|
|
Borsamız hızlı ve soluksuz bir düşüş trendi içinde. Bundan sonra ne olur? Bu sorunun yanıtını bilmek için elbette iyi bir falcıdan çok daha fazlası gerekir. Ancak elimizdeki birtakım ipuçlarından yola çıkarak bazı sonuçlara varmak mümkün. Genel olarak borsamızı en çok rahatsız eden sorunlar arasında likidite eksikliği ve bankacılık hisselerinde görülen satış baskısı geliyor. Hızla düşen karlılıklar nedeniyle Türk bankaları zor günler yaşıyor. Karlılıklar uzun bir süre baskı altında kalmaya devam edecek. Bu nedenle hisse fiyatlarında ciddi bir iyileşme beklenmiyor. Ayrıca bankacılık sektörünün İMKB-100 endeksindeki yüksek ağırlığı nedeniyle bu hisse senetlerinin göstereceği olumsuz performans endekside olumsuz etkileyecek. Bununla birlikte, sanayi sektöründe de endekste ağırlığı yüksek olan hisselerde de ciddi bir artış potansiyeli yok. İMKB-100 endeksi şu anda 1.72 cent seviyesinde ve bu, yılbaşından bu yana toplam %40 düşüşe karşılık geliyor. Düşüş trendinin özellikle Mayıs ayı başında hızlandiğini görüyoruz. Aynı zaman diliminde İMKB-100 endeksindeki değer kaybı %46ya ulaştı. Düşüş ile ilgili bir çok neden ortaya atıldı. Ekonomideki aşırı ısınma, hızla artan cari açık ve özelleştirme hedeflerinden sapma olacağı beklentileri. Bu konularda ortaya çıkan kaygılar satışları hızlandırmışa benziyor. Burada çelişki yaratan durum, aslında ekonomik programın bir çok cephede başarılı şekilde uygulanması. Bütçe ve enflasyonda ciddi ölçüde mesafe kaydedilmiş olması. Dolayısıyla, yukarıda saydığım kaygılar, İMKBde devam eden satışları tümüyle açıklayamıyor. Satışların temel nedeni kuşkusuz uygulanmakta olan programın sonuçlarının şirketlerin mali performanslarına olan etkisi ve bunun zamanla bu şirketlerin hisse senedi fiyatlarına yansıması. Geçtiğimiz yıllarda İMKB şirketleri, toplam gelirlerinin giderek artan bir bölümünü yüksek faizli hazine bonolarından sağladı. Faizlerde görülen hızlı düşüş, şirketleri tekrar ana faaliyetlerinden para kazanmaya yöneltti. Ancak bunun gerçekleşmesi zaman alacak. Bu nedenle 2000 ve kısmen 2001 yılları şirketler için yeni ekonomik ortama ayak uydurup tekrar faaliyetlerinden para kazanmaya başlayacakları sancılı bir geçiş dönemi. Bu dönemin içinde genel karlılıklarda düşüş kaçınılmaz. Bu da hisse senedi fiyatlarının bir süre daha baskı altında kalmaya devam etmesi anlamına geliyor. Türk bankaları 2000 ve 2001de karlılıklarında ciddi bir düşüş yaşayacaklar. Bu da hisse senedi fiyatlarını oldukça olumsuz etkiledi ve fiyatlar bir sure daha baskı altında kalmaya devam edecek gibi gorünüyor. Birçok sanayi şirketi de aynı durumda. Buna karşın borçlu şirketler de karlılıklarını düşen faizlerle birlikte arttıracaklar. Aşağıdaki tabloda Garanti Yatırımın İMKB-100 şirketleri için yaptığı 2000 sonu hedef piyasa değerlerine dayanarak hesaplanan sektörel artış potansiyelleri yer almaktadır. Sektör piyasa değeri artış potansiyeli, basit olarak o sektörde bulunan şirketlerin bugünkü piyasa değerleri toplamının yılsonu hedef piyasa değeri toplamına ulaşması için gerekli artış miktarıdır.İMKB-100 katkısı ise bu artış potensiyel değerlerinin sektörlerin İMKB-100deki ağırlıkları ile çarpılmasıyla elde edilir. Biraz karışık gibi gözükse de aslında basit bir mantık üzerine kurulmuştur. Bu tablodan görüldüğü gibi finans sektöründeki artış potansiyeli %11 ve sanayi sektöründeki artış potansiyeli ise %22, yani finansın iki katı... Sektörel bazda bakıldığında en yüksek artış potansiyeli perakende ve elektronik & telekom sektörlerinde var (Bu sektörün içinde Turkcellde var). Ancak bunların endeksteki ağırlıkları az olduğu için İMKB-100 artış potansiyeline katkıları sınırlı. Bununla birlikte endekte ağırlığı yüksek olan Holdinglerin ve bolca kamu şirketinin yer aldığı Petrol ve Petrol ürünleri ile Demir Çelik sektöründe artış potansiyeli oldukça sınırlı.
Tekrar etmek gerekirse, İMKB-100 için bulduğumuz artış potansiyeli endeksteki şirketlerin yılsonu için belirlenen hedef piyasa değerlerine bağlı. Bunları hesaplamanın bir çok değişik yöntemi var ve değişik analistler aynı yöntemi kullansalar bile çok değişik sonuçlar bulabilirler. Ayrıca birtakım dış faktörler nedeniyle şirketler uzun süre hedef piyasa değerinin altında ya da üstünde işlem görebilir. Kısacası bu kavram oldukça subjektiftir. Bununla beraber ekonomik programın sonuçlarını vermesiyle birlikte reel faizlerde görülecek düşüşler, İMKB şirketlerinin hedef piyasa değerlerini daha da yukarı itecektir. Bu çalışma yapılırken, reel faizlerin yılsonuna kadar şu anda %13-14 olan seviyesini koruyacağı varsayımı yapıldı. Uygulanmakta olan ekonomik programın sonuçlarını vermesiyle beraber reel faizlerin %10-11 seviyelerine gerilemesi beklenebilir. Bu durumda da şirketlerin hedef piyasa değerleri artar ve yukarıda verilen tahminler geçerliliğini yitirir. YATIRIMCI NE YAPMALI? Bu nedenle yatırımcıların İMKB-100 endeksi yıl sonunda ne olur sorusuna kafa yormak yerine hangi hisseler almak gerekir sorusuna yanıt aramaları gerekir. Devam eden satış baskısıyla birlikte bu sene ve önümüzdeki sene mali performansında olumlu gelişmeler beklenen şirketler de hisse fiyatlarında ciddi düşüş gördüler. Yatırımcılar bu hisse senetlerini uygun fiyatlardan toplayarak kendilerine bol kazançlı bir portföy oluşturabilirler. Bu hisseler hangileri mi? Şimdi biraz reklam: Bu sorunun yanıtı ve daha birçok hisse senedi analizi/tavsiyeleri Garanti Yatırım adresinde... Bekliyoruz! | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||