|
TDK’ya göre: Ortada gereklilik olmadığı halde kahramanlık göstermeye çalışmak
|
|
“Don Kişot, karakterinin kendisi beni zamanın gerisinde kalmışlık haliyle hep cezbetmiştir” diyen Yüksek, Donkişot’u seçmesinin nedenlerini sayarken, “Günümüzde bu duygu çok daha fazla hissediliyor. Zaman çok daha hızlı değişiyor. Eski erdemlerimizle alay ediliyor. Onları savunduğunuzda, hatta savaştığınızda Don Kişot oluyorsunuz. Örneğin, doğayı savunduğunuzda siz bir Don Kişot’sunuz. Teknoloji insanı makineleştiriyor dediğinizde de öyle. Atlas’ta da çoğu zaman kendimizi bu şekilde hissediyoruz” diye konuşuyor.
|
|
|
Webster’a göre: Erdemleri savunmak
|
|
Yazıları ve fotoğraflarıyla sık sık okurlarının karşısına çıkan, daha çok kent ve insan fotoğrafları çeken Atlas dergisinin genel yayın yönetmeni Özcan Yüksek, daha önce de İspanya’da Endülüs konusunu fotoğraflamıştı. Hukuk Fakültesi mezunu olan ve öğrencilik yıllarından bu yana gazetecilik yapan Özcan Yüksek, 12 yıldır yayımlanmakta olan Atlas dergisinin kurucuları arasında.
|
|
|
Petit Larousse Illustre’ye göre (Don Quichottisme): Gönlübol, idealist, erdemli, hayattaki haksızlıklara karşı savaşan ve bunları düzeltmeye çalışan davranış biçimi
|
|
Miguel De Cervantes
(Alcala de Hanares 1547-Madrid 1616)
İnebahtı’da savaştı ve bir kolunu kaybetti. Beş yıl Cezayir’de esir kaldı. Yenilmez Armada’nın iaşe komiseri oldu. Aforoz edildi, hapse atıldı ve sonunda III. Felipe’nin sarayına kapılandı. Maceralı hayatı, mizah ve hiciv şaheserleri olan romanlarına esin kaynağı oldu. Dönemin moda şövalye romanlarıyla alay etmek için yazdığı “Don Kişot” (1605-1615), İspanyol dilinin şaheserlerinden birini ve ölümsüz bir kahramanı yarattı. Ayrıca küçük hikayeleri, “Örnek Alınacak Hikayeler” (1613), komedileri ve trajedileri vardır.
Don Kişot
Cervantes’in bu baş yapıtında yaşlı bir İspanyol soylusu, okuduğu şövalye romanlarının kahramanlarıyla öylesine özdeşleşir ki, kendisini onlardan biri sanmaya başlar. Tavan arasında paslanmış durumda olan zırhı ve miğferi giyer; atı Rossinante’ye biner; hainleri cezalandırmak, eziyet çekenleri kurtarmak için yola koyulur. Yolfa katırcılarla tartışır ve ağır bir biçimde dayak yer, evine götürülür. Papaz, berberin yardımıyla evdeki bütün şövalye romanlarını yaksa da Don Kişot’un şövalyelik tutkusunu engelleyemez; Don Kişot iyileşince yanına Sancho Panza’yı alarak yola çıkar. Sancho Panza, yüce gönüllü ve çılgın efendisinin yanında pratik aklın ve gerçekçiliğin temsilcisi gibidir. Roman bu iki karşıt karakterin serüvenleri üzerine kuruludur. Don Kişot, şanlı geçmişin, görkemli geleceğin büyüsüne kapılmış, gerçek dünyayla bağlarını koparmış bir idealist; Sancho ise pratik, gerçekçi, ama kaderci, zengin olmak için şans arayan İspanyol insanı olarak betimlenir.
“Don Kişot’luk”
TDK’ya göre: Ortada gereklilik olmadığı halde kahramanlık göstermeye çalışmak
Petit Larousse Illustre’ye göre (Don Quichottisme): Gönlübol, idealist, erdemli, hayattaki haksızlıklara karşı savaşan ve bunları düzeltmeye çalışan davranış biçimi
Webster’a göre: Erdemleri savunmak
Cervantes Enstitüsü:
1991 yılında kurulmuş olan Cervantes Enstitüsü oldukça genç olmasına rağmen hızla gelişmekte olup, İspanya Dış İşleri Bakanlığı’nın himayesinde bulunan ve kar amacı gütmeyen resmi bir kurumdur. İspanyolca dil eğitiminin yaygınlaştırılması, anadili İspanyolca olan ülkelerin kültürlerinin tanıtılması ve dünyanın her yerinde kültür alışverişine katılım sağlanması amacı ile kurulmuştur. Bu amaç doğrultusunda İstanbul Cervantes Enstitüsü, 17 Eylül 2001 tarihinde, İspanya Devlet Başkanı José María Aznar ve dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Bülent Ecevit tarafından yapılan törenle İstanbul’da da yerini almıştır. Cervantes Enstitüsü Türkiye’de İspanyolca eğitmen eğitimini sağlayan tek kurum olup, Taksim’deki merkezinde ve Marmara Üniversitesi Göztepe kampusunda yer alan şubesinde, anadili İspanyolca olan 25 eğitmeni ile standart İspanyolca eğitiminin yanı sıra, Ticari İspanyolca, İspanyol Mutfağı gibi kurslarla 1800 öğrenciye hizmet veriyor. 4000’den fazla kitapla, 30 İspanyol dergisiyle, İspanyol ve Latin Amerika müziklerini içeren fonotekiyle, geniş VCD ve DVD koleksiyonu ile Türkiye’nin ilk ve tek İspanyolca kütüphanesi Cervantes Enstitüsü’nde yer alıyor. Cervantes Enstitüsü İstanbul’un yanı sıra, Diyarbakır, Bursa, İzmir, Ankara gibi şehirlerde de sinema gösterimleri, konferanslar ve konserlerle kültür hayatına katkıda bulunuyor.
| |