|
|
Ancak, tahminimce DİEnin 22 Ekim tarihinde yapılacak ve maalesef hepimizi evlerimize hapsedecek genel nüfus sayımı hazırlıkları dolayısıyla dış ticaret verilerini gecikmeli olarak açıklaması, dış ticaret ve ödemeler dengesi açıklamalarının da ayın ilk haftasında yayınlanması sonucunu doğurdu. Bunlara bir de hafta sonu açıklanan Ağustos ayı sanayi üretimi rakamları eklenince tam bir veri bombardımanına uğradık geçen hafta. ENFLASYONDAN ÇOK DIŞ TİCARET BEKLENİYORDU Bu veriler içinde piyasanın en merakla beklediği veri, her zaman olduğunun aksine enflasyon değil dış ticaret göstergeleriydi. Bilindiği gibi çeşitli içsel ve dışsal nedenlerle yılın ilk altı aylık döneminde Türkiye hızlı bir ithalat artışı yaşamış, ihracatta beklenen başarının sağlanamaması da dış ticaret açığının ve buna paralel olarak cari işlemler açığının tahminlerden çok daha hızlı bir biçimde artması sonucunu doğurmuştu. Son haftalarda politika kökenli gelişmelerden zaten çok tedirgin olmuş olan piyasalar, bir de cari işlemler açığının enflasyonla mücadele programının yumuşak karnı olarak nitelendirildiği bu dönemde dış ticaret verilerinin açıklanmasının gecikmesinin arkasında bir bit yeniği aramaya başlamış, bu da mevcut tedirginliği daha da artırmıştı. BAVUL TİCARETİ YENİDEN BAŞLADI İşte bu ortamda açıklanan dış ticaret ve özellikle cari işlemler dengesi verileri piyasalar için olumlu birer sürpriz oldu. Öncelikle cari işlemler dengesine baktığımızda, Temmuz ayında 350 milyon dolar düzeyinde bir açıkla karşılaşıyoruz. Aylık açığın Şubat - Haziran döneminde bir milyar dolar çizgisinin aşağısına hiç inmediği hatırlanırsa, Temmuz ayındaki iyileşme daha net bir biçimde anlaşılabilir. Cari işlemler dengesindeki iyileşmenin arkasında birkaç neden var. Örneğin, son aylarda bavul ticaretinde önemli bir artış başlamış durumda. Şu günlerde petrol fiyatlarındaki artışın Türkiye ekonomisi üzerindeki etkisi tartışılırken sadece olumsuz etkilerinden söz ediliyor. Oysa olayın olumlu yanları da var. Bunların başlıcası, petrol fiyatlarındaki artışın Rusya ekonomisini olumlu etkilemesi ve bunun da Rusya ile yapılan resmi ve gayrıresmi ticareti artırması. Nitekim, Temmuz ayında bavul ticaretinde sağlanan yıllık artış yüzde 71 düzeyine ulaştı. Ödemeler dengesini olumlu yönde etkileyen ikinci etken turizm gelirleri. Yılın ilk üç aylık döneminde yüzde 20, ikinci üç aylık döneminde yüzde 55 olan turizm gelirlerindeki yıllık artış hızı, Temmuz ayında yüzde 70i geçti. Aynı zamanda aylık turizm gelirleri iki yıl üzerine ilk kez 1 milyar dolar düzeyini aştı. İTHALAT ARTIŞI % 26YA DÜŞTÜ Bu olumlu gelişmelerin yanı sıra ithalatta da biz yavaşlama söz konusu Temmuz ayında. Yılın ilk aylarında yüzde 40lar düzeyinde, Nisan-Haziran döneminde de yüzde 35-40 düzeyinde artan ithalatta Temmuz ayındaki yıllık artış sadece yüzde 26. Dış ticaret bağlamında, ilk bakışta en tehlikeli gelişmelerden biri ihracatın bir türlü sağlıklı bir büyüme hızına ulaşamaması. Ancak, ihracattaki bu tıkanıklığı açıklarken temel neden olarak, enflasyon hızının devalüasyon hızının üzerinde kalması sonucu Türk Lirasında meydana gelen değerlenmenin Türk ihracatçısının fiyat rekabet gücünü azaltmasını göstermek bizce en hafifinden aceleci bir yaklaşım olarak nitelenmeli. Yılbaşından bu yana Türk Lirasındaki reel değerlenme yaklaşık yüzde 5 düzeyinde ki bu kadar düşük bir oranın ihracatta büyük bir tahribata yol açması düşünülemez. EURONUN DEĞER KAYBI Öte yandan, ihracat rakamlarına daha yakından bakıldığında, aslında sorunun daha çok dışsal etkenlerden kaynaklandığını görüyoruz. Bilindiği gibi, Türkiye, ihracatının yaklaşık yüzde 55ini Avrupa Topluluğuna yapıyor. Bu nedenle, Euronun dolar karşısında hızla değer kaybetmesi, Türkiyenin ihracat hacminin dolar bazında önemli ölçüde düşmesine yol açıyor. Öyle ki, yılın ilk yedi aylık döneminde ihracatımızdaki dolar bazında artış yüzde 5 olurken, aynı dönemde miktar bazında ihracatımızdaki artış yüzde 18i bulmuş durumda. DURMA EĞİLİMİ BAŞLADI Toparlamak gerekirse, Temmuz ayı verileri, son aylarda alarm vermeye başlayan ve enflasyonla mücadele programının yumuşak karnı olarak nitelendirilen dış dengedeki bozulmanın artık durma eğiliminde olduğunun güçlü bir habercisi kanımca. Temel olarak, cari işlemler açığındaki genişlemenin programı en azından tehlikeye düşüreceği kanısında olmadım hiç bir zaman. Ancak, açığın hız kaybetmeden genişlemeye devam etmesinin programa olan güveni etkilediği de bir gerçekti. Dolayısıyla, açıktaki bu yavaşlama, program uygulayıcılarına bir nefes alma süresi tanıyacaktır en azından. Açığın daralmaya başlaması ise petrol fiyatları ve Euronun değer kazanmaya başlaması gibi kontrolümüz dışındaki değişkenlere bağlı maalesef. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||