|
İşte, ekrandaki tüm renksizliğine, görüntü kalitesinin tüm kötülüğüne karşın, rengini göremesek bile yemyeşil ve çizgili çim sahalara bizleri adeta çeken kahramanlar vardı o maçlarda. Onlardan biri de, sonradan renginin oynadıkları sahanın yeşili olduğunu öğrendiğimiz bir sweatshirt giyen sevimli bir adamdı. O saha kenarında zuhur ederdi hep. Oyuncularına kimi zaman bir diktatör edası ile talimatlar yağdıran, kimi zaman bir baba sevecenliğinde sırt sıvazlayan, bazen kahkahadan öldüren, bazen zehir gibi diliyle yakıp yıkan, kasıp kavuran bir sevimli amcaydı. İngilterede, futbol aşığı iki neslin, kendi kendisine taktığı Big Old Ead (Yaşlı Kocakafa) adı ile andığı bu futbol ustası ve futbol aşığı adamın adı, Brian Cloughdı.. Big Old Ead ya da bir başka takma adıyla Cloughie, tipik bir taşralı proleterdi. Proleterlik, öylesine içine işlemişti ki, kendisini gerçek bir sosyalist olarak niteleyecek kadar açık sözlü, emeğin ve emekçisinin hakkını heryerde savunacak kadar mert, futbola bir ömür verecek kadar da özveriliydi. Flamboyant karakteri nedeni ile küçücük zaman birimlerinde özellikle hakemleri ve rakip hocaları ve oyuncuları kendisinden nefret ettiren, ama geniş zaman baktığımızda herkesin haklı saygısını, sempatisini ve takdirini kazanan bu sevimli adam, Yorkshire bölgesi takımlarından Middlesbroughda futbol oynadığı yıllarda 2nci ligde 204 maçta 222 gol atacak kadar usta bir santrfordu. İngiltere gibi bir futbol münbiti ülkede milli takımda 2 kez bile olsa milli formayı giyebilme onuruna (1959da Galler ve İsveç maçlarında) yükselmiş, sakatlığı nedeni ile 27 yaşında aktif futbol yaşamını sona erdirmiş ve çok daha başarılı olacağı teknik direktörlüğe soyunmuştu. Middlesbroughda kısa süren bir genç takım menajerliği macerasının ardından işten çıkarılınca, çok sevdiği alkol ile arasını biraz daha koyulaştırdı. 1965de Hartlepool takımının başına geçti. 1967de ise o zamanlar ikinci ligde mücadele eden Derby Countynin hocası oldu. Ünlü hoca Peter Taylor da ona katıldı. Roy McFarland ve Archie Gemmill gibi geleceğin yıldızlarını çok küçük transfer ücretleri ile kadrosuna kattı. 1972de takımını şampiyon yaptı. Sonradan maaşlarındaki farklılık ve aralarındaki başka anlaşmazlıklar, Taylor ile Cloughın yollarını 1990da Taylorın ölümüne kadar ayırdı. 1973 yılında Derby Countyi Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupasının yarı-finaline kadar taşıdı. Ardından Cloughın, efsanelere sahne olacak Nottingham Forest macerası başladı. 1959dan o güne kadar bir tek FA Cupın haricinde kayde değer bir başarısı olmayan ve aynı bölgenin takımı Derbynin ezeli rakibi Forestı şampiyonluklara taşırken, 1977de Birinci Lige çıkardı. 1978de Birinci Ligde şampiyon yaptı. 1979 ve 1980 yıllarında üstüste iki kez de Avrupa Şampiyonluğu Kupasını kazandı. Artık sadece İngiltere değil, Avrupa da Forestı ve yeşil sweatshirtli hocasını tanıyordu. 1991de finalde Tottenham Hotspurü yenerek FA Cupı, 1978, 1979, 1989 ve 1990 yıllarında da Lig Kupasını kaldırdı, Clough ve ekibi Forest.. Yıllarboyu İngilterede yaşayan herkes, Onu, bir aşamada Milli Takımın başında görmek istedi. O hep halkın tercihiydi. Ama hiçbir zaman yapmadılar. O da, Federasyon Aristokrasisini, Gri takım elbiseli gri adamlar diyerek hep iğneledi.. İngilizlerin deyimi ile hep, İngiliz Milli takımının, hiçbir zaman gerçekten olamayan ezeli teknik direktörü (The England Coach Who Never Was) olarak kaldı. Yaşamı boyunca kimseden korkmadı, korkuttu ama kendini hep saydırdı ve sevdirdi. Onu hatırlayanların kulaklarından, Şimdi sana bir çakarsam görürsün genç adam! gibi tehditler hiç eksik olmayacak. Bir keresinde Nigel Jensona , soyunma odasında Sen hiç midene sıkı bir yumruk yedin mi, oğlum? deyip de Hayır hocam... yanıtını alır almaz, yumruğu çakıvermişti... Ve eklemişti: Şimdi yedin işte!... Sahaya giren iki genç holiganı, polislere ve stad görevlilerine bile bırakmayıp kendi başına kovalaması hala anılarda taptazedir. Futbola kazandırdığı özdeyişler arasında bir tanesi vardır ki, ansiklopedi değerindedir, geleceğin ve tabii bugünün hocaları için : Eğer tanrı, futbolun havadan oynanmasını isteseydi, çimleri toprakta değil havada yetiştirirdi... İçkiyi düşkünlüğü ve kimseleri yanına pek yanaştırmayan öfkesi, ünlüydü. Ama bir o kadar da sohbeti.. Üç çocuğundan biri olan Nigelın Nottingham Forestdaki başarılarını sevinç gözyaşları ile izleyen ve son yıllarını kanserle mücadele ile geçiren Cloughienin suratına iyi bakanlar , aslında hep sevecen bir taşralı aile babasını gördüler. Ama o, herşeyden önce bir futbol aşığı , bir futbol ustasıydı. Futbolun hep hızlı, hep İngiliz usulü ve hep kaleye yönelik olarak oynanmasını isterdi. Bir televizyon mülakatında aynen şöyle dediğini hatırlıyorum : Bugünün forvetlerini seyrederken bazen midem bulanıyor, başım dönüyor. Tansiyonum yükseliyor. Televizyonu kapatmak geliyor içimden.. Topu ayağına alan bir forvet oyuncusunun, sırtını kaleye dönüp, geri pas vermesi , hatta yana pas vermesini kabullenemiyorum.. Kaleye... kaleye.. Kaleye kosacaksın ve gol atacaksın!.. Yani, futbolun golden ibaret olduğunu ve hızlı biçimde gole gitmenin futbol felsefesi olarak vazgeçilmez kutsallığını ölene kadar savundu. 20 Eylül Pazartesi günü mide kanserinden yaşama gözlerini yumduğunda, son anlarında, eminim gözünün önünden hep yeşil çimler, o güzelim, o mis kokulu, o insanı cezbeden, futbol mabetlerinin standart halı rengi o yemyeşil çimler geçmiştir. Aynı, Onun alamet-i farikası yemyeşil sweatshirtünün renginde yeşil çimler. Bir İngiliz gazetesi, Nottinghamlı bir taraftarın, ölüm haberini aldığında verdiği şu tepkiyi aktarıyordu bugünkü başlığında : Nottinghamı andığınızda Robin Hoodu değil, Brian Cloughı düşünün.. O, kentimiz için Robinden daha büyüktü.. Brian Clough, şimdi cennette ya da cehennemde Sir Alf Ramseyler, Bobby Moorelar, Sir Stanley Rausların yanına göçüverdi. Eminim orada hava toplarının ve kanat ortalarının , 4-4-2lerin 4-4-3lerin kerametini tartışıyorlardır. Nur içinde yatsınlar.. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||