|
Doğru kurun ne olduğunun cevabını kimsenin veremeyeceğini, bunu piyasanın belirlediğini kaydeden Babacan, Önemli olan finans, bankacılık, reel sektörün kur dalgalanmalarına karşı kendisini korumasadır. Zaten aşırı hareketlilikte Merkez Bankası gerekli müdahaleyi yapıyor. Dalgalı kurla yaşmaya alışmak lazım açıklamasında bulundu. Babacan, Avrupada da birçok ithalat ve ihracatçının kur değişikliğinden etkilendiğini dile getirerek, dalgalı kura karşı korunma politikasının Türkiyede de oturması gerektiğini savundu. Ali Babacan, bilançoda aktif ve pasifin benzer kurlarda uygulanmasının veya opsiyon piyasası ile vadeli döviz piyasasının uygulanmalarının dalgalı kura karşı koruma politikası olduğunu ifade etti. Babacan, ayrıca, ekonomiden sorumlu eski devlet bakanı Kemal Derviş ve bazı ekonomistlerin, hükümetin ekonomik politikasından farklı düşündüklerinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi: Artık endişelenmeye gerek yok. 2000-2001 ile şimdiki ekonomik durumu karşılaştıran bu işi bilmiyor demektir. Artık yeni bir ekonomik ortamdayız. Bu ortamın şartlarını, özelliklerini iyi anlamak gerekir. Piyasalar herşeyi görüyor. Bırakın doğru kuru piyasalar belirlesin. Bunlar uzun vadeli politikalardır. KREDİ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR Babacan, ABDnin Türkiyeye vereceği 8.5 milyar dolarlık kredi ile ilgili olarak, Teknik çalışmalar devam diyor. IMF ile de konuştuk. Biz kesinlikle bu krediyi yok sayıyoruz. Ne zaman ihtiyaç olursa o zaman kullanırız dedi. Türkiyede eski hükümetlerin aldığı yatırım kararlarını da atıl harcamalar şeklinde eleştiren Babacan, Bu döneme kadar yatırım kararları siyasi faktörlerle alınmış, serbest bölgelerin yarısı çalışmıyor. Biz bir yılda yatırım projelerini 6 binlerden 3 bin 800lere indirdik değerlendirmesinde bulundu. Babacan, şimdiye kadar yabancı kredili yatırım projelerinin hiç bir bütçede görülmemiş olduğunu tespit ettiklerini ve bunu değiştirerek ne yatırım varsa hepsinin bütçede artık görüldüğünü açıkladı. TÜRKİYE, AKDENİZDE ÖNEMLİ KONUMDA Öte yandan Babacan, katıldığı forumun konusu olan Akdeniz Ülkelerinde Tarım ve Kalkınma ile ilgili olarak, Türkiyenin Avrupa Birliği (AB) için en geniş tarım arazisine sahip olan ve Akdenizde net ihracatçı 3 ülkeden biri olduğunu söyledi. ABnin sürekli değişen bir tarım politikası olduğunu kaydeden Babacan, Türkiyenin ABye üye olmasından sonra tarımla ilgili uyumunu rahat bir şekilde yapabileceğini belirtti. Babacan, AB ve Türk tarımıyla ilgili olarak, AB de, çalışan nüfusun yüzde 4, Türkiye de ise yüzde 34ünün tarım sektöründe olduğunu, ABnin tarıma ayırdığı yıllık bütçenin 100 milyar euronun üzerinde bulunduğunu, Türkiyede gayri safi milli hasılanın yüzde 14ünün tarımdan geldiğini belirtti. Pazartesi günü düzenlenecek olan ekonomi bakanları toplantısına katılmak üzere yarın Romaya geçecek olan Babacan, daha sonra Siena kentinde düzenlenecek bir konferansa iştirak edecek. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||