|
Devlet İstatistik Enstitüsünün (DİE) 2002 hane halkı bütçe anketi gelir dağılımı sonuçlarına göre, maaş ve ücret gelirlerinin toplam gelirden aldığı pay artarken, müteşebbis gelirlerin aldığı pay geriledi. Devletten transfer gelirlerinin toplam transfer gelirleri içindeki payı arttı. Ticaret gelirlerinin toplam gelir içindeki payı gerilerken, hizmet gelirlerinin payı yükseldi. Hane halkı gelir dağılımı araştırmaları, belirli bir sürede yaratılan gelirin, haneler veya kişiler arasında nasıl bölüşüldüğünün ortaya konulması, hanelerin sosyal ve ekonomik yapısında zaman içinde oluşan değişikliklerin belirlenmesinde kullanılıyor ve ekonomistler için önemli bir veri olarak görülüyor. Geçen yılki hane halkı bütçe anketi, 1 Ocak 2002 ile 31 Aralık 2002 tarihleri arasında her ay 800 hane halkı olmak üzere, yıl boyunca toplam 9, 600 örnek hane halkına uygulandı. DÜZELME GÖZLENİYOR DİEye göre, gelir eşitsizliğinin önemli bir göstergesi olan Gini katsayısı incelendiğinde, 1994 hane halkı gelir dağılımı araştırmasında Türkiye geneli için 0.49 olan katsayının, 2002 yılında 0.44e düşmesi gelir eşitsizliğinde bir düzelme eğilimi olduğunu gösteriyor. Gini katsayıları kentsel ve kırsal yerler ayrımında incelendiğinde ise 1994 yılına göre kentsel yerlerdeki gelir eşitsizliğinin önemli ölçüde azaldığı, kırsal yerleşim yerlerinde ise az da olsa bir bozulmanın olduğu görülüyor. Anket sonuçlarına göre, Türkiye geneli için, ilk yüzde 20lik dilime giren en düşük düzeyli hane halklarının toplam gelirden yüzde 5.3 oranında, en zenginlerden oluşan beşinci yüzde 20lik dilime giren hane halklarının ise yüzde 50.1 oranında pay aldıkları belirlendi. Yüzde 20lik hane halkı dilimlerinin toplam kullanılabilir gelirden aldıkları paylar, 1994 yılıyla karşılaştırıldığında da; beşinci yüzde 20lik hane halkı diliminin haricindeki diğer grupların gelir paylarını artırdığı gözlendi. Buna göre, birinci yüzde 20lik hane halkı diliminin toplam kullanılabilir gelirden aldığı pay, 1994 yılında yüzde 4.9dan 2002 yılında yüzde 5.3e, ikinci yüzde 20lik hane halkı diliminin aldığı pay yüzde 8.6dan yüzde 9.8e, üçüncü yüzde 20lik hane halkı diliminin aldığı pay yüzde 12.6dan yüzde 14e ve dördüncü yüzde 20lik hane halkı diliminin aldığı pay yüzde 19dan yüzde 20.8e yükseldi. Beşinci yüzde 20lik hane halkı diliminin ise, 1994 yılında aldığı pay yüzde 54.8 iken, 2002 yılında azalarak yüzde 50.1e düştü. Buna göre, 1994 yılında beşinci yüzde 20lik dilimde yer alan hane halkları, birinci yüzde 20lik dilimde yer alan hane halklarının yaklaşık 11.3 katı gelir elde ederken, 2002 yılında 9.5 kata düştü. Hane halklarının toplam kullanılabilir gelirden aldığı paylar, kentsel ve kırsal yerleşim yerleri bazında incelendiğinde ise kentsel yerlerde ilk yüzde 20lik dilime giren hane halklarının toplam gelirden yüzde 5.52 oranında, son yüzde 20lik dilime giren hane halklarının ise toplam gelirden yüzde 50.41 oranında pay aldığı ortaya çıktı. Kırsal yerlerde ise ilk yüzde 20ye giren hane halkları toplam gelirden yüzde 5.24 oranında pay alırken beşinci yüzde 20ye giren hane halkları ise yüzde 47.97 oranında pay aldı. Gelir eşitsizliğinin grafik çizim ile gösterilmesini sağlayan Lorenz eğrisi incelendiğinde, gelir eşitsizliğinde 1994ten 2002ye gelindiğinde bir azalma görülüyor. Hane halklarının elde ettiği toplam yıllık kullanılabilir net gelirin türleri itibariyle dağılımı 1994 ve 2002 yıllarında incelendiğinde de 1994 yılında maaş, ücret ve yevmiye gelirlerinin toplam gelir içindeki yüzde 28.3 olan payı, 2002 yılında önemli bir artış göstererek yüzde 38.7 olarak gerçekleşti. Ücret ve maaş gelirlerindeki bu artışın, 1994 yılından sonra ücretli ve maaşlı çalışan sayısındaki artıştan kaynaklandı. GİRİŞİMCİLERİN PAYI AZALDI Müteşebbis gelirlerin, toplam gelir payları incelendiğinde, araştırma yılları itibariyle önemli bir azalmanın olduğu gözleniyor. Müteşebbis olarak çalışanların toplam yıllık kullanılabilir net gelirden aldığı pay, 1994 yılında yüzde 42.4 iken, 2002 yılında yüzde 34.5e geriledi. Mülk gelirleri incelendiğinde; 1994 yılında mülk gelirlerinin toplam kullanılabilir net gelirden aldığı pay yüzde 19.3 iken, bu rakam 2002 yılında yüzde 9.3 olarak tahmin ediliyor. Bu farklılık büyük oranda yöntem değişikliğinden kaynaklandı, yani 1994 yılında izafi kira değeri, kişilerin mülk gelirleri kapsamında değerlendirilirken, 2002 anket yönteminde yapılan değişiklikle kişi gelirlerine dahil edildi. Transfer gelirlerinin 2002 yılında toplam gelirden aldığı pay 1994 yılı ile karşılaştırıldığında, önemli bir artış olduğu gözlendi. Bu rakam 1994 yılında yüzde 10 iken, 2002 yılında yüzde 17.5 olarak gerçekleşti. Transfer gelirlerin alt dağılımına bakıldığında, devletten yapılan transferlerde yaşanan artışa karşın, yurtdışından ve diğer kişi ve kurumlardan yapılan transferlerde bir azalma görüldü. Özellikle devletten yapılan transferlerin payındaki artışın en büyük nedeninin, ilgili yıllar göz önüne alındığında emekli sayısında yaşanan yaklaşık yüzde 70 oranındaki artış oldu. Kentsel yerlerde elde edilen toplam yıllık kullanılabilir net gelir, türlerine göre incelendiğinde en büyük payı yine yüzde 44.5 ile ücret, maaş ve yevmiye gelirleri alırken, bu grubu sırasıyla yüzde 25.7lik payla müteşebbis gelirleri, yüzde 18.3lük payla transfer gelirleri ve yüzde 11.4lük payla mülk gelirleri izliyor. Kırsal yerlerde ise toplam yıllık kullanılabilir net gelirin yüzde 52.7sini oluşturan müteşebbis gelirleri gelir türleri içinde en büyük paya sahip bulunuyor. Buna karşın, ücret, maaş ve yevmiye gelirlerinin payı yüzde 26.6, transfer gelirlerinin payı yüzde 16.0 ve mülk gelirlerinin payı ise yüzde 4.7 olarak gerçekleşti. Anket sonuçlarına göre, çalışan kişi başına düşen ortalama yıllık faaliyet geliri 3.838 milyar lira düzeyinde bulunuyor. Çalışan hane halkı kişilerinin esas işteki durumlarına göre ortalama yıllık gelirleri incelendiğinde ücretli, maaşlı olarak çalışan fert başına düşen ortalama yıllık faaliyet geliri 5.026 milyar lira iken, yevmiyeli çalışanların ortalama yıllık faaliyet geliri 1.655 milyar lira ile bunun yaklaşık 1/3ünü oluşturuyor. İşverenlerde kişi başına ortalama yıllık faaliyet geliri 15.465 milyar lira ile kendi hesabına çalışanların yaklaşık 3 katı kadar. Geçen yıl, kendi hesabına çalışan kişi başına ortalama yıllık faaliyet geliri (4.255 milyar lira), kişi başına ortalama ücret gelirinden daha düşük bulunuyor. Gerek ücretli, maaşlı olarak çalışan kişi sayısında, gerekse ücretli ve maaş gelirlerinin toplam gelirden aldığı pay da 2002de 1994e göre arttı. Buna göre, 1994 yılında çalışan kişilerin yüzde 27.8i ücretli-maaşlı iken, 2002 yılında bu pay yüzde 38.2ye yükseldi. Buna bağlı olarak, ücretli ve maaşlı çalışan fertler, istihdamın yarattığı gelirden 1994 yılında yüzde 35.1 oranında pay alırken, 2002 yılında payını yüzde 50.1e çıkarttılar. PATRON ERKEKLER Çalışan kişilerin 2002de yüzde 32.4ünün kadınlardan, yüzde 67.6sının da erkeklerden oluşmasına rağmen esas iş gelirlerinin sadece yüzde 10.4ü kadınlar, geriye kalan yüzde 89.6sı erkekler tarafından yaratılıyor. Ücretli, maaşlı olarak çalışanların yüzde 18.7sini oluşturan kadınlar, toplam esas iş gelirinin yüzde 15.1ini elde ediyor. İşverenlerin yüzde 97.2i erkek ve toplam esas iş gelirinin yüzde 98ini yaratıyor. Çalışan kadınların esas işten elde ettiği ortalama yıllık geliri 1, 237 milyon lira iken, erkeklerin geliri 4 katı, yani 5. 084 milyar lira olarak belirlendi. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||