Konu:
ABD ve Kanada'da elektrik kesintisi
Konuklar: İETT Genel Müdürü Rıdvan Aslan ve İstanbul Şehir Plancıları
Odası Başkanı Ahmet Turgut
Erdoğan Aktaş:
ABD dün 11 Eylül saldırılarından sonraki en büyük krizlerinden birini
yaşadı. Ancak, bu kez süper gücü etkisi altına alan kriz, terör değil,
elektrik kesintisydi. Kuzey Amerika'nın doğusu dün geceyi karanlıkta geçirdi.
50 milyon kişiyi etkileyen bu beklenmedik elektrik kesintisi, Amerika
Birleşik Devletleri'nin New York, Detroit, Cleavland, Kanada'nın ise Ottowa
ve Toronto gibi en büyük kentlerinde yaşamı felce uğrattı. Yüz binlerce
kişiyi sokaklara döken, onbinlerce kişiyi binalarda, metroda mahsur bırakan
elektrik kesintisi, bu tür yokluklara, aksaklıklara pek alışık olmayan
süpergüç vatandaşlarını saşırtıp şok etti. Dünya çapında milyonlarca kişi
de New York'ta yaşanan bu karmaşayı televizyonlardan canlı yayınlardan
izledi. Tabii bizde kendi yaşadığımız kentte de aynı olay yaşanırsa ne
olur diye düşünmektan kendimizi alamadık. Gerçi İstanbul yıllardır semt
semt bakım onarım çalışmaları adı altında böyle elektrik kesintilerine
sahne de oluyor. Ancak İstanbul'un bir gece vakti topyekün böyle bir kesintiye
uğraması halinde neler olabileceğine ilişkin bir örnek bugüne kadar yaşanmadı.
Peki yaşınırsa ne olur? Şimdiden hangi önlemler alınıyor? Bugün o'nu konuşacağız.
New York'ta yaşananların ışığında İstanbul'da elektrikler bir anda kesilirse
ya da büyük bir kriz yaşanırsa ne olur? Bu sorunun yanıtını Yakın Plan'da
arayacağız. Önce Amerika'da dün yaşananlara bir bakalım..
"Sıcak bir
öğleden sonra yaşayan Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada hiç beklemedikleri
üstelik de pek hoş olmayan bir sürpriz yaşadı. Yerel saatle 16.00'da bilgisayarlar
kapandı, telefonlar sustu, klimaların serin rüzgarı kesildi, trafik lambaları
söndü, asansördekiler ve metrodakiler bir anda karanlığa gömülüverdi.
Kuzey Amerika tarihinin en büyük elektrik kesintisi New York başta olmak
üzere Detroit, Cleveland, Toledo kentlerinde ve Kanada'nın Toronto ve
Ottowa kentlerinde günlük yaşamı felce uğrattı. Karanlıkla birlikte ilk
hissedilenler korku ve panik oldu. Bunu da en fazla sıcak havada metroda
sıkışıp kalanlar hissetti. Aynı korkuyu gökdelenlerin, yüksek binaların
asansörlerinde kalanlar da yaşadı. Asansörde kalanları kurtarmak üzere
harekete geçen itfaiye ekipleri yaşanan kaosta herkese yetişmekte zorlandı.
Karanlık metrolardan ya da işyerlerinden çıkan yüzbinlerce kişi sokaklarda
bir insan seli oluşturdu. Ama birçoğu şaşkındı ve ne yapacağını bilemiyordu.
Bazıları karanlığa alışveriş merkezlerinde yakalanmıştı, bazıları metroda..
Ama herkes yakınlarını merak ediyordu. Herkes telefonlarına sarıldı ancak
cep telefonları da çalışmıyordu. Sokaklardaki telefon kulübüleri önünde
uzun kuyruklar oluşuverdi. Elektrik kesintisi ile trafiik ışıklarının
sönmesi ve binlerce kişinin sokaklara dökülmesi ise bir trafik kaosunu
da beraberinde getirdi. Ve hastaneler... Hastaneler jeneratörleri sayesinde
pek sıkıntı yaşamasa da acil servislere başvuranların sayısında ani bir
artış yaşandı. Rahatsızlananların birçoğu ise klimaların çalışmaması nedeniyle
aşırı sıcaktan etkilenenlerdi. Elektrik kesintisinin borsanın kapanış
saatinden sonra yaşanması belki bir şanstı. Hisse senetleri arızadan pek
etkilenmese de dolar aniden değer kaybetti. Güneşin batması ve karanlığın
çökmesi ile polis ve güvenlik güçleri güvenlik önlemlerini artırdı ancak
bu karanlığı fırsat bilenler de vardı. KANADA'NIN başkenti Ottowa'nın
çeşitli noktalarında yağma olayları yaşandı. Havaalanlarında ise başka
bir karmaşa yaşanıyordu. Çok sayıda uçak seferi iptal edilirken, basketbol,
beyzol maçları da iptal edildi. Amerika ve Kanada'nın yaşadığı sıkıntılı
gece dünya basınında da geniş yer buldu. Uluslararası televizyonlar canlı
yayınlarla bu kaosu ekranlara taşırken, Arap televizyonlarında "işte
amerika'nın sonu böyle olacak" yorumları yapıldı. Kuzey Amerika'nın
geçirdiği karanlık gece, modern dünyanın hayatı kolaylaştırmak üzere geliştirlen
teknolojiye ne kadar bağımlı hale geldiğinin somut bir örneği de oldu."
Erdoğan Aktaş:
Elektrik kesintileri boyonca Kanada'nın Ottawa kentinde bazı yağma
olayları yaşandı. Ama özellikle New York bu konuda büyük bir sınav verdi.
Çünkü, kentte uzun süren elektrik kesintisine rağmen herhangi bir asayiş
sorunu yaşanmadı. Oysa ki kent 1977 yılında da böyle bir kesintiye maruz
kalmış ve büyük yağma olayları yaşanmıştı. Amerikalılar bütün yaşananların
ardından olaylara "blackout sendromu' adını vermişlerdi. Şimdi 26
yıl öncesinin New York'una dönüyoruz...
"13 Temmuz
1977... Saat 21.30... New york bir anda karanlığa gömüldü. 9 milyon kişi
25 saat elektriksiz kaldı. Çok değil, kesintiden sadece 10 dakika sonra
yağmalar başladı. Kentin Bronks, Manhattan, Brooklyn ve Harlem bölgelerinde
neredeyse yağmalanmamış tek bir dükkan bile bırakılmadı. Yiyecek, giyecek,
mobilya mağazaları, otomobil galerileri hatta silah dükkanları bile. Her
yer kırıldı döküldü, ne bulunduysa alınıp götürüldü. Yağmalar o gece ve
ertesi gün tam 25 saat boyunca durmaksızın sürdü. Ta ki kent elektriğe
yeniden kavuşuncaya kadar. Ancak, trafodaki arızadan kaynaklanan bu elektrik
kesintisi New York kentine çok pahalıya patlamıştı; 1 milyar dolarlık
zarar tespit edilmiş, 2 kişi ölmüş, çok sayıda insan yaralanmış ve 3 bin
700'den fazla yağmacı gözaltına alınmıştı."
Erdoğan Aktaş:
New York'taki elektrik kesintisi, gözleri bir başka dünya kenti İstanbul'a
çevirdi. Uzmanlar, Türkiye'nin en fazla enerji harcayan kenti İstanbul'un
şu an için böyle bir tehlikeyle karşı karsıya olmadığını söylüyor. İstanbullular
da, bu çapta bir elektrik kesintisinin gündelik yaşamı fazla etkilemeyeceği
görüşünde.
"Dünyanın
en büyük metropollerinden New York, dün geceyi karanlıkta geçirdi. Metro
çalışmadı, gökdelenlerin asansörleri durdu, trafik lambaları söndü, havalimanları
devredışı kaldı, cep telefonları sustu. Dünyanın en etkili kenti bir anda
kaos yaşadı. Acaba aynı senaryo İstanbul'da yaşanabilir mi? Yetkililere
göre İstanbul metrosu olası bir elektrik kesintisine karşı hazırlıklı.
Elektrik Mühendisleri Odası ise İstanbul'da aşırı bir yüklenmenin söz
konusu olmadığını belirtiyor. Kuzey Amerika'daki gelişmeleri akşam televizyonları
başında izleyen vatandaşlar ise böyle bir kesintinin İstanbul'da günlük
yaşamı felç etmeyeceği görüşünde..."
Erdoğan Aktaş:
İstanbullular böyle bir olasılığı pek dikkate almıyor. Dün New York'ta
iş yerleri de büyük sıkıntı yaşadı, ancak olayın eve dönüş saatine denk
gelmesi, ulaşımı felç etti. İnsanlar sokakta kaldı. Böyle bir durumda
İstanbul ne olur sorusunu ik konuğumzla konuşacağız. İstanbul Şehir Plancıları
Odası Başkanı Ahmet Turgut telefon hattımzda olacak. İETT Genel Müdürü
Rıdvan Aslan da stüdyomuzda konuğumuz. Rıdvan Bey hoşgeldiniz.
Rıdvan Aslan: Merhaba.
Erdoğan Aktaş:
Tabi genel bir elektrik kesintisi New York'la İstanbul kıyaslanamaz,
o anlamda kıyaslanamaz belki teknolojiyi kullanma açısından. Fakat hiç
böylesi bir şeyi düşündünüz mü? Eğer çok büyük bir arızaya maruz alırsa
İstanbul ne olurun sorusunu daha önceden düşünüp yanıtladınız mı?
Rıdvan Aslan: Tabi
İstanbul'da biliyorsunuz büyük bir deprem bekleniyor. Bu deprem beklentisinden
dolayı çeşitli afetlere karşı İstanbul'u pek çok senaryo karşısında kentin
bu duruma düşeceğine dair planlar yapılıyor. Aslında İstanbul tabi enerji
bakımından...sisteme dahil olduğu için ve boğazda iki atlamayla yedekleme
yapıldığından dolayı böylesine bir kesinti beklenmiyor. İstanbul'un her
yerinde elektrik kesintisi olması çok ekstrem bir durum olabilir. Eğer
böylesi bir elektrik kesintisinin de ulaşım sisteminde neler yapılabilir,
neler olabilir diye çeşitli çalışmalarımız var elbette. Sinyalizasyon
konusunda kesintisiz güç kaynağı devreye hemen girecektir. Ama bu tabi
uzun soluklu bir kesintide, elektrik kesintisinde işin doğrusu çok yararlı
olamayabilir. Burada en dikkat çekici unsur Taksim-Levent metrosudur elbette.
Çünkü Taksim-Levent metrosunun dışında bizim raylı sistemlerimizde yer
altında giden metromuz çok fazla değiştir. Taksim-Levent metrosu en son
yapılan metrolardan biris olduğu için dünyada, dünyanın geldiği son teknolojiler
kullanılarak yapılmıştır. Kontrol merkezimiz işin doğrusu New York'taki
pek çok metro ağından daha da iyi durumdadır. Taksim metrosunnda ani bir
elektrik kesintisi durumunda iki adet 5 megavolt kapasindeki jeneratör
otomatik olarak bir dakika içerisinde devreye girecektir. Bu bir dakikalık
sürede de merkezde bulunan bilgisayar sistemini yöneten kesintisiz güç
kaynağı otomatik olarak devreye giriyor ve bu jeneratörlerdeki yakıt süresi
de yaklaşık olarak 24 saat kapasitesindedir. Bu 24 saat içerisinde yakıt
ikmali yapıldığı takdirde işin doğrusu epeyce bir süre, birkaç günlük
süre içerisinde metroda bir kesinti olmadan ulaşım sağlanır. Tabi bu arada
şunu belirtmek isterim; İstanbul metrosunun güvenlik sistemi de son derece
önemlidir. Güvenlik sistemini destekleyen ayrı bir yedekleme sistemi vardır.
İstanbul metrosunu 208 kamerayla izleriz biz, hem tünelin içinde yürüyen
merdivenlerde, asansözlerde, istasyonlarda bütün olup biteni merkezden
kontrol ederiz. Zaten trenleri götürüp getiren şey de ana merkezlerdeki
ünitelerdir. Trenlerin kapıların açılması, kapanması uzaktan Taksim'deki
merkezden kontrol edilebilir durumdadır. Bu bakımdan Taksim-Levent hattında,
yer altından giden bir metroda İstanbul'un her tarafında bir kesinti de
olsa herhangi bir problemle kesinlikle kaşılaşılmayacaktır.
Erdoğan Aktaş:
Raylı sistem için bir önleminiz var mı?
Rıdvan Aslan: Bunun
dışında biliyorsunuz İstanbul'da yoğun olarak banliyö hattı var Devlet
Demir Yolları'nın. Onun dışında Eminönü-Zeytinburnu hattımız ve Aksaray-Havaalanı
hattı sistemi, buralarda da jeneratör sistemlerimiz vardır. Aksaray-Havaalanı
metrosunu kontrol eden Esenler'deki kontrol merkezlerimizde yedekleme
sistemleri mevcuttur. Herhangi bir kesinti durumunda sistem çalışır. Kaldı
ki zaten bu hatta, hafif metro yüzde 95 bölümünde yer üstünden yapmaktadır
yolculuğunu. Dolayısıyla herhangi bir kesinti anında zaten kapılar otomatik
olarak açılıp yolcuların tahliye edilmesi sağlanır. Bununla ilgili senaryolar
da planlanmıştır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bu konuda, afet konusunda
gerçekten Türkiye'de en önde gelen çalışmaları sonuçlandırmış. Afet Koruma
Merkezi'nde sadece depreme karşı değil büyük bir su taşkınlığı karşısında,
bir elektrik karşısında İstanbul'u neler bekliyor diye çalışmalar yapılmıştı.
Bu bakımdan İstanbul'da bir panik havası esmeyecektir. Bir de şunu belirtmek
istiyorum, aslında tabi Amerika'yla Türkiye arasındaki fark, Amerika'da
sık sık elektrik kesintileri yaşanmadığı için yedekleme sistemleri Amerikalılar'ın
yoktur, buna önem vermemişlerdir. Bizim Türkiye'de tabi öteten beri böyle
problemlerimiz olduğu için biz Türkiye'de halkımızın kendisi bile evlerinde
bir adet mum bulundurur muhakkak. Türkiye'de bütün sistemler yedeklemeleriyle
beraber çalışmaktadır.
Erdoğan Aktaş:
Rıdvan Bey size tekrar döneceğim ancak Ahmet Turgut'a, İstanbul Şehir
Planlamacıları Odası Başkanı'na dönelim. Ahmet Bey iyi günler.
Ahmet Turgut: İyi
günler, iyi yayınlar.
Erdoğan Aktaş:
Dün akşam herhalde birçok kişi benim gibi o görüntüleri izlerken eğer
İstanbul'da olsa, diğer büyük şehirlerde olsa bu tip bir olay veya böylesi
krize yol açabilecek herhangi bir neden, ne olur diye sorduk kendi kendimize.
Siz İstanbul'a baktığınız zaman örneğin böylesi bir sıkıntıyla, tabi bu
sadece elektrik kesintisi değil bir terör saldırısı da olabili, bir doğal
afet de olabilir. İnsanları bunlardan en az zarar görecek şekilde nasıl
organize edilebilir? Bir planlamacı olarak neler söyleyeceksiniz?
Ahmet Turgut: Şimdi
tabiki doğal afetler deyince hepsine biz çok hazırlıklı değiliz kamuoyunu
doğru bilgilendirmek adına söylüyorum ama, dünkü New York'taki elektrik
kesintisi bizde olsa idi bu derece etkilenmezdik, ben de öyle düşünüyorum.
Çünkü bir tanesi şu; Sayın Genel Müdürüm de söyledi, biz bu tür kesintilere
bir kere alışığız. Yani İstanbul metropolünde de diğer büyük metropollerimizde
de zaman zaman elektrik kesintilerine, 2 saat, 3 saat bazen 24 saat karşılaşıyoruz.
Onun için halkımız hazırlıklı. Biraz ben halkta orda ciddi şekilde panik
gördüm, bence onun etkisi oldu orda da. Uzun süre zaten terör saldırısı
olup olmayacağı endişesi taşıdılar gördüğüm kadarıyla. Belki bunun getirdiği
ciddi bir panikleme oldu, o da etki yarattı. Şimdi İstanbul'da elektrik
sistemleri itibariyle biz tabi New York kadar çok ciddi büyük teknoloji
o anlamda kullanmıyoruz. Yani Rıdvan Bey söyledi, bazı hatlarımızda zaten
metro güzergahımız şu anda kısa ama onunla ilgili önlemler de alınmış,
ben de şimdi dinledim. Onun ötesinde havaalanı, bizim diğer ulaşım sistemlerimiz
var çünkü sadece metroya bağımlı değiliz şu anda bu kentte, olalım istiyoruz
ama değiliz. Karayolu sistemimiz var, büyük böyle karayolu tünellerimiz
yok, o açıdan bence sevindirici bunlar. Bizim havalanı, metro gibi ulaşım
sistemlerimiz ve terminallerinde bir de ötesinde yüksek güvenlik gerektiren
binalarımızda ve yüksek katlı binalarımızda önlemlerimiz var. Yani belli
bir süre dahilinde bu bizi rahatlatır diye düşüyorum. Onun için biz aynı
sıkıntıları yaşamayız diye tahmin ediyorum.
Erdoğan Aktaş:
Ahmet Bey çok teşekkür ediyorum yaptığınız değerlendirme için.
Ahmet Turgut: Sağolun,
iyi yayınlar.
Erdoğan Aktaş:
Rıdvan Bey, İstanbul'da zaman zaman aşırı yağış olduğu zaman benzer
sıkıntılar çekiyoruz. Ben karşıda oturuyorum, bu yakaya gelene kadar canım
çıkıyor tabi diğerleri gibi. Bunlar için de acil durum çerçevesinde bir
önlem alınıyor mu?
Rıdvan Aslan: Tabi
öncelikle şunu belirtmek isterim; İstanbul Büyükşehir Belediyesi tabi
6 sene öncesine göre İstanbul'u farklı bir noktaya getirmiştir gerek Kağıthanederesi'nde
gerek başka derelerde.. Büyük kolektörler yapılmıştır, taşkının önüne
geçilecek şekilde pek çok tedbir alınmıştır. Yain fiziksel bir değişim
gerekir tabiki bu su taşkınlıklarına karşı. Gerçekten İstanbul'un pek
çok bölgesinde Haliç'in temizlenmesiyle birlikte tedbirler alınmış, fiziksel
değişim sağlanmıştır. Şunu diyebiliriz; İstanbul'da altyapı problemleri
yüzde 90 oranında halledilmiş durumdadır. Pek çok şantiyeler devam ediyor.
Kağıthanederesi, Kurbağalıdere'de hem temizlenmesi derelerin hem de taşkınlıklara
karşı yapılması gereken değişimler yapılmıştır. Çok az kalan bir bölüm
de yapılmaktadır. Bir sene içerisinde bunlar tamamlanacaktır. Tabi İstanbul
coğrafyası Manhattan'dan da bir miktar farklı. Manhattan biraz da yüksek
blokların olduğu ve kentin sıkıştığı bir kent dokusu çizmektedir. İstanbul
merkezlerle çok fazladır. Sadece Taksim bir merkez değildir, Eminönü merkezdir,
Kadıköy merkezdir, Kartal.... Pek çok merkezler var. Ve insanların belli
bir merkezde Manhattan'daki gibi bir toplanması da söz konusu olmayacaktır
hiçbir zaman. Sözlerimin başında da söylediğim gibi boğazın bir yakasında
böylesine bir elektrik kesintisi olduğu zaman diğer yakasını besleyecek,
yedekleyecek sistemler vardı. Türkiye aslında bütün elektrik sistemini
yedekleme üzerine kurmuştur. O bakımdan İstanbul'da bir paniğin olacağını
hiçbir şekilde biz beklemiyoruz işin doğrusu. Halkımız deprem psikozu
içerisinde de hazırlıklı hale getirilmiştir. Depremden daha büyük bir
afet beklenilmiyor tabi. Böylesine büyük bir afete hazır olan bir toplum
işte bir iki günlük elektrik kesintisi de zannediyorum büyük bir problemle
karşılaşmayacak.
Erdoğan Aktaş:
Rıdvan Bey çok teşekkür ediyorum programımıza katıldığınız için.
Rıdvan Aslan: Ben
teşekkür ederim...
|