Home page
Haber Menüsü


Yazara mail atmak için resmin üzerine tıklayın.
 
Oyunbozanlık yapmayın, yarışmaya katılın!
 
Şarkıcı yarışmasının, çevresinde kopan tartışmalarla, çaresiz insanların hayatlarının lime lime edildiği bir rezilliğe dönüştüğünü düşünüyorsanız, kaz kafalı bir oyunbozandan başka bir şey değilsiniz.
 
NTV-MSNBC
 
12 Ocak 2004—  “Harikulade güneşli bir pazar gününe, İbrahim Tatlıses’in olağanüstü sesini dinleyerek başladım. Basit bir soğuk demirci ustasının göz kamaştıran yükselişini düşündüm uzun uzun... Bu ülkenin parlak geleceğine olan inancım bir kat daha arttı” türünden iç kıyıcı bir söylemle kendilerinin de “bizden biri” oldukları mesajı veriyorlar, aşılmaz sınırların arkasında sürdürdükleri steril hayatlarından habersizmişiz gibi…

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Akademisyeninden gazetecisine kadar hem okuyup hem de yazan topluluğun uzun zamandır en fazla kalem oynattığı meselelerden biri, ‘popüler kültür’ alanı. Ve giderek yükselen bir grafik izliyor, gündelik olana karşı duyulan bu yakın alaka.
       Başlangıçta, -80’lerin sonu- arabesk müziğin, Türkiye toplumunda bir müzik biçimi olmaktan daha fazla şeyi temsil ettiği tezinden yola çıkılarak ortaya koyulan popüler kültür araştırmaları, yıllar içinde nispeten genişleyen bir alana yayılıp yeni ürünler verdi.
       Televizyondaki bir yarışma programı, çok izlenen bir dizi, genç bir yazarın ilk kitabı, gözünü budaktan esirgemiyormuş gibi yapan bir futbol yorumcusu, manken-şarkıcı-şovmen-futbolcu dünyasının ‘karmaşık’ ilişkilerini yansıtan bir televizyon programının gördüğü ‘anlaşılmaz’ ilgi… Bütün bunlar, içinde yaşadığımız toplumu anlamanın birer anahtarı olarak -popüler ifadesiyle- masaya yatırılıyor, mercek altına alınıyor.
       Bugün, büyük bir gazetenin doğrudan bu adı taşıyan haftalık bir eki var; bazı köşe yazarlarının yegane ‘yazı alanı’ popüler kültür ve bir süredir bir çok başyazar -özellikle pazar günleri- köşelerini bu alana ayırıyor.
       
SONUNDA BOYUN EĞERİZ…
       ‘Gündem’ dediğimiz sihirli sözcük, kendisini en çok popüler kültür alanında üretiyor. Bu pazartesi sabahı işyerine/okula geldiğimiz andan itibaren çevremizdeki insanlarla yaptığımız konuşmaları hızla hatırlarsak, -bulunduğumuz mekanın zorunlu rutinleri bir yana- kaçımız televizyondaki malum yarışmadan söz etmedik?
       Bu meseleler üzerine kafa yoran insanların belirttiği gibi, gündem yaratmak, hegemonya kurmanın, yani varolanı onaylatmanın en etkin araçlarından biri. Gündemi belirleyebiliyorsanız, toplumun çok önemli bir kesiminin düşünme ve yaşam biçimini de derinden etkileyebilirsiniz. Bu sayede, sıradan ve bayağı bir saçmalık, toplumun zevk ve ihtiyaçlarının en doğal, en meşru karşılığı olarak sunulabilir. Popüler ve gündelik olanın kuşatması altına giren hayatımız, giderek tüm sığınaklarını yitirir. ‘Reel’ olanın, ‘kaçınılmaz’ olduğunu kabullenir, sonunda boyun eğeriz.
       (Burada bir parantez açmalıyız. Maksadımız, popüler olanı topyekün ‘harcamak’ değil. Biliyoruz ki, sözünü ettiğimiz alan -teorik olarak- bir boyun eğme alanı olduğu kadar bir direnme, bir özgürleşme alanı da olabilir. Ama bugünün sosyal-kültürel fotoğrafına baktığımızda, direnme alanı özgürleştirici değil, dine yaslanan bir siyasallaşma alanı olarak gerçekleşiyor ki, bu yazının konusu dışında kalan uzun ve çetrefil bir konu…)
       
POPÜLER TERÖR
       Bu boyun eğdirme sürecinin, son dönemde bilinçli bir ideolojik tavra tekabül ettiğine şahit oluyoruz. Yönlendirilmesi nispeten kolay kalabalığın seline karışmamakta ısrar edenler hor görülüyor, dahası ‘toplumun değerleriyle çatışan suçlular’ olarak sunuluyor.
       Şarkıcı yarışmasının, çevresinde kopan tartışmalarla, çaresiz insanların hayatlarının lime lime edildiği bir rezilliğe dönüştüğünü düşünüyorsanız, kaz kafalı bir oyunbozandan başka bir şey değilsiniz.
       Külhanbey tavırlı futbol yorumcusunun aslında yarı cahil ve içten pazarlıklı bir fırsatçı olduğu kanaatindeyseniz, toplumdışısınız demektir. Hatta eşcinsel olma ihtimaliniz bile var!
       Yerli ‘Dallas’ dizisinden bozma süprüntüyü bir sinema filmi olarak ciddiye almıyorsanız, ‘başarı’ karşısında öfke ve nefret krizine tutulmuş nevrotik bir entelektüel bozuntususunuz.
       Böylece uzayıp gidiyor ‘popüler terör’… Üstelik sadece bugünün ‘çıkıntıları’ değil hizaya sokulmaya zorlananlar; şimdilerde -doğruluk, dürüstlük, nesnellik gibi- artık işe yaramaz olduğu düşünülen değerleri temsil eden, geçmiş zaman ikonları da payını alıyor saldırıdan.
       Herkesi ve her şeyi birbirine benzeştirerek sıradanlaştırma, bir tür ‘eşitlik’ yanılsaması olarak önümüze koyuluyor.
       “Harikulade güneşli bir pazar gününe, İbrahim Tatlıses’in olağanüstü sesini dinleyerek başladım. Basit bir soğuk demirci ustasının göz kamaştıran yükselişini düşündüm uzun uzun... Bu ülkenin parlak geleceğine olan inancım bir kat daha arttı” türünden iç kıyıcı bir söylemle kendilerinin de “bizden biri” oldukları mesajı veriyorlar, aşılmaz sınırların arkasında sürdürdükleri steril hayatlarından habersizmişiz gibi…
       Eğitimsiz, işsiz, yoksul milyonlarca genç insana “bu defa yırtan niye sen olmayasın” ham hayalini pompalıyorlar. Geçen hafta onlardan birinin hayali Zeytinburnu’ndaki mezarlıkta bitti ama sorun yok: Başlatırlar bir yazı dizisi; “Beyaz Ölüm: Uyuşturucunun Batağındaki Gençler”! Böylece kamusal sorumluluklarını yerine getirmenin iç huzurunu yaşarlar.
       * * *
       Şükretmeliyiz ki, hâlâ ‘itibar’ diye bir kavram var. İktidarla girdikleri ilişkilerle ulaştıkları güç kudret, sahip oldukları servet ve şöhret, her şeyleri var. Ama ne yapsalar itibar sahibi olamıyorlar...
       
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları