|
1997ye kadar ABD Başkanı Bill Clintonın Ekonomi Danışmanları Konseyi Üyesi, 2000e kadar ise Dünya Bankasının başekonomisti görevini üstlenen Stiglitz, son kitabı The Roaring Nineties - Dünyanın En Parlak 10 Yılının Hikayesi adlı kitabının tanıtımı amacıyla Türkiyede temaslarda bulundu.
Stiglitz, verdiği konferansta Açıkçası son iki-üç yıldır ekonomik çerçevede bazı önemli değişiklikler oldu. Bankalar daha iyi durumda, kurallar daha iyi. Faizler daha iyi ama öte yandan önemli değişkenlerden biri ve ekonomik büyüme için önemli olan döviz kurları endişe yaratıyor dedi.
Stiglitz, Yüksek döviz kurunun tıpkı ABnin büyümesini durağanlaştığı gibi burada da endişe söz konusu, çünkü onlarda da döviz kuru yüksek dedi.
MERKEZ BANKALARINA ELEŞTİRİ
CNBC-enin sorularını yanıtlayan Stiglitz, büyüme istihdam ve fiyat istikrarını gözeten merkez bankası politikalarının çok daha doğru olacağını ifade ederken, Yanlızca fiyat istikrarını gözetmek doğru değil dedi.
Uluslararası Para Fonuyla ilişkileri de değerlendiren Stiglitz, IMF ile sürekli birlikteliğin en önemli sorunlarından biri, IMFnin herşeyden fazla enflasyonu önemsemesi diyerek, enflasyon merkezli politikaları eleştirdi.
Ülkeler hep doğru politikaları da seçse, kısa vadeli spekülatif sermayenin çıkışını engellenemeyebilir diyen Stiglitz, piyasalarda dengelerin hızla değişebileceğini vurguladı.
SOSYAL GÜVENLİK ÖZELLEŞTİRİLMEMELİ
Sosyal güvenlik sisteminin özelleştirilmemesi gerektiğini ifade eden Stiglitz, IMF sosyal güvenlik sisteminin özelleştirilmesini öneriyor ve bu ülkeleri riske sokuyor. Sosyal güvenlik sisteminin özelleştirilmesi yaşlıların yoksulluk düzeyini artıracaktır şeklinde konuştu. Stiglitz, uluslararası kuruluşların sadece piyasa mekanizmalarını önemsediğini, toplumların sosyal yanlarının ikinci plana itildiğini ve bunun dengesizlik yarattığını kaydetti.
Stiglitz, Örneğin, biz ABDde piyasaların sınırlı olduğunu anlıyoruz ve sosyal kontratların önemli olduğunu biliyoruz. Ama dünyanın diğer ülkelerinde sınırsız kapitalizm uygulamaya çalışıyoruz. Bu çok büyük bir dengesizlik yaratıyor... Sosyal adalet maalesef ABD sınırlarından dışarı çıkamıyor dedi.
DEMOKRATİK YAPIDAN UZAK SEÇİM
IMFye seçim yapılmadan başkan atanmasının anti demokratik bir uygulama olduğunu belirten Stiglitz, IMFye gelişmekte olan ülkelerin koşullarını bilen ve anlayan başkanların getirilmesi gerektiğine işaret etti.
Ayrıca, IMFyi şeffaflığının yeterli olmadığı konusunda da eleştiren Stiglitz, IMFnin kararlarını aldıktan sonra öğreniyorsunuz. Daha önceden bu kararlara götüren yolu bilmiyorsunuz. Oysa, vatandaşlar finans kurumlarının aldıkları kararları bilme hakkına sahip olmalı şeklinde konuştu. Bugün gelinen noktanın 15 sene öncesine göre yine de daha iyi olduğunu söyleyen Stiglitz, bu gelişmeyi şöyle açıkladı:
Bugün en azından sorunların neler olduğu, dengesizliklerin neden kaynaklandığı görülmeye başlandı. Daha önce yapılan uluslararası ekonomik anlaşmaların gelişmekte olan ülkelerin aleyhine olduğu görüldü ve artık gelişmekte olan ülkeler bu tür politikaları kabul etmedikleri konusunda ses çıkarmaya başladılar. IMF artık kısmen de olsa, başarısızlıklarını kabul etmeye başladı. Gelişmekte olan ülkeler artık daha adil bir sistem istiyorlar, Uruguay Roundu gibi ticaret anlaşmaları istemiyorlar. Artık (ABD Başkanı George W.) Bush yönetiminin tek yanlı politikalarından dünya rahatsız olmaya başladı. Kısaca, en azından görünüşte bardağın yarısı dolu. Ancak, unutmamalıyız ki diğer yarısı da hala boş.
AŞIRI SERMAYE GİRİŞİNE VERGİ
NTVde yayınlanan Ekodiyalog programının yapımcıları Prof. Dr. Asaf Savaş Akat, ekonomist Deniz Gökçe ve Ege Cansenin katıldığı panelde soruları da yanıtlayan Stiglitz, Türkiyeye aşırı sermaye girişi olması halinde, bunun vergilendirilmesinin makul olacağını söyledi.
Joseph Stiglitz, aşırı sermaye hareketlerine ilişkin bir soru üzerine ise, kriz dönemlerinde bir ülkeden aşırı sermaye çıkışının vergilendirilmesinin gerekebileceğini ifade etti. Stiglitz, şunları söyledi:
Türkiyeye eğer aşırı para girişi varsa vergilendirilmesi makul olur. Belki altı ay evvel sermaye girişinin vergilendirilmesi iyi olabilirdi, ama bugün farklı bir durum var. Belki de sermaye çıkışı söz konusudur. Aşırı sermaye çıkışı olduğunda, hangi noktada vergilendirileceğine siz karar vereceksiniz. Bankacılık sisteminde öyle bir yasal düzenleme, çerçeve oluşturulmalı ki gerektiği zaman kullanılmalı.
Stiglitz, özelleştirmenin kötü bir zamanda yapılmasının iyi olarak nitelendirilemeyeceğini belirtirken, Örneğin Telekom özelleştirilirken piyasası alt seviyeye inmişse, fırsat kaçmışsa çıkacak ilk fırsatı yakalamak lazım. Zararda olan Telekomu özelleştirirseniz iyidir. Ama karlı bir telekomu özelleştirirseniz verimlilik artışı olmaz şeklinde konuştu. | |