| | | Breuer, yaptığı açıklamada, Türkiyenin ABye girişi konusunda kimsenin kafasında soru işareti olmadığını belirterek, şöyle konuştu:
Türkiyenin Avrupa Birliğine girişi konusunda hiçbir AB üyesi ülkenin kafasında soru işareti yok. Bence tek ve en önemli soru; Ne zaman? Türkiyenin bu konuda attığı adımları ve yaptığı reformları görüyoruz. AB de görüyor. Bana kalırsa Türkiye iyi yolda ve bu performansını sürdürmeli. ABye geç girme konusu çok önemli değil. Çünkü İspanya ve Yunanistan da sonradan girmelerine rağmen mükemmel performans sergilediler. Bu yüzden Türkiye için de zamanlamadaki gecikmenin çok büyük engel olarak algılanmaması gerekir.
OUTSOURCE HIZLANDIRILMALI
Dünyada bankacılıkla ilgili trendlere de değinen Breuer, bankaların da reel sektörde olduğu gibi işlerini outsource etmeleri gerektiğini vurguladı. Bankacılıkta güçlenen üç trende dikkat çeken Breuer, bunları şöyle sıraladı:
Birincisi değer zinciri yaratmak. Örneğin Mercedesin ürettiği otomobiller içindeki payı sadece yüzde 20. Kalan yüzde 80, kendi alanında profesyonel olan başka firmalar tarafından yapılıyor. Bankalarda ise hizmetin yüzde 80i banka tarafından üstleniliyor. Bu tablonun değişmesi lazım. İkinci önemli trend ise bankaların işletme finansmanındaki rolünün değişmesi. Bankaların para verenler ile borç alanlar arasında danışman olarak sağlıklı bir köprü kurmaları ve buradan gelir yaratmaları gerekiyor. İşletme finansmanının geleceği kredi piyasası ile sermaye piyasası arasında akıllı bir kombinasyondan geçiyor. Son trend ise risk yönetimi. Esneklik ve aktif kalitesindeki risk yönetimi büyük önem taşıyor.
BANKA SAYISI ÇOK FAZLA
Breuer, Türkiyede olduğu gibi Rusya ve gelişmekte olan pazarların çoğunda gereğinden fazla banka olduğunu; bu pazarlarda ciddi bir konsolidasyon gerektiğini vurguladı.
Breuer, Euronun başarısına da değindiği konuşmasında, ülke rezervlerinin dolar yerine Euro olarak tutulması için daha çok zaman geçmesi gerektiğini söyledi. | |