Home page
Haber Menüsü


Hevsel’de on gün  
  Diyarbakır’ın Mardinkapı semtindeki polis noktasına yapılan ve bir bekçinin öldüğü saldırının ardından, yüzlerce dönümlük Hevsel Bahçeleri’ne düzenlenen operasyon tam 10 gün sürdü.

Diyarbakır
NTV-MSNBC
 
   9 Ağustos 2004—  Belki de tarihindeki en uzun operasyonuna tanıklık eden kentin bir ucunda hayat tüm hızıyla devam ederken, diğer ucunda ise insanların yıllar boyu duydukları silah ve bomba sesleri vardı yine... 

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 


e-posta göndermek için fotoğrafın üzerine tıklayın.
       Şiirlere, şarkılara efsanelere konu olan Diyarbakır’ın eski mekanlarından Hevsel Bahçeleri, kentin aynı zamanda sebze depolarıdır. Eski zamanlardaki Diyarbekir kırıklarının alem mekanı da olan Hevsel Bahçeleri’ne gitmek, her babayiğidin harcı değildi. Yılanı vardı, çıyanı vardı, belalı delikanlısı vardı... Ongözlü köprüden, üniversite sırtlarına doğru uzanan Hevsel’i ancak yaşayanlar bilir. Yüzlerce dönümlük araziyi, şimdiye kadar Diyarbakırlılar ve kentte yaşayanlar bilirdi; 10 gün öncesine kadar.
       
İKİ YIL SONRA YİNE SİLAHLAR PATLADI
       Hevsel’in milyonlarca kişi tarafından tanınmasına neden olaylar zinciri, 28 Temmuz akşamı saatler geceyarısına doğru ilerlerken başladı. Bir grup PKK/KONGRA-GEL mensubu saldırgan, Hevsel Bahçeleri’nin hemen girişindeki Mardinkapı polis noktasına saldırdı. Mahalle bekçisi Abbas Yoldaş’ın şehit olmasıyla sonuçlanan saldırının ardından teröristlerin kaçtığı sanılan Hevsel Bahçeleri ablukaya alındı.
       Son alarak Hizbullah terör örgütünün hücre evine yapılan baskında yoğun silah sesleri duyan Diyarbakırlılar, yine çatışmalara tanıklık ediyordu. Saldırının ertesi günü, civar illerden gelen özel harekat timlerinin katılmasıyla, bölge ablukaya alındı. 5442 sayılı iller idaresi kanunu uyarınca özel güvenlikli bölge ilan edilen Mardinkapı, giriş çıkışlara da kapatıldı.
       
VE ÇATIŞMALAR
       Diyarbakırlıların yıllardır marullarını yediği, domateslerinden yemek yaptığı Hevsel Bahçeleri savaş alanını andırıyordu. Özel timler ateş ediyor, teröristler karşılık veriyordu. Bölgede yaşayan vatandaşlar da, olanları kaygılı gözlerle izliyordu. Yoksa Diyarbakır yine eskiye mi dönüyordu?

       Ama eskiye dönüş yoktu. Sadece kentin bir bölgesi savaşıyor, diğer yerlerde hayat devam ediyordu. Ofis semti cıvıl cıvıl, sıcaktan kaçanların kendini attığı Dicle kenarındaki parklarda, hemen yanıbaşlarında süren çatışmaların sesleri bile umursanmıyordu. Çatışmaların en şiddetlisi geçen Pazar yaşandı. Heliptorlerlerin de katıldığı çatışma, Filisitin’dekilere benzer görüntülere sahne oldu. Operasyon süresince, Hevsel Bahçeleri’nin hemen yanında bulunan Hatunkastalı sokakta yaşayanlar evlerine ve tarlalarına kontrollü olarak gidip gelebiliyordu. Operasyonun ilk günlerinde 2 örgüt mensubu ve örgüte yardım ve yataklık yapan 3 kişi sağ yakalandı.


       
SİNİRLER GERİLİYOR
       Operosyon uzadıkça sinirler de geriliyordu. İlk günden bu yana operasyonu bizzat yöneten Emniyet Müdür Orhan Okur, kentin yöneticileriyle karşı karşıya geldi. Aralarında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu’nun da bulunduğu bir heyet, operasyonun yapıldığı bölgedeki insanları ziyaret etmek istedi. Ama bu girişim, Okur’un sert tepkisine neden oldu. Heyeti Mardinkapı’da durduran Okur ile heyet arasında şu diyaloglar geçti:
       Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu: Bu operasyon vatandaşın evden çıkmasına izin verilmemesini haklı göstermez.
       Emniyet Müdürü Orhan Okur: Burada yasal olarak yürütülen bir operasyon var. Arama kararı var. Güvenlik çemberinin içine giremezsiniz. Elimizde bu konuda valilik kararı var. Bu vatandaşlarımızın hiçbiri sizin söylediğiniz gibi tecrit altında değil. Evlerine girip çıkıyorlar. Bu vatandaşlarımızın hepsi bahçelerine belli saatlerde polis kontrolünde inmek suretiyle işlerini görüyor, ürünlerini topluyor, hayvanlarını otlatıyor.”
       Baro Başkanı: Peki bunları görmemizde ne engel var?
       Emniyet Müdürü: Sizin şu an oraya gitmeniz güvenli değil. Orada teröristler var ve polislere ateş ediyorlar. Siz orada ölürseniz bunun sorumlusu kim olur?
       Baro Başkanı: Siz de güvenliğimizi sağlayın.
       Emniyet Müdürü: Ben nasıl sağlayayım sizin güvenliğinizi! Bu kentin ortasına terörist gelmiş. Bu kentin ortasında teröristler var.
       Baro Başkanı: Bağırmadan konuşun.
       Emniyet Müdürü: Bu terör örgütü mensupları Diyarbakır’ın göbeğine gelmiş ve saldırıyor. Siz burda bizi meşgul ederek görevimize engel oluyorsunuz. Şu hareketlerinizle bizi psikolojik olarak etkiliyorsunuz. Biz burada görev yaparken, bu davranışınız polisi baskı altına almaktır.


       Devlet olarak vatandaşımızın her türlü ihtiyacını karşılıyoruz. Vatandaştan bir tek şikayet yoktur. Hepsinin görüntüsü vardır. Vatandaşın bir zararı varsa devlet kuruşuna kadar ödeyecektir. Burda bir tek insan hakkı ihlali yoktur. Terörle mücadele vardır.
       Baro Başkanı: Bu hareketiniz bile insan hakkı ihlalidir.
       Emniyet Müdürü: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı vardır. AİHM diyorki, “Terörle mücadele sırasında uygun karşılanmayan davranışlar terörle mücadele sayılır. İnsan hakkı ihlali sayılmaz. Bizim burada yaptığımız terörle mücadeledir. Bize destek olmanız lazım. Bize destek olacağınıza buraya gelerek kafa karıştırmaya çalışıyorsunuz. Lütfen buradan ayrılın. Burayı terk edin.
       Büşükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir: Biz buraya inceleme yapmaya geldik. Dün valiyle görüştük biz 8 kişiyiz. Buraya geleceğimizi bildirdik.
       Emniyet Müdürü: Siz bu olaya çatışma diyorsunuz. Bu olay polis ve devlete saldırıdır. Bazı kişiler diyorki, çatışma olmuştur. Burda çatışma olmadı. Devlete polise saldırıldı. Bazı insanlar buradaki olayı çarpıtıyorlar.
       Ve uzayıp giden tartışmalar…
       
VE SON
       Operasyonunu 9’uncu gününde yerleri tespit edilen 2 terörist, ‘teslim ol’ çağrılarına ateşle karşılık verince, bir kez daha silahlar konuştu. Yaklaşık 15 dakika süren çatışmada 2 örgüt üyesi öldürüldü. 2 kişinin öldürülmesiyle ilk günkü yoğunluğunu kaybeden operasyonda, bu kez arazi aramasına sıra geldi.
       
Teröristin ailesine taziye ziyareti

SİLAHLAR
       Özel timlerin büyük bölümü çekildikten sonra, kalanları da arazide arama yaptı. Aramalarda, 2 kalaşnikof tüfek, 1 roketatar ve mühimat bulundu. Emniyet Müdürü Okur, silahlarla birlikte basının karşısına çıkarak, operasyonun uzun sürmesinin gerekçelerini anlattı:
       “Bütün amacımız teröristleri canlı yakalamaktı. İnsan haklarına ve yaşam hakkına sonuna kadar saygılıyız. Bu sebeple operasyonu sabırla, temkinli bir şekilde yürüttük. Her gün megafonla teslim olmaları için çağrı yaptık. Son gün ateşle karşılık verdiler” dedi.

       Okur’un bu açıklamasından kısa sure sonra bahçelerden bir haber daha geldi. Yeni bir sığınak bulunmuştı. Okur hemen sığınağın bulunduğu yere koştu. Sazlıkların arasında yapılan sığınakta ise, 2 kalaşnkiof tüfek, 5 el bombası ve mühimatlar, diş macunu ve fırçası, su gibi günlük ihtiyaç malzemeleri bulundu .
       
HAYAT DEVAM EDİYOR
       Operasyon süresince girişlere kapalı tutulan Hatun Kastalı Sokak’ta silah seslerinin susmasıyla, hayat normale döndü. Önce valilik, ardından da, belediye gıda yardımı dağıttı. Son yılların en büyük operasyonu 10’uncu gününde sona erdi. Hevsel Bahçeleri yine sessizliğe büründü. Gazi Köşkü’nden, 10 gün sonra yeniden yükselen Hevsel’li türkülerdi sessizliği bozan.
       Ama Hevsel artık eski Hevsel değil.
 
       
    TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları