Home page
Haber Menüsü


Güncelleme: 13:15 TS 12 Eyl., 2000
 
Fransa’dan ‘ulusal arazi planı’ dersi
 
Fransa’nın yeni Büyükelçisi Bernard Garcia, ülkesinin turizmdeki başarısının ardında yatan nedeni açıkladı: Ulusal arazi planlaması. Fransa’nın herhangi köşesinde, yükseklikten malzemenin kalitesine kadar saptanmış kurallar dışına çıkmak mümkün değil.
 
Emine Uşaklıgil
NTV-MSNBC
 
8 Ağustos—  “En değerli doğal varlıklarınız sahillerinizdir. Turizme yapabileceğiniz en önemli yatırım bu hazineyi korumaktır”. Bu sözlerin sahibi yeni Fransa Büyükelçisi Bernard Garcia. Garcia, Fransa’nın turizm alanındaki başarısını, 1970’den bu yana sürekli geliştirilip başarıyla uygulanan ulusal arazi planlamasına bağlıyor.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Uluslararası Turizm Örgütü’nün verilerine göre, turizm alanındaki başarısını sürekli çeşitlendiren Fransa, dünya turizm sıralamasında ABD ve İtalya’dan sonra, üçüncü sırayı bir süredir koruyor. Fransa’da net getirisi 10 milyar doları aşan turizm, Fransa’nın uzmanlaştığı ve tecrübesini başka ülkelere taşıdığı bir sektör.
       Sayılar, Fransa’nın otuz yıla aşkın bir süredir turizm alanında hedefe dönük çabalarının başarısı sergiliyor:


       
       
ÇEVREYİ KURALLARLA KORUMAK
       İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, köylerden kentlere dönük akımın hızlanmasıyla, 1960’lı yıllarda kentlerin dokusu iyice tehdit altına girince, Fransa’da kentlerin yapısını ve çevreyi korumak gerekli olduğu bilinci hızla gelişti. Kentleşmeyi denetim altına alan bir dizi yasal düzenleme ile, kentlerin vahşi büyümesine set çekildi.
       Ulusal arazi planlaması çerçevesinde toprakların ne şekilde işgal edileceği ve nasıl geliştirileceği ayrıntılı biçimde belirlendi. Fransa’nın herhangi bir köşesinde, bölgenin özelliklerine göre belirlenmiş yükseklik, malzemenin kalitesi, rengine varıncaya kadar, saptanmış kurallar dışında inşaat yaptırmak söz konusu değil.

turizm
       1970’lardan itibaren, gelişme politikalarına ilişkin söylemde büyük bir değişim yaşanmaya başlandı. Turizmi geliştirmek adına yapılan yoğun inşaatların, yerel ekonomiye hizmet ettiği savı tartışmaya açıldı. Vahşi bir gelişme sonucu betona yenik düşen İspanya sahilleri, Florida, Kanarya Adaları gibi örneklerin, pek de doğru örnek olmadığı görüşü artık gündeme geldi. Çevrenin önemli olduğu, çevreyi korunmanın da bir yatırım niteliğinde olduğu kavramı ağırlık kazanmaya başladı.
       
İSPANYA’YA YENİ RAKİP
       Çevre ve doğayı koruma bakanlığını 1971’de kuran Fransız hükümeti, aynı dönem sahiller üzerinde ciddi bir denetim kurmaya karar verir.
Bernard Garcia, turizm alanında iki ülke arasında işbirliği bir çok açıdan geliştirilebilir” diyor. Sağlık denetiminden tanıtıma,yatırımdan talasoterapiye kadar bir çok örnek sıralıyor.

       Languedoc-Roussillon sahillerinin turizme dönük geliştirilmesine el atan Fransız Devleti, o güne kadar sivrisineklerin cirit attığı Akdeniz’in bu sahilinde, her biri 100.000 ile 120.000 kişiyi misafir edebilen 5 adet kıyı kentin kurulmasına öncülük etti. Yatırım tamamlanınca, Kuzey ülkeleri açısından Fransa artık İspanya için ciddi bir rakip olmuştur.
       
SAHİLLERİ KORUYAN KAMU KURUMU
       Garcia, 1980’lı yıllarda, Fransa’da devletin bu büyük yatırımlardan uzaklaşıp, ulusal bir değer olan sahilleri denetim altına alacak bir kamu kuruluşunu oluşturduğunu anlatıyor. Çevreyi korumak üzere uygun mevzuatı hazırlamakla yükümlü bu kurumun bir diğer işlevi, gerekli gördüğü kamulaştırmaları gerçekleştirmek. Kuralları özellikle 1970’lerden itibaren ciddiyetler uygulayan Fransa’da, kaçak inşaatlara geçit yok.
       Golfe Juan’da, inşaat izni olmaksızın, toprak altında kendine bir malikhaneyi yaptıran ünlü müteahhit Pelerin’nin yaptırdığı inşaatın yıktırılması bunun sadece bir örneği.
       
KUŞADASI ÖRNEĞİ
       Fransa’nın kazandığı deneyimlerin Türkiye açısından çok yararlı olabileceğini söyleyen Garcia: “Turizm alanında iki ülke arasında işbirliği bir çok açıdan geliştirilebilir” diyor. Sağlık denetiminden tanıtıma,yatırımdan talasoterapiye kadar bir çok örnek sıralıyor.
       Kuşadası örneği, denetimsizlik nedeniyle bir çok sahilini yok eden Türkiye’de ise, turizm canlandı, ancak master plan henüz geliştirilmedi. Turizm sektörü ana planı 2000’de de uygulamaya sokulmadı. İnanç turizmi, kongre turizmi, sağlık turizmi, jeotermal turizmi gibi yeni alanlara girip turizmini çeşitlendirme olanağına sahip Türkiye, tarihsel zenginliğine pek de sahip çıkmıyor.
       Örnek bir plansızlık ve koordinasyonsuzlukla Zeugma gibi bir hazineyi yok edilmesi, bu kayıtsızlığın son örneği. 8.ci beş yıllık planında, turizm sektörüne sadece üç sayfa yer verilmesi, bize bir şeyler anlatıyor olmalı…
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları