Home page
Haber Menüsü


‘Dünya ısındıkça yeşerecek’
Küresel ısınma ve ekolojik dengenin bozulması yerküreyi geri dönülmez bir yıkımın eşiğine getirdi. Ancak, kimi bilim adamları küresel ısınmanın etkilerinin orta vadede eko-dengeyi canlandıracağını ve kaybolan ormanları geri getireceğini savunuyorlar.
NTV-MSNBC
23 Mayıs 2004 — Küresel ısınmanın biyo-çeşitliliğe olumsuz etkisinin tüm sonuçlarının somut olarak gözlemlenebileceği belirtiliyor. Kuşların normalden erken göç etmesi, çiçeklerin normalden önce açması, ilkbahar ve sonbahar gibi geçiş mevsimlerinin kısalması ve hava şartlarının radikalleşmesi gibi etkenler artık tüm dünyada gözlemlenir hale geldi. Uluslararası çevreci örgüt Climate Change Program (İklim Değişimi Programı) direktörü Jennifer Morgan, küresel ısınmanın, 2050 yılında tüm canlıların dörtte birini yeryüzünden sileceğini vurguluyor.

   
 
       
    MSNBC News Okyanus canlıları tehlikede
MSNBC News NASA, buzul erimesinden kaygılı
MSNBC News Denizlerde 'nüfus sayımı'
MSNBC News Küresel ısınmanın maliyeti 60 milyar dolar
MSNBC News Küresel ısınma 5 bin yıl önce başladı
MSNBC News Küresel ısınma türleri yok edecek
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Küresel ısınma ve sera etkisinin dünyaya verdiği zarar artık tartışılmaz bir gerçek oldu. Tartışma konusu ise küresel ısınmanın etkilerini ne kadar çabuk ve ne şiddette tecrübe edileceği üzerine.
       Küresel ısınmanın bilinen ve farkedilen felaketlerin yanı sıra, dünyada yeni bir eko-denge kuracağını, küresel iklim karışıklığının çevreye endirekt de olsa olumlu etkileri olacağını savunan uzmanlar da var. Bilim adamları küresel ısınmanın gezegeni ısıtarak yağmurları artıracağını ve bunun sonucu olarak da yeryüzünde yeniden bitkilerin yeşereceğini, yeni bir eko-dengenin kurulucağını savunuyorlar. Ancak, bilim adamları yağmur artışına paralel gerçekleşen orman artışının, insanların dünyaya verdikleri zararı telafi edemeyeceğini, kentleşme ve endüstriyel kirlenmenin tahribatının tamir edilebilecek sınırların ötesine geçtiğini de hatırlatıyorlar.
Küresel ısınma tehditi artıyor

       
KÜRESEL ISINMANIN ANTİK KÖKLERİ
       ABD’nin önde gelen üniversitelerinden University of Virginia öğretim üyelerinden Dr. William Ruddiman, Climatic Change adlı hakemli dergide yayımladığı tezinde, dünyanın insanlığın ilk ortaya çıkışından bu yana 8.000 yıldır, küresel ısınmaya maruz kaldığını savunuyor.
University of Virginia'dan Prof. Dr. William Ruddiman.
       İlk çağ insanlarının dahi, gerek tarım alanı açmak gerekse diğer ihtiyaçlarından dolayı ormanları yaktıklarına dikkat çeken Dr. Ruddiman, 1850’lerde şekillenen Endüstriyel Devrim’in arefesinde dünyanın ciddi derecede küresel ısınma tehditi ile karşılaşmış olduğunu düşünüyor. Dr. Ruddiman makalesinde ilk çağdan 1850’lare kadarki süreçte insanoğlunun küresel ısınmayı toplamda 0.8 derece artırdığını vurguluyor.
       
KÜRESEL ISINMANIN MİLADI, M.Ö. 8000
       Dr. Ruddiman küresel ısınmanın köklerinin 1 milyon yıl öncesine, ilk tarımsal eylemin gerçekleştirildiği çağlara dayandığını ifade ederek, kitlesel tarımın dünyanın çeşitli bölgelerinde birden gelişmeye başladığı M.Ö. 8 bin tarihini küresel ısınmanın miladı olarak ele alıyor. Endüstriyel Devrim ile birlikte küresel ısınmanın önlenemez artışı bir yana, Dr. Ruddiman Endüstriyel Devrim öncesi tarım faliyetlerinin Buz Çağı’nı sonlandırarak, yerküreyi küresel ısınmanın vuku bulacağı bir eko dengeye doğru hazırladığını irdeliyor. Eski çağlardan şimdiye dek, gerek tarım gerekse kentleşme amaçlı orman tahripleri küresel ısınmanın temel nedeni olageldi.
Ozon deliği rekor düzeyde

       
YENİDEN ORMANLAŞMA MÜMKÜN
       Şüphesiz, antik çağda yapılan ağaç kesimi günümüzün teknolojik cihazlarıyla yapılan orman tahribi ile kıyaslanamaz. Ancak, Dr. Ruddiman, bu bilinen teori ve öngörülerin aksine küresel ısınmanın uzun vadede yeniden ormanlaşmayı tetikleyeceğini öne sürüyor. Dr. Ruddiman, Endüstriyel Devrim öncesinde, Kuzey Yarımküre’de kimi aralıklarla ‘yeniden-ormanlaşma’nın gözlemlendiğini belirtiyor.
       Dr. Ruddiman’ın tezi şöyle; Avrupa kıtasını kaplayan bulaşıcı hastalıkların Roma döneminde insanları tarımdan uzaklaştırdı, özellikle 1347-1350 yılları arasında Avrupa’nın üçte birinin vebadan ölmüştü. Benzer tarihlerde, Amerika kıtasında da çiçek hastalığı nedeniyle tarım alanları yok olmuş, Avrupalıların kıtayı ele geçirmesinden önce zaten on binlerce yerli açlık ve hastalıktan ölmüştü. Bu iki paralel felaketin ardından her iki kıtada da yeniden-ormanlaşma gözlenmiş ve büyüyen ormanlar bir önceki uygarlıkların yarattığı sera etkisini telafi etmeyi başarmışlardı.
Son 500 yılın en sıcağı 2003 yazı

       
KÜRESEL ISINMA TERSİNE DÖNDÜ
       Dr. Ruddiman atıl bırakılan veya işlenmeyen tarım alanlarının 50 yıldan kısa bir süre içinde biyolojik olarak bütünüyle ormanlaştığını öne sürüyor. Nüfusun önemli bir kısmının hastalıklardan dolayı yok olması ile ormanların bir sonraki dönemde büyüme şansı elde ettiğine dikkat çeken Dr. Ruddiman, nüfusun yeniden artmasına dek küresel ısınmanın yeniden “dengeye oturduğunu” savunuyor.
       Dr. Ruddiman 1300 ile 1900 yılları arası bir anlamda ‘mikro buz çağı’ yaşandığını ve ormanların bu dönemde tarihin en üst seviyelerine ulaştığının altını çiziyor. Ruddiman, diğer taraftan, salgın hastalıkların Avrupa’da milyonları öldürerek ormanları tahrip edecek insan gücünü ortadan kaldırdığını, buna paralel ormanların da tarım ihtiyacının azalması sayesinde yeniden gelişme fırsatı yakaladığını da düşünüyor.
Beyaz Saray’ı korkutan rapor

       
AV HAYVANLARI KENTLERİ BASTI
       Dr. Ruddiman, Doğu Avrupa ve Amerika kıtasındaki yeniden ormanlaşmanın vahşi yaşamı canlandırdığını ve bundan hem bitkilerin hem de hayvanların olumlu etkilendiğini belirtiyor. Gerçekten de, 1700 ile 2000 yılları arasında ABD’nin kuzeydoğusundaki New England bölgesinde ormanlık alanların artması, geyiklerin sayısının artmasına ve bu nedenle geyiklerin yol kenarları ve yerleşim birimlerine inmesine yol açmıştı. Benzer süreç kıtanın içlerinde yine ormanlık alanların artmasına paralel olarak vahşi ayıların sayısının artmasına ve yerleşim birimlerinde görünecek kadar çoğalmalarına sebep olmuştu.
       
5 MİLYAR YILLIK MİRASI YİYORUZ
       İnsanoğlunun iklime ve doğaya etkilerini anlamaya çalışan bilim adamları için, çoğu zaman yıkıcı olan insan-doğa etkileşiminin kimi zamanlar geriye döndürülebileceğini görmek moral verici bir bulgu. 2000 yıl öncesinin 300-400 milyon olan tarımsal nüfusuna kıyasla bugünün 6 milyarlık endüstriyel nüfusu şüphesiz ki, yerküreyi çok daha şiddetli yıkıma uğratıyor. Tarımsal tahrip bugünün fosil yakıt kullanan endüstrisinin yol açtığı tahrip ile karşılaştırılamayacak kadar cüzzi kalıyor. Dünya, 20’inci yüzyılın ikinci yarısında ekolojik tarihinde hiç olmadığı kadar zarar gördü; sera etkisi, tropik ormanların yok olması ve asit yağmurları gün be gün yeryüzünün yeşilini kemirmeye devam ediyor.
       Bu durumda da insanoğluna tek bir seçenek kalıyor, tarihteki ‘şanslı’ ekolojik oluşumların yeniden gerçekleşebileceği yanılgısına düşmeden, yeryüzü üzerindeki hegemonyasını yumuşatması.
       
       
       
    TOP5 Türk Telekom’dan ücretsiz masal ve müzik servisi  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları