Home page
Haber Menüsü


Güncelleme: 12:22 TS 3 Eki., 2000
Baykal yeniden CHP’nin lideri oldu
 
Eski Genel Başkan Deniz Baykal, CHP’nin 11. olağanüstü kurultayında yapılan üçüncü tur sonucunda, 543 oyla yeniden genel başkan seçildi.   Kurultay

 
Ankara
NTV-MSNBC
01 Ekim—  Deniz Baykal, CHP’nin 11. olağanüstü kurultayında yapılan üçüncü tur oylamada aldığı 543 oyla, 15 ay aradan sonra, yeniden genel başkan seçildi. Genel başkan adaylarının yapılan ilk iki turda yeterli oyu alamamları üzerine, sonucu üçüncü tur belirledi. Üçüncü tur oylamada, diğer genel başkan adayları Altan Öymen 355, Sefa Sirmen 3 ve Hasan Fehmi Güneş 12 oy aldılar.

   
 
       
    MSNBC News CHP'de genel başkanlık devir teslimi
MSNBC News 1 günlük seçimi 2 günde yapabildiler
MSNBC News Baykal: Özeleşitiri değil ironi yaptım
MSNBC News Erdem: CHP güdük kalabilir
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  CHP’nin 11. olağanüstü kurultayında yapılan ilk tur oylamada adaylardan hiçbiri, genel başkan seçilebilmek için gerekli olan delegelerin salt çoğunluğunun oyuna ulaşamadı. İlk tur oylama sonucunda Deniz Baykal 472, Sefa Sirmen 52, Altan Öymen 280 ve Hasan Fehmi Güneş 190 oy aldılar. Alınan bu sonuçla beraber, kurultayda ikinci tur oylamaya geçildi.
       İkinci tur oylamada ise, Deniz Baykal 510, Sefa Sirmen 3, Altan Öymen 369 ve Hasan Fehmi Güneş 62 oy aldılar. Adayların bu turda da gerekli olan 521 oya ulaşamamaları üzerine, genel başkanı üçüncü tur belirledi.
       Yapılan üçüncü tur oyalamda, Deniz Baykal 543, Altan Öymen 355, Hasan Fehmi Güneş 12 ve Sefa Sirmen 3 oy aldılar. Bu sonuçla üçüncü turda en çok oyu alan Deniz Baykal, 18 Nisan seçimleri yenilgisinin ardından bıraktığı siyasete bir kez daha dönerek, 15 ay aradan sonra, yeniden CHP genel başkanı seçildi.
       
BAYKAL’IN LİSTESİ DELİNDİ
       Baykal’ın Parti Meclisi (PM) listesi gerek rakiplerinin listesinde bulunan 18 kişi tarafından delindi. Kurultayda yapılan PM seçimlerinde Baykal’ın listesinden 42 isim 60 kişilik PM’ye girmeyi başarırken, eski Genel Başkan Altan Öymen ve Hasan Fehmi Güneş’in listesinden ise 18 kişi PM’ye girmedi.
       CHP kurultayında partinin en üst yönetim organı olan PM listesi sabah saat 10 sularında belirlendi. Baykal’ın listesi 18 kişi tarafından delindi. Altan Öymen’in listesinden 18 kişi PM’ye girdi. Bu 18 kişiden 7 isim Hasan Fehmi Güneş’in listesinde de yer aldı. Listeyi delen kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerden bazıları şunlar:
       Murat Karayalçın, Nurettin Sözen, Ziya Halis, Erdal Kalkan, Yiğit Gülöksüz, Emre Kongar, Halil Çulhaoğlu, Mehmet Moğultay, Yüksel Çakmur, Mustafa Gazalcı, Yakup Kepenek.”
       Bykal’ın 60 kişilik PM listesinden yakın çalışma arkadaşlarından İrfan Gürpınar, Bülent Tanla, Hasan Akyol, İsmet Atalay, Ali Rıza Bodur, Nezir Büyükcengiz, Erdoğan Yetenç yönetime giremediler. Bu isimler delegeler tarafından çizildi. Hem Deniz Baykal’ın hem de Altan Öymen’in listesinde bulunan eski diplomat İnal Batu 664 oyla liste başı oldu. İkinci en yüksek oyu alan Zülfü livaneli de yönetime girdi.
       
CHP PARTİ MECLİSİ LİSTESİ
       CHP’nin 30 Eylül’de toplanan 11’inci Olağanüstü Kurultayı çalışmalarını tamamladı. Deniz Baykal’ın genel başkanlığa yeniden seçilmesinin ardından 60 kişilik PM ve 15 kişilik Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) üyelikleri de belirlendi. Olağanüstü kurultayda oluşan CHP’nin yeni Parti Meclisi ise şöyle: “İnal Batu (664), Zülfü Livaneli (570), Mahmut yıldız (526), Neşe Korkmaz (514), Veli Aksoy (513), Sinan Yerlikaya (499), Mehmet Ali Özpolat (496), Cevdet Selvi (486), Haluk Özdalga (484), Yakup Kepenek (479), Malik Ecder Özdemir (473), Necmi Yağızer (471), İzzet Çetin (467), Mustafa Gazalcı (466), Önder Sav (464), Ali Rıza Gülçiçek (460), Ali Dinçer (459), Yılmaz Ateş (457), Güldal Okuducu (456), Oya Araslı (453), Algan Hacaloğlu (450), Nurettin Sözen (446), Muzaffer Önder (442), Aykut Oray (441), Mehmet Sevigen (439), Murat Karayalçın (438), Enis Tütüncü (438), Erdal Kalkan (436), Bülent Baratalı (429), Berhan Şimşek (427), Ahmet Güryüz Ketenci (423), Ali Marım (418), Mesut Değer (412), Eşref Erdem (406), Sadullah Usumi (405), Ziya Halis (404), Türkan Miçooğulları (404), Mehmet Yula (404), Yiğit Gülöksüz (402), Emre Kongar (401), Ali Kemal Kumkumoğlu (401), Deniz Pınar Atılgan (400), Fuat Çay (400), Gaye Erbatur (400), Kemal Nebioğlu (399), Haluk Koç (398), Zekeriya Akıncı (396), Halil Çulhaoğlu (396), Sevgi Kökbudak (392), Mehmet Moğultay (392), Esat Canan (388), Yüksel Çakmur (388), Nazli Eray (374), Semra Aksakal (361), Yaşar Seyman (359), Sunter Özyürek (355), Meral Sağır (354), Şenel Uçar (352), Gülseren Alçı (350), Ayten Aydın(343).” CHP Olüağanüstü Kurultayı’nda 15 kişilik Yüksek Disiplin Kurulu üyelikleri de belirlendi: “Ali Şahin (538), Cumali Kar (536), Engin Baba (513), Şehriban Ercan (464), A. İsmet Çanakçı (399), Saniye Gül Barut (395), Satılmış Çağlar (393), Kemal Demirel (387), Neriman Genç (374), Hüseyin Değerli (369), Alper Karcıoğlu (361), Ersoy Bulut (353), Bediha Söylemez (352), Ali Kemal Deveciler (352), Şevket Yazkan (342).”
       
İL BAŞKANLARI İLE KAHVALTI
       Baykal, sabahın erken saatlerinde sonuçlanan CHP 11. Olağanüstü Kurultayı’nın ardından, partisinin il başkanlarıyla, Çankaya Belediyesi Ahlatlıbel Sosyal Tesisleri’nde kahvaltı etti. Deniz Baykal, il başkanlarına hedefleri hakkında bilgi vererek, görüşlerini aktardı. Bu sırada, eşi Olcay Baykal tarafından telefonla aranan Baykal, eşine “Bundan sonra sen beni boşa, il başkanlarımla bir aile sıcaklığıyla kahvaltı ediyorum” diyerek espri yaptı.
       Baykal, gazetecilere yaptığı açıklamada, son genel seçimlerden sonra CHP’nin aldığı sonuç karşısında genel başkanlık görevinden istifa ettiğini anımsattı. Genel Başkanlık görevine tekrar seçilmekten duyduğu onuru dile getiren Baykal, Türk siyasetinin sıkıntılı bir dönem geçirdiğini söyledi.
       
CHP’DEKİ DAĞINIKLIK
       Halk sıkıntı çekerken, siyasetin durgun ve suskun kaldığını anlatan Baykal, “’Halk, CHP’yi sıkıntılarını dile getiren bir parti olarak görmek istiyor. Bun başarmaya çalışacağız. Bunu yaparken de CHP’nin içindeki dağınıklığı düzeltmesi lazım” diye konuştu. Baykal, “Hükümet ile Cumhurbaşkanı arasında bir kriz yaşanıyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna, devletin zirvesinde uyumun olması gerektiğini belirterek, “Anlamsız çekişmeler Türkiye’yi sıkıntıya sürüklüyor” karşılığını verdi.
       FP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde devam eden davanın karar aşamasına yaklaştığının anımsatılması üzerine de Baykal, yargının vereceği karara herkesin saygılı olması gerektiğini söyledi.
       
DENİZ BAYKAL’IN ÖZGEÇMİŞİ
       Baykal, 1938 yılında Antalya’da doğdu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitiren Baykal, 1960 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne asistan olarak girdi ve doktora çalışmalarını tamamladıktan sonra 2 yıl ABD’de kaldı ve çeşitli üniversitelerde çalışmalarını sürdürdü.
       1973 yılında yapılan genel seçimlerde CHP’den Antalya milletvekili olarak parlamentoya girdi ve 1974 yılında kurulan Ecevit hükümetinde Maliye Bakanlığı, 1978 yılında yine Ecevit hükümetinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görevlerini üstlendi. Aynı dönemde CHP genel sekreter yardımcılığı da yaptı. 12 Eylül askeri müdahalesinden sonra bir süre gözetim altında tutuldu. 1983 yılında yeniden bir süre daha gözetim altına alındı. 1987 seçimlerinde SHP’den Antalya milletvekili seçildi. Önce SHP grup başkanvekilliği, ardından da genel sekreterlik görevinden istifa etti.
       Temmuz 1992’de kapatılan siyasi partilerin açılmasına izin veren yasanın sağladığı olanakla toplanan CHP kurultayında genel başkanlığa seçildi. 30 Ekim 1995 tarihinde kurulan DYP-CHP hükümetinde Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı görevlerini üstlendi. 1995 yılındaki seçimlerin ardından 53. hükümetin kurulmasıyla Dışişleri Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı görevlerinden ayrıldı. 18 Nisan 1999 tarihinde yapılan seçimlerde alınan sonuçlarda, Baykal liderliğindeki CHP yüzde 10 barajını aşamayarak, siyasi hayatında ilk kez Meclis dışı kaldı. Bu gelişmenin ardından görevinden istifa etti. 30 Eylül’de yapılan 11. olağanüstü kurultayda yeniden genel başkanlık görevine seçildi.
       
KURULTAY’DAN NOTLAR
       CHP’nin 11. Olağanüstü Kurultayı, Genel Başkan ile Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu üyelerini belirlemek üzere dün Ankara’da toplandı. Ahmet Taner Kışlalı Kapalı Spor Salonu’nda yapılan kurultay için delegeler ve izleyiciler, erken saatlerden itibaren yerlerini almaya başladı. Delege ve izleyiciler, farklı kapılardan güvenlik görevlilerinin kontrolünden geçirilerek salona alındı.
Altan Öymen

Öymen konuşmasında 18 Nisan'a atıfta bulundu.
       CHP 11. Olağanüstü Kurultayı, Divan Başkanlığı’nın oluşturulması ile çalışmalarına başladı. Genel Başkan adaylarının salona gelmelerinin ardından saat 11.30’da Kurultay’ın açılışını yapmak üzere Genel Başkan Altan Öymen kürsüye geldi. Öymen, salonda bulunanları, CHP’nin ilk genel başkanı Mustafa Kemal Atatürk, ikinci genel başkanı İsmet İnönü ve silah arkadaşları için saygı duruşuna davet etti. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu.
       
DİVAN BAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Deniz Baykal

Deniz Baykal'ın konuşması sık sık kesildi.
       Daha sonra Genel Başkan Öymen, kendisine verilen ve 18 il başkanının imzasını taşıyan Divan Başkanlığı önergesini okudu ve delegelerin oyuna sundu. Önerge oybirliği ile kabul edilerek, Gaziantep İl Başkanı Metin Çelikel, Divan Başkanlığı’na seçildi. Divan Başkan Yardımcılıklarına Yozgat İl Başkanı Ali Geven ile Giresun İl Başkanı Ömer Adıgüzel getirildi. Divan Başkanı Çelikel, yaptığı konuşmada, kurultay üzerinde yapılan spekülasyonlara en güzel yanıtın burada verilecek birlik, beraberlik görüntüsü olduğunu belirterek, “Hiç kimsenin kuşkusu olmasın CHP bu kurultaydan da yüzünün akı ile çıkacaktır” dedi.
Hasan Fehmi Güneş

Güneş, Öymen'i beceriksizlikle suçladı.
       Tribünler, protokol, konuklar, basın mensupları ve izleyicilere, salonun orta bölümündeki koltuklar ise parti yöneticileri ve delegelere ayrıldı. Kırmızı-beyaz balonlarla süslenen salonun duvarlarına “Dürüst yönetim, açık toplum, temiz siyaset”, “Emek en yüce değerdir”, “Herkes için sosyal devlet”, “Laik Cumhuriyetin güvencesiyiz” ve “Gençlik umudumuzdur” sloganlarının yazılı olduğu pankartlar asıldı. Tribünlerde, genel başkan adaylarını desteklemek üzere yerini alan partililerden Hasan Fehmi Güneş yanlıları “8.7 yetmedi mi?”, “18 Nisan’ı unutmadık”, Deniz Baykal yanlıları da “Seninleyiz Deniz, yeniden geleceğiz”, “Ve şimdi CHP, tam zamanı...” yazılı döviz ve pankartlar açtılar.
Sefa Sirmen

Sirmen salona girerken büyük alkış aldı.
       Genel başkan adaylarından önce salona gelen münfesih SHP’nin eski genel başkanı Erdal İnönü ve münfesih SODEP’in eski genel başkanı Cezmi Kartay, izleyici ve delegelerin yoğun alkışları arasında kendilerine ayrılan yere oturdular. Öte yandan, ses düzenini bozduğu gerekçesiyle delege ve izleyiciler yapılan anonslarla cep telefonlarını kapatmaları konusunda uyarıldılar.
       
ÖYMEN’DEN KHK TEPKİSİ
       Öymen, Bakanlar Kurulu’nca hazırlanan kanun hükmünde kararnamelerin (KHK) cumhurbaşkanı tarafından iade edilmesinde CHP’nin etkili olduğu yorumlarına sert tepki gösterdi. Öymen, “Bizim buna ne niyetimiz, ne merakımız, ne imkanımız var. Ne de Sayın Sezer’in buna ihtiyacı var” dedi. CHP genel başkan adaylarından Öymen, CHP 11. olağanüstü kurultayında genel başkan sıfatıyla yaptığı açılış konuşmasında, genel başkanlığa geldiği günden bu yana partide yapılan çalışmaları değerlendirdi.
       CHP’nin son seçimler sonrasında TBMM dışında kalmasının seslerini duyurmalarında önemli sorunlar yarattığını ifade eden Öymen, konuşmasını partiyi yeniden yapılandırma, muhalefet ve Türkiye’yi yeniden yapılandırma çalışmaları başlıkları altında topladı.
       Hükümetin halkın çıkarlarına hizmet eden bir faaliyet göstermediğini ileri süren Öymen, Sosyal Güvenlik ve Tahkim Yasası’nın toplumun büyük kesimine zarar verecek olmasına rağmen çıkartıldığını söyledi. Enflasyonla mücadeleden dar gelirli kesimin zarar gördüğünü savunan Öymen, içi boşaltılan bankalarla ekonominin büyük açık verir duruma geldiğini anlattı.
       Öymen, hükümeti “yolsuzluklarla mücadeleye niyeti yok” diye eleştirirken, bazı siyasetçilerin haklarında aklanma çalışmalarıyla Türkiye’nin zaman kaybettiğini öne sürdü. Öymen, “Türkiye’de yolsuzlukların önlenmesinin en önemli unsuru bu işin meclisteki uzantısını önlemektir” dedi.
       
KHK’LARIN İADESİ
       Hükümetin mevcut sorunların üstüne yeni sorunlar eklediğini iddia eden Öymen, son olarak kararname krizinin yaratıldığını, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den diyet borcu istendiğini ileri sürdü. Öymen, “Onu oraya seçtikten sonra ondan diyet borcu istemek hiçbir hükümetin, hiçbir başbakanın haddi değildir” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Sezer’in KHK’ları iade etmesini destekleyen Öymen, iade kararlarında CHP’nin etkili olduğu yorumlarına tepki gösterdi. Öymen, özetle şunları kaydetti: “Şimdi güldürücü bir hadise cereyan etti. Başbakan’a yakın çevreler var. Bunlar diyorlar ki bu iş Sayın Sezer’in işi değil, bu CHP’nin işi... Fesüpanallah. Nasıl CHP’nin işi oluyor bu? Çünkü Sayın Sezer’in çevresindekiler, Çankaya Köşkü’ndeki memurlar CHP’liymiş. Memurların hangi partiye oy verdiklerini kimse bilemez. Eğer Sezer’in yakın dostları arasında CHP’liler varsa bu kötü bir şey diye algılanmamalı. İş o hale geldi. CHP, Çankaya üzerinden politika yapıyormuş... Bizim buna ne niyetimiz, ne merakımız, ne imkanımız var. Ne de Sayın Sezer’in buna ihtiyacı vardır.”
       Öymen, kurgu film senaryosu üretildiğini iddia ederek, “Başbakan’ın yakın çevresinde anlaşılıyor ki dedikodu merkezleri var. Ve hükümet galiba bu dedikodu merkezlerine göre yönetiliyor” diye konuştu. Altan Öymen, konuşmasının son bölümünde de CHP’nin hedefinin ilk seçimde iktidara gelmek olduğunu söyledi.
       
“ŞİMDİYE KADAR NE YAPTIYSAM”
       Öymen, partinin genel başkanlığına yeniden seçilmesi halinde iktidara koşacaklarını belirterek, “Şimdiye kadar ne yaptıysam, onu yapmaya, daha gayretle tüm arkadaşlarımla, örgütlerimle yapmaya devam edeceğim” dedi. Öymen, CHP 11. Olağanüstü Kurultayı’nda, açış konuşmasının ardından, genel başkan adayı sıfatıyla yaptığı konuşmada, yaklaşık birbuçuk yıldır genel başkanlık görevini sürdürdüğünü anımsatarak, artık yaptıklarının takdirinin delegelerin oylarına sunulacağını kaydetti. İnsanların yaptıklarıyla anıldığını anlatan Öymen, son genel seçimlerden sonra ortaya çıkan tabloda CHP’nin görüntüsünün belli olduğunu ifade etti. CHP’nin, üye yazılımı, teşkilat ve tüzük hazırlama çalışmalarıyla, kamuoyu önünde “ciddi bir parti” izlenimini verdiğini anlatan Öymen, Türkiye’nin bilgi çağını yakaladığını, herkesin gelişmelerden anında haberdar olabildiğini dile getirdi. Bir partinin iyi çalışmasının ve iktidara gelmesinin, “tek adamlara değil, çok adamlara” bağlı olduğu görüşünü ifade eden Altan Öymen, “parti içinde ne kadar çok güç varsa, değişik arkadaşlık gruplarında olanlar varsa, onların da parti içinde çalışacağı bir sistem düşünüyoruz” diye konuştu. “Farklı arkadaşlık grupları” diye tanımladığı oluşumları ırmağa benzeten Öymen, şöyle konuştu: “Bu arkadaşlık grupları ayrı ayrı ırmaklar gibi bir baraja akmalı. Bu böyle olursa, CHP iç kavgalar yerine dışa dönük icraatını gerçekleştirebilir. Bu ırmaklar bir barajda toplanırsa, ortaya çıkacak enerjinin önünde kimse duramaz. İnsanların yaptıkları yapacaklarından bellidir. Size İsmet İnönü’ye ilgili bir anıyı anlatmak istiyorum. Dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın görev süresinin iki yıl daha uzatılması isteniyordu. Rahmetli İnönü de buna karşıydı. Bunu kürsüye çıktı ve iki cümleyle ifade etti: (Sayın Sunay, Cumhurbaşkanlığı’na yeniden gelmek istiyormuş. Gelirse ne yapacak?). Cevabı yine kendisi veriyor. (Şimdiye kadar ne yaptıysa onu yapacak). “ Öymen, kısa tuttuğu konuşmasının son bölümünde genel başkanlık görevi süresince yaptıklarının herkes tarafından bilindiğini ifade ederek, “Şimdiye kadar ne yaptıysam, onu yapmaya, daha gayretle tüm arkadaşlarımla, örgütlerimle yapmaya devam edeceğim” diyerek sözlerini tamamladı.
       Kongreyi izleyen konuklar arasında ANAP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Baş, MHP Genel Başkan Yardımcısı Nazif Okumuş, DYP Genel Başkan Yardımcısı Nevfel Şahin, Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral ve bazı sendikaların temsilcileri ile bazı yabancı ülke temsilcileri de bulunuyor. Konukların isimleri anons edilirken MHP’li Okumuş, mesajlar okunurken de DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’in aleyhinde tezahürat yapıldı.
       
GÜNEŞ: İDEOLOJİK SAPMA SÜRDÜ
       CHP Genel Başkan Adayı Hasan Fehmi Güneş, partinin mevcut ve önceki yönetimini eleştirerek, “Önceki yönetim de şimdiki yönetim de CHP’yi sağcılaştırmak için aynı ideolojik sapmayı sürdürdü” dedi. CHP 11. Olağanüstü Kurultayı’nda Altan Öymen’in ardından kürsüye gelen Güneş, konuşmasında, mevcut ve önceki yönetime yoğun eleştiri yöneltti. Konuşmasının başında kurultaya gitmeyi gerektiren bir sorun söz konusu olmamasına karşın, kişisel inatlaşmalar sonucu bu kurultayın yaşandığını ifade eden Güneş, “CHP kişilere mecbur edilemez, edilmemelidir” dedi.
       Kurultaya dayatma yapmaya kimsenin kalkışmaması gerektiğini belirten Güneş, şunları söyledi: “Çok yakında karşımıza çıkacak bir erken seçimin hazırlıklarını yapmalıydık. Bu nedenle bu kurultayı istemedik. Madem ki kurultay kaçınılmazdı, tam bir kurultay yapalım, geçiştirmeyelim. Ne kadar sorun varsa çözelim. Yeni kurultaylara yol açmayalım. CHP’yi bir umut, bir heyecan, bir eylem partisi olarak çıkaralım. Partiyi iktidara taşıyacak güçlü bir yönetim oluşturalım. Sorunumuz sadece yönetim sorunu. Başka ciddi, büyük noksanımız yok. Çünkü CHP Türkiye’nin en büyük, en güçlü, en örgütlü partisidir. Türkiye’nin 80 yıllık geçmişinin, sonsuza kadar geleceğinin siyasi örgütüdür. O büyüklüğünü akılcı yönetimle oya dönüştürmeliyiz.” İsimleri, listeleri değiştirerek sorunun çözüleceğini sanmanın bir yanılgı olacağını anlatan Güneş, sözlerini, “Bugünkü yönetim, bugünkü kadro, partinin bu temel sorununu algılayamadı. CHP’nin büyüklüğünü kaldıramadı, yönetmeyi beceremedi, siyaset üretemedi, sorunlara tavır koyamadı. Sanki yapıyor gibi yaptı da yapamadı; olmadı. CHP’yi haksız biçimde sıradanlaştırdı” diye sürdürdü.
       
“15 AY İSRAF EDİLDİ”
       Güneş, bugünkü yönetimin 15 ayı israf ettiğini öne sürerek, Genel Başkan’ın kendi yaptığı listeyle “kanlı bıçaklı” hale geldiğini savundu. Bir önceki yönetimin de partiyi “küçük olsun, benim olsun anlayışıyla yönettiğinin” iddia edildiğini anlatan Güneş, “O kadar küçüldü ki, kimseye yetmedi” dedi. Güneş, şimdiki yönetimin de önceki yönetimin yaptığı tahribatın bir parçasını dahi onaramadığını iddia etti. Güneş, “Önceki yönetim de şimdiki yönetim de CHP’yi sağcılaştırmak, başkalaştırmak için aynı ideolojik sapmayı sürdürdü” görüşünü dile getirdi. Delegelere, “Sizlere, ödünsüz, kararlı bir sol siyasi seçenek sunuyorum” diyen Güneş, solun sözcüsüz, öncüsüz bırakıldığını iddia etti.
        Güneş, CHP’nin “tam bağımsızlık tutkusunun partisi olduğunu” ifade ettiği sırada, 1969’da öldürülen sol görüşlü öğrenci Taylan Özgür’ün ablası Hale Kıyıcı, kürsüye yaklaşarak, “Ne bağımsızlığı, Bağımsızlık uğruna ölen Taylan’ın dosyasını neden sakladın? Bağımsızlık senin neyine...” diye bağırdı. Kısa bir duraklamadan sonra konuşmasını sürdüren Güneş, gerici, kafatasçı uygulamalara, şeriatçı kadrolaşmalara açık tavır alınması, Güneydoğu insanının sorunlarına duyarlı olunması gerektiğini kaydetti. Güneş, “Bu yönetim 15 ayda neyi ne kadar yaptıysa gelecekte de ancak o kadar yapacaktır. Bunu yeter göremeyiz” dedi.
       
“SOLUN BİRİNCİ PARTİSİ OLMAYI ÖNERİYORUM”
       Kurultayın sadece partiyi değil, tüm ezilenleri, emekçileri, umutsuz ve mutsuz kesimleri ilgilendirdiğini belirten Güneş, partililere, “İlk seçimlerde iktidar adayı CHP öneriyorum, solun birinci partisi olmayı öneriyorum. Söz veriyorum” diye seslendi. Delegelerin, sadece genel başkan seçmeyeceklerini, yüzde 8.5’i yeterli görüp görmediklerini de ortaya koyacaklarını vurgulayan Güneş, demokratların, solcuların aza razı olamayacağını, ilerici çözümlerin geride aranamayacağını söyledi. “Sevgili delegeler, lütfen beni anlayın, partimi tutku düzeyinde seviyorum” diyen Güneş, kurultayın, başarısızlığı kanıtlanan iki yönetimden birini seçmek zorunda olmadığını kaydetti. Delegelerden “yetki” isteyen Güneş, sözlerini, “Şimdi söz, karar sizin, Sorunluluğu taşımak da sizin” diye tamamladı.
       
BAYKAL: SUSSAYDIK, BUGÜN BELKİ 8.7’Yİ ARAR HALE GELİRDİK
       CHP Genel Başkan Adayı Deniz Baykal, 18 Nisan seçimleri öncesinde izledikleri politika nedeniyle Meclis dışında kaldıkları yolundaki eleştirilere, “18 Nisan seçimleri öncesinde sussaydık, bugün belki 8.7’yi arar hale gelirdik” dedi. Partililerin yoğun tezahüratları arasında Hasan Fehmi Güneş’in ardından konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Baykal, partililerden sükunetle kendisini dinlemelerini istedi. Kurultayda, duygulardan ve kızgınlıklardan arınmış olarak bir müzakere yapılacağını ifade eden Baykal, kurultayın CHP ve Türkiye açısından büyük önem taşıdığını kaydetti.
       CHP’nin önünü açacak düşünce ve tespitle partililerin önüne geldiğini dile getiren Baykal, “Seçilme kabiliyetini kaybetmiş bir genel başkanın keyfi uygulamasına örgüt ayak uydurmak zorunda değildir ve uydurmayacaktır da” diye konuştu. Baykal, Genel Başkan ile örgüt arasında “örgüt tasfiyesi” konusunda uyum arandığını, bunun için olağanüstü kurultaya gidildiğini savundu. Öymen’i örgüt tasfiyesi konusunda “kendisiyle uyumlu çalışacak bir örgüt kurmak istemekle” suçlayan Baykal, “Bu kurultayda Mayıs kurultayını garanti altına almak için bir yetki arayışı vardır” dedi.
       
“ÖRGÜTÜN MÜCADELE GÜCÜ İÇ SORUNLARA YÖNELTİLDİ”
       Olağanüstü kurultay kararı ile örgütün mücadele gücünü kendi iç sorunlarına yönelttiğini ifade eden Baykal, öte yanda Türkiye’de siyasetin bunalım içinde olduğunu kaydetti. “Türkiye’nin beklediği siyasetin CHP’den çıkacağını göstererek bu kurultaydan çıkacağız” diyen Baykal, hükümetin ekonomik ve siyasi uygulamalarını eleştirdi. Baykal, 8,5 milyon ailenin icra kapılarında borcunu ödeyemez durumda olduğunu, siyasetin ise hiçbir sorun yokmuş gibi sürdürüldüğünü dile getirerek, ekonominin yönetiminin hükümetin kontrolünden çıktığını ileri sürdü. Baykal, “devletin kuşatıldığını” ilk olarak CHP’nin gündeme getirdiğini, bu yılın Temmuz ayında Milli Güvenlik Kurulu’nun da devletin kuşatma altında olduğunu söylediğini kaydetti. Batık bankaların zararının 10 milyar doları, batan banka sayısının da 8’e çıktığını ifade eden Baykal, “Oluk oluk kamu kaynakları kanıyor. Buna tepki gösteren sadece CHP idi...” diye konuştu. Baykal, kendilerinin 2 yıl önce söylediklerini şimdi IMF’nin söylediğini de savunarak, “O zaman söylediklerimiz dinlenseydi Türkiye bu hale gelmezdi” dedi.
       
‘ÜRKEK Mİ, ERKEK Mİ?”
        Deniz Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üç ay önce Meclis’te aklanabilmek için sıraya girip pazarlıkla yakasını sıyıranlar ortada iken CHP’nin Türkbank konusundaki tavrından şikayet etmeye kimin ne hakkı vardır? Çünkü, halk biliyor ki, CHP teslim alınamaz, sindirilemez ve inançlarının gereğini sonuna kadar yapar. Bakın, o oylamalarda MHP bir ara dürüstlük adına bu pazarlığa karşı çıkar gibi oldu. Ne oldu? Hemen üstlerine yürüdüler, (istikrar) diye... Ve işte asıl o zaman gördük, MHP’nin ürkek mi, erkek mi olduğunu. Bizim söylediklerimizin hangisi bugün başkaları tarafından yalanlanıyor. Başbakan’ın, hükümet üyelerinin bulunduğu toplantılarda konuşmacılar CHP’nin 1.5 yıl önce söylediklerini ifade ediyorlar ve salondaki herkes ayakta alkışlıyor. Bunları dinlerken kendi kendime sordum; acaba bunlar 18 Nisan’da kime oy verdiler, diye. Onlar DSP’ye oy vermişlerdi. Ama onlar bilmiyor ki, aslında oradaki konuşmayı değil, CHP’yi alkışlıyorlardı.”
       
“CHP’NİN GÖLGESİ”
       Meclis’te oldukları dönemde, hükümeti düşürme nedenleriyle ilgili çok fazla spekülasyon yapıldığını ifade eden Baykal, “Hiçbir spekülasyona gerek yok. Yolsuzluk yaptılar, suçüstü yakalandılar. Biz de hükümeti düşürdük” dedi. CHP’nin, Meclis’te düşürdüğü hükümeti, halkın 18 Nisan’da sandıkta düşürdüğünü ileri süren Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Mesut Yılmaz, Cumhurbaşkanı olmak istiyordu ve bunun için her şarta sahipti. Eğer Meclis’tekiler geçmişteki hükümet düşürmenin yanlışlığını biliyorduysalar Sayın Yılmaz’ı Cumhurbaşkanı seçerek bu hatayı düzeltme şansları vardı. Niye oy vermediler; CHP hata yapmışsa 1.5 yıl sonra niye onu cumhurbaşkanı seçmediler? Ben 1.5 yıldır susuyorum. Allah selamet versin, bu sürede bizim arkadaşlarımızın da ağzı var, dili yok. Niye seçemediler biliyor musunuz; çünkü CHP’nin 1.5 yıl önce verdiği hüküm, 1.5 yıl sonra Meclis’te icra edildi. Nereden biliyorsunuz, diye sorarsanız, Sayın Yılmaz o dönemde çıktı, Meclis Grubu’nda dedi ki, (Şu CHP var ya bizim en büyük düşmanımız) Ortada fol yok yumurta yokken niye böyle dedi? Çünkü o da biliyor ki, CHP’nin 1.5 yıl önce verdiği kararın gölgesi yetmişti.”
       
“SAVUNMAYA İHTİYACIM YOK”
       Baykal, siyaset adamının ortaya attığı iddiaların toprağa atılmış bir tohum gibi olduğunu, beklemek gerektiğini ve bu tohumlara sahip çıkılması gerektiğini ifade ederek, 15 aylık sürede bu iddialara parti yönetimi tarafından sahip çıkılamadığını savundu. Genel Merkez yönetiminin susarak ve başka partileri örnek alarak siyaset yapmaya çalıştığını, ancak bunda başarılı olunmasının mümkün olmadığını anlatan Baykal, “O iddiaları ben CHP’nin genel başkanı olarak yaptım. Kişisel iddialarım değildi, partimin iddiasıydı. Ve o iddialara sahip çıkmak her CHP’linin göreviydi” dedi.
       CHP’nin 18 Nisan’da aldığı sonucun her CHP’li tarafından irdelenmesi gerektiğini ifade eden Baykal, seçim yenilgisinin parti içi ve parti dışındaki etkenlerini iyi değerlendirmek gerektiğini kaydetti. 18 Nisan seçimlerinin Türkiye’de hiçbir seçimle kıyaslanamayacağını, DSP ve MHP’nin bu seçimde aldıkları oy artışını Türkiye’deki gelmiş geçmiş hiçbir partinin gerçekleştiremediğini söyleyen Baykal, “Bunların altında hangi siyasi emek yatmaktadır. Menderes’in, Bayar’ın, Demirel’in ve Ecevit’in yapamadığını 4 ayda nasıl yaptılar? Benim savunmaya ihtiyacım yok. Ama Türkiye’deki hiçbir sosyoloğun konumu bunu anlatmaya yetmez” dedi.
       
“TOPLUMSAL HİPNOZ”
       Terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan’ın yakalanmasının bu siyasi tabloya çok net bir katkı yaptığını anlatan Baykal, şöyle devam etti: “Bunları iddialarınızdan vazgeçmeyin diye söylüyorum. 18 Nisan öncesinde sussaydık, bugün belki 8.7’yi arar hale gelirdik. Apo’nun yakalanışının 1.5 ay televizyonlarda gösterilişinden sonra bir seçime girdik. Türkiye, toplumsal bir hipnozun altında seçime gitti. DSP’ye bu seçimlerde giden oylar bizim hak ettiğimiz halde alamadığımız oylardır.” Deniz Baykal, Altan Öymen yönetiminin 15 aydır iyi niyetle çalıştığını, ancak bu iyi niyetin gerçek CHP’yi Türkiye’ye gösteremediğini savunarak, bugün “CHP nerede?” diye soranların aslında 18 Nisan seçimleri öncesindeki CHP’yi aradığını belirtti.
       
“BİRBİRİNDEN NEFRET EDENLERİN KONFEDERASYONU”
       CHP’de yeni dönemde yapılması gereken önemli değişimlerin başında siyaset yapma anlayışının değiştirilmesinin geldiğini kaydeden Baykal, parti içinde bir barış ve sevgi kültürünün sağlanması gerektiğine dikkati çekti. Baykal, “CHP, birbirinden nefret eden insanların konfederasyonu olamaz” diyerek, bundan sonra ilke ve bilinç düzeyinde siyaset yapılması gerektiğini vurguladı. CHP’li herkesi kucaklamaya hazır olduğunu ve geçmişteki tartışmaların bugün için hiçbir anlam taşımadığını ifade eden Baykal, sözlerini şöyle tamamladı:
        “Burada görevi kimin alacağı önemli değil. Önemli olan partiyi kimsenin ihanet edemeyeceği bir noktaya getirecek yönetimi seçmek. Aslında bu kurultaya hiç gerek yoktu. Kurultay için söylenen gerekçelerden çok söylenmeyenler gerekçeler çok daha tehlikelidir. Burada bir yarış yapmıyoruz. Bir görevlendirme söz konusu. Beni görevlendirirseniz, CHP’yi inançla, kararlılıkla gelebileceği en üst noktaya getirmeye çalışacağım. Başka arkadaşlara görev verirseniz, partimi başarılı kılmak için benden istenen her katkıyı yapacağım. Yaşasın CHP, yaşasın Türkiye, yaşasın demokrasi, yaşasın CHP’liler.” Baykal’ın konuşması yaklaşık 1.5 saat sürerken, konuşmanın uzaması üzerine özellikle Hasan Fehmi Güneş’i destekleyen grup, alkışlarla tempo tutarak zaman zaman Baykal’ı protesto ettiler.
       
60 KİŞİLİK PARTİ MECLİSİ
       CHP 11. Olağanüstü Kurultayı’nda, Parti Meclisi (PM) ve Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) üyelikleri için Divan Başkanlığı’na başvuru süresi tamamlanırken, genel başkanlık, PM ve YDK için seçimlerin birlikte yapılacağı açıklandı. Divan Başkanı Metin Çelikel, genel başkan adaylarının konuşmasının ardından, seçimlere ilişkin bilgi verdi. Çelikel, PM ve YDK üyeliği için başvuruların saat 16.45’te sona erdiğini bildirdi. Genel Başkan, PM ve YDK üyeliği için seçimlerin aynı anda yapılacağını açıklayan Çelikel, genel başkan, PM ve YDK oy pusulalarının ayrı olacağını, ancak delegelerin aynı sandıkta 3’ü için de oy vereceğini belirtti. Çelikel, kurultayda 1039 delegenin oy kullanacağını, genel başkan seçilebilmek için ilk iki turda delegelerin salt çoğunluğu olan 521 oyun gerektiğini, üçüncü turda ise en fazla oyu alan adayın genel başkan seçileceğini ifade etti. Çelikel, genel başkan adaylarının Parti Meclisi için oluşturulacak çarşaf listedeki sıralarını belirlemek üzere kura çekildiğini, buna göre genel başkanlık seçimi pusulasının ilk sırasında Altan Öymen, ikinci sırada Sefa Sirmen, üçüncü sırada Deniz Baykal ve dördüncü sırada Hasan Fehmi Güneş’in yer alacağını belirtti.
       Çelikel, PM için de aday sırası için yine çekilecek kura sonucu belirlenecek harfe göre aday isimlerinin çarşaf listede yer alacağını kaydetti. Parti Meclisi için 60 asil, 30 yedek üye belirleneceğini, adayların en fazla 60, en az 54 adayı işaretlemeleri gerektiğini belirten Çelikel, aksi durumda oyların geçersiz sayılacağını bildirdi. Çelikel, Yüksek Disiplin Kurulu için de 15 asil ve 15 yedek üye seçileceğini kaydetti. CHP 11. Olağanüstü Kurultayı, Divan Başkanlığı’nın, PM ve YDK pusulalarını düzenlemek ve listelerin açıklanmasından sonra seçim düzenine geçilmesi için çalışmalarına kısa bir süre ara verdi.
       
KURULTAYA NASIL GELİNDİ?
       CHP’deki yeni anlaşmazlık İçel’in merkez ilçesinde usulsüz üye yazımı konusunda ortaya çıktı. Altan Öymen, bu usulsüzlüğü yapanların görevden alınmasını istedi. Ancak Öymen, bu konuda Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ile anlaşmazlığa düştü. Altan Öymen, MYK’da ortaya çıkan ihtilafı PM toplantısında gündeme getirdi. Öymen, MYK seçiminde kendi listesinin seçilmemesini de parti içinde genel başkana karşı bir güvensizlik olarak değerlendirdi. Genel Başkan Öymen, MYK’dan sonra PM’de de aynı uyumsuzluğun sürdüğünü ve bu durumda yapılacak tek şeyin, kendisini de PM üyelerini de seçen kurultaya başvurmak olduğunu belirtti.
       Öymen, genel başkanlığın verdiği yetkiye dayanarak, 30 Eylül’de yapılması öngörülen tüzük kurultayı yerine, olağanüstü seçimli kurultaya gitme kararı aldı.
       Öymen, “hangimizin tavrının doğru olup olmadığına kurultay karar verecek. Çünkü PM’nin bana güven duymadığı ortaya çıkmıştır. 30 Eylül tarihinde seçimli bir kurultay yapılacak. Ben adayım” dedi.
       
DİĞER ADAYLAR
       Öymen’den sonra, parti içinde “sol kanat” olarak adlandırılan grup, eski İçişleri Bakanı ve PM üyesi Hasan Fehmi Güneş’i genel başkan adayı olarak gösterdi. Doç. Dr. Hurşit Güneş ise üçüncü genel başkan adayı olarak ortaya çıktı. Daha sonra İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı Sefa Sirmen, ilk kez NTVMSNBC’ye verdiği demeçte aday olacağını açıkladı. Sirmen birkaç gün sonra CHP’li belediye başkanları ile Ankara’da yaptığı toplantının ardından, aday olduğunu ilan etti.
       Genel başkanlığını en son açıklayan ise eski Genel Başkan Deniz Baykal oldu. Gelecek yıl Mayıs ayında yapılacak olağan kurultay için genel başkan adayı gibi çalıştığı bilenen Baykal, ortaya çıkan ilk kurultay fırsatında adaylığını açıkladı.
       Doç. Dr. Hurşit Güneş, genel başkan adaylarının belli olmasından sonra, kurultayın partiye bir katkısı olmayacağını ve bu yarışı anlamlı bulmadığını belirterek, adaylıktan çekildi. Böylece kurultayda, 4 genel başkan adayının yarışması sözkonusu oldu.
       
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları