Home page
Haber Menüsü


Urfi Çetinkaya hakkında dava
Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, Urfi Çetinkaya’nın da aralarında bulunduğu 9 sanık hakkında dava açtı.
Ankara
AA
13 Ekim— DGM Cumhuriyet Savcısı Talat Şalk, “Matador Operasyonu” soruşturmasını tamamlayarak, iddianameyi hazırladı. 35 sayfadan oluşan iddianamede, sanık Urfi Çetinkaya’nın 45 yıldan 420 yıla, Cemal Nayır’ın ise 43.5 yıldan 384 yıla kadar ağır hapis cezalarına çarptırılmaları istendi.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  İddianamede, sanıklar Şahin Sekman, Ali İnal, Mahmut Atalay, Ayhan Taş, Ahmet Reha Yereşen, Bülent Nayır ve Hediye Sekman’ın da 1 yıl 6’şar aydan 36’şar yıla kadar ağır hapisleri talep edildi.
       Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, Urfi Çetinkaya’nın da aralarında bulunduğu 9 sanık hakkında, “Teşekkül oluşturmak suretiyle bir çok defa yurtdışına eroin ihraç ve imal ettikleri” gerekçesiyle dava açtı.
        Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Talat Şalk tarafından hazırlanan iddianamede, Emniyet Genel Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele ve Kaçakçılık Daire Başkanlığı’nın 6 Ağustos 1998 günlü yazılarıyla İspanya polisince düzenlenen operasyonlarda çok miktarda eroin yakalandığının anlaşıldığı ifade edildi. İddianamede, yakalanan eroinin, Urfi Çetinkaya ve Cemal Nayır’ın yönettiği organizasyon tarafından, Türkiye’den gönderildiği anlaşılması üzerine Çetinkaya ve Nayır hakkında tahkikata başlandığı belirtildi.
        İddianamede, Çetinkaya ve Nayır ile suç ortaklarının, suç delilleri ile yakalanabilmesi için İspanya, Hollanda, Almanya ve Portekiz makamları ile karşılıklı bilgi alışverişi yapıldığı, sanıkların eroin organizasyonu için kullandıkları telefonların mahkeme kararı ile teknik takibe alındığı kaydedildi. İddianamede, “Sanıklar Urfi Çetinkaya ve Cemal Nayır’ın yurtdışına devamlı eroin ihraç eden ve uluslararası örgütlenen bir teşekkülün yöneticileri oldukları, Çetinkaya, Nayır organizasyonunca Türkiye’den çıkarılan eroinin Hollanda, İspanya, Almanya ve Portekiz’e sokulduğu anlaşılmıştır” denildi. Bu ülkelere gönderilen eroinin çetenin oradaki elemanları tarafından teslim alındığı ve dağıtımının yapıldığı belirtilen iddianamede, İspanya’da Antonio, İldefonso, El Enano-Cüce lakaplı Jose Gomes Pires Coelho’nun ayrı eroin alıcıları oldukları, ancak her birinin eroini Çetinkaya’nın çetesinden aldıkları kaydedildi.
       
“ÇETİNKAYA, ÇETENİN YÖNETİCİSİ”
        Eroin alıcılarının, Urfi Çetinkaya ve Cemal Nayır’ı tanıdıkları, Çetinkaya’yı çetenin yöneticisi olarak gördükleri kaydedilen iddianamede, “İspanya’da Çetinkaya’ya, İspanyolca ‘Fermin’ adıyla hitap edilmektedir. Türkiye’de ise çete elemanları kendi aralarındaki konuşmalarında Çetinkaya için, ‘Ağa’ veya ‘Ağabey’ demektedirler” denildi. İddianamede, Cemal Nayır’ın İspanya’da sahte kimlikler kullandığı ifade edilerek, eroin alıcılarının, eroinin İspanya’ya ne zaman geleceğini, eroini nerede, kimden, saat kaçta teslim alacaklarını telefonda birbirlerine söyledikleri, eroinin teslimatı ile birlikte alıcıların eroin bedelinin bir kısmını Çetinkaya ve Nayır’ın adamlarına verdikleri bildirildi. Eroin satışından elde edilen paranın Türkiye’ye ulaşması ve aklanması için eroin organizasyonuna bağlı çalışan çeşitli örgütlenmelere gidildiği vurgulanan iddianamede, 1997 yılı Haziran ayında İspanya’da tutuklanan çete elamanlarından Mahmut Abdi Abdi ile Juan Palomeras Vigas’ın sözde kürt azınlığa hizmet etmek amacıyla Xenofila adlı kuruluşu kurdukları, aslında bu kuruluşun gerçek amacının Çetinkaya çetesinin eroin çetesinde elde ettiği paranın İspanya’dan çıkışını sağlamak olduğu kaydedildi.
        İddianamede, Vigas ve Abdi’nin tutuklanmalarından sonra çetenin eroin satışından kazandığı paraların, İspanya’da Madrid yakınlarında yerleşmiş olan Lokman Kudsi’de toplandığı belirtildi. Kudsi’nin toplanan paraları kuryeleri ile Türkiye’ye gönderdiği, kuryelerin Türkiye’ye gelişlerinde İspanya-İsviçre-Zürih-Türkiye ve İspanya-Dubai-Türkiye güzergahını takip ettikleri ifade edilen iddianamede, Kudsi’nin eroin satışından elde edilen paraları taşıyan kuryelerini, yakalanamayan sanıklardan İrfan Dirik’in idare ettiği kaydedildi. İddianamede, şöyle denildi:
       
“PARALAR DÖVİZ BÜROSUNDA TESLİM EDİLMEKTEDİR”
        “Kuryeler Türkiye’ye taşıdıkları paraları doğrudan doğruya Urfi Çetinkaya ve Cemal Nayır’a teslim etmemektedirler. Türkiye’ye para taşıyan kurye çete elemanlarından Mahmut Atalay ile buluşmakta ve taşıdığı parayı ona vermektedir. Atalay’a parayı nereden ve nasıl alacağı, kurye ile nasıl buluşacağı, her para gönderilişinde Lokman Kudsi tarafından telefonla bildirilmektedir. Lokman Kudsi, Atalay’ın kuryeden para almasından sonra, Atalay’a parayı kime teslim edeceğini bildirmektedir. Atalay da aldığı talimata göre parayı TEM döviz bürosunda çalışan ve çetenin emin adamlarından olan sanıklar Ali İnal, Şahin Sekman veye Cemal Nayır’a teslim etmektedir.
        Eroin çetesinin Hollanda’daki en önemli alıcıları Şenol Kabak ve Nuru Olcay’dır. Kabak, çetenin Türkiye’den Hollanda’ya ihraç ettiği eroini teslim almakta, dağıtımını yapmakta ve eroin satışından elde edilen parayı toplamaktadır. Paradan kendi hissesine düşeni ayırdıktan sonra kuryeleri vasıtasıyla Çetinkaya ve Nayır’a yollamaktadır. Kuryeler İstanbul’da Şenol Kabak’ın talimatı ile sanık Ayhan Taş karşılamakta ve bu kuryeleri Çetinkaya’ya götürmektedir. Kurye, eroinden elde edilen parayı Çetinkaya’nın mekanında adamlarına sayarak teslim etmektedir.”
        İddianamede yakalanamayan çete elemanı Ahmet Özdemir ile 30 Eylül 1999 tarihinde Esenboğa Havalimanı’ndan gönderilen eroin parası ile yakalanan Mustafa Gedikli’nin Şenol Kabak’ın kuryeleri olduğu işaret edilerek, sanıklar Ahmet Reha Yereşen, Bülent Nayır ve Hediye Sekman’ın eroin çetesinin içinde oldukları ve faaliyetlerde bulundukları kaydedildi.
       Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Talat Şalk tarafından hazırlanan iddianamede, İspanya yetkili makamlarının Türkiye’ye gönderdiği istinabe evrakının incelenmesinden, İspanya’ya devamlı eroin sokulduğu, eroinin gönderildiği ülkenin Türkiye, göndericisinin de Urfi Çetinkaya eroin çetesi olduğunun tespit edildiğinin anlaşıldığı belirtildi.
        İddianamede, sanıkların gerçekleştirdikleri 11 olay ayrıntılı olarak anlatıldı.
        İddianamede, Çetinkaya çetesinin İspanya’da eroinle ilk yakalandığı olay şöyle anlatıldı:
        “14 Eylül 1994 günü İspanya Narkotik Polisi’nin park edildiği kampinkte el koyduğu Ford Transit marka beyaz renkli HL-HM-778 Almanya plakalı minibüste bulduğu 46 bin 300 kilo eroinin Urfi Çetinkaya eroin çetesi tarafından Türkiye’den elde edildiği ve İspanya’ya sokulduğu ele geçirilen eroinle ilgili olarak o tarihte İspanya’da bulunan Urfi Çetinkaya, Hediye Sekman, Necati Koşar, Erdoğan Çetinkaya, Mehmet Demir, Maria Tereza Lopes Marquez, Abedin Ljatifi, Sali Ljitifi, Zoran Jovanevksi sahte kimlikli Kamil Üsküplü’nün tutuklandıkları, İspanya yetkili adli makamının gönderdiği istinabe evrakı içeriğinden anlaşılmıştır.”
        İddianamede, Urfi Çetinkaya’nın üzerine atılı suçu inkar ettiği ifade edilen iddianamede, suçu Çetinkaya’nın yakın adamı “Polis Osman” lakabıyla anılan Necati Koşar’ın üstlendiği kaydedildi. İstinabe evrakın incelenmesinden, İspanya polisinin, İspanya’ya devamlı eroin sokulduğunu, eroinin gönderildiği ülkenin Türkiye, göndericisinin de Urfi Çetinkaya eroin çetesi olduğunu tespit ettiğinin anlaşıldığı belirtilen iddianamede, İspanya polisinin sanıkları suç delilleriyle yakalayabilmek için devamlı izlemeye aldıkları bildirildi.
       
ALMANYA’YA EROİN GİRİŞİ
        İddianamede, İspanya Narkotik Polisi’nin 11-14 Eylül 1991 tarihlerinde Urfi Çetinkaya’nın kaldığı Novotel Otel’deki oda telefonlarını dinlerken, Çetinkaya’nın Almanya’ya eroin soktuğunu öğrendiği ve elde ettiği bilgileri Alman polisine bildirdiği ifade edilerek, Alman polisinin de bunun üzerine, bir tırın zulalarına yerleştirilmiş toplam 89.2 kilogram eroin bulduğu kaydedildi. Alman makamlarının bu tırı yakalamadan önce başka bir tırda da 54 kilogram eroin ele geçirdiği bildirilen iddianamede, her iki tırın yasal yüklerinin “birkaç ton şeker kamışı” olduğu belirtildi.
        İspanya polisinin bir karavanda zula edilmiş, değişik renkli kurdeleyle hazırlanmış toplam 115 paket eroin ile 9 mm çaplı yarı otomatik tabanca, 2 tabanca ve 9 mm çaplı 50 mermi ele geçirdiği vurgulanan iddianamede, “Eroin paketlerinin her birisinin içinde, (Bu sağlık için çok iyidir-Baltazar Carson) yazı ve imzasının görünebileceği geçirgen bir plastik çanta olduğu anlaşılmaktadır” denildi.
        Bu eroin paketlerinin Urfi Çetinkaya çetesi tarafından Türkiye’den İspanya’ya sokulduğunun, İspanya’dan gönderilen istinabe evrakından anlaşıldığı kaydedilen iddianamede, ancak sanıkların bu suçu kabul etmedikleri bildirildi. İddianamede, İspanya Narkotik Polisi’nin sanıkların telefonlarını dinlemeleri sonucunda, eroinin Türkiye’den İspanya’ya Çetinkaya şebekesi tarafından sokulduğunu tespit ettikleri kaydedildi.
       
“BUDALA TAVUK”
        İddianamede, Urfi Çetinkaya ve Cemal Nayır’ın birbirleriyle, ayrıca diğer sanıklarla birlikte yaptıkları telefon konuşmalarına da yer verildi. Urfi Çetinkaya ile Cemal Nayır arasında 6 Haziran 1996 günü saat 14.15’te yapılan telefon görüşmesinde, Çetinkaya’nın Nayır’a, “Şimdi bak bu gelen adam 50 ya da 55 yaşlarında. Bu gelen adamı göreceksin. Kel, kısa boylu... Bundan sonra... Adımı bilmiyor... O bana (budala tavuk) diyor. Ben de ona (budala tavuk) diyorum. İşte böyle... Aradığında (Budala tavuk musunuz? Ben budala tavuğun arkadaşıyım...) Çünkü adımı bilmiyor. Sen orada (kötürüm) de.. Sen kötürümün ne anlama geldiğini biliyor musun?.. dediği” bildirildi. İddianamede, çetenin İspanya’daki elemanı Juan Palomeras Vigas’ın beyanında, 1996 yılının Temmuz veya Ağustos ayında İstanbul’a gittiğini, İstabul’da 5 milyon pesetayı Cemal Nayır’a teslim ettiğini söylediği kaydedildi. Vigas’ın beyanında, Cemal Nayır’ın İspanya’dan Türkiye’ye 20 tonluk asit anhidrit için ihracat işlemi yapmasını önerdiğini söylediği belirtilen iddianamede, Vigas’ın beyanında ayrıca şunları söylediği bildirildi: “Vigas, işin finans kısmının Türkleri ilgilendireceğini, ödemenin daha sonra dolar olarak yapılacağının söylendiğini belirtmiştir. Ürünü almak ve Türkiye’ye getirmek için görevlendirildiğini söylediği anlaşılmaktadır. Cemal Nayır’ın söylediği adamlara birçok defa para teslim ettiğini, İstanbul’daki lüks evin sahibinin adını hatırlamadığını, ancak şahsın tekerlekli sandalyede gittiği ve sondaya işediğini söylediği, kendisine gösterilen resimler arasında tekerlekli sandalyede tanıdığı kişi olarak Urfi Çetinkaya’yı ve ‘İsmail’ adıyla tanıdığı Cemal Nayır’ı teşhis ettiği anlaşılmaktadır.”
       
PARA SAYMA MAKİNESİ
        İddianamede, Lokman Kudsi’nin İspanya’daki evinde yapılan aramada 4 milyon 500 bin Alman Markı değerinde değişik ülkelerin parası, para sayma makinesi, bilgisayar kayıtları ve Lokman Kudsi’nin kendi defterinin bulunduğunun, İspanya Narkotik Polisi’nin yazılarından anlaşıldığı bildirildi.
        İddianamede, Urfi Çetinkaya ile çetenin Hollanda’daki en önemli eroin alıcısı olan Şenol Kabak arasında 4 Kasım 1999’da yapılan telefon konuşmasına yer verildikten sonra şöyle denildi: “Çetinkaya, Kabak’a (Bizimkiler kaza, nahiye, nahiye kaza oldu işte) sözüyle eroinin yakalandığını anlatmıştır. Şenol Kabak da Urfi Çetinkaya’nın eroininin yakalandığını anlamıştır. Çetinkaya (30 milyon 500 bin dolar, ondan sonra bir de öbür taraflarda birkaç tane yer de oldu ya) sözleriyle bir yerde değil birkaç yerde eroinin yakalandığını anlatır. Şenol Kabak’ın (bugün bu hafta mı?) sorusuna da (hep bu hafta, yani 100-110 milyon dolar para gitti) der. Çetinkaya, Kabak’a (sana gelecek 30 milyon 500 bindi. Daha bakalım ne olacak bilmiyorum) sözleriyle Hollanda’ya gönderdiği eroinin Türkiye’de yakalandığını anlatır.”
       Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Talat Şalk tarafından hazırlanan iddianamede, sanıkların Türkiye’den ihraç ettikleri, Almanya, Hollanda, İspanya ve Portekiz’e soktukları eroinin miktarının onlarca ton olduğunun anlaşıldığı bildirildi. İddianamede, “Sanıklar eroini Türkiye’ye sözde turistik amaçla gelen yabancı uyrukluların karavan veya kamyoneti ile Türkiye’den ihraç edilen traktör lastik veya motoru içinde, şeker kamışı yüklü tırın kasasına yapılı zula veya otobüse yapılmış zulada, fakat her seferinde gümrük kapılarından geçerek çıkarmışlardır” denildi. İddianamede, şebekenin Hollanda’daki eroin alıcısı Şenol Kabak’ın, Cemal Nayır’ı 22 Eylül 1999 günü saat 19.58’de arayarak Portekiz’de 25 kilogram kokain bulduğunu, 42-43 guldenden alabileceğini ve bir havalimanını kullanarak İspanya’ya götürüp oradan satabileceğini söylediğinin telefon konuşmalarının bant çözüm tutanaklarından anlaşıldığı kaydedildi.
        Telefon konuşmasında, Kabak’ın Nayır’a, İspanya’da birinin bulunup bulunmadığını sorması üzerine Cemal Nayır’ın, “Orada bir arkadaş var. Ona verebiliriz. Sen beni sonra ara” dediği kaydedilen iddianamede, Şenol Kabak’ın daha sonra Cemal Nayır’ı aradığı ve Nayır’ın Şenol Kabak’a, isminin “Numan Turhan” olduğunu belirttiği kişiye kokaini satabileceğini söylediği bildirildi. Türk Narkotik Polisi’nin telefonla İspanya polisini aradığı ve “Numan Turhan” isminin Portekiz polisine bildirilmesini istediği belirtilen iddianamede, Türk Narkotik Polisi’nin de Portekiz Narkotik Polisi ile yaptığı işbirliği sonucu 5’i yabancı 12 kişinin yakalandığı kaydedildi.
       
UYUŞTURUCU BAĞLANTISI
        İddianamede, Hollanda Narkotik Polisi’nin Hengelov Winkelskamp adresinde faaliyet gösteren Wisbsels Methanisati firmasının deposunda 131 paket (131 kilogram) eroin ele geçirdiğinin anlaşıldığı ifade edilerek şöyle denildi: “Eroinin, Mağdenli firmasına ait Türk plakalı bir kamyonla Türkiye’den ihraç edildiği, kamyonun yasal yükünün 68 adet traktör jantı olduğu, eroinin jantların üzerine konan özel hazırlanmış paletler içine zula edildiği anlaşılmaktadır. Hollanda Narkotik Polisi’nin önceden yaptığı takip ve tahkikat sonucunda eroini taşıyan kamyonla Hollanda’ya eroin sokulacağını belirlediği ve kamyonun Hollanda’ya girişinden itibaren takibe aldığı ve sonuçta eroini ele geçirdiği belirtilmiştir. Eroinin ele geçirilmesinden sonra Urfi Çetinkaya’nın eroin çetesi elemanlarından olan Nuru Olcay ve 2 Hollandalının yakalandığı anlaşılmıştır.”
        İddianamede, Urfi Çetinkaya, Cemal Nayır ve Nuru Olcay arasındaki uyuşturucu bağlantısını açıklıkla gösteren telefon konuşmalarına yer verildi.
       
“YAKALANANIN ÇOK ÜZERİNDE EROİN”
       

        İddianamenin değerlendirme bölümünde, “Urfi Çetinkaya eroin çetesinin İspanya, Hollanda, Almanya gibi Avrupa ülkelerine Türkiye’den ihraç ettiği eroinin, bu ülkelerin narkotik polisleri tarafından yakalanan eroinden ibaret olmadığı” kaydedilerek, “Urfi Çetinkaya ve Cemal Nayır’ın organize ettiği çete, Avrupa’ya yakalananın çok üzerinde eroin ihraç etmiştir” denildi. İddianamede, şöyle devam edildi:
        “İspanya’da tutuklanan İran vatandaşı Lokman Kudsi’nin Hollanda’ya yerleşmiş Şenol Kabak’ın kuryeleri vasıtasıyla Urfi Çetinkaya ve Cemal Nayır’a yolladığı paralar, Avrupa ülkeleri polislerinin ele geçirmediği eroinin satışından elde edilen paralardır. Sanık Mahmut Atalay ifadesinde, Lokman Kudsi’nin kuryelerden aldığı paraları, Kudsi’nin telefonla nereden bulacağını ve ismini söylediği şahıslara verdiğini, son 4 aydır Lokman Kudsi’nin talimatıyla kuryelerden aldığı parayı TEM döviz bürosunda bulunan Ali İnal ve Şahin Sekman’a verdiğini söylemiştir. Atalay ayrıca, her hafta TEM döviz bürosuna ortalama 3, bazen 4 defa para bıraktığını, haftada bıraktığı paranın 800 bin ile 1 milyon ABD doları arasında değiştiğini, bazı haftalar 1.5 milyon ABD Doları para bıraktığını, 5 veya 6 defa da Cemal Nayır’a para teslim ettiğini belirtmiştir.” İddianamede, Urfi Çetinkaya’nın üzerine atılı bütün suçları inkar ettiği, ancak diğer sanıkların anlatımlarından “Çetinkaya’nın eroin taciri olduğu ve eroini ihraç etmek üzere oluşturulan çetenin reisliğini yaptığı”nın anlaşıldığı kaydedildi.
       
EROİN İMALİ
        İddianamede, Urfi Çetinkaya ve Cemal Nayır’ın Türkiye’de eroin imal ettiklerinin, Kurye Juan Palomeras’ın beyanı, dosyadaki mevcut telefon konuşmaları ve ilgili bant çözüm tutanaklarından anlaşıldığı belirtildi.
        İddianamede, Urfi Çetinkaya’nın eroin imalinde kullanmak için “asit anhidriti” Türkiye’ye getirttiği ifade edildi. Hediye Sekman’ın Urfi Çetinkaya’nın eşi olduğu ve Çetinkaya’nın işlerini eşiyle birlikte yaptıkları vurgulanan iddianamede, “Hediye Sekman İspanya’da da yakalandığında Urfi Çetinkaya’nın yanındaydı. Sekman, eroin organizasyonu elemanlarından biridir” denildi. İddianamede, şunlar kaydedildi:
        “Sanıkların Türkiye’den ihraç ettikleri ve Almanya, Hollanda, İspanya ve Portekiz’e soktukları eroinin miktarının onlarca ton olduğu anlaşılmaktadır. Sanıklar eroini Türkiye’ye, sözde turistik amaçla gelen yabancı uyrukluların karavan veya kamyoneti ile Türkiye’den ihraç edilen traktör lastik veya motoru içinde, şeker kamışı yüklü tırın kasasına yapılı zula veya otobüse yapılmış zulada, fakat her seferinde gümrük kapılarından geçerek çıkarmışlardır.”
       
İSTENEN CEZALAR
        İddianamenin son bölümünde ise sanık Urfi Çetinkaya’nın “Teşekkül oluşturmak suretiyle eroin imal ve ihraç ettiği anlaşıldığından” Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “uyuşturucu madde ticareti” başlıklı 403/1-2-6-7 maddelerinin 10 kez uygulanması suretiyle 225 yıldan 420 yıla kadar ağır hapis cezasına çarptırılması istendi.
        İddianamede, sanık Cemal Nayır’ın da aynı maddelerin 9 kez uygulanması suretiyle, 192 yıldan 384 yıla kadar ağır hapis cezasına çarptırılması talep edildi. TCK’nın “aynı neviden muvakkat cezaların toplanması” başlıklı 71. maddesinin, “24 seneden aşağı olmamak üzere en az iki ağır hapis cezasına mahkumiyet halinde müebbet ağır hapis cezası tatbik olunur” hükmü gereğince, sanıklar Çetinkaya ve Nayır’ın müebbet ağır hapis cezasına çarptırılmaları istendi.
        Sanıklar Şahin Sekman, Ali İnal, Mahmut Atalay, Ayhan Taş, Ahmet Reha Yereşen, Bülent Nayır ve Hediye Sekman’ın da aynı maddelerin tatbik edilmesi suretiyle, 18’er yıldan 36’şar yıla kadar ağır hapisleri talep edildi.
        TEM döviz bürosu, TEM-MER Mermer Fabrikası ve TEM-MAR Denizciliği gemilerine el konulması, sanıkların cep telefonları ile bilgisayar disketleri, Nayır’ın para sayma makinesi, TEM döviz bürosundan alınan 4 milyar 288 milyon 300 bin lira, 37 bin 901 ABD Doları, 82 bin 635 Alman Markı, 2000 Belçika Frangı ve 100 Fransız Frangı’nın müsaderesi de istendi.
       
       
       
       
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları