Home page

Haber Menüsü


Yazara mail atmak için resmin üzerine tıklayın.
 
McLaren’ın dramı?
 
Raikkonen hayranları 7 yarış sonunda gelen 1 puan sonrası şu soruyu soruyorlar: Ne olacak McLaren’ın hali?
 
Bülent Akyıldız
NTV-MSNBC
 
6 Haziran 2004—  80’ li yılların sonunda efsane pilot Ayrton Senna ile pistlerde fırtına gibi esen ve 90’ lı yılların ortalarından itibaren Mika Hakkinen ile coşan McLaren, 2004 sezonunun ilk 7 yarışında adeta hayalet ekip oldu. 2003’te “pistlerin altın çocuğu” olarak lanse edilen Kimi Raikkonen gibi bir isme sahip olmasına rağmen yaşanılan dramatik sorunlar ekibi zirve savaşından uzaklaştırırken taraftarlarını da kahrediyor!

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
Live Vote is temporarily unavailable.

       
GEÇMİŞİ BAŞARILARLA DOLU
       McLaren ekibi, F1’ in en önemli isimlerindendir. Bugün Ferrari’ nin yaşadığı başarıların benzerini geçmişte yaşamış büyük bir ekip olan McLaren aynı zamanda Brezilyalı efsane yıldız Ayrton Senna’ nın da yıldızlaştığı ekip olarak anılır. Özellikle 80’li yıllarda önce Porsche motoruyla sonra da Honda motoruyla yarışan ekip bu yıllarda büyük bir başarı gösterdi.
       Niki Lauda ile 1984 sezonunda, Alain Prost ile 1985 ve 1986 yıllarında pilotlar şampiyonluğunu kazanan ekip 1988’ de ise bu kez Senna ile zirveye çıktı. McLaren, 1989’ da yine Prost ile başarıya koşarken 1990 ve 1991 yıllarında ise tekrar Senna ile zirveyi bırakmadı.
       1992 sezonu sonuna gelindiğinde ise büyük başarılar paylaştığı motor partneri Honda’ nın F1’ den ayrılma kararı ile yeni bir arayışa giren McLaren bu kez Ford ile işbirliği yaptı. 1993 sezonunda Senna, Ford motorunun Renault’ ya karşı zayıflığına rağmen tam 5 yarış kazandı. Ama bu işbirliği Senna’ nın 1994 sezonu başında ekipten ayrılmasını önleyemedi.
       Senna ile ayrılmanın şokundaki McLaren, Ford ile yollarını ayırarak 1994 sezonu için bu kez Peugeot ile anlaştı ama aynı sezon gelen başarısız sonuçlarla Fransız üreticiyle de özlediği başarıyı yakalayamayacağını anladı ve 1995’te Mercedes ile yapılan uzun vadeli motor anlaşması sonucunda McLaren sonraki yıllar F1’ in en güçlü motoruna sahip olacaktı.
       Sonraki yıllarda McLaren rakiplerinin tüm çabasına karşın Finlandiyalı pilotu Mika Hakkinen ile 1998 ve 1999’ da 2 kez zirveye çıktı. Finlandiyalı Mika Hakkinen’ in bu yıllardaki ekip arkadaşı ise şu an ekipte yer alan ve başarısız bir görüntü çizen İskoç David Coulthard’ dı.


       2000’ e kadar devam eden bu başarı “artık geliyorum” diyen Schumi rüzgarına dayanamadı!. 2000 sezonundan itibaren Schumi ve Ferrari’ nin güçlü bir şekilde başlayan başarılı çıkışına McLaren’ ın bu kez cevap verememesi ile ekibin dramatik düşüşü de başlamış oldu?...
       2001 sezonu sonunda başarılı pilot Mika Hakkinen’ in yeni doğan oğlu Hugo’ ya daha fazla vakit ayırmak için F1’ den sürpriz emekli olma kararıyla ekibe gelecek vaat eden vatandaşı genç Kimi Raikkonen’ in Sauber’ den transferi, McLaren’ a “taze kan” olarak değerlendirildi ve Kimi’ nin gelişi ekibin kabuk değiştirmesine yol açtı. Kimi çevrelerce sürpriz nitelendirilse de Mika Hakkinen’ in tam zamanında emekli olduğunu düşünmek hiç de yanlış olmaz! Zira Mika şayet yarışmaya devam etseydi başarılı kariyerini başarısız sonuçlarla zedeleyebilirdi. Bunun da nedeni Mika’ nın pilotajı değil ekibin süregelen performans kaybı olacaktı.
       
GEÇEN SEZON NEREDEYSE ATBAŞI GİTTİ AMA?
       
2002 sezonunda McLaren umulmadık derecede aciz kaldı ve bu sezon Ferrari’ nin ezici üstünlüğüyle tamamlandıktan sonra 2003 yılına gelindiğinde McLaren artık zirveyi yeniden kapmak istiyordu. Bu amaçla baş tasarımcısı Adrian Newey’ i Jaguar’ ın transfer isteğine son anda McLaren cephesi “dur” dedi. Halbuki o zamanlar Jaguar F1 ekibinin patronluğunu yapan Niki Lauda bu transferi çok istemişti. Hatta bu transfer olayı iki ekibin arasının gerilmesine bile yol açtı. Şayet sorun Jaguar’ ın geri adım atmasıyla çözülemeseydi iki taraf mahkemede çoktan buluşacaktı bile!...
       McLaren’ ın patronu Ron Dennis ekipte kalmasını sağladığı Adrian Newey’ e daha çok yetki ve de hiç kuşkusuz daha çok para verdi! Kimilerince dahi diye nitelendirilen Newey ise bu kadar gündeme gelmekten öyle memnundu ki daha radikal tasarımlar peşinde koşmaya başladı ve sonraları çok konuşulacak olan MP4-18 modeli ile gündeme geri geldi.
       McLaren, 2003 sezonuna bir önceki sezon 2002’ nin tasarımı olan MP4-17 ile başladı ve plan olarak MP4-18, Imola’ da piste çıkıncaya kadar mevcut MP4-17’ yi modifiye etmeyi sürdüreceklerdi. Böylece ilk bir kaç yarış geçildikten sonra Imola’ da yeni model ile yola devam edilecekti. Ancak hiç hesapta olmayan bir şey vardı. O da FIA’ nın zorunlu çarpışma testleri!... İlk çarpışma testinde sebebi anlaşılmaz biçimde başarısız olan ekip büyük bir şaşkınlık yaşadı ama bunu çok fazla büyütmedi. Zira bu arada zirve mücadelesi halen devam ediyordu ve olası spekülasyonlar ekibin hedefe varmasına zarar verebilirdi?
       Tüm bu gelişmeler esnasında genç pilotları Raikkonen ise her türlü olumsuzluğa rağmen zirveden kopmuyordu ki ekibin ümitlerini tek başına yeşertiyordu. Aynı esnada deneyimli Coulthard’ da ise Kimi’ nin aksine ciddi bir performans düşüşü vardı ve kayıplardaydı.


       Raikkonen’ in yetenekli ve hızlı pilotajı zamanla deneyimli Coulthard’ ı zorlamaya başlayınca Coulthard’ daki form düşüşü de iyice sırıtmaya başladı. Ama Williams’ ın da sezonun ortalarından itibaren şampiyonaya dahil olması ile Schumi ve Ferrari’ de rakipleriyle arayı açamayınca McLaren bu keşmekeş içinde biraz daha rahat nefes alıyordu.
       Şampiyonluğun iyice kızışmaya başladığı son yarışlar öncesi McLaren MP4-18’ i tekrar FIA çarpışma testlerine soktu. Testleri geçeceğine artık kesin gözüyle bakılan otomobil sadece kıl payı farkla testi yine geçemeyince ekipte çok büyük bir hayal kırıklığı yaşandı. FIA kurallarına göre otomobilin her bir yapısı %35’ den fazla enerji absorbe edemez. Ancak sadece bir parçanın %35.1 gibi kritik enerji absorpsiyonu ekip için oldukça büyük bir şanssızlıktı.
       Öyle ya gerek basında sürekli gündemde olan ve gerekse ekibin büyük umutlar beslediği hatta yarışan modele oranla tur başına 1 saniye daha iyi olduğu söylenen MP4-18 artık yarışlara çıkmayacaktı. Kalan süre ise yeni modelin piste çıkıp test ve deneme süresine yetmeyeceğinden MP4-18’ in sayfası böylece kapandı. McLaren konuyla ilgili resmi açıklamayı Indy yarışı öncesi yaparken kaldı ki ekip aslında yeni modelin dayanıklılığından da %100 emin değildi.
       Mevcut MP4-17 modeli ise yamanmaktan zaten orijinallikten çıkmış ve iyice melez bir otomobil görünümü almıştı. A, B, C ve en son D versiyonu yani MP4-17D olarak lanse edilen bu otomobil için ne tamamen yeni ne de tamamen eski demek doğru olurdu? Ama en azından (tamamen yeni bir otomobilin ilk günlerine nazaran) zaman içinde tepkileri bilinen ve tanınan bir otomobil olması melez otomobilin önemli bir avantajıydı.
       Tek problemi artık üzerinde radikal değişiklikler yapılmasına müsait eden bir tasarımı yoktu ve gelişime olumlu tepkisi sınırlıydı. Mercedes’ in sağladığı en güncel motorun gücü ile ayakta kalmaya çalışan McLaren beklenen mucizeyi başaramayınca ve Ferrari’ de başarı yolunda emin adımlarla devam edince McLaren 2003 sezonunda Raikkonen ile yakaladığı şampiyonluk şansını piste gömmüş oldu.
       
2004 SEZONU ÖNCESİ MCLAREN İDDİALIYDI!
       
2004 sezonu öncesi bu kez McLaren ekibi oldukça temkinli ve kararlıydı. MP4-18 modeli hiç yarışmadan yerini daha gelişmiş MP4-19 modeline bıraktı. Ekip bu kez çok şanslıydı çünkü yeni tasarımı tüm rakiplerinden evvel piste indirmişti. Böylece McLaren MP4-19’ un eksiklerini gidermek ve başarılı olmak konusunda bir adım öne geçmişti. FIA’ nın aldığı yeni kararlar doğrultusunda tüm tasarım elden geçirilmiş, otomobilin benzin deposu yaklaşık 20 litre küçültülmüş ve en önemlisi motorun dayanıklılığı için içerisindeki bazı komponentleri değiştirilmişti.
       Yeni sezon düzenlemeleriyle, daha evvel yaklaşık 19,500 devir çeviren 920 beygir civarında zirvedeki motorların performansı sezon başında bir miktar azalarak 900 beygire kadar gerilemişti. Mercedes’ te bu zorunlu değişikliğe ayak uydurmak zorunda kalmış ve motor ömrünü arttırmak için motoru revize etmişti ama tasarımı gerçekleştirirken rakiplerine göre beygir gücünden daha fazla ödün vermişti. Asıl daha sonra ortaya çıkacak olan dayanıklılık sorunu ise o sıralar pek ortalıkta yoktu?.


       McLaren ekibi MP4-19 modeli ile piste ilk indiği zaman rakipleri henüz hibrid otomobillerle teste başlamışlardı ve bu durumda McLaren testlerde oldukça iddialı sonuçlar alırken çıktığı pistlerde en iyi zamanlara imza atıyordu. Bu aldatıcı başarı böylece devam etti ta ki rakipleri yeni otomobillerini piste indirinceye ve gerçek güçlerini gösterinceye dek!...
       Diğer F1 ekipleri de yeni otomobillerinin lansmanını yaparak test için piste indirdiklerinde işler tersine döndü ve gerçek durum McLaren’ ın yeterince güçlü olmadığını ortaya çıkardı. Özellikle BAR’ ın iddialı test derecelerine dudak bükenler oldu ama sonrasında çok yanıldıklarını anladılar. Çünkü BAR gerçekten büyük bir aşama kaydetmişti. McLaren cephesinde ise ilk bindiklerinde sadece otomobilin kokpit’ inin darlığından şikayet eden Coulthard ve Raikkonen, rakiplerinin tur zamanlarını görünce performans eksikliğinden de şikayet etmeye başladılar. Aslında iki pilot da başlarına geleceklerden habersizdi? Zira 2004’ ün ilk 7 yarışına imza atan dayanıklılık sorunları daha kapıyı henüz çalmamıştı! Halbuki otomobilin daha da geliştirebileceğini düşünen McLaren ekibi ise sorunları kısa sürede çözmeyi umuyordu ve 2004 sezonuna bu şekilde ümitli başlandı.
       2003 sezonu için muzip bir McLaren okurum şunu söylüyordu; “bizim otomobillere sinek konsa performansı olumsuz etkileniyor!? ” Acaba bu vahim durum 2004’ de değişecekmiydi?...
       
İTİRAFLAR İLK 5 YARIŞ SONRASI BAŞLADI!...
       
2004 sezonunda ilk 5 yarış tamamlandığında peşpeşe çıkan başta motor arızaları ve devam edebildikleri yarışlarda ise orta sıralardaki rakiplerine karşı bile mücadele etmekte zorlanmaları, ekibin sanılandan çok daha büyük bir problem içinde olduğunu ortaya koydu. Sezon öncesinde tasarımıyla spekülasyon yaratan McLaren acaba bir balon muydu ?
       Ekip F1 medyasının şiddetli eleştirisi karşısında daha fazla sessiz kalamadı ve gerçekleri itiraf etmek zorunda kaldı. En önemli sorunlar olarak motor bloğu çatlıyordu ve frenler zayıftı. Üstelik Mercedes motoru da rakiplerine karşı güçsüz kalıyordu. Ayrıca otomobilin yol tutuşunda da zayıflık vardı.
       Sezon başlayınca tüm ciddi rakipler motor ömrünü arttırmak pahasına kaybettikleri motor güçlerini tekrar yakalarken Mercedes bu çıkışa ayak uyduramayınca performansı arttırmak için yapılan hızlı değişiklikler de fire vermeye başladı. McLaren’ dan gelen asıl itiraf ise tüm sorunların çözülerek tekrar iddialı duruma gelmeleri için 6 ay gibi bir zamana ihtiyaç duyduklarını söylemeleriydi?
       
YENİ TASARIM MP4-19B’ DE MUCİZE VAADETMİYOR!
       
Şimdi ekip olarak önlerinde ciddi bir ev ödevi olan McLaren sorunları sırasıyla aşmaya çalışacak. Motor konusunda ilk kez bu kadar zayıf duruma düşen Mercedes’ in hem dayanıklı hem de en az rakipleri kadar güçlü bir motoru McLaren’ a sağlaması gerekiyor. Geçen sezon uzun bir süre ikinci bir ekibe motor sağlaması gündemde olan Mercedes artık her şeyi bir kenara bırakarak prestijini korumak için mücadele edecek.
       McLaren ise diğer mekanik gelişimler dışında otomobilin tasarımını da güncelledi. MP4-19 kodlu mucize tasarımın (!) sadece mekanik sorunlar nedeniyle geride kalmadığı bir gerçek. Mesela Ferrari ekibi 2003 tasarımını gözden geçirerek daha dengeli bir otomobili piste sürerken McLaren acaba çok mu fazla riske ve maceraya girdi? McLaren’ ın gerekli dersi alıp almadığını bugünlerde test için piste indirilen yeni MP4-19B versiyonuyla daha iyi anlayacağız.
       İletilen ilk bilgilere göre otomobilin tüm mekanik aksamı neredeyse aynı. Ancak gövdenin bütününde yapılan kapsamlı tasarım değişikliklerinin şasiye de etkisinin olumlu olacağı düşünülüyor. Özellikle yol tutuş açısından çok daha dengeli olması beklenen otomobilin ilk sürüş izlenimleri bir önceki versiyona göre ümit vaat edici olarak nitelendiriliyor. Yine de Temmuz’ dan evvel yarışmayacağı belirtilen modifiye otomobilin Mercedes’ in motor üzerinde iyileştirme yapmaması halinde başarılı olması gerçekten zor?...
       
COULTHARD, 2005’TE EKİP BULABİLECEK Mİ?
       
Deneyimli İskoç pilot Coulthard, 1994 yılında efsane pilot Senna’ nın trajik ölümü ile Williams’ da başladığı F1 kariyerine, 1996’ da transfer olarak devam ettiği McLaren macerasının artık sonuna geldi. Bu sezon ya jübilesini yapacak yada kendisine yeni bir koltuk bulacak ki Toyota ve Jaguar dışında pek de bir alternatif görünmüyor.
       Yaşlanmanın pilotaja olumsuz etkisi olduğunu düşünürdük ama Schumi bu tezi çürütünce 33 yaşındaki Coulthard’ ın en büyük probleminin motivasyon eksikliği olduğuna karar verdik! Ancak sorunu her neyse artık kendisinin bile yarışmaktan zevk aldığını sanmıyoruz. Bu yüzden daha evvel de bizzat F1’ in patronu Ecclestone tarafından önerilen ekip değiştirme fikrine kendi isteğiyle yanaşsaydı en azından F1’deki prestijini korurdu. 9 sezon boyunca hizmet ettiği McLaren’ dan bu şekilde ayrılmak hoş bir görüntü oluşturmadı.
       Coulthard’ ı F1 dışında özel hayatındaki sansasyonel olaylarla da hatırlayacağız. Bunlar arasında; Düşen özel uçağından (ki pilot dahi ölmüştü) sevgilisiyle birlikte sağ salim kurtulmasıyla ve Monaco’ da geçirdiği özel otomobil kazası sonucu yanındaki bayanın sakat kalmasıyla gündeme gelmesi dışında bir de Türkiye’ de yaptırdığı yat (olumsuz ve memnuniyetsizlik ifade eden demeçleriyle) en başlıcaları olarak sayılabilir. Zaten yat konusundaki olumsuz demeçleriyle Türkiye’ de antipati yarattı.


       
YA RAİKKONEN NE YAPSIN ?
       
McLaren ve Raikkonen’ den bu sezon için çok şey bekleyen hayranları ise idollerinin başarısızlığından mutsuz olurken aslında genç Raikkonen geçen sezon çok büyük bir çıkış yakalamış ve tüm ekiplerin arzuladıkları pilot durumuna gelmişti. 17 Ekim 1979 doğumlu, 1.75 m boyunda ve ~63 kg olan bu genç Finlandiya’ lı pilot yaşının genç olması, yeteneği, soğukkanlılığı ve yakışıklılığıyla kısa sürede bir çok hayran edinirken Raikkonen için Ferrari bile gelecekteki şartları yokluyordu.
       Halen ekibiyle uzun süreli anlaşması devam eden ve McLaren’ ın gözden çıkarmayı pek düşünmediği Kimi’ nin ilerisi için nasıl bir karar vereceği meçhul ama gelecek sezon Montoya’ nın gelmesi genç pilotu alışık olmadığı bir rekabete sürükleyecek. Bu durumda ya “ya ben ya o” konumuna düşecek veya rakibinin restini görerek mücadelesine daha sıkı bir şekilde devam edecek ve yerini sağlamlaştıracak. Kimbilir belki de Montoya ile rekabeti Raikkonen’ in pilotajını daha da olgunlaştırarak zirvede emin adımlarla yürümesini sağlayacak.
       Tüm nefesini ve enerjisini geçmişte eski takım arkadaşı Hakkinen ile rekabete harcayan ve Raikkonen karşısında bariz biçimde başarısız ve çaresiz kalan Coulthard’ dan sonra önümüzdeki sezon Williams’ dan gelecek Montoya ise Raikkonen için çok dişli bir rakip olacak. Hani bizde bir laf vardır; “bir koltuğa iki karpuz sığmaz!...” diye. Bakalım iki ayrı ve iddialı karakter aynı ekipte neler yapacak?
       Ancak artık bunların hepsi şu an bir yerde detay zira öncelikle bu sezona tekrar geri dönersek; McLaren’ ın yarış tamamlayacak ve kazanacak en azından zirvedekilerle mücadele edebilecek bir otomobil ile en kısa zamanda pistlere dönmesi gerekiyor ki pilotları da kendilerini podyumda gösterebilsin. Üstelik sezonun bitimine hala 11 yarış var ama sezonun 3’ te biri ise artık tamamlandı!
       
MERCEDES İLE MCLAREN’ IN KADER BİRLİĞİ VAR
       Şu bir gerçek ki McLaren’ da şirket hissesi olan Mercedes’ in etkisi sanılandan çok fazla. Mercedes ayrıca McLaren’ ın motor tedarikçisi olan ve kendi motorlarını geliştiren Illmor şirketinde de çoğunluk hisseye sahip. Bu yüzden McLaren’ ın Mercedes motorundan vazgeçmesi ancak Mercedes’ in F1’ den çıkma kararı ile mümkün olabilir. Bu ihtimal ise çok düşük ve zor bir olasılık. Bu yüzden şu anki koşullarda McLaren ile Mercedes’ in evliliği kolay kolay bitmez.
       Mercedes ise McLaren ile yaptığı kapsamlı işbirliğini yeni spor otomobillerini geliştirmek için önemli bir adım olarak görüyor. Mercedes’ in sansasyonel süper spor modeli Mercedes SLR’ da bu etki açıkça belli olurken yeni SLK modelinde de ciddi F1 esintileri görülüyor.
       Üstelik Mercedes, F1’ deki son sözünü henüz söylemedi! Belki hiç kolay değil ama beklenmeyen sürpriz gelişmelerin sezon sonunda mevcut tabloyu değiştirmesi de mümkün olabilir. O halde haydi McLaren-Mercedes ve Kimi Raikkonen diyoruz!...
       
 
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları