Home page
Haber Menüsü


Güncelleme: 09:26 TS 22 Ağu., 2000
 
Dünyaya bakın Türkiye’yi göreceksiniz
 
Döviz kuruna dayalı stabilizasyon programlarının artık ders kitaplarına kadar girmiş ilk evresini bitirmek üzereyiz. Henüz biraz ham olmakla birlikte ilk yavaşlama eğilimleri görünmeye başladı.
 
Yarkın Cebeci
 
16 Ağustos—  Geçtiğimiz hafta içinde açıklanan sanayi üretim verileri Haziran ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2.4 oranında bir üretim artışı olduğuna işaret ediyor.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Piyasalarda ve basında genelde ekonominin özelde de tüketim talebinin tehlikeli bir biçimde artmaya başladığı, bu artışın enflasyonla mücadele programını riske sokmaması için bir an önce önlemler alınması gerektiği enine boyuna tartışılırken, sanayi üretim rakamlarına nedense gereken önem verilmedi.
       Hatırlanacağı gibi, enflasyonla mücadele programının ilk haftalarında, programla ilgili en sık dile getirilen risk, yüzde 5.5 olarak belirlenen büyüme oranının ulaşılabilir bir hedef olmadığı, bunun sonucu olarak hem bu hedefe dayandırılan vergi geliri hedeflerinin tutturulamayacağı hem de hükümetin politik baskılara boyun eğerek büyümeyi ateşleyecek genişlemeci politikalara yönelerek programı daha ilk yılında çıkmaza sürükleyebileceği yönündeydi.
       Bu yaklaşım ilk bakışta tutarsız görünmese de, döviz kuruna dayalı stabilizasyon programlarının dünyada uygulanmış olan örnekleri bu yaklaşımı kesinlikle desteklemiyordu. Bu örneklerin tümünde, programın ilk aylarında ekonomide ciddi bir canlanma yaşanmıştı.
       
TÜKETİM TALEBİ VE STOK ARTIŞI
       Türkiye’de de benzer bir gelişme yaşandı yılın ilk aylarında ve temelde tüketim talebi ve stok artışından kaynaklanan yüzde 5.6 oranında bir gayri safi yurt içi hasıla artışı gerçekleşti ilk çeyrekte. Ne gariptir ki, daha üç ay önce programın temel riski olarak büyüyememe riskini gösterenler, kısa bir süre sonra ekonominin çok hızlı bir biçimde büyümeye başladığını ve acilen talep kısıcı önlemler alınması gerektiğini söylemeye başladılar.
       Oysa ülkede yaşanan, dövize dayalı stabilizasyon programlarının tipik bir örneğiydi. Yine dünyadaki örneklere baktığımızda, bu programların hemen tümünde ilk aylarda yaşanan hızlı büyüme döneminin uzun sürmediği görüyoruz. Yani hiçbir şey yapılmasa da, ertelenmiş talebin sona ermesi ve firmaların arzu ettikleri stok seviyesine ulaşmasıyla ekonomi soğumaya başlayacak.
       
TÜPRAŞ ETKİSİ
       Bu çerçevede, son açıklanan Haziran ayı sanayi üretim rakamları çok önemli bir gösterge işlevi görüyor. Hatırlanacağı gibi yılın ilk aylarında sanayi üretim artışı rakamları yüzde 2-4 bandına oturmuştu. 17 Ağustos depremi sonrası Tüpraş’ın Yarımca rafinerisinde meydana gelen kapasite kaybı sonucu petrol ürünleri imalatı sektöründe yaşanan hızlı düşüş bir yana bırakıldığında ise, diğer sektörlerdeki ortalama büyüme hızı yılın ilk beş ayında yüzde 8.8 oldukça yüksek bir rakamı bulmuştu.
       Haziran verilerinde ise belirginleşmeye başlayan bir eğilim değişikliği var. Yarımca’daki benzin üretim tesislerinde tam kapasiteye ulaşılması dolayısıyla petrol ürünleri imalatındaki gerileme yavaşlarken, diğer sektörlerdeki üretim artış hızı da ancak yüzde 5.4 olarak gerçekleşti. Bu, yılın ilk beş ayında elde edilmiş olan yüzde 8.8 rakamıyla karşılaştırıldığında belirgin bir yavaşlamayı işaret ediyor.
       
İLK EVRE BİTMEK ÜZERE
       Yani, döviz kuruna dayalı stabilizasyon programlarının artık ders kitaplarına kadar girmiş ilk evresini bitirmek üzereyiz. Henüz biraz ham olmakla birlikte ilk yavaşlama eğilimleri görünmeye başladı.
       Türkiye ekonomisinin diğer ülkelerden farklı olduğu yıllardır kullanılan bir söylemdir. Büyük ölçüde, dünyada enflasyon sorununu çözememiş tek ülke olmanın getirdiği kompleksten kaynaklanan bu söylemin gerçekle fazlaca ilgisi yoktur doğal olarak.
       
DÜNYAYI İZLEYELİM
       Kabul etmek gerekir ki, stratejik önemine, serbest piyasa ekonomisinde edindiği deneyime, özel sektörünün girişimci karakterine ve kaliteli ekonomi bürokrasisine rağmen, yapısal sorunlarıyla boğuşan, işgücünün büyük kısmı hala tarım sektöründe çalışan, verimlilik artış hızı düşük tipik bir gelişmekte olan ülke Türkiye.
       Bu nedenle, enflasyonla mücadele programının olası sonuçları konusunda düşünürken, dünyadaki benzer uygulamalara bakmakta büyük yarar var. Amerika’yı yeniden keşfetmenin bir anlamı yok her şeyin çok hızlı yaşandığı, yapılacak bir hatanın bedelinin çok yüksek olabileceği günümüz dünyasında.
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları