| | | | Kur riskinin ihmal edilebilir düzeylere indiği bankacılık sektöründe, mevduatın vadesinin halen 1.5 ay civarında olması nedeniyle vade uyumsuzluğunun devam ettiğini ifade eden Yolalan, bunu ekonomik programda kaydedilecek ilerlemeler ve ekonomik birimlerin güveninin artmasıyla zaman içinde aşılması beklenen bir sorun olarak gördüklerini belirtti.
VERİMLİLİK ARTIŞI SAĞLAYAMAMA RİSKİ
Yolalan, “Enflasyondaki düşüş sonucu kar marjlarındaki daralmayla birlikte, tedrici olarak bankacılık hizmet gelirleri öne çıkarken, sermaye piyasası işlem gelirlerinin önemi azalacak ve gelir-gider tablosundaki kar yaratım yolları değişecektir. Böyle bir ortamda bankaların verimlilik artışı sağlamaktaki başarıları, performansları açısından da belirleyici olacak. Ben verimlilik artışının sağlanamamasını da temel riskler arasında görüyorum” diye konuştu.
‘BİRLEŞMELER GÜNDEME GELEBİLİR’
Reha Yolalan, dünyada son dönemde görülen banka birleşmelerinin arkasındaki en önemli ekonomik dürtülerden birinin optimal ölçeğe ulaşma isteği olduğuna dikkat çekti.
Bu bağlamda Türkiye’de tam anlamıyla optimal ölçeğe ulaşmaya yönelik birleşmelerden söz etmenin mümkün olmayacağını belirten Yolalan, “Enflasyonun düştüğü ve ekonomik istikrarın sağlanmaya başladığı günümüzde etkinlik arayışları ön planda olacak. Bu da etkinliği artıracak şekilde ölçek ekonomilerinden faydalanmak dürtüsüyle banka birleşmelerine neden olacaktır. Her ne kadar 2004’te bu yönde beklenen gelişmelerin yaşanmadığı düşünülüyor olsa da 2005’te ve izleyen dönemde Türk bankacılık sektöründe bu yönde daha ciddi gelişmelerin gündeme gelebileceğini düşünüyorum” dedi.
‘AB İLE YABANCI İLGİSİ ARTACAK’
Citigroup Türkiye Genel Müdürü Steve Bideshi de Türk bankacılık sektörünün, reel faiz gelirleri yerine temel bankacılık faaliyetlerine yönelmesiyle daha sağlıklı bir yapıya yönelmeye başladığını kaydetti.
Bideshi, Türk pazarının son derece pozitif bir gelecek vaat etmesidolayısıyla finansal kurumlar dahil birçok sektörün yabancı yatırımcıları çekeceğini vurgulayarak, “Türkiye, finans sektöründe ilgi çeken bir pazar. Şimdiye dek yapılmış mevzuat değişiklikleri ve yapısal reformlar gelecek 10 yılda bankacılık sektörü için daha da uygun bir ortam sağlayacak” dedi.
Steve Bideshi, AB’den tam üyelik tarihi alınmasıyla ilgili olarak da bu gelişmenin bankacılık sektörüne iki açıdan çok olumlu etki yapacağını vurguladı. AB ile uluslararası yatırımcıların Türk varlıklarına ilgisinin artacağını, bankacılık sektörüne ayırdıkları kaynak ve limitlerde yükselme görüleceğini dile getiren Bideshi, sektörün düzenlemesi ve denetlemesi açısından temel bankacılık faaliyetlerine odaklanmış uluslararası standartlarda, şeffaf bir sektörün oluşmasını da beklediklerini kaydetti. | |
'Bankacılık sektöründe riskler azaldı'
Bankaların kara tahtaları siliniyor
