|
|
Türkiyede bankaların toplam öz varlıkları 120 milyar dolar ulaşıyor. Başka bir deyişle, Türkiye bankacılık sektörü Deutsche Bankın büyüklüğüne ancak erişebiliyor. McCarthy, bu büyüklüğün zorunlu olan yüzde 8lik sermaye oranına göre, ancak 10 milyar dolarlık bir sermaye birikimine tekkabül ettiğini söylüyor ve sektörün yeniden yapılanmasını zorunlu görüyor. 1999da satın alınan ve reel getirisi yüzde 40larda olan kağıtların halen sistemde bulunduğuna dikkat çekiyor ve: Bunların yakında devre dışı kalmasıyla, zaten ufak olan sistemde verimliliğe öncelik verilecek diyor. DÖRTLÜ ÇETELER Bir dönemde sanayiciler için bankacılık sektörüne girmek moda haline gelmişken, istikrar programının devreye girmesiyle, kolay karlar dönemini geçmişte bırakan Türkiyede, bankacılık sektöründe 81 banka 61 milyona hizmet sunuyor. Sayıları 24 olan yabancı bankalar ise toplam mevduat ve kredilerin ancak yüzde 5ini teşkil ediyor. McCarthynin şaka yolu kullandığı deyimle, bir yandan Ziraat Bankası, Vakıflar Bankası, Halk Bankası ve Emlak Bank, beri yandan İş Bankası, Akbank, Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası, biri kamu, diğeri özel, iki tane dörtlü çete sektörde ağırlıklarını hissettiriyor. McCarthye göre, derinliği olmayan, yapısı parçalı olan Türk bankacılık sektörü konsolidasyon ve derinleşme sürecinden geçerken, sistemik bir riske girmemek önem arzediyor. 1 Eylül tarihinde göreve başlamış olan Bankacılık Üst Kurulunun sektörün yeniden yapılanmasına yön verirken, sisteme inandırıcılık, sorumlu ve şeffaflık getirmek durumunda olduğunu anlatıyor. MCKİNSEY RAPORU BEKLENİYOR Mevduat Fonundaki sekiz bankaya gelince, McCarthy: Bunlarla ilgili yorum yapmak bana düşmez. McKinseynin raporunun açıklanmasını beklemek gerekiyor diyor ve Önemli olan sistemin desteklenmesi, şeffaf ve desteklenebilecek nitelikte bir yaklaşımın benimsenmesi vurgusunu yapıyor. McCarthyye göre, Fona geçtiklerinde zararları 2 milyar dolar civarında olan sekiz bankanın zararının sonradan 7 milyar dolara ulaşması, TSMFnun bu bankaları mercek altında tutması ve gerçekci bir analize tabi tutmasına bağlı. Zararların ilk tahminlerden oldukça yüksek çıkmasının başka ülkelerde de yaşandığına dikkat çekiyor, 1980lerde ABDde Savings & Loansun zararı ilk tahminlerdeki 8 milyar dolar yerine 180 milyar dolar olarak kesinleştiğini örnek gösteriyor. YABANCI YATIRIM GÜÇLÜĞÜ Özelleştirme programındaki gelişmelere bakıldığında, GSM dışında, diğer özelleştirmenin iç pazarda iç finansmana dayanarak yapıldığına dikkat çeken McCarthy, Türkiyeye yabancı yatırımın yönelmemesini şu nedenlere dayandırıyor: * Yatırımcının önünde geniş yatırım alternatiflerinin bulunması, * Alternatiflerin gelişmekte olan pazarlarda olduğu gibi gelişmiş pazarlarda da sunulması, * Doların güçlü olması, * Türkiyede yasaların yabancı yatırımları kolaylaştırıyor görünürken, bürokratik işlemlerin aksine yabancı karşıtı görünmesi ve işlerin böylece yokuşa sürülmesi, * Türkiyede artık ucuz olmayan emeğin yeterince kalifiye olmaması. Bu konuda çıraklık sisteminin önemine inanan McCarthy, Dünya Bankasının ve Avrupa Birliğinin böyle bir programı desteklemeye hazır oldukları, ancak Türkiyenin bu alanda geciktiği düşüncesinde. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||