|
|
Bilindiği gibi Merkez Bankası, her üç aylık dönemin sonunda önündeki on iki aylık döneme ait döviz kurunu sepet bazında ve günlük olarak belirliyor. Bu da ekonomik karar vericiler için en önemli değişkenlerden birinden, hatta ülkedeki yüksek oranlı dolarlaşma göz önüne alındığında belki de en önemlisinden kaynaklanabilecek risklerin hemen hemen ortadan kalkması anlamına geliyor. Aynı şekilde para politikasının da Merkez Bankasının net iç varlıklarının sıkı bir bant içinde kalması esasıyla yürütülmesi de piyasadaki likiditenin ve dolayısıyla faiz oranlarının tahmin edilebilirliğini yükselttiği bir gerçek. PARA KURULU YETERSİZ Ancak, benzer ülke uygulamaları gösteriyor ki, döviz kurunu bir nominal çapa olarak kullanarak para kurulu benzeri bir uygulamaya yönelmek programın ilk aylarında enflasyonda hızlı bir düşüşe neden olurken, daha sonra enflasyondaki yapışkanlığı tam olarak gidermekte yetersiz kalıyor. Örneğin, enflasyon yüzde 20ler düzeyine hızla inerken, buradan aşağılara gidebilmek için değişik politikalar uygulamak gerekiyor. Türkiyenin uygulamakta olduğu enflasyonla mücadele programı da bu düşünce silsilesi üzerine bina edilmiş. 2001 yılının Haziran ayı sonuna kadar döviz kuru Merkez Bankası tarafından günlük olarak belirtilirken, bu tarihten sonra Türk Lirası giderek genişleyen bir bant içinde hareket etmeye başlayacak. Türkiyede daha önce denenmemiş bir uygulama olması ve belirsizliği artırıyor olması dolayısıyla 2001 yılının ikinci yarısı ve bu dönemde Merkez Bankasının uygulamayı düşündüğü para politikasının esasları piyasa tarafından merakla bekleniyordu. 2001DE % 10.86 DEVALÜASYON Merkez Bankası tarafından Cuma günü yapılan açıklama bu merakı bir oranda tatmin etti. Açıklamanın döviz politikası kısmına baktığımızda, TLnin döviz sepeti karşısındaki aylık değer kaybının gelecek yılın üçüncü ve dördüncü çeyreğinde, aynı ikinci çeyrekte olduğu gibi yüzde 0,85 olacağını görüyoruz. Böylece 2001 yılının tamamında TLdeki devalüasyon yüzde 10,86 olacak. Bu rakam önceden açıklanan yüzde 10 rakamının üzerinde olsa da fark piyasaları tedirgin edecek boyutta değil. Kanımca, Merkez Bankası, böylece piyasaları tedirgin etmeden, TLdeki aşırı değerlenmenin bir bölümünü ortadan kaldırmayı düşünmüş. PARA POLİTİKASI SİLAHI KULLANILACAK Açıklamanın ikinci önemli bölümü, para politikasının içeriği konusunda ipuçlarının sunulduğu bölüm. Burada, uygulanması hedeflenen aktif para politikası gereği, net iç varlıklar büyüklüğüne daha fazla esneklik verileceği belirtiliyor. Bu esnekliğin nasıl sağlanacağı konusunda sayısal bir ipucu verilmese de, Merkez Bankasının net iç varlıklar hedefini geniş ya da genişleyen bir bant içinde hareket ettireceği, böylece de enflasyon hedefinde bir sapma gördüğünde para politikası silahını daha aktif bir biçimde kullanacağı anlaşılıyor. İKİ ÖNEMLİ ÖNKOŞUL Son olarak, şunu biliyoruz ki, Merkez Bankasının amacı programın ilerleyen dönemlerinde enflasyonu tek rakama indirebilmek için enflasyon hedeflemesi stratejisini kullanmak. Ancak, son açıklamada bu yönde bir ibare yok. Öyle anlaşılıyor ki, Merkez Bankası, son derece haklı nedenlerle, böyle bir açıklama yapmak için zamanın erken olduğunu düşünüyor. Enflasyon hedeflemesi uygulamasının başarılı olabilmesi için iki tane olmazsa olmaz koşul vardır: programın belli oranda bir kredibiliteye sahip olması ve uygulamaya politikacıların tam destek vermesi ve giderek bu desteği kağıda dökmesi. Şu an için maalesef bu iki önkoşul da gerçekleşmiş değil. Sanıyor ve dahası umuyorum ki, programın başarılı bir biçimde sürdürülmesi, Merkez Bankasını da bu bağlamda cesaretlendirecektir. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||