|
5 Eylül İstanbul Üniversitesi (İÜ) Çocuk Sağlığı Enstitüsü Adolesan Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aysel Ekşi başkanlığında, Sakarya ve ilçeleri ile İstanbul Avcılar bölgesi okullarında yapılan araştırmada depremi yaşayan çocuklar ve gençler için en önemli stres kaynaklarının neler olduğu, en çok nelerden etkilendikleri incelendi. 6420 öğrenciyle yapılan araştırmanın sonucunda, çocuk ve gençlerin depremden sonra ağır depresyon, korku, bağımlılık ve erken olgunlaşma belirtileri gösterdikleri belirlendi. Gençlerin, aile ve çevrenin depreme yaklaşımı, felaketin şiddeti, yaşamlarına getirdiği kısıtlamalar, yaşam koşulları gibi etkenlere göre depremden daha az veya daha çok etkilendikleri ortaya çıktı. |
Kocaeli'nde 3 prefabrik ev yandı Depremin olumsuz etkileri 820 okul deprem yarasıyla açılacak 17 Ağustos ve 12 Kasım depreminin resmi bilançosu Deprem bölgesinde öğretmen açığı |
|||
İÜ Çocuk Sağlığı Enstitüsü Adolesan Bilim Dalı ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyeleri ve psikologların işbirliği ile yapılan araştırma depremden iki ay sonra başlamış. Depreme ait ilk tepkilerin kısmen azalması ve gerçek ciddi belirtilerin ortaya çıkmasından sonra başlatılan ve dört ay süren araştırma için Sakarya ve Avcılarda toplam 21 okulda, 9-15 yaşlarındaki 6 bin 420 öğrenci üzerinde inceleme yapılmış. Araştırma ekibinden Prof. Dr. Aysel Ekşi, deprem bölgesindeki en önemli stres kaynağının, aile bireylerinin ve sevdikleri insanların ölmesi, yakınlarının ciddi tehlikede kalmasına tanık olmaları, kendilerinin ya da aile bireylerinin enkaz altında kalması veya yaralanmaları olduğunu belirtti. Bu çocukların ve gençlerin bir kısmında depresyon ve benzeri ruhsal bozukluklar meydana geldiğini kaydeden Ekşi, ölüm, yaralanma, evin çökmesi gibi büyük felaketlerle karşılaşmamış olanların bile ruhsal açıdan çok etkilenmiş olmalarına dikkat çekti.
SOĞUKKANLI AİLELERİN ÇOCUKLARI DAHA ŞANSLI İnceledikleri öğrencilerde özellikle yetişkinlerin yetersizliklerine tanık olmalarının çocuklarda çaresizlik ve ümitsizlik duygusunun artmasına yol açtığını belirten Ekşi, sözlerine şöyle devam etti: Deprem sırasında güven veren, yardım eden, depremden en az zararla çıkacak şekilde akılcı davranabilen ailelerin çocuklarına göre, deprem sırasında büyük panik ve abartılı tepkiler gösteren, deprem sonrasında da ölüm korkuları ile devamlı aynı konuları konuşan, ama gerekli akılcıl önlemleri almayan ailerinin çocuklarının depremden daha fazla psikolojik zarar gördüğünü tespit ettik. Yetişkinlerin daha sakin, daha soğukkanlı davranabildiği ailelerde çocuklar ve gençler çok daha az örselendiler, korku ve çaresizlik duygularını daha kolay atlatabildiler.
HIZLI OLGUNLAŞMA Depremin bir başka olumsuz etkisi de bazı gençlerde ve çocuklarda erken ve hızlı olgunlaşmaya yol açması. Prof. Dr. Aysel Ekşi bölgede inceledikleri çocuklardan 10 yaşındaki Onurun enkaz altında babasıyla birlikte kaldığını ve babasının ölürken annesi ve kardeşlerini Onura emanet ettiğini belirtiyor ve ekliyor: Onur bundan sonra kendi yaşını unutarak tamamen annesi ve kardeşleri için yaşamaya başlıyor ve bu şekilde ölen babasının bulunduğu yerde mutlu olacağına inanıyor. Onur ve Onura benzer durumdaki pek çok çocuk depremden sonra kendilerini daha yeterli, daha güçlü hissettiler, sorumluluklarını üstlendiler. Ancak bazıları da hazır olmadıkları sorumluluklara kendilerini çok zorladıkları için, büyük sorunlar yaşadı. Deprem anında annesinin çılgın gibi olduğunu belirten 13 yaşındaki çocuk, kendine gelmesi için annesine tokat attığını söylüyor. Bir başka çocuk ise deprem anını anlatırken argo bir dille Babam kafayı yedi diyor. Bu iki örnekte yetişkinliklerin paniğine karşılık, çocukların bir o kadar soğukkanlı davrandığını görüyoruz. PARÇALANMIŞ CESET GÖRÜNTÜLERİ Çocuk ve gençleri etkileyen stres kaynaklarının başında deprem sonrasında parçalanmış, ezilmiş insan cesetleri görmeleri geliyor. Araştırma kapsamındaki öğrencilerden bazıları enkaz kaldırmada çalıştıklarını, enkaz altından yakınlarını çıkardıklarını belirtirken, bazıları da ailesinin ya da sevdiklerinin parçalanmış, ezilmiş cesetleriyle karşılaştıklarını söylüyor. Prof. Ekşi bu yaşananlara bağlı olarak yine stres, ani tepkiler ve uyku bozukluklarının meydana geldiğini ve bunların çok uzun zaman devam etmesinde deprem görüntülerinin görsel basında yayınlanmasının da rolü olduğunu vurguluyor.
DİNSEL KORKUTMALAR DA ETKİLİ Prof. Dr. Aysel Ekşi, 17 Ağustos depreminde bütün bunlara ek olarak dinci çevrelerin suçlamasının, dinsel temelde korkutma ve suçlamalarının, çocuklarda gereksiz yere büyük suçluluk duygularının doğmasına ve büyümesine yol açtığını belirtti. Deprem sonrasında bazı dinci grupların çadır çadır gezerek suçluluk duygusunu körüklediklerini kaydeden Ekşi, küçücük çocuklarda bile dua etseydim bu başımıza gelmezdi ya da Deprem benim yüzümden olmuş türü suçluluk duyguları yaşadıklarını söyledi. Yine buna bağlı olarak pek çok gencin dinde çare arama çabası içine girdiği, o büyük kargaşa ve ümitsizlik duyguları arasında bazılarının okulu bıraktığı araştırmayla belirlendi. ZORUNLU OLUMSUZ KOŞULLAR Ruhsal tepkilerin artmasına yol açan başlıca etkenlerden birinin de zorunlu olumsuz koşullar olduğunu belirten Ekşi, bu olumsuzları şöyle sıraladı: Aile bireylerinin dağılması, çadır, baraka ya da akraba yanında uzun ya da belirsiz süre yaşamak; eskiden sahip olduklarından yoksunluk; ekonomik koşulların bozulması; aileden ayrılıklar.
UYKUYA SIĞINANLAR Öğrenciler arasında bir grubun da uykuya sığındığı ve eskiye oranla çok daha fazla uyuduğu saptanmış. Daha çok uyuyanlar, araştırma kapsamındaki öğrencilerin yüzde 16sını oluşturuyor. Depremden sonraki ilk altı ay içinde yakından incelenen çocuk ve gençlerin yarısında travma sonrası stres bozukluğu saptanmasının önemine değinen Ekşi, tüm gruba uygulanan testlerde öğrencilerin yüzde 52sinde depreme bağlı anksiyete (korku) bulunduğunu belirtti. Araştırma kapsamındaki öğrencilerin bir kısmının iyileştiğini belirten Ekşi, bir kısmında olumsuz belirtilerin aynen veya artarak devam ettiğini vurguladı. Bu konuda uygun koşulların yaratılmasının ve önleyici önlemlerin alınmasının son derece önemli olduğuna dikkat çeken Ekşi, bu amaçla araştırma sonuçlarını kamuoyuna açıkladıklarını belirtti. | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||