Home page
Haber Menüsü


Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Andrew Vorkink
DB: Gelişmeler alarm verici değil
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Vorkink, piyasalardaki dalgalanmayı değerlendirirken, “gelişmeler alarm verici değil” dedi. Vorkink, cari işlemlerin yıl sonuna doğru dengeye oturacağını da ifade etti.
Ankara
AA
    17 Mayıs 2004—  Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, Türkiye ekonomisinde son haftalarda meydana gelen gelişmelerin, “alarm verici” düzeyde olmadığını söyledi. Andrew Vorkink, yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisinde kur ve faizleri etkileyen ekonomik gelişmelerin dışsal kökenli olduğunun altını çizen Vorkink, bunun, ABD Merkez Bankası FED’in faiz oranlarını arttıracağı beklentisinin bir sonucu olduğunu kaydetti.  

   
 
       
   
MSNBC News DB: Türkiye IMF'ye hayır derse sürpriz olur
MSNBC News Vorkink: Talep yakından izlenmeli
MSNBC News DB: Türkiye eğitimde model olacak
MSNBC News DB: Bankalar satış için küçültülmeli
MSNBC News ÖİB, Petkim'de strateji yeniledi
MSNBC News Mercan: IMF ile takvim yenilenebilir
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Vorkink bu çerçevede, Türk Lirası’nın dolar karşısındaki değerinin de, bu yıl ortalama 1 milyon 600 bin Lira civarında gerçekleşmesinin beklendiğini vurguladı.
       
CARİ AÇIK DENGELENECEK
        Cari işlemler açığındaki yükselmenin sonuçlarına ilişkin olarak Vorkink, TL’deki düşüşün, orta vadede ihracatı destekleyip ithalatın da gerilemesine neden olacağını belirterek, otomatik olarak cari işlemler açığının yıl sonuna doğru bir dengeye oturacağını kaydetti.
       Gerek dolardaki, petroldeki yükselişin, gerekse faizlerdeki artışın enflasyon üzerinde bir baskı yaratabileceğini vurgulayan Vorkink, ancak Türkiye’nin, enflasyonda, hedeflerin üstünde bir gerçekleşme göstermesinin, yıl sonu enflasyonu için bir hareket marjı imkanı verdiğini bildirdi.
        Ekonomide, Türkiye’de son haftalarda yaşanan kısa vadeli gelişmelerden, orta ve uzun vadeli sonuç çıkarılmaması gerektiğini kaydeden Vorkink, esnek kur oranlarının bu programda ortaya çıkan sorunları otomatik olarak telafi etme imkanı verdiğini söyledi.
        Türkiye ekonomisindeki esnekliğe ilişkin bir de örnek veren Vorkink, birinci Körfez Savaşı sırasında, Türkiye ekonomisinin çok olumsuz etkilediğini, halbuki, geçen yılki Irak Savaşı’ndan etkilenmesinin çok sınırlı olduğunu belirtti.
       
TÜRKİYE DB KRİTERLERİNİ KARŞILADI
        Vorkink, Banka’nın Türkiye’ye, üç yıl için yapacağı yardımların ve Hükümetin yapması gerekenlerin, Ülke Yardım Stratejisi (CAS) çerçevesinde belirlendiğini hatırlatarak, “Hükümet, CAS çerçevesinde, Dünya Bankası kriterlerini karşılamıştır” dedi. CAS’ın ilk yılının Haziran ayında tamamlanacağını hatırlatan Vorkink, “Türkiye’ye bu yıl, CAS çerçevesinde 1.5 milyar dolar dolardan daha fazla bir mali yardım sağlamış olacağız” dedi.
        Kamu mali yönetiminden, doğrudan vergi reformuna kadar, yapısal reformların gerçekleştirildiğini belirten Vorkink, enerji alanında da, Yüksek Planlama Kurulu tarafından, elektriğin özelleştirilmesi ve dağıtımı stratejisinin belirlenmesinin, programın enerji alanında da uygulandığını gösterdiğinin bir işareti olduğunu kaydetti. Vorkink, bütün bu çerçevede, Ekonomik Reform Kredisi’nin (ERL) son ayağının da tamamlanmış olduğunu bildirdi.
       
BANKA ÖZELLEŞTİRMELERİNE DESTEK
       Vorkink, kamu bankalarının özelleştirilmesinin Türkiye’nin yapısal dönüşümü için çok önemli olduğunun altını çizerek, Ziraat ve Halk bankalarının önce yeniden yapılandırılıp sonra da özelleştirilmesini içeren Hükümet planını desteklediklerini ifade etti.
        Öncelikle Pamukbank’ın, Halkbank ile bir çatıda birleştirileceğini, danışmanlık kuruluşunun da Ziraat ve Halk bankalarının nasıl özelleştirileceğini belirleyeceğini ifade eden Vorkink, daha sonra özelleştirmenin, belirli bir takvime sadık kalarak gerçekleştirileceğini ifade etti.
       Sosyal güvenlik sisteminin, kamu finansmanı açısından çok önemli olduğu belirten Vorkink, sistemin iki önemli ayağını ise emeklilik ve sağlık sistemi olarak tanımladı. Hükümet ile şuanda, emeklilik sisteminin, önümüzdeki 20-30 yıllık dönemde nasıl bir finansman dengesine sahip olacağı konusunu görüştüklerini belirten Vorkink, “emeklilik konusunda Hükümet ile çalışıyoruz. Çalışmalar yaz dönemi sonunda bitirilecek ve Türkiye’nin yeni emeklilik stratejisi son baharda ortaya çıkacak” şeklinde konuştu.
       Vorkink, emeklilik sisteminin, gerek çalışanları, gerekse kamu finansman dengesini koruyacak bir sistem olduğunu da kaydetti. Sağlık sisteminde, daha etkin ve sürdürülebilir bir finansman yapısının amaçlandığını belirten Vorkink, şuanda üzerinde durulan konunun Genel Sağlık Sigortası olduğunu vurgulayarak, şu aşamada, bu sistemin maliyetinin hesaplandığını, bu çalışmanın ardından Hükümetin, Genel Sağlık Sigortası sistemini yürürlüğe koymayı amaçladığını kaydetti.
        Sosyal yardım alanında, Türkiye’deki en önemli konunun, gerçek anlamda sosyal yardım ihtiyacının nerede ortaya çıktığının belirlenmesi olduğunu ifade eden Vorkink, bu çerçevede, DİE ile birlikte geniş kapsamlı bir çalışmanın yapıldığını, bundan böyle bu türden çalışmaların, OİE tarafından güncel olarak yapılacağını vurguladı. Vorkink, ilk tespitlerine göre, Türkiye’de köylerde de yoksulluğun bulunduğunu ancak, kentlerdeki yoksulluğun daha derin bir yapıya sahip olduğunu vurguladı.
       
SİNYALLER IMF İLE DEVAM ŞEKLİNDE
       IMF’nin, ekonomik programın kredibilitesini destekleme açısından önemli bir kurum olduğunun altını çizen Vorkink, şuandaki stand-by anlaşmasının gelecek yıl başında sona ereceğini hatırlatarak, “Hükümetten aldığımız sinyaller, gelecek yıl IMF ile bir programın uygulanacağı yönündedir” şeklinde konuştu.
        Fon ile finansal kaynak içermeyen bir programın da, finansal kaynak içeren bir program kadar etkin çalışabileceğinin altını çizen Vorkink, bunun için makro ekonomik programın aynen uygulanarak, ekonomik büyümenin sağlanması gerektiğini vurguladı.
        Türkiye’nin yıllık finansman ihtiyacının ortalama 140 milyar dolar olduğunu vurgulayan Vorkink, IMF’den yıllık ortalama kaynağın 5 milyar dolar olduğunu Dünya Bankası’ndan da bir miktar kaynağın sağlandığını hatırlatarak, Türkiye’nin, gerek ABD’den gerek IMF’den gerekse Dünya Bankası’ndan sağlayacağı kaynaktan çok ekonomik programın kredibilitesiyle, yurtdışından çok cazip finansman imkanları sağlayabileceğini söyledi.
        Türkiye’nin önündeki en önemli ekonomik sorunun yüksek borç stoku olduğunu vurgulayan Vorkink, Hükümet’in, bu yüksek borç stokunu azaltabilecek bir faiz dışı fazlayı mutlaka tutturması gerektiğini kaydetti.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları