| | |
TÜRKİYE HALA KRİZDE
Hükümetin üretim ve yatırım ile ilgili konuları ikinci plana attığını, 2005 yılında kalkacak olan kotalarla ilgili hiçbir tedbir alınmadığını savunan Oran, gündemin sadece AB üyeliği üzerinde odaklandığını ileri sürdü. Türkiye’nin yatırım ortamını iyileştirmeden AB üyeliğine aday olsa da yabancı yatırım çekemeyeceğini kaydeden Oran, şöyle konuştu:
“Türkiye hala krizde. Borç stoku bu kadar yüksek devam ettiği sürece krizden çıkılmış sayılmaz. Krizden çıkabilmeniz için borcunuzu ödemeniz veya ödeyecek varlıklara sahip olmanız lazım. Başbakan önceliğini tamamen AB’ye verdi. Bence Türkiye’nin amacının bu olmaması gerekiyor. Amaç Türkiye halkının refahı olması lazımdı. Kısa vadede ilave gelir ve istihdama ihtiyacımız var. Bütün beklentiler AB’ye bağlandı. Bunu doğru bulmuyorum. Aşırı bir beklenti yaratıldı. AB’ye giriş bir süreç, AB’deki anayasa Türk halkının beklediği, özlediği, layık olduğu anayasa. Ona ulaşmak için AB’yi siyasal ve sosyal anlamda kullanabilirsiniz. Ama ekonomik özgürlüğünüz için ekonomide yapılması gerekenleri yapmanız lazım. Sadece borçları çevirerek, bütçe yaparak, finansal enstrümanlarla oynayarak ekonomi yönetilmez. Burada hükümeti zayıf görüyorum.”
HÜKÜMET GÜNDEMDEN HABERSİZ
Oran, DTO kararları çerçevesinde 1 Ocak 2005’ten itibaren kotaların kalkacağını ve tüm sektörün buna karşı çareler bulmak üzere tartıştığını, ancak hükümetin bu gündemden “haberdar olmadığını” ileri sürdü.
Sektörün, hükümetten teşvik ve desteklerle ilgili kararlarını bekleyecek zamanı kalmadığını savunan Oran, şöyle devam etti: “Hükümetin öncelikleri ve söylemlerinde hiç 2005 yok. Bakanların, milletvekillerinin yüzde 5’i bile 2005’in ne anlama geldiğini bilmiyor. Tek hedef konuldu AB. Onun dışında hiç bir şey yapılmıyor. Global oyunda bir tek AB’ye kilitlenmek olmaz. Başbakan zannediyor ki, AB’den tarih alınca Türkiye’ye yatırım gelecek. Halbuki Türkiye, 1996’dan beri Gümrük Birliği’nde AB’nin ticaret ortağı. Yatırım ortamı müsait olmadıkça kimse gelmez. Hükümet teşvikler konusunda artık söylemden eyleme geçmeli.”
Oran, İstanbul Deklarasyonu’nun doğru bir yaklaşım olduğunu, Çin’in haksız rekabetinin engellenmesi ve belli kategorilerin gözetim altında tutulması anlamında faydaları bulunduğunu, ancak kotaların kaldırılmasının ertelenmesini “zor gördüğünü” sözlerine ekledi. | |