Home page
Haber Menüsü


Anadolu yaban koyunlarının sayısı 2000’lere ulaştı
 
Aşırı avlanma, bazı avcı türlerin baskısı, besin sıkıntısı gibi nedenlerle sayıları giderek azaldı. Ve 1966’da 420 kilometre karelik bir alanda koruma altına alındılar.  

 
4 Haziran 2004 —  38 yıl önce Bozdağ’da koruma altına alındıklarında sayıları 40’ı geçmiyordu. Elektroşok verilmiş teller ardında, avcılar ve acımasız doğa koşullarından uzakta giderek çoğalan ve bugün nüfusları 2000’lere ulaşan Anadolu yaban koyunları, bir dönemler varlıklarını sürdürdükleri alanlara yerleştirilecek.

   
 
       
    Internet Sites www.nationalgeographic.com.tr
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
Yazar: Ece Soydam

       Bu kadar süre nasıl hareketsiz durabildiğime şaşırıyorum. Uyuşan bacaklarım artık benim bir parçam olmaktan uzak gibi. Onları hissedemiyorum bile. Yaban koyunlarını görüntülemek için gün doğarken geldiğim bu kayanın dibinde yedi saattir bekliyorum...
Fotoğraf: Aykut İnce

        Artık öğle sıcağı bastırdı. Gözlerim ufku tarıyor. Ve karşı sırtta birden bir dişi beliriyor. Bunca beklemenin ilk ödülü o. Ağır adımlarla benim bulunduğum kayaya doğru ilerliyor. Heyecanla onu izliyorum. Yaklaşıyor ve iki metre önümdeki kayanın dibine yatıyor. Doğum yapmak üzere sürüden ayrılmış. Her an doğurabilir! Bugüne kadar kimsenin görmediği bir anı kaydetmek üzereyim. Ancak çok geçmeden kalkıp gidiyor. Doğumu görüntüleyemiyorum ama o anda bunun önemi yok. Çünkü ilk kez bir yaban koyununa bu kadar yaklaştım.
       Onlarla ilk kez yine burada, 2002 yılının sıcak bir Ağustos gününde karşılaşmıştım. TRT için hazırladığımız “Bozkırın Çocukları: Anadolu Yaban Koyunu” belgeselinin çekimleri için ön araştırma yapmak üzere koruma altında oldukları Bozdağ Yaban Koyunu Üretme İstasyonu’na gelmiştik.


       
       Bize koruma alanını gezdiren görevlilerden biri, ilerideki tepenin üzerinde beliren yaban koyununu göstermek için “İşte şurada duruyor” diye seslendiğinde, yıllardır burada çalışmasına rağmen, halen nasıl bu kadar heyecan duyabildiğini merak etmiştim. Fotoğraflarda olduğundan çok daha etkileyici bir görünüşleri vardı. Bu ilk ziyaretimden sonra Bozdağ’daki üretme istasyonunda çeşitli aralıklarla olmak üzere toplam 130 gün geçirecektim. Ocak 2003’te çalışmalarımızı tamamladığımızda artık o denli hayatımıza girmişlerdi ki, baktığımız her şeyde, hatta rüyalarımızda bile onları görüyorduk. Artık biz de Bozdağlıydık!
       Koyundan çok ceylana benzeyen bu zarif hayvana yöre halkı “ceren”, “ceran”, “kaya davarı”, “dağ koyunu” gibi isimler veriyor. Ancak bu bölgenin dışında yaşayanlar Anadolu yaban koyununun varlığından dahi haberdar değil. Yaban koyunları (Ovis gmelinii anatolica), Konya’dan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Bozdağ Üretme İstasyonu’nda yaşıyor. Aşırı avlanma, kurt ve çoban köpekleri gibi avcı türlerin baskısı, evcil koyunlarla aynı otlakları paylaşmaktan doğan besin sıkıntısı gibi nedenlerle sayılarının 40’a düşmesi üzerine, 1966 yılında, dönemin Orman Genel Müdürlüğü bünyesindeki 6. Şube tarafından 420 kilometre karelik bir alanda koruma altına alındılar. Ancak anlatılan o ki, bu koruma çalışmaları dahi başlangıçta yeterli değildi. İlk yıllarından bu yana istasyonda çalışan görevlilerden biri, “Kurtlarla, avcılar hayvanları rahat bırakmadı ki” diye anlatıyor. 1989’da koruma alanı içindeki 36 kilometre karelik bir arazinin dikenli tellerle çevrilmesinin nedeni de bu. Ancak bunun da yeterli olmaması üzerine 1996’da tel örgüye elektroşok veriliyor. Yaban koyunları bu tarihten başlayarak bu tür risklerden uzakta üremelerini sürdürüyorlar.


       
       Park görevlileri yaban koyunlarının sayısının 1998’de 1000’lere, 2004’te ise 2000’lere ulaştığını anlatıyor gururla… Tel örgü çekilirken bu sınırın dışında kalan ve yaban hayatın acımasız kurallarıyla birlikte yaşayanların sayısı ise bugün 100’ü geçmiyor.
       Her geçen yıl daha fazla yaban koyununa barınak olan Bozdağ İstasyonu bu koruma programıyla, Uluslararası Av ve Yaban Hayatı Koruma Konseyi’nin (CIC) 2002 Edmond Blanc Ödülü’nü aldı. Ancak sayılarının artması bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Tel örgü içindeki yaban koyunları, uzun yıllar birbirleriyle çiftleştiği için, alandaki genetik çeşitlilik giderek azalıyor. Anadolu yaban koyununun genetik yapısını araştıran ODTÜ Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Kence, “Farklı alanlarda yaban koyunları bulunmadığı için, Anadolu yaban koyununun soyu tükenebilir” diyor. “Genetik bakımdan birbirlerine çok yakın bireylerden oluşması nedeniyle herhangi bir bulaşıcı hastalık, yaban koyunu toplumunu etkileyerek, toplumdaki tüm bireylerin hastalanmasına, hatta ölümüne yol açabilir.”
       Bu nedenle bu endemik alttür için yeni yaşam ve koruma alanları arayışına giren Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Bozdağ’daki yaban koyunlarının bir bölümünün, eskiden varlıklarını sürdürdükleri alanlara yeniden yerleştirilmesi için hazırlık yapıyor.
       Makalenin tamamını National Geographic dergisinin sayfalarında bulabilirsiniz.
       
HAZİRAN’DA NATIONAL GEOGRAPHIC’DE
* Troya
       Tek bir kent değil Troya. Ören yerinde tam on kentin kalıntıları yer alıyor. Homeros’un efsaneleştirdiği, üzerine on binlerce sayfa yazı yazılan Troya’ya gidecek ziyaretçilerin, bu ören yerini taşlardan oluşan bir fotoğraf galerisi gibi büyük bir özenle dolaşması gerekiyor. Binlerce yıllık bir süre içinde kurulan, yıkılan, yakılan, terk edilen ve yeniden yapılan kentlerin herbiri bu özeni fazlasıyla hak ediyor.
* Ucuz Petrolde Son
       Petrolde kaçınılmaz son yaklaşıyor. Var oldukları öngörülen büyük rezervler dahi dünyanın petrol açlığını doyurmaya yetmeyecek ve yaşamsal önem taşıyan bu yakıt, yakın bir gelecekte kaynakların tükenmesi nedeniyle azalacak. Peki bizi yaşam tarzımızı değiştirmeye yönelik zor seçimler yapmak zorunda bırakacak bu son ne kadar yakın?
* Derin Karanlık
       Kaliforniya kıyılarından sadece bir yüzüş mesafesi uzaklıkta küçük bir kanal olarak başlayan ve hızla kıta sahanlığının sığ platosunu yarmaya girişen Monterey Kanyonu, çok tuhaf bir hayvanlar yelpazesine ev sahipliği yapıyor.
* Peru’daki Kayıp Halk
       Arkeologlar, Peru’daki kayıp halkın tarihi mezarları ve içlerindeki heykelleri kurtarmak için bulut ormanlarının tepelerinde tehlikelere atılıyor.
* Altın Ağaçkakan
       Yiyeceğini toprakta arıyor altın ağaçkakan; yaşamını ağaçlarda sürdürüyor. Uçarken parlak tüylerini gözler önüne seren bu gürültücü kuş, ekolojik açıdan doğada anahtar işlevi gören bir tür olarak varlığını sürdürüyor ve ormanın biyolojik çeşitliliğinin şekillenmesine yardımcı oluyor.
* Tarihten Sayfalar : Klasik
       Enerji ve ışığın kenti New York, Büyük Buhran’ın ilk günlerinde siyah-beyaz ve renkli fotoğraflarıyla National Geographic’in sayfalarına konu oldu ve yazar Frederick Simpich, “modern Dünya’nın harikası”nı, 1930’ların bakış açısıyla okurlara taşıdı.
* EK: Ayrıca, National Geographic Türkiye dergiyle birlikte tüm okurlara Dijital Fotoğraf Rehberi hediye ediyor.
       Hepsi ve daha fazlası Haziran’da National Geographic dergisinde.
       
 
       
    TOP5 Kriz, kadınları bu sefer daha çok vurdu  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları