|
AB-Türkiye ilişkileri başlıklı bölümde, bu ilişkilerin, siyasi diyalogun katılım stratejisinin uygulanması çerçevesinde sürdüğü, temaslarda siyasi reformlar, insan hakları, Kıbrıs, sorunların barışçı çözümü gibi unsurların ele alındığı, Balkanlar, Irak, İran, Afganistan, Avrupa savunma ve güvenlik politikası, Ortadoğu gibi güncel dış politika sorunları hakkında görüş alışverişinde bulunulduğu ifade ediliyor. Türkiyenin AB programlarına katılımının hızlandığı anlatılan bu bölümde, ortaklık anlaşmasının tatmin edici bir şekilde işlediğinin söylenebileceği, Gümrük Birliğinde bazı gelişmeler kaydedildiği, ancak bu alanda bir genişleme ve derinleştirme planına henüz geçilemediği, ABnin Türk dış ticaretindeki payının 2003 yılında yüzde 11,5 arttığı ve oranının yüzde 54,7yi bulduğu, Türk ihracatının yüzde 58,1inin 25 AB üyesine yöneldiği belirtiliyor. TÜRKİYEYE YAPILAN YARDIMLAR Raporda, Türkiyenin ABye katılımı çerçevesinde, AB müktesebatına uyumu hedefleyen özel bir yardım programının uygulamada olduğu örneklerle anlatılıyor, 1995-2003 döneminde Türkiyeye 1 milyar 98 milyon euro aktarıldığı, 2004te 235,6 milyon euronun söz konusu olduğu ifade ediliyor, bu yardımların değerlendirilme şekilleri üzerinde ayrıntılı bilgiler veriliyor. Katılım kriterleri isimli bölümde, aday ülkeler için belirlenen Kopenhag kriterleri ve adayların demokrasiyi garantileyen kurumların istikrarı, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlıkların korunması unsurlarına saygı göstermeleri gereği hatırlatılıyor. Komisyon, 1998den bu yana yaptığı Türkiye değerlendirmelerinden alıntılarla bu süreçteki beklenti, talep ve gelişmeleri gösteriyor. REFORMLAR Türkiyenin adaylığına ilişkin AB Helsinki zirvesi kararının Türkiyedeki reformları hızlandırdığına işaret eden Komisyon, özetle, Reformlar, insan hakları ve özgürlükler alanından ordunun sivil kontrolüne kadar gelişmeler getirdi. Sivil toplum güçlendi. Reform süreci öncelikli sorunları bariz bir şekilde etkiledi, liberal demokrasi lehine bir uzlaşmayı gösterdi diyor. Gerçekleşen reformları ayrıntılı olarak anlatan ve son 5 yılda Türk hükümetlerinin reformların pratik uygulamasını garantilemek için çaba harcadıklarını, bu amaçla kurumlar oluşturduklarını belirten Komisyon, işkenceye karşı sıfır hoşgörü yönteminin benimsendiğini, ancak bu alanda ek çabalara ihtiyaç olduğunu da belirtiyor. İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ İnanç özgürlüğünün Anayasa garantisi altında olmasına rağmen Müslüman olmayan dini toplumların sorunlar yaşamayı sürdürdükleri iddia edilen raporda, azınlık hakları, kültürel haklar ve azınlıkların korunması hususunda, Anayasanın artık Kürt dilini yasaklamadığı ifade edilerek, bu alanda atılan adımlar anlatılıyor ve Bu gelişmeler önemli olmakla beraber, kültürel hakların uygulamasında, örneğin eğitim ve yayımda, sıkı kısıtlamalar devam ediyor deniliyor. Raporda, Türkiyenin Yunanistan ile ilişkilerinde pozitif gelişme kaydedildiği, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda Türk hükümetinin destek veren tavır izlediği, bunun önemli bir politika değişikliğine işaret ettiği ifade ediliyor. Raporun Demokrasi ve hukukun üstünlüğü başlıklı bölümünde, Türkiyedeki son seçimler ve siyasi gelişmeler hakkında bilgiler veriliyor, reformların gerçekleşmesi konusunda iktidar ve muhalefet partilerinin uzlaşarak çalıştıklarına işaret ediliyor, Son iki yılda Türkiye daha büyük bir istikrara ulaştı, 2000 ve 2001de yaşanan ekonomik krizlerin sonuçlarını aştı. Hükümetin Kopenhag kriterlerine uyum iradesi siyasi ve ekonomik reformları canlandırdı deniliyor. TSKNIN ETKİNLİĞİ Ordu üzerindeki sivil kontrolün 1999dan itibaren artırıldığının ve ABdeki uygulamalara uyumlu hale getirildiğinin belirtildiği raporda, Devlet Güvenlik Mahkemesinde yapılan değişiklikler ve askeri harcamalara ilişkin yeni uygulamalar da ayrıntılarıyla anlatılıyor. Raporda, söz konusu değişikliklere rağmen Türk Silahlı Kuvvetlerinin belirli bir özerklikten yararlandığı, kurumsal açıdan bakıldığında, adli ve yönetim alanlarında sivil kontrol dışında kalan yapılar olduğu, bazı durumlarda sivillerin askeri mahkemelerde yargılanabildikleri belirtiliyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinin görev ve rolünü belirleyen yasal önlemlerin bazılarının bu kuruma önemli bir manevra alanı sağladığı yazılan raporda, TSKnın cumhuriyet, laiklik ve toprak bütünlüğünü koruma görevine ilişkin Anayasa maddesi örnek gösteriliyor. YOLSUZLUKLA MÜCADELE Raporda, Türkiyedeki adli sistemde kaydedilen önemli gelişmeler ve yolsuzlukla mücadele önlemleri de ayrıntılarıyla anlatılıyor, yolsuzlukla mücadele alanında pratik uygulamanın zayıf kaldığı, kamuoyunun bu alanda daha hassas olması için girişimler gerektiği ifade ediliyor. İnsan hakları ve azınlıkların korunması başlıklı bölümde, ölüm cezasının kaldırılması dahil çeşitli reformlar ve yasal değişiklikler anlatılıyor, yeni Türk Ceza Kanunu hakkında bilgiler veriliyor, Türkiyenin bu alanlarda birçok uluslararası antlaşmayı onayladığı belirtiliyor. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi amacıyla oluşturulan kurumların etki alanlarının genişlemesi gereği üzerinde duran Komisyon, İnsan Hakları Derneği ve Mazlum-Der gibi iki önemli sivil toplum örgütünün, bu alandaki çalışmalara katılmayı reddettiklerine işaret ediyor. İŞKENCENİN ÖNLENMESİ Ayırımcılık ve işkenceye karşı mücadele amacıyla gerçekleştirilen yasal değişiklik ve uygulamalar hakkında da ayrıntılı bilgiler verilen raporda, konuyu bizzat ve yerinde inceleyen AB Komisyonunun, Türk hükümetinin işkenceye karşı sıfır hoşgörü politikasını gerçekten sürdürdüğünü teyit ettiği belirtiliyor. Fikir özgürlüğü alanında atılan adımları da anlatan Komisyon, yeni TCKnın bu alanda küçük gelişmeler getirdiğini, pratik uygulamanın yakından izlenmesi gerektiğini kaydediyor. Raporda, basın özgürlüğündeki gelişmelere de dikkat çekiliyor, bazı sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin ve dini azınlıkların yaşadıkları sorunlar anlatılıyor. Raporda, Hıristiyanların bazen polis izlemesi altında oldukları, Sünni olmayan Müslüman azınlıkların konumunda bir değişiklik görülmediği, aynı bağlamda, Alevilerin resmen dini topluluk olarak tanınmadığı, yer ve eğitim sorunları yaşadıkları anlatılıyor. KADINLARIN SORUNLARI Kadın erkek eşitliği ve kadın haklarının korunması alanlarında atılan adımların da altını çizen Komisyon, namus cinayetleri, bekaret kontrolü, cinsel taciz gibi alanlarda alınan önlemleri örnek gösteriyor, ancak ayırımcılık ve aile içi şiddet alanlarında ciddi sorunların devam ettiğini belirtiyor. TBMMde kadın üye oranının düşüklüğüne de dikkat çekilen raporda, Türkiyede kadınların okuma yazma oranının düşüklüğüne, sorun kaynağı olarak işaret ediliyor. Türkiyede sendikalarla diyalogun geliştirilmesi gereği üzerinde duran Komisyon, sendikal haklardaki kısıtlamaların sürdüğünü belirtiyor. Azınlık hakları, kültürel haklar ve azınlıkların korunması başlıklı bölümde, Türk yetkililerin, Lozan Antlaşmasına dayanarak, sadece Müslüman olmayanları azınlık olarak gördüğü hatırlatılıyor, Oysa Türkiyede, Kürtler dahil olmak üzere başka topluluklar da yaşıyor deniyor. Türkiyenin, azınlık haklarını koruyan bazı antlaşmalara yönelik çekincelerinin endişe verici olduğu kaydedilen raporda, bu tavrın azınlık hakları alanında gelişmelere engel teşkil edebileceği savunuluyor. Kürtlerin çoğunluğunun yaşadığı güneydoğu bölgesinde durumun aşamalı olarak geliştiği, olağanüstü halin kaldırıldığı, göç edenlerin yerlerine dönüşünün sürdüğü, ancak durumlarının kritik kaldığı anlatılan raporda, Güneydoğu bölgesindeki genel olumlu gelişmelere rağmen, eski adı PKK olan Kongra-Gelin 2004 Haziranında ateşkes sonu ilan etmesi üzerine güvenlik tehdidi arttı ifadesi yer alıyor. KIBRIS SORUNU Raporun Kıbrıs başlıklı bölümünde, bu sorunun Türkiye-AB ilişkilerini 1999dan beri etkilediği, Türk hükümetinin sorunun çözümüne destek verdiği anlatılıyor, Kıbrısta yapılan referandumların sonuçları hatırlatılarak, Rum kesiminin 1 Mayıs 2004te AB üyesi olduğu, Türkiyenin 2 Ekimde, Gümrük Birliği koşullarının uygulandığı ülkeler listesine Kıbrısı da dahil eden yeni bir kararname yayımladığı belirtiliyor. Genel değerlendirme bölümünde, Türkiyenin reform paketleriyle önemli adımlar attığı, gelişmeler kaydettiği, buna rağmen daha yapılması gerekenler olduğu ifade ediliyor. Ekonomik kriterler başlıklı bölümde, Türk ekonomisinde 1999dan bu yana genel bir değerlendirme yapılıyor, enflasyondaki ciddi düşüşe işaret ediliyor, kurumlardaki modernleştirme girişimlerinin önemine değiniliyor, işsizlik ve fakirlik oranlarının yüksek kaldığı üzerinde duruluyor. EKONOMİDEKİ GELİŞMELER Ekonomik istikrar gelişmesine, krizlerin aşılmasına, bütçe dengesizliklerinin giderilmesine de dikkat çeken Komisyon, Türk ekonomisinin yüzde 80inin özel sektör tarafından temsil edildiğini, kamu sektörünün payının düşük kaldığını, özelleştirme alanında gelişmelerin kısıtlı olduğunu ifade ediyor. Türkiyenin ekonomik alanda, AB ölçüt ve değerlerine uyum açısından önemli gelişmeler kaydettiği, makro-ekonomik dengesizlikleri küçülttüğü, AB iç pazarının rekabet ortamına uyum sağladığı, reformları sürdürmesi gerektiği anlatılan raporda, tüm alanlarda yapılanlar ve yapılması gerekenler ayrıntılı olarak ele alınıyor. Raporun sonuç bölümünde genel ve olumlu bir özetleme yapılırken, Aleviler hala Müslüman azınlık olarak tanınmadı, Müslüman olmayan azınlıklar sorunlarla karşılaşmaya devam ediyor, azınlıkların korunması alanında alınan önlemlere ve gösterilen hoşgörüye rağmen örneğin radyo-televizyon ve eğitim alanlarında önemli kısıtlamalar sürüyor gibi ifadeler yer buluyor. Raporda, Ankara Antlaşmasının ABnin genişlemesine uyarlanması için Türkiyenin 25 AB üyesi devletle müzakereleri tamamlaması gereği üzerinde de duruluyor. Bu arada, AB Komisyonu, ilerleme raporunun İngilizcesinin asıl olduğunu açıkladı. | ||||
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||