Home page
Haber Menüsü


 
‘İsveç’te bir Türk var’
 
Yıl 1967. Kültür redaktörleri Nobel Ödülü’nün kime verileceğini tahmin edip, güçlü adayların fotoğraflarını ve yazarlar hakkında çıkacak yazıları baskıya hazır hâle getirme telaşındalar.
 
İsveç
NTV-MSNBC
 
3 Ekim 2004 —  Dikkatler Samuel Beckett’in adı üzerine yoğunlaşmış.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
       Life Dergisi, fazla gecikmeden yazarın fotoğrafını çekmek istiyor. Redaktör telefon edip bir fotoğrafçı göndermek istediğini bildiriyor. Samuel Beckett’in yanıtı kısa ve kesin:
       “İsveç’te bir Türk var. Ondan isteyin.”
       Paris’te cıvıl cıvıl bir dünyanın ortasında kendine evine kapamış, herkesten uzak kalmaya çalışan Beckett bu kısa cevaptan sonra telefonu kapattı.
Lütfi Özkök
        Stockholm’deki Türk, Life Dergisi’nden de diğerlerinden de çok önce davranmıştı. Bu Türk, Lütfi Özkök’tü. 1960 Kopenhag’daki uluslararası yazarlar toplantısında profesyonel portre fotoğrafçılığında hamle yapan Özkök, Samuel Beckett’in de peşine düşmüş, 1961 Mart ayında Paris’e iner inmez doğruca Beckett’in yayınevine gitmişti:
       “Alman işgali sırasında gizlice kurulduğu sırada ‘Geceyarısı Yayınevi’ adını alan yayınevinde editör Jerome yazı yazmaktaydı. Biraz sohbetten sonra Beckett’in portrelerini çekmek istediğimi söyledim. ‘Maalesef Mösyö’ dedi. ‘Adresi ve telefonu gizlidir, kimseye veremeyiz.’ Bu sıra iki yıl önce portresini çektiğim romancı Alain Robbe-Grillet, içeri girdi. Ona sordum, o da güldü. ‘Ama gene de bir mektup yaz yayınevinden gitsin’ dedi. Masaya oturup, kısaca kendimi tanıttım. İsveç’teki çevirmeninden ve Artur Lunkvist’ten selam getirdiğimi, beni kabul ederse mutlu olacağımı yazdım. Yayınevi mektubu gönderdi.”
       
SFENKS HEYKELİ GİBİ
       Cevap iki gün sonra özel ulakla geldi. Beckett, Montparnasse’teki Boulevard St. Jacques 38 numaradaki evinde cumartesi günü saat 15:00’da Lütfi’yi beklediğini bildiriyordu.
       Lütfi Özkök, kameralarını hazırladı, içindeki filmleri kontrol etti. Hazırlığını tamamlayınca Beckett’in kapısına dayandı:
       “Kapıyı güler yüzle açtı. İnce, uzun boyuyla, sanki yaprakları kımıldamayan bir kavak ağacı gibiydi. Gözleri insanı delip geçiyordu. İsveçli çevirmeninden, yayıncısından, Artur Lundkvist’ten selamları ilettikten sonra edebiyat sohbetine geçtik. Şair olduğumu söyledim. Çok ilgilendi. Şiir üzerine uzun uzun konuştuk. Derken çantamdan kamerayı çıkarınca yüzü birden değişti, paniğe kapıldı. Başını mutfağa çevirip seslendi:
       ‘Suzanne, Suzanne !’
       Suzanne mutfak kapısında belirdi:
       ‘Sayın Bayım, fotoğraf meraklıları huzurunda değilsiniz. Babamın Tunus’ta fotoğraf stüdyosu vardı. Beni tabureye oturtur zorla fotoğraflarımı çekerdi. O zamandan beri fotoğrafımın çekilmesinden nefret ederim. Sam da hoşlanmıyor.’
       Şaşkına dönmüştüm. ‘Özür dilerim’ dedim. Şaşkın hareketlerle kamerayı çantaya yerleştirmeye çalışırken alnımda, ensemde, boncuk boncuk terler birikti. Suratım ağlamaklı bir hal almış olmalı ki Beckett, ‘Sakin olun Lütfi Bey, birer çay içelim ondan sonra gidersiniz.’ dedi.”
       Belki de havayı değiştirmek için Beckett, çay için Lütfi Özkök’ü mutfağa davet etti. Mutfakta karşılıklı oturup çaylarını yudumlarlarken Lütfi bir girişim daha yaptı:
       “Mösyö Beckett, ben gazete fotoğrafçısı değilim. Sadece yazar fotoğrafları çekiyorum. Söz veriyorum, kopyaları size göndereceğim. Beğenmezseniz bastırmam. Sizin fotoğraflarınız sağda solda görüyorum, hepsi eski. Bunların basılmasını durduramıyorsunuz.”
       
GODOT’YU BEKLERKEN
       Beckett, sessizce dinledi. Söz nasılsa Godot’dan açıldı ve Lütfi devam etti:
       “Godot’yu Beklerken, sahneye konuşundan üç gün sonra durduruldu. Polis, gelmeyen Godot’nun, beklenmekte olan komünizm olduğunu iddia etmişti.”
       “Bu olan Beckett’in çok hoşuna gitti. Gülümserken buzların çözülmekte olduğunu hissettim. Yanılmamışım. Biraz sonra ‘Ortalık kararmaya başladı’ dedi. ‘İstersen ben hazırım.’
       Çalışma odasına döndük. Duvardan duvara uzanan bir pencere vardı. İçerisi bu pencere sayesinde yeterince aydınlıktı. Beckett bir ara pencereden bakarken ‘Sante Hapishanesi’ dedi. ‘Hani şu Genet’nin de yattığı.’
       Ben ise elim ayağım dolaşmış, ne yapacağımı şaşırmıştım. O da beni izliyordu. Halimi biraz izledikten sonra ‘Brassi de buraya geldiğinde lambaları yere devirmişti, kaygılanma’ dedi. Rahatlamıştım. Sonra uysal bir kedi gibi istediğimi yaptı. Sağa bak, sola bak, sigara yak...”
       İşte Samuel Beckett’in sfenks gibi fotoğrafları böyle çekildi. Ayrılırlarken de Lütfi’ye “Godot’yu Beklerken”i imzalayarak takdim etti. Tekrar görüşmekten zevk duyacağını belirterek hem evinin hem yazlığının telefon rehberinde olmayan numaralarını yazdığı kağıdı da kitabın arasına koydu.
       Lütfi, Stockholm’e döndükten iki hafta sonra Dagens Nyheter’den bir telefon geldi. Beckett’le buluştuğunu duymuşlar. Fotoğraflar ertesi günü gazetede yayınlandı. Lütfi gazete kupürüyle, Paris’te çektiği fotoğraflardan birer kopyayı, bir mektupla birlikte Beckett’e postaladı. Beckett’ten hemen cevap geldi. Teşekkür ediyordu. Kısa mektuplaşmalar, Paris’te buluşmalar, telefonla konuşmalar devam etti:
       “1988’de telefon ettiğimde sağlığından şikayetçi olmuştu. Kısa bir süre sonra ziyaretine gitmek istedim ama evinde değildi. Kübalı sanatçı Wifredo Lam’ın İsveçli eşine haber bırakmış, ‘Maalesef iyi değilim, dostumu kabul edemiyorum’ diye. Galiba sağlığı bayağı bozuktu ve o haliyle görünmek istemiyordu. Mektup yazdım. 13 Mayıs 1989’da cevap geldi. 6 ay sonra da bir fani olarak göçtü gitti. Geride miras olarak insanlığa dev eserler bıraktı. Bana da bu ortak mirasın yanı sıra çelik kasamda sakladığım otuz dört özel mektup kaldı.”
       
FOTOĞRAFI PUL OLDU
       Lütfi Özkök’ün Beckett fotoğrafları zamanla büyük ün yaptı. Macintosh, Özkök’ün Beckett kolleksiyonundan seçtiği tek kareye on bin dolar ödedi. Özkök’ün Beckett kolleksiyonu, uluslararası Beckett sempozyumlarının demirbaş köşesi haline geldi.
       Son olarak, İrlanda ve İsveç posta idareleri ortak projesi olarak çıkarılan Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış 4 İrlandalı yazarların portrelerinden oluşan pul serisinde Beckett’in fotoğrafı Lütfi Özkök’ün kolleksiyonundan seçildi.


       Dörtlü pul serisi 1 Ekim’de tedavüle çıktı. Nobel ödüllü İrlandalı yazarların portrelerine dörtlü pul serisinde ödül aldıkları yıllara göre şu sıralamaya göre yer verildi: William Butler Yeats (1923), George Bernard Shaw (1925), Samuel Beckett (1969) ve Seamus Heaney (1995).
       Sadece yazar ve şairlerin portrelerini çeken Lütfi Özkök’ün arşivinde 1500 dolayında edebiyatçının fotoğrafı bulunuyor. 1951-2001 arasında Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış yazarlardan 32’sinin portresiyle Lütfi Özkök, kırılması mümkün olmayan bir rekorun da sahibi. Portreleri dünyanın belli başlı bütün büyük kentlerinde sergilenmiş olan Lütfi Özkök’ün Nobel portreleri yakında Dünya Yayınları tarafından kitap olarak yayımlanacak.
       
İSVEÇ KÜLTÜR ÖDÜLÜ
       Paris’te öğrenciliği sırasında tanıştığı Anne Marie ile tanışarak 1950’de İsveç’e yerleşen Lütfi Özkök, şair olduğundan kısa süre içinde edebiyat dünyasına girmiş ve bir süre sonra da Türkiye’deki edebiyat dergilerine gönderdiği şiir çevirileri için şairlerin portrelerini amatör bir ruhla çekmiş, zamanla çektiği fotoğrafların beğenilmesi üzerine profesyonel olarak çalışmaya başlamıştı.
       1960’tan sonra edebiyatçı portreleriyle ün yapan Lütfi Özkök, ilk sergisini 1964’te açtı. Fotoğrafını çekmek isteyen Life dergisine, “Stockholm’de bir Türk var ondan isteyin” diyen Samuel Beckett’in sözleri medya dünyasında büyük yankı yaratmış; Lütfi Özkök, dünya medyasının yazar portreleri için aradığı birinci isim haline gelmişti. Fotoğrafları, şiir çevirileri ve kendi şiir çalışmalarıyla çok sayıda ödül kazanan Lütfi Özkök’e, 2002’de İsveç devletinin 1785’ten bu yana verdiği en kıymetli ödül sayılan “İllis quorum meruere labores” (Çalışmalarıyla hak edenlere verilir) ödülü verilmişti. 81 yaşındaki ünlü sanatçı aktif fotoğrafçılığı bıraktı ancak arşivindeki portreler hâlâ gazete ve dergilerde kullanılmakta.
       
 
       
    TOP5 38. Rotterdam Film Festivali başladı  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları