Rekortmen milli yüzücü Derya Erke

Mail atmak için lütfen resmin üzerine tıklayın...

5 yaşında yüzmeye başlayan Derya Erke, 50, 100 ve 200 metrelerde Türkiye rekorunu elinde bulunduruyor. Erke, genç yüzücülerin ilerde çok daha büyük başarılara imza atacağına inandığını söylüyor.

Beyzah Alabay
NTV-MSNBC


21 Kasım 2003— Süreyya Ayhan, Halil Mutlu, Hidayet Türkoğlu... Hepsi kendi branşında başarılarını kanıtlamış sporcular. Onlar gibi başarılı olan, rekorlara imza atan, ancak henüz adını dahi duymadığımız genç ve yetenekli nice sporcu var. İşte Sesini Duyamadıklarımız’da her hafta bu nitelikteki başarılı bir sporcuyu tanımaya çalışacağız. Bu haftaki sporcumuz, başarıya kulaçlarıyla ulaşmaya çalışan, rekortmen milli yüzücü Derya Erke.

			11 Kasım 1983 İstanbul doğumlu olan Derya, yüzmeye 5 yaşında başlamış ve o zamandan beri İstanbul İhtisas Kulübü’nde y üzüyor. Yurtiçi ve yurtdışı yarışmalarda elde ettiği 100’ün üzerinde madalyası ve rekorları var. İlk olimpiyat heyecanını 2000 yılında Sidney’de yaşayan Erke, şimdi de 2004 Atina Olimpiyatları’na hazırlanıyor. Beyzah Alabay: Derya Erke’ nin su sevgisi profesyonel yüzücü olma isteğine nasıl dönüştü? Derya Erke: Suyu gerçekten çok seviyorum. Küçükken de sudan çıkmadığım için, ailem beni İstanbul İhtisas Kulübüne yazdırmış, yetenekli olduğum anlaşılınca da profesyonel olarak yüzmeye başladım. Zaten profesyonel yüzücü olmak için 4- 5 yaşında yüzmeye başlanması gerekir. Bu yeteneğim erken yaşta keşfedildiği için kendimi şanslı görüyorum. Yüzmede dört ayrı stil var. Bir yüzücünün hangi stilde yüzeceğine nasıl karar veriliyor? Sporcunun yeteneğine ve tekniğine göre karar veriliyor. Mesela ben de önce kelebek ve serbest yüzüyordum; ancak antrenörüm sırtüstü tekniğimin daha iyi olduğunu söyledi, ben de bu stilde yoğunlaştım. Sırtüstünde Türkiye rekorları şu an senin elinde... 50metrede 29.65, 100metrede 1:02.38 ve 200metrede 2:12.35. Bir şampiyonada yüzerken rekor kıracağını hissediyor musun? Kırdığım rekorların çoğunda hissettim. Göz ucuyla sağa sola bakarım; ama bir süre sonra ister istemez kendi performansıma konsantre olurum. Rekor kıracağımı, yarışın sonuna doğru dinamiklikten anlıyorum. Katılacağın en yakın organizasyon hangisi? İrlanda, Dublin’de, Avrupa Kısa Havuz Yüzme Şampiyonası var. 11-14 Aralık tarihlerinde orada mücadele edeceğiz. Sonra olimpiyat barajını geçmek için yapılan yarışlar var. 2004 yazında da Atina’ya, olimpiyatlara gideceğiz. Olimpiyatlardaki hedefin nedir? Olimpiyatlar’daki hedefim B Final. Aslında A Final inanılmaz bir başarı; ama bu oldukça zor. Rekor kırmak o kadar da önemli değil. Finallere kalamadıktan sonra rekor kırmanın bir anlamı yok. İnsan ona da sevinir de, buruk bir sevinç olur herhalde. Tüm bu önemli organizasyonlar için nasıl bir hazırlık aşamasından geçiyorsun? Sabah- akşam üçer saatlik periyotlarda toplam 12.000 metre yüzme antrenmanı yapıyorum. Robot gibi, programlanmış bir hayat sürüyorum. 22.30’da uyumak ve sabah 05:30’da uyanmak zorundayım. Sporcuların da her insan gibi sağlıklı beslenmesi gerekir; ancak onlara uygulanan özel programlar vardır. Sen nasıl besleniyorsun? Beslenme uzmanlarımız var ve bize özel diyetler uyguluyorlar. Sabahtan akşama kadar hangi saatte ne yememiz gerektiğini uzmanlar belirliyor. Bunların yanında, almamız gereken vitaminler de var.Vitaminler performansımıza katkı sağlıyor ve daha dinç olmamıza yardımcı oluyor. Yurtdışına çıkıldığında, beslenme açısından bir sorun yaşıyor musunuz? Beslenme programı ülkelere göre değişiklik gösteriyor mu? Değişiyor. En çok Tunus’ta zorluk çektik; ama genellikle çok iyi otellerde konakladığımız için tüm sporcularla beraber açık büfe sporcu yemekleri yiyoruz. O zaman beslenmede sorun yaşamıyoruz. Yüzme antrenmanlarından fırsat bulduğun zamanlarda neler yaparsın? Çok yoğun tempoda çalıştığımız için pek vaktim olmuyor. Sosyal hayatım çok kısıtlı. Tek eğlencem, hafta sonları arkadaşlarımla bir araya gelip sohbet etmek, müzik dinlemek ve fotoğraf çekmek. Profesyonel yüzücüsün; ancak yüzme de bir çok spor dalı gibi belli bir yaştan sonra yapılamıyor. İleriye dönük hedeflerin neler? Akademik bir eğitim alıyor musun? 4 yıl konservatuarda müzik eğitimi aldım; ancak ileriye dönük hedeflerim yüzmeyle ilgili olduğu için müziğe amatör olarak devam ediyorum. Marmara Üniversitesi Spor Akademisi’nde Yüzme Antrenörlüğü eğitimi alıyorum. Profesyonel olarak yüzmeyi bıraktığımda, antrenör olarak genç yüzücüleri eğitmek istiyorum. Deneyimim de olduğu için, gerek yarışlarda, gerekse antrenmanlarda öğrencilerime daha faydalı olacağımı düşünüyorum. Türkiye’de aldığın eğitimden memnun musun? Memnunum. Zaten artık son sınıftayım. Kanada’da bir okuldan teklif gelmişti; ama İngilizce’yi çok iyi konuşmamı ve yazmamı şart koştular. Ben de okul bittikten sonra İngilizcemi geliştirip mastır için bu teklifi değerlendirmeyi düşünüyorum. Yüzme masraflı bir spor. Destek aldığın kurum ve kuruluşlar var mı? Kulüpten ve devletten maaş alıyorum, bir de sponsorum var. Daha önceki sponsorum Arena idi, şimdi ise Speedo. Mayo, bone, gözlük ve spor giyimim onlar tarafından karşılanıyor; ama tabii ki yeterli olmuyor. Daha fazla destek bekliyoruz. Türkiye’de spor denilince, aklına ne geliyor? Türkiye’de spor denilince, sadece benim değil, herkesin aklına önce futbol geliyor. Diğer spor dallarına ve sporculara maalesef çok az bütçe ayrılıyor. Gelecek nesilden spor adına umutlu musun? Çok umutluyum. Yeni nesil spora çok yatkın ve ilgili. Genç sporcuların ileride çok büyük başarılara imza atacaklarına inanıyorum. Derya Erke yeni nesilden umutlu. Tüm sporcu arkadaşları ve kendi adına daha çok destek bekliyor. ** Beyzah Alabay’ın sunduğu “Sesini Duyamadıklarımız” programını, her Cumartesi, saat 14.00’te Best Fm’de dinleyebilirsiniz.

NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
• Microsoft Internet Explorer
• Windows Media Player kullanın