| | | |
TÜPRAŞ SÜRECİ AKSAMADAN SÜRMELİ
Şener, Tüpraş davasında yürütmeyi durdurma kararının kaldırılmasının hükümet ve ÖİB açısından olumlu olduğunu belirterek, bu aşamada sürecin aksamadan devam etmesini arzu ettiklerini söyledi. Tüpraş’ın yüzde 65.76 hissesinin Tatneft ve Zorlu konsorsiyumuna 1.3 milyar dolara satışında Ankara 10. İdare Mahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararı, ÖİB’nin başvurusu sonucu Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından dün kaldırılmıştı.
Şener, Albaraka Türk’ün Ostim şubesinin açılışında gazetecilerin ‘sürecin aksamadan devam etmesi satış sözleşmesinin imzalanacağı anlamına mı geliyor?’ sorusu üzerine, “Sürecin sağlıklı bir şekilde tamamlanması için ne gerekiyorsa o yapılacaktır” yanıtını verdi.
Şener, Tüpraş’ın 1.3 milyar dolarlık tutarla bu yılın en büyük özelleştirme ihalelerinden biri olduğunu anımsatarak, sürecin işlemesinin kendileri açısından önemli olduğunu kaydetti.
Yıllık program belirlenirken işleyişin bazı münferit ihalelere bağlı olarak aksaması ve bozulmasının önüne geçildiğini anlatan Şener, IMF’ye verilen niyet mektubunda bu yılın ilk üç ayı için 100 milyon dolarlık bir özelleştirme geliri öngörüldüğünü, ancak elde edilen bunun üstünde bir rakama ulaşıldığını bildirdi. Şener, “Herhangi bir spesifik ihaleye bağlı olmaksızın özelleştirme yürüyor. Öngörülen gelirler de kasaya giriyor” dedi.
ÖFK’LAR TAMAMLAYICI
Şener, ÖFK’ları Türk bankacılık sisteminde tamamlayıcı kurumlar olarak tanımladı ve bu kuruluşların finans sektörüne derinlik ve çeşitlilik kazandırması açısından büyük önem taşıdığını söyledi.
Şener, yıl sonunda ÖFK’ların şube sayısının 250’ye ulaşmasının öngörüldüğünü bildirdi. Söz konusu kağıtların ne zaman piyasaya çıkarılacağının sorulması üzerine de Şener, “Bu konuda değişik kademelerde çalışmalar sürüyor, kesin bir zaman vermek şu aşamada mümkün değil” dedi.
Şener, bir başka soru üzerine de kamu bankalarında kar, zarar ortaklığına dayalı mevduat toplanması yönünde hükümetin bir düzenleme yapmasına gerek olmadığını, bu alanın sektördeki bütün kuruluşlara açık olduğunu kaydetti.
ÖFK’ların toplam mali sistem içindeki mevduattaki payının yüzde 2.6, kredilerde ise yüzde 5.6 civarında olduğunu vurgulayan Şener, “Bu rakamlar değerlendirildiğinde Türkiye’de ÖFK’ların henüz istenen ölçüde kaynak girişi sağlayamadıkları, ancak kaynakları artırma konusunda önemli bir potansiyele sahip oldukları söylenebilir” dedi.
Şener, kar zarar ortaklığına göre faaliyet gösteren ÖFK’ların Türkiye ve dünyanın çeşitli yerlerinde, çalışma yöntemleri sayesinde güvenlik ve sağlamlıklarını ispat ettiklerini ifade ederek, ayrıca ortaya çıkan krizlerde de daha az etkilenen kuruluşlar olduklarını bildirdi.
Faaliyeti sona eren bir çok kuruluşa nazaran ÖFK’ların ayakta kalmaya başardıklarını vurgulayan Şener, bu kuruluşların ekonomik sorunlardan daha az etkilenmelerini de şöyle açıkladı:
 Faizsiz enstrümanlarla faaliyet gösterdikleri için krizde kur ve faiz riskini üstlenmemiş, sadece piyasa ve kredi riskine maruz kalmışlardır.
Çalışma yöntemleri gereği fon kullanılırken gerçek ekonomik faaliyetleri finanse etmektedirler,
Kısa vadeli topladıkları fonları kısa vadeli ekonomik faaliyetlerin finansmanında kullandırmaktadırlar. Böylece vade uyumu sağlayarak likidite riskine maruz kalmamaktadırlar.”
SİSTEMDE KURUMLARIN PAYI ARTMALI
Şener, önümüzdeki dönemde ÖFK’lara düşen görevler bulunduğunu belirterek, sistem içinde yüzde 2.6 gibi düşük bir paya sahip olan ÖFK’ların paylarının yükseltilmesi yönünde çalışmaları hızlandırmak gerektiğini, bunun için de şubeleşme ve reklam çalışmalarının artırılmasının etkin bir yöntem olacağını belirtti.
Şener, “ÖFK’ların gerek mevduat gerekse kredi yönünden potansiyeli yüksek yerlerde şube açmaları faydalı olabilecektir. Bu durum ÖFK’ların gelişme hızını artıracaktır” dedi. | |
TÜPRAŞ'ın satış sürecine onay
Bankaların kara tahtaları siliniyor
