Home page
Haber Menüsü


Bir arkeoloğun kederi
 
Yağmalanan Irak Müzesi’nin yasını tutan uzman, tahribatın faturasını çıkarıyor.  
Muşin Hasan, Irak Müzesi Müdür Yardımcısı, yağmalamanın ardından ilk gün
 
National Geographic Türkiye
17 Temmuz 2003 —  National Geographic Türkiye bu ayki sayısında yağmalanan Irak’ın tarihi hazinelerini konu alıyor.

   
 
       
    Internet Sites www.NationalGeographic.com.tr
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
Yazan: Henry Wiright NGS Araştırma ve keşif komitesi

       Bombalar geçtiğimiz Mart ayında Irak’a yağmaya başladığında, 6000 yıl önce Fırat ve Dicle nehirleri arasında gelişen Mezopotamya uygarlığının eşsiz belgelerinin birçoğu çalındı ya da tamir edilemez şekilde hasar gördü. Nisan başında, yağmalama olaylarının yaşandığı o üç gün içinde Bağdat’taki Irak Müzesi’nde sergilenen on binlerce eser kayboldu. Bunların hepsi yağmacılar tarafından talan edilmedi; bir kısmı tarihi eser kaçakçılarının uygulamaya koyduğu, organize bir plan çerçevesinde çalındı.
       
       Müzenin koleksiyonları arasında tanrı ve tanrıça heykellerinin yanı sıra kral ve kraliçelere ait eşyalar, kanunlar ya da dini metinler ile günlük hayata ait sıradan nesneler vardı. Kuzey Irak’taki Şenidar Mağarası’nda bulunan 60.000 yıllık çakmaktaşı aletler ve bu mağarada yaşayan insanlardan kalma iskelet kalıntıları vardı. Tarımın başladığı on bin yıl öncesine ait, en eski ortak bıçakları vardı. Ve son sekiz bin yılın gündelik hayatına dair fikir vermenin yanı sıra arkeologların kazdıkları seviyenin hangi çağa ait olduğunu tespit etmelerini sağlayan on binlerce çanak çömlek parçası vardı (kap kacağın üslubu zaman içinde sürekli olark değişmiştir. Arkeologlar bunu ayrıntılı olarak inceleyip değerlendirdiği için tarihleme yapmaları kolaylaşır).
       
       Belki de en değerli eserler İÖ 3200 ile İS 75 yılları arasında çivi yazısıyla yazılmış binlerce kil tabletti. Bilim adamları için her biri birer hazine değerinde olan bu tabletlerin kaçının kaybolduğu belli değil. İlk medeniyetlerin tümü günlük olarak kayıt tutmuş, ancak bunları birçoğu zamana dayanıksız malzemelerle tutulduğundan (Mısır’da papirüs, Çin’de ağaç ve bambu, Peru’da pamuklu ve yünlü ip) günümüze kadar gelmemişlerdir. Kil tabletler böyle değildi; dikkatli bir kazı, temizlik ve koruma sağlayan fırınlamayla bu tabletler, ticari hesaplardan arkadaşlar arasındaki gizli mektuplara kadar pek çok şeyi ortaya çıkarıyordu. Çalışmalar çok yavaş şekilde ilerliyordu; çünkü hem laboratuvar çalışması pahalı, hem de uzun zaman önce yok olan Sümer ve Akad dillerini okuyabilen uzmanlar sayılı. Birçok tablet henüz fırınlanmamış ve okunmamıştı.
       
       Yaşanan tek trajedi müzenin yağmalanması ve zarar görmesi değil. Ülke çapında pek çok eser halen yeraltında. 160 yıldır sürdürülen kazılar sayesinde Irak’taki antik kentler hakkında çok şey öğrenildi, ancak kırsal bölgelerde yer alan binlerce küçük arkeolojik merkeze dair bilgiler yalnızca ön çalışmalara dayanıyor. Araştırmalar antik yerlerin şaşırtıcı şekilde iyi korunmuş olduğunu ortaya koyuyor; ama ağır zırhlı araçların geçişine dayanacak kadar güçlü de değil. Pek çok çatışmanın ve tank trafiğinin ortasında kalan Güney Irak’taki “Ur” kenti yakınında, 3300 yıllık saban izleri ile toprağı besleyen küçük su kanallarının yanında su küpleri bulunmuştu.
       
       Henüz gün yüzüne çıkartılmamış ne kadar bulgunun tanklar tarafından ezildiği, kaç narin objenin yağmacılar tarafından parçalandığı, müzedeki eserlerden ne kadarının özel koleksiyonculara satıldığı belki de asla bilenemeyecek. Bilim adamları ve yerliler, koleksiyon kayıtlarını yeniden oluşturmak üzere harekete geçti -bu kayıtların birçoğunun kopyası çeşitli enstitülerin arşivlerinde bulunuyor. Ve birçok ülkenin müzecilerinden oluşan ekipler, Iraklı müzecilerle bir araya gelerek nelerin çalındığının kesin ve resimli envanterini çıkardı; bu liste Interpol’e, emniyet güçlerine, müzelere ve sorumluluk sahibi galeri yöneticilerine dağıtıldı.
       
       Kaybolanlar sadece bir ülkenin değil, dünyanın mirasıydı.
       
KAYIP DÜNYA
       Bağdat’taki Irak Müzesi’nden paha biçilmez eserler
* Cami kapısı
       Tarih: İS 12. yüzyıl
       Irak’ta İslam’ın kök salmasından tam 500 yıl sonra, Musul kentinde inşa edilen bir caminin bitkisel ve geometrik desenlerle bezeli, iki kanatlı nadide kapısı.
       Durumu: Çalındı


       
* İbadet eden Sümerli heykeli
       Tarih: İÖ 2600 civarı
       Bu taş heykel, onu bağışlayanın sağlığına dua edilmesi için bir tapınağa yerleştirilmişti. İnanç ve dini törenler ilk Mezopotamyalıların yaşamında önemli bir yer tutardı.
       Durumu: Bilinmiyor


       
* Nimrud’dan çiviyazısı takvim
       Tarih: İÖ 850 civarı
       Sümerlerin dünyanın ilk yazısı olan çiviyazısını bulmalarından yaklaşık 2500 yıl snora yazılan bu küçük tablet, yılın 7. ayında gün gün yapılması gerekenleri listeliyor. Örnek: İkinci gün sarmısak yemekten kaçının ya da aileden birinin ölmesi riskini göze alın.
       Durumu: Bilinmiyor


       
* Boğa başlı altın lir
       Tarih: İÖ 2500 civarı
       Sümerliler tarafından İÖ 3200 civarında icat edilen lirin, Ur’daki saltanat mezarlığında bulunan zarif bir örneği. Altın kaplama boğa başı, renkli talşar ve kavkılarla bezenmiş ses kutusunun üstüne yerleştirilmiş.
       Durumu: Altını sıyrılıp alınmış


       
* Varka kadın başı
       Tarih: İÖ 2600 civarı
       Heykel sanatının ilk zamanlarının en zarif parçalraından biri olan bu gerçek büyüklükteki mermer kadın başı, taş kakma baş süsüne, göz ve kaşlara sahipti. Büyük ihtimalle Sümerli aşk ve savaş tanrıçası İnanna’nın heykelinin bir parçasıydı.
       Durumu: Çalındı
       
* Bassetki heykeli
       Tarih: İÖ 2250 civarı
       160 kiloluk dökme bakır anıtın kaidesindeki bir yazıt, Akat kralının askeri başarılarını anlatıyor. Erkek figürünün sadece alt yarısı sağlam olarak bulunmasına rağmen, gerçekliği bu anıta değer kazandırıyor. Bu tür heykeller zamanın sanat eserlerinde yaygın olarak resmedilmişti, ancak bu yontu bugüne kadar bulunan tek örnekti.
       Durumu: Çalındı


       
* Şanidar kafatası
       Tarih: Yaklaşık 50.000 yaşında
       ŞAnidar Mağarsı’ndaki iskeletler, güneybatı Asya’da bugüne kadar bulunan tek Neandertal fosilleridir. Bu kafatası pek çok yara almış olmasına rağmen o döneme göre uzun yaşamış bir erkeğe ait (45 yaşında). Bu, toplumsal davranışların bir kanıtı: Yaşaması için kendi grubunun üyeleri tarafından bakılmalıydı.
       Durumu: Bilinmiyor
       
* Gemi modeli
       Tarih: İÖ 4500 civarı
       Eridu denilen bölgede Ubeyd mezarlarında bulunan, pişirilmiş kilden (ağaç direği onarılmış) bir gemi modeli, Mezopotamya’daki su taşımacılığının ilk ve en iyi korunmuş örneği.
       Durumu: Bilinmiyor


       
* Varka vazosu
       Tarih: İÖ 4500 civarı
       Hiyerarşinin Mezopotamyalılar tarafından anlaşılan haliyle dünyadaki ilk tasvirlerinden biri: Bitkiler, hayvanlar, insanlar ve tanrılar. Sumermeri vazo zamanının değerli eşyalarındandı.
       Durumu: Çalındı


       
* Tell Harmal Aslanları
       Tarih: İÖ 1800 civarı
       Pişmiş topraktan, kükreyen iki aslan bir tapınağın girişin bekliyor. Mezopotamyalılara göre onlar, tanrılar ve kralların korkutucu sembolleriydi.
       Durumu: Başları parçalandı


       
* Küçük kral
       Tarih: İÖ 3000 civarı
       Kavkı ve lapis lazuli kakmalı gözleriyle bu zarif oymalı sumermeri figür sadece 18 santim boyunda. Eski Uruk (bugünkü Varka) kentinde bir tapınağın altında bulunan bu figür, muhtemelen kentin hükümdarı En’in bir portresiydi.
       Durumu: Bilinmiyor


       
* Bir Sümerli kâtibin taş heykeli
       Tarih: İÖ 2400 civarı
       Girsu kentinden yüksek rütbeli bu memur (üstte), bir ağırlık ve ölçü sistemi kurmuş olabilir. Kazılarda, isminin yazılı olduğu 680 gramlık taş bloklar bulundu.
       Durumu: Bilinmiyor


       
* Nübyeli çabanı öldüren aslan
       Tarih: İÖ 8. yüzyıl sonları
       Fildişinden yapılmış; altın, akik ve lapis lazuli kakmalarıyla renklendirilmiş.
       Durumu: Bilinmiyor


       
* Kertenkele suratlı pişmiş toprak heykelcik
       Tarih: İÖ 4000 civarı
       Bu tuhaf erkek figürü, Ubeyd kültürüne özgü bir özellik. Kertenkeleye benzer yüzleri olan kadın ve erkek heykelcikleri, Ur ve Eridu’da mezarlar ve kapınaklarda bulundu.
       Durumu: Bilinmiyo
       
GEÇMİŞLE BAĞIMIZI KORUYABİLMEK İÇİN YARDIM EDİN
       Irak’ın tarihi hazinelerinin yağmalanması, bu tip olayların ne ilki ne de sonuncusu. Anıtlar ve eserler tüm dünyada savaşlar ve kaynakların onları korumaya yetmemesi gibi nedenlerle tehdit altında.

       Bu yüzden National Geographic Society, medeniyetler tarihinin risk altında olduğu bölgelerde arkeologların, müze yetkililerinin ve sanatçıların çalışmalarını desteklemek amacıyla Dünya Kültürleri Fonu’nu kurdu. Fonun ilk projelerinden bir Irak’ın kültürel zenginliklerinin son durumunu belirlemek için Henry Wright’ın başlattığı keşif seferi.
       nationalgeographic.com/help adresinden online bağış yaparak bu ekspedisyonu destekleyebilir ve dünya çapındaki kültürel hazineleri koruyabilirsiniz. Bağışlarınızı ayrıca World Cultures Fund, National Geographic Society Development Office, 1145 17th Street NW, Washington, DC 20036, ABD adresine de gönderebilirsiniz.
       
 
       
    TOP5 38. Rotterdam Film Festivali başladı  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları