Home page
Haber Menüsü


Güncelleme: 04:11 ET 18 Mar., 2005
NTV-MSNBC
Alfred C. Kinsey kimdir?

Adı cinsellikle birlikte anılmakta olan Afred C. Kinsey, 1894’de insan bedeninin ve arzularının değil konuşulmasının, düşüncesinin bile sıkı bir baskı altında tutulduğu Viktorya çağı Amerikası’nda dünyaya geldi.
Aynı zamanda mühendis olan, katı Metodist babası Pazar okulunda vaaz verirdi. Babası, Kinsey’ye cinselliği önemseyen modern toplumun insan ahlakının çöküşü ile karşılaşmasının kaçınılmazlığını anlatırdı. Babası oğlunun kendisi gibi olmasını istiyordu ama, Kinsey, çocukluğundan beri özgür ruhlu ve isyankar bir kişiliğe sahipti. Babasının karşı çıkmasına rağmen, Bowdoin Koleji’ne yazıldı ve burada biyoloji ve psikoloji öğrenimi görerek 1916 yılında magna cum laude derecesiyle mezun oldu. Bunun ardından Harvard’da taksonomi üzerine bilim doktorası yapma hakkını kazandı. Kinsey, 1920 yılında Indiana Üniversitesi zooloji bölümünde asistan profesör olarak çalışmaya başladı. Daha sonraları, kendi deyimiyle “insan hayvan” üzerinde çalışmak üzere yapacağı keskin dönüşü o sıralar pek az kişi ön görebilmiştir.
       Kinsey, ününü önce taksonomi ve evrim üzerine yaptığı çalışmalarla kazanmıştır. Kariyerinin ilk 20 yılında, bir karınca büyüklüğünde olan yaban arılarıyla ilgili, dünyanın önde gelen uzmanlarından biri olmuştur. Dünyanın en büyük böcek koleksiyonunu toplamış olan Kinsey’nin koleksiyonu şu anda American Museum of Natural History’de sergilenmektedir.
       Kinsey, Indiana’da Clara Bracken McMillen ile tanıştı. Mc Millen, parlak bir kimya öğrencisiydi ve Kinsey’nin böcek evrimine duyduğu ilgiyi paylaşıyordu. Kinsey bu özgür ruhlu genç kadına kısa bir süre içinde aşık oldu ve evlendi.
       1938’de, öğrencilerinin gerçekçi cinsellik eğitimi üzerindeki taleplerini göz önüne alan Kinsey, bir evlilik kursu açtı. Bu kurs, taşıdığı isme rağmen, bir ilişkinin cinsel yönüne yoğunlaşmıştı. Bu kurslar öğrencilerden büyük rağbet gördü, öğrenciler Kinsey’den cinsel tavsiyeler istemeye başladılar. Acil bir çok soruya cevap veremediğini gören ve cinsellik konusunda kendi kafası da oldukça karışık olan Kinsey, insanın cinsel davranışları konusunda çok az şey bildiğinin farkına vardı. Bunun üzerine bir araştırma ekibi oluşturan Kinsey, ekibiyle birlikte görüşmelere başladı. Bu görüşmelerin amacı, insanların yatak odalarındaki davranışlarının kökenini öğrenmekti. 1940’ların ortasında, İndiana Üniversitesi bünyesinde Seks Araştırmaları Enstitüsünü açtı. Enstitü o tarihten itibaren Kinsey Enstitüsü olarak bilinmektedir. Bu konuda bir kitap için bilgi toplamaya başlayan Kinsey’nin çalışmaları, saygın Rockefeller Vakfı tarafından finanse edildi.
       Kinsey, önce öğrencilerinden, sonra da meslektaşlarının seks hikayelerini toplamaya başladı, ardından çevredeki eşcinsel barlarından, banliyö mahallelerinden görüşmeye ikna edebildiği insanlarla da konuştu, amacı mümkün olduğu kadar farklı davranışların bilgilerini bir araya toplamaktı. Bu araştırma işlemleri sırasında geliştirdiği soru cevap tekniği ile 200 değişik tipte cinsel davranış tespit etti. Araştırmacıları, deneklere karşı dostça, rahat ve duydukları şey ne kadar şaşırtıcı ve tuhaf olursa olsun sakin bir şekilde dinlemek üzere eğitilmişti. Bu teknik, deneklerin en mahrem sırlarını bile rahatça ortaya koymalarını sağlamıştı. Görüşmeler tamamlandıktan sonra, toplanan bilgi, o dönemin bilgisayarları tarafından değerlendiriliyordu.
       1948 yılında yayınlanan Erkek İnsan’da Cinsel Davranışlar adlı kitap, 25,000 adet basıldı ve ilk baskısı birkaç gün içinde tükendi. Kitap birkaç ay içinde 200,000’den fazla satışa ulaştı. Bu akademik bir yayın için ulaşılması imkansız bir sayıydı. Sekiz dile çevrilen kitaba gösterilen ilgi, dünyada cinsel bilgiye duyulan açlığın simgesi olmuştu. Kitapta belirtilenler çok şaşırtıcıydı. Kinsey’nin araştırmasına göre, erkeklerin yüzle 67-98’i mensup oldukları sosyal sınıfa bağlı olarak evlenmeden önce cinselliği tanımış, evli erkeklerin yüzde 50’si evlilik dışı ilişkiler kurmuş, yüzde 92’i mastürbasyon yapmış ve Amerikan erkeklerinin yüzde 37’si hayatları boyunca en az bir kez eşcinsel ilişki yaşamıştı.
       Kitap, şaşkınlık, öfke veya kutlama gibi karışık tepkilere neden olmuştu. Bu çatık kaşlı profesör, kısa bir sürede bütün evlerde tanınan bir isim ve efsane haline gelmişti. Eşi Clara, medya turlarına çıkıyor ve McCall dergisine, kocasının çalışmasını “sessiz bir tolerans talebi” olarak tanımlıyordu.
       Beş yıl sonra, Kinsey kitabın devamı olan Kadın İnsan’da Cinsel Davranışlar adlı kitabı yayınladı. Kitap, bir önceki ile benzer sonuçların altını çiziyordu. Bu kez tepki tamamen farklıydı. Erkekler hakkında yayınlanan kitap ne kadar ilgi ile karşılandıysa, kadınlar hakkında yazılanlara da o kadar saldırıldı. Amerika anlaşılan Kinsey’nin kadınlar hakkında anlattığı gerçekleri duymaya hazır değildi. Çünkü, çalışmaya göre kadınların yüzle 62’si mastürbasyon yapıyor, yüzde 50’si cinselliği evlilik öncesinde tanıyor, yüzde 26’sı evlilik dışı ilişkiler yaşıyordu. Bu rapor topluma bomba gibi düştü, çünkü raporun konusu 1953 yılında, Amerikalı anneler ve müstakbel annelerdi.
       Sonuç olarak bu kitaptan sonra Kinsey, bilimsel ve kültürel anlamda parya ilan edildi. Rahip Billy Graham her yerde onun ahlaki düzeyini eleştiren vaazlar verdi. Mc Carthy döneminin kongre soruşturmaları, kendisinin Amerikan değerlerini zayıflatmak için Komünistler tarafından görevlendirilmiş olabileceğini iddia etti. Rockefeller Vakfı desteğini çekti ve Kinsey kendisi için hayati önem taşıyan Akademik izinlerini kaybetti. Bu mücadelenin bedelini ise ödeyecekti. 1956 Ağustos’unda bir kalp krizi sonucunda hayatını kaybetti.
       Eğer bu krizden kurtulsa, yaşayabilse, bir on yıl sonra William Masters ve Virginia Johnson’ın kendi özgün çalışmaları olan İnsanın Cinsel Davranışları (1966) adlı raporunun yayınladıklarını ve cinselliğin insanın kişiliğini bulması açısından sağlıklı bir şey olarak tanımladıklarını görebilecekti. 1960’ların sonu ve 1970’lerin başından itibaren Amerika’da cinsel devrim başlamış, milyonlarca lise ve üniversite öğrencisi, Kinsey’nin yıllar önce öncülüğünü yapmış olduğu cinsellik derslerine girmeye başlamışlardı.
       Bugün, Kinsey’nin raporlarının uyandırmış olduğu ayrılıklar ve öfke, Amerikan toplumunda cinsel eğitimden eşcinsellerin haklarına kadar belli başlı konularda yapılmakta olan bütün tartışmalara damgasını vurmuştur. Bu sıcak atmosferde, Kinsey’nin çalışmaları ve bizzat kendisi hala saldırılara maruz kalmaktadır. Kinsey’ye karşı yöneltilen suçlamaların en önemlilerinden biri, kendisinin çocuklar üzerinde yasa dışı cinsel araştırmalar yapmış olduğudur. Bu araştırmaların gerçek olduğuna dair hiçbir bulguya rastlanmamıştır. Kinsey Enstitüsünün Direktörü olan John Bancroft söyle demektedir. “1995 yılında, Enstitüsü başkanlığına getirildiğim ilk gün, bu tarz suçlamalarla karşılaştım ve araştırma gereğini duydum. Kinsey hiçbir zaman çocukların cinsel davranışları ile ilgili bir deney başlatmadığı gibi, kendi ekibinden hiç kimseye bu konuda herhangi bir eğitim vermemiştir.”
       Ancak, filmde de belirtildiği gibi Kinsey, insan cinselliğinin daha önce sürekli görmezlikten gelinen bir davranış biçimi olan pedofiliyi incelemiş ve bunun için pedofillerle de görüşmeler yapmıştır. Söz konusu suçlamanın kaynağı, raporunda çocuklarla ilişkilerini ayrıntıları ile anlatan pedofillerdir. Günümüzde hala bir çok bilim adamı ve tarihçi bu bilginin geçerliliği ve bilimsel değeri üzerinde tartışmayı sürdürmektedir, ancak Kinsey, bu tartışmalı bilginin nereden geldiği ve neden kullandığına dair kendi görüşlerini belirtmiştir.
       Kinsey’nin raporları ve teknikleri hala fırtınaları çekmektedir. Küçük ancak yaygaracı muhafazakar grup, Kinsey’yi hala cinsel eğitim programlarını ve cinsellikle ilgili önemli araştırmaların finansmanını engellemek için günah keçisi olarak kullanmaktadır. Kinsey, cinsel uyanışla ilgili dönemi başlattığı için, karşıtları tarafından, çağdaş toplumdaki cinsel çürümenin onun tarafından başlatıldığını iddia etmektedir. Akademik çalışmalar için gerekli izinler, kamu sağlığını yakından ilgilendiren bir çok araştırma, karşıtları tarafından Kinsey’nin adı kullanılarak engellenmeye çalışılmaktadır.
       Ancak bu güne kadar, hiç kimse Kinsey’nin bu kadar geniş bir yelpazede yapmış olduğu araştırmayı tekrarlayamamış ya da vardığı sonuçların yanlış olduğu kanıtlanamamıştır. Bu arada İndiana Üniversitesi bünyesinde kendi kurduğu enstitünün adı Kinsey Cinsellik, Cinsiyet ve Üreme Araştırmaları Enstitüsü olarak değiştirilmiştir (www.indiana.edu/kinsey). Enstitü Kinsey olmasaydı asla ortaya çıkmayacak olan bir alanda çalışmalarına devam etmektedir.

 

       
    TOP5 38. Rotterdam Film Festivali başladı  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları