| |
| Yerinde duramayan, 41 yaşında atletik yapılı bir genç Erden Eruç. Kaşif ruhlu, serüvene atılmayı, kendini sınavlardan geçirmeyi, sınırları zorlamayı seviyor. Boğaziçi Üniversitesinde mühendislik okurken, atletizm yapmış, kürek çekmiş, güreşmiş. 15 yaşında babasıyla Erciyesin zirvesine tırmanmış. Mühendis olmuş ama serüvenci ruhuyla yeni ufuklara yelken açmış. ABDye göçmüş. Ohio Devlet Üniversitesinde lisansüstü öğretime devam ederek bilgisayar programcılığında uzman olmuş. Ardından bir de işletme dalında lisansüstü programa katılmış.
Erden Eruç, okullara devam edip öğretimini başarıyla tamamlamış, proje yöneticisi olarak iş sahibi olmuş ama aklı fikri hep zirvelere bayrak dikmekteymiş. Boş vakitlerini de ABDnin kayalıklarına tırmanmakla geçiriyormuş. 1997de Washingtonda çalıştığı sırada aklına yeni bir fikir gelmiş. Bering Boğazından geçip, Asyayı bisikletle aşıp Türkiyeye ulaşmak. Derken bu projeyi biraz daha genişletmek takılır aklına. Okyanusları kas gücüyle aşıp bütün kıtaların zirvelerine tırmanmak. Bu arada Seattlea taşınır.
2002de dağcıların en ünlülerinden İsveçli Göran Kroppla tanışır. Fikrini ona da açar.Ne zaman yola çıkıyorsun? diye sorar İsveçli dağcı. İlk kez biri deli misin yahu diye karşılık vermemiş, projeyi beğenmiştir. Göran Kropp ile Seattle yakınlarında bir kayalığa tırmandıkları sırada İsveçli dağcı yaklaşık 20 metreden düşerek can verir. Gözünün önünde meydana gelen kaza Erden Eruçu yıldırmaz. Göran Kroppun İsveçteki cenaze törenine gelir ve dönerken uçakta önüne bir harita açarak büyük projesinin rotasını çizer. Artık geciktirmeden hayatının en büyük serüvenine atılma vakti gelmiştir. 1 Şubat 2003te Seattleden bisikletle yola çıkar. Alaskada buzulları yürüyerek geçer. 29 Mayısta Kuzey Amerikanın en yüksek noktası Denalinin tepesine kırmızı bayrağını diker. Süratle geri döner ve kendisini bekleyen nişanlısı Nancy ile nikah masasına oturur.
Erden Eruç, dünyayı fetih gezisinin ikinci aşamasına geçmeden İsveçe geldi. 6 Eylül günü Floridadan denize açılacağı tekneyi hazırlıyor. 7 metrelik tahta tekne hazırlanınca ABDye gönderilecek. Erden Eruç da Eylül başında denize açılacak. Kübanın doğusundan aşağıya dönerek Panama Kanalından geçerek teknenin burnunu güneye çevirecek. Ekvatorda kıyıya yanaşıp bisikletle Arjantine devam edecek. Ocak ayında Güney Amerikanın en yüksek noktası Aconcaguanın zirvesine tırmanacak. Zirveye kırmızı bayrağı diktikten sonra bisikletle Ekvatora geri dönecek.
Ekvatordan sonra uçsuz bucaksız Pasifik Okyanusuna açılacak. Aylarca kızgın güneş altında, fırtınada, yağmurda kürek çekecek, su seviyesinden sadece 40 santim yüksek olan tahta kayığıyla, 4800 metre derinliğe ulaşan sonsuz denizin dalgalarıyla boğuşacak. Bazen yıldızların altında, bazen zifiri karanlığın ürkütücülüğünde yalnızlığı yaşayacak. Ama Erden Eruç, ruhunu hazırlamış, bilincini bilemiş:
-Evlerimizde, arabalarımızda korunaklı biçimde yaşıyoruz. Tehlikelere karşı önlem almaya çabalıyoruz. Eğer tehlikeleri kabul edersek yaşamın anlamını daha iyi kavrarız.
Bilgi, teknoloji ve sezi de bu serüvende kas gücü kadar önemli. Küçük teknenin rotasını, rüzgarlara ve akıntılara göre ayarlamak, geceleri uyurken, akıntı yüzünden tornistan geriye dönmemek gerekiyor. Teknik olarak bu sorunların üstesinden gelmek mümkün. Mühendis ve bilgisayar uzmanı Erden Eruçun hesap hatası yapması beklenmiyor. Ama bilgi, zeka, dirence rağmen doğanın kötü sürprizleri, aç köpekbalıkları, katran karanlığında küçük tekneye çarpıp parçalayacak dev şilepler ölümün kolluk kuvvetleri gibi Erdun Eruçun etrafında olacak. Ama o ölümle yüz yüze gelmeye de hazır:
-Ölümle yüz yüze gelmeye hazırım. Yeter ki ıstırap vermesin. Ama, amacım, bu serüvende tehlikeler yaşamak, ölüme meydan okumak değil. Hedefim yaşamın anlamını, önemini en derin şekilde hissetmek. Doğa ile iç içe onun bir zerresi olabilmek.
Pasifik Okyanusunu geçip Avustralyanın kuzeyinde Irian Jaya adasında Okyanusyanın en yüksek dağı Carstens Pyramidin zirvesine tırmandıktan sonra büyük maceracı Dönüp Hindistana doğru kürek çekecek. Hindistanda bisiklete atlayıp Nepale gidip Evereste tırmanacak. Daha sonra da Afrika kıtasına doğru gene küreklere asılacak. Kilimanjaronun zirvesine bayrağı diktikten sonra da geriye dönüp Kızıl Deniz ve Süveyş Kanalından geçerek Türkiyeye gelecek.
Aylarca denizle içli dışlı yaşadıktan sonra Memleketime geldim. Akdeniz kıyılarında biraz dinleneyim diye düşünür mü acaba?
-Herhalde denize sırtımı dönmek isterim. Türkiyeye gelince Akdeniz kıyısından bisiklete atlayıp Rusyaya geçip Avrupanın en yüksek noktası Elbruza tırmanacağım. Böylelikle bütün kıtalarda zirvelere çıkmış olacağım. Ondan sonra belki Türkiyede bir yerlerde biraz dinlenirim.
Zirveler tamamlandıktan sonra serüvenin son hedefi Akdenizden Atlantike açılıp bu büyük maratonun denize açılış noktası Floridaya ulaşmak ve oradan da bisikletle Seattlee Nancynin yanına varmak. Eylül başında başlayacak devri alem 2011in başında tamamlanacak. Tabii her şey yolunda giderse.
Bir devrialem macerasını izlemek üzereyiz. Böyle maceraperestlerle dünyamız renkleniyor. Biz korunaklı evlerinde oturup, rahat koltuklarına gömülenler de onlara gıpta ediyor, onlarla övünüyoruz. Göremediklerimizi onlardan dinliyor, gidemeğimiz yerleri onlardan öğreniyoruz. İnsan gücünün sınırlarını onlar deneyip, zorluyor. Maceraperestlere çok şey boçluyuz.
Erden Eruç, macerasını tamamladıktan sonra yaşadıklarını okullarda öğrencilerle paylaşacak. Öğrenciler, coğrafya derslerinde okuduklarını canlı tanıktan dinleyecek. O şimdi bir maceracı ellisinden sonra da sanki bir masal babası. Erden Eruça bol şanslar!...
Not: Around the world projesi hakkında bilgi almak ve destek olmak isteyenler www.around-n-over.org adresine bakabilir.
| |