|
Selçuk: Hukukla didişilmesin |
|||
Barolar Birliği Başkanı Özgen, koalisyon hükümetinin Mecliste çoğunluğa sahip olmasına karşın irticacı ve bölücü memurlarla ilgili yasal düzenlemelerin, komisyonlarda bekletildiğine dikkat çekti. Eralp Özgen, Bu durum, irticayla mücadele konusunda, yeterli siyasi iradenin olmadığına işaret ediyordedi. Özgen, Başbakan Bülent Ecevitin Fethullah Güleni tutuklama kararıyla ilgili olarak sarfettiği; Üzüldüm, umarım yargıda aklanır sözlerini, irticayla mücadelede siyasi irade eksikliğine örnek olarak gösterdi. Özgen, 2000-2001 Adli Yılının açılış töreninde yaptığı konuşmada, yargı reformunu gerçekleştirecek olanların sorunun çözümünde yeterli etkinliği gösteremediklerini belirterek, şunları söyledi: Yargı sorunlarının başında, yargı bağımsızlığının tam olarak hala sağlanmamış olması gelmektedir. Laik Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk, (Yargısı bağımsız olmayan bir devletin, kendi bağımsızlığı tartışılır) demişti. Laik Cumhuriyetimizin kuruluşunun 77. yılını kutlamaya kısa bir süre kala, biz hala yargı bağımsızlığını tam olarak gerçekleştiremedik. Tam yargı bağımsızlığının sağlanabilmesi için Anayasamıza göre, yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanına tanınmış olan bazı yüksek yargı organlarına üye atama yetkisi kaldırılmalıdır. Yargı bağımsızlığının tam olarak sağlanabilmesi için yargının ayrılmaz bir temel unsuru olan savunma makamını temsil eden avukatların da bağımsızlığı gerçekleştirilmelidir. Yürürlükte bulunan 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükümlerine göre, barolar ve Türkiye Barolar Birliği, Adalet Bakanlığının vesayeti altındadır. Adalet, İçişleri ve Sağlık bakanlıklarınca hazırlanıp, yürürlüğe sokulan cezaevlerine ilişkin protokolü de eleştiren Özgen, bu protokolün, yasalara aykırı olduğunu öne sürdü. İŞKENCE Türkiyede ceza uygulamasında işkence olaylarına sık rastlandığını kaydeden Özgen, bu konunun, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunca da saptandığını ve kamuoyuna duyurulduğunu söyledi. İşkencenin bir devlet siyaseti olduğunu ileri sürmenin hatalı olacağını da dikkat çeken Özgen, Ama bilgisizlik, eğitimsizlik, fiili bir kişinin sırtına yıkıp, faili meçhul olmaktan çıkarma düşüncesi, kişisel kompleksler ve benzeri çeşitli nedenlerle, özellikle zabıta soruşturması sırasında işkence yapıldığı bilinmektedir diye konuştu. AF Kamuoyunda bir yıldır tartışılan Af Yasası konusuna da değinen Özgen, özellikle siyasi suçları dışarıda bırakıp, sadece adli suçlar için çıkarılacak bir Af Yasasına karşı olduklarını ifade etti. Özgen, F tipi cezaevi konusundaki görüşlerini açıklarken de, Türkiye Barolar Birliğinin birer suç okulu niteliği taşıyan, bazı örgütlerin hücre evi niteliğine dönüşmüş bulunan koğuş sistemine tamamen karşı olduğunu söyledi. Eralp Özgen, hücre niteliği taşımayan, tutuklu ve hükümlülerinin birlikte paylaşıp, sosyal etkinlikler yapabilecekleri oda sistemine bir an önce geçilmesini istedi. DOKUNULMAZLIK Milletvekilliği dokunulmazlıklarına ilişkin görüşlerin, adaletin değil, siyasetin egemen olduğunu gösterdiğini öne süren Özgen, Üzülerek ifade etmem gerekir ki, siyaset hukuka egemen olmuş, hukuk siyasallaştırılmıştır dedi. Özgen, milletvekili dokunulmazlığı ile ilgili Anayasanın 83. maddesinin değiştirilmesi gerektiğini kaydetti. ANAYASA Türkiye Barolar Birliği Başkanı Eralp Özgen, yürürlükteki Anayasadan şikayetlerinin çok olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: Ancak, daha önce, çeşitli konuşmalarımda da belirttiğim üzere, bazı çevrelerce ileri sürülen Anayasamızın gayri meşru, batıl olduğu yolundaki görüşlere, kesinlikle katılmıyoruz. Böyle bir görüş, yasama, yürütme ve yargı organlarının tümünün batıl olduğu sonucunu doğurur. Anayasamızın değişmesi gereken, pek çok hükmü bulunduğu görüşünü kabul ediyoruz. MEMURLARLA İLGİLİ KHK Konuşmasında, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından iki defa geri çevrilen bölücü ve irticai faaliyetlere katılan memurların görevden uzaklaştırılmasına ilişkin kanun hükmünde kararnameye (KHK) de yer veren Özgen, özetle şu görüşleri savundu: Kararname Anayasaya aykırıdır. Cumhurbaşkanının bu Kararnameyi imzalamaması ve yasa yolunu önermesi, hukuka uygundur. Sayın Cumhurbaşkanının, kararname konusundaki davranışının yerinde olduğuna inanıyor ve kendisini destekliyoruz. Ancak, kararnamenin içeriğine katılıyorum. Ülkemizde devlete sızmış olan irtica ve bölücü yandaşlarının, devletten temizlenmesi gerektiğine inanıyorum. Ancak bunun bir Kanun Hükmünde Kararname ile değil, yasa yoluyla yapılması gerektiği, hukuka uygun yolun bu olduğu inancındayım. Gerçekten ülkemizde, irtica ve bölücülük tehlikesi yakın ve mutlak bir tehlike olarak devam etmektedir. Danıştayın emekli Başkanı Erol Çırakman ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili Ergül Güryelin, irtica taraftarlarının ve bölücülerin yargıya da sızdığı konusunda basında yer alan demeçleri, olayın nasıl korkunç bir kapsam kazandığını göstermektedir. Bunlarla etkili mücadele mutlaka gereklidir. Koalisyon hükümetinin, parlamentoda gerekli çoğunluğa sahip olmasına rağmen, irtica ile mücadeleyi öngören, yasa tasarılarının komisyonlarda görüşülmeden bekletilmesi, irtica ile mücadele için gerekli siyasi iradenin yeterli olmadığını göstermektedir. Bir tarikat lideri hakkında, şeriat düzeni kurma çalışmaları nedeniyle verilen tutuklama kararı üzerine, Hükümet Başkanının üzüldüğünü ve yargıda aklanacağını umduğunu belirtmesi de irtica ile mücadele de siyasi iradenin yetersizliğini belirtmesi yanında, Anayasanın 138. maddesine aykırı olarak, yargıya etki olasılığını da içinde taşımaktadır. | ||||
Sezer, acil reform istedi Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||