1999da anahtar teslimi sözleşme ve hükümet garantisine ilişkin teklifini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bildirdi. 31 Martta kapsamlı teklifini verdi. 13 Nisan 1999da anlaşmaların 3 ay içinde tamamlanması için İstanbul protokolü imzalandı. 19 Ekim 1999da Bakü-Ceyhan boru hattı projesinde dönüm noktası olarak kabul edilen konsorsiyumun en büyük ortağı BP-Amoco firması, Bakü-Ceyhan boru hattı projesinin ticari açıdan yapılabilir olduğunu ve bu hattın stratejik bir hat olduğunu açıkladı. 1 Kasım 1999da Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan çalışma grupları ile ilk kez toplu halde biraraya gelerek AGİT zirvesine kadar anlaşmalara nihai biçimini verdiler. 3 Kasım 1999de Agit zirvesi sırasında, ABD Başkanının gözlemci sıfatı ile imza koyduğu, Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanları tarafından imzalanan İstanbul Deklarasyonu ile Ortadoğu ve Asyada çıkartılan en eski petrol kaynaklarına sahip Azerbaycannın kalite bakımından zengin Hazar petrollerinin, Bakü-Ceyhan boru hattı üzerinden batılı pazarlara ulaştırılması kayda alındı. 26 Mayıs 2000de Bakü-Ceyhan boru hattı paket anlaşamaları TBMMye sunulmak üzere Başbakanlığa geldi. 23 Haziran 2000de, petrolün Bakü-ceyhan güzergahında yapılacak boru hattı ile taşınmasını öngören protokolün uygun bulunduğuna dair, 24 Haziran 2000de ise petrolün boruhatları ile transit geçişine olanak sağlayan yasa tasarısı TBMMde kabul edildi. 24 Ağustos 2000, PLE firması Bakü-Ceyhan boru hattı için temel mühendislik çalışmalarına bugün başladı. 17 Ekim 2000, Azerbaycanda Cumhurbaşkanı Haydar Aliyevin başkanlık ettiği imza töreninde, sponsor grup ile Ev Sahibi Ülke Anlaşması imzalandı. Bir gün sonra 18 Ekim 2000de de, Gürcistanda geçiş ülkesi Anlaşması, Anahtar Teslim Anlaşması ve Garanti Belgesi Anlaşması imzalandı. KONSORSİYUMDA ŞİRKETLERİN PAYI Son gelişmelerin ardından, Uluslararası konsorsiyuma dahil şirketler ve payları şöyle: BP-Amoco (İngiltere-ABD) yüzde 34.14, M.C.Dermot (ABD) yüzde 2.45, Penzoil (ABD) yüzde 9.82, Unacol (ABD) yüzde 9.52, Exxon (ABD) yüzde 5, Ramco (İngiltere) yüzde 2.08, Sokar (Azerbaycan) yüzde 10, Lukoil (Rusya) yüzde 10, Statoil (Norveç) yüzde 8.56, TPAO (Türkiye) yüzde 6.75, Delta (Suudi Arabistan) yüzde 1.68. Azerbaycan petrollerini, Gürcistan ve Türkiye üzerinden batılı pazarlara ulaştıracak Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı projesinde, nihai anlaşmaların bugün imzalanmasıyla 7 yıllık rüya gerçeğe dönüşüyor. Türkiye boru hatlarının kesiştiği bir ülke konumuna yükselirken, stratejik açıdan daha da önem kazanacak. Hattın yapımıyla, Boğazların çevresel güvenliği de korunacak. Azerbaycan ise ülkedeki petrol varlığının dış sermaye destekli harekete geçirilmesi sonucu, 1847den bu yana ilk kez gerçek anlamda doğal zenginliklerden yararlanabilme imkanını yakalayacak. Aralarında TPAOnun da bulunduğu batılı şirketlerden oluşan konsorsiyumun da, Hazar Denizindeki üç yataktan 30 yıl içinde, 34 milyar dolarlık petrol çıkartıp pazarlayacak. BAKÜ-CEYHANIN GETİRDİKLERİ Bakü-Ceyhan boru hattı projesi, Azerbaycana sadece ticari ve ekonomik açıdan değil, siyasi açıdan da yarar sağlayarak batıya entegre olmasının önünü açacak. Bu sayede bölge ülkeleri, doğal kaynaklarının batılı pazarlara ulaştırılmasında sadece Rusyaya bağlı olmaktan çıkacak. Avrupa, Asya ve Ortadoğunun kesiştiği bölgede yer alan Türkiye ise sadece coğrafi açıdan üç kıtanın birleştiği bir bölge ülkesi olmaktan çıkarak, boru hatlarının da kesiştiği bir ülke konumuna yükselecek ve stratejik açıdan önemi daha da artacak. Dünyanın en önemli ve trafik yoğunluğu yüksek konumda bulunan İstanbul boğazı, Bakü-Ceyhan boru hattı yardımıyla, çevresel felaketten kurtulacak. Uzun ve çetin görüşmelere sahip Bakü-Ceyhan boru hattı projesinde, zaman zaman sıkıntılar da yaşandı. Bu sıkıntılar, konsorsiyum tarafından öngörülen 3.5 milyar dolarlık maliyetin 2.4 milyar dolara çekilmesiyle aşıldı. Türkiye, Botaş tarafından inşa edilmesi öngörülen Bakü-Ceyhan boru hattı projesinde, öngörülen 2.4 milyar doları aşması halinde aradaki farkı karşılayacak. Türkiye, strajetik açıdan öneminin artması yanında, Bakü-Ceyhan boru hattından yılda yaklaşık 100 milyon dolar taşımacılık geliri elde edecek. Hampetrol ithalatında Ceyhandan kolay girdi sağlama imkanına kavuşacak. En önemli beklenti ise hala ticaret hacimlerinin büyük bölümünü Rusya ile paylaşan bölge ülkelerinin ticaretinde, Türkiye başta olmak üzere batılı ülkeler daha fazla pay almaya başlayacak. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||