Konu:
Varis ve tedavisi
Konuk: Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı
Doç. Dr. Cem Alhan
Sibel
Güneş: Günaydın. Bugünkü konumuz varis tedavisi. Her 100 kişiden 13'ünde
görülen varis, tedavi edilmediğinde damar tıkanıklığına ve akciğere pıhtı
kaçmasına neden olabiliyor. Bacaklarda ağrı, kramp, şişme, kaşıntı ve
morarma gibi şikayetlerle gelişen varis, kuaför, hemşire, polis gibi meslek
gruplarında daha sık görülüyor. Varisin nedenlerini, tanı ve tedavi yöntemlerini
Acıbadem Kadıköy Hastanesi kalp damar cerrahisi bölüm başkanı Doç. Dr.
Doç. Dr. Cem Alhan ile konuşacağız.
Hoşgeldiniz Sayın
Alhan. Varis, çok yaygın bir sağlık sorunu. Kadınlarda görüldüğü gibi
erkeklerde de sık görülen bir sorun. Öncelikle varisi tarif eder misiniz?
Hangi damarlarda daha sık ortaya çıkıyor?
Doç. Dr. Cem Alhan:
Varisin kelime anlamı, damarların, toplardamarların normal dışı genişlemesi.
Halk arasında varis, sadece bacaklarda oluyor diye biliniyor ama örneğin
siroz hastalığında yemek borusunda varis görülebiliyor. Onun dışında halk
arasında basur diye bilinen hemoroid ve toplardamarların anormal genişlemesi
sonucu ortaya çıkan bir varis. Sonuç olarak kelime anlamı damarların anormal
genişlemesi. Bugün işleyeceğimiz konu, bacakların genişlemesi. Çünkü diğerleri
başka uzmanlık alanlarına giriyor. İnsanların büyük bir kısmında varis
var ve yaşla beraber oran giderek artıyor. Özellikle 40-50 yaşın üzerinde
neredeyse her iki kişiden birinde varis sorunu ortaya çıkıyor. Erkeklerde
her yaşta ortaya çıkabiliyor. Çok genç yaşlarda da ortaya çıkabiliyor.
Kadınlarda da çok genç yaşlarda ortaya çıkabiliyor. Ama kadınlarda esas
hamilelik dönemlerinden sonra bir artış görüyoruz. Ve menopoz döneminden
sonra yine varis problemlerinde bir artış görüyoruz. Detaylarına girecek
olursak, bacaklardaki varisleri üç ana başlıkta toplamak istiyorum. Bir
tanesi cilt içindeki kılcal damarların genişlemesi. Bu daha çok kırmızı
örümcek ağı tarzında olan lezyonlar. İkinci bölüm, cildin daha derin tabakalarında
toplardamarların genişlemesi. Bunlar da genellikle mavi ya da yeşil renkli
olabiliyor. Üçüncüsüyle yüzeyel damarlardaki bozukluğa bağlı olarak toplar
damarların içindeki kapakçık fonkisyonlarındaki bozukluğa bağlı olarak
yüzeyel damarlardaki genişlemeler. Bunlar da cilt altında, ciltten kabarık,
yılan gibi kıvrımlı lezyonlar halinde görülebilir.
Sibel Güneş: Şişme,
ağrı, kramp gibi rahatsızlıkların yanı sıra ciltte yarattığı estetik dışı
bir görünüm var. Ama sağlık açısından da neden olduğu ciddi problemler
var. Bu üç tip varisten hangisi daha tehlikeli ve tedavisi daha acil?
Doç. Dr. Cem Alhan:
İlk iki sırada saydığımız kılcal damar genişlemesi, kırmızı örümcek
ağı gibi olanlar ve yeşil, mavi olanlar sağlığı çok tehdit edici şeyler
değil. Yalnız onlar, ilk oluştuğu dönemlerde ağrı yapabiliyor, hassasiyet
yapabiliyor. Bacakta dolgunluk hissi yapabiliyor. Daha sonra olgunlaştıkça
bu şikayetler geriliyor. Ve estetik dışında gerçekte sağlığı çok da fazla
tehdit eden problemler değil. Ama özellikle bayanlar, buna estetik açıdan
çok hoş bakmıyorlar. Diğer bahsettiğim daha derindeki damarların anormal
genişlemesi, beraberinde kapakçık fonksiyonu yaratıyor. Bu kapakçıklar
aslında tek yönlü kapakçıklar. Kanın kalbe doğru gitmesini sağlayan kapakçıklar.
Buradaki bozukluklar, kanın kalbe geri dönmemesine neden oluyor. Ve bacakta
bir tür dolaşım bozukluğu meydana geliyor. Bu da kendisini ciltteki renk
değişiklikleri ve daha sonra da varis ülseri dediğimiz yaraların oluşmasını
sağlıyor. Önemli bir konu daha hem varisi olup, hem ayaklarında mantar
olan insanlarda, çok ciddi enfeksiyonlar görebiliyoruz. Varisli bacaklarda
enfeksiyona yatkınlık artmış vaziyette. Dolaşım yeterince sağlanamadığı
için o hastalar, enfeksiyona karşı daha duyarlı. Ayaklardaki çatlaklar,
mantarlar vs lezyonlardan enfeksiyon kapıp, trambofilibit, tromboz riski
bu hastalarda daha yüksek olabiliyor.
Sibel Güneş: Tanısında
genellikle renkli dopler yöntemini kullanıyorsunuz. Kan akışında, dolaşımda
bir sorun olup olmadığını sorgulamak için... Seçenekleriniz, skleroterapi,
lazerle varis tedavisi ve ameliyat. Hangi varis türlerinde hangi tedavi
yöntemini seçiyorsunuz?
Doç. Dr. Cem Alhan:
Öncelikle klinik muayene şart. Dopler ise çok ciddi, çok güvenilir
bir tarama yöntemi. Doplerde çıkacak bulgulara göre de biz tedaviyi yönlendirebiliyoruz.
Ama genelleme yapacak olursak, kırmızı kılcal damar genişlemesi olanlar,
örümcek ağı olanlarda, iki milime kadar çapı olanlarda lazer denenebiliyor.
Fakat bunun üzerindeki kırmızı ve mavi yeşil renkli varislerde skleroterapi
son derece başarılı bir yöntem. Bu iki tedavi de derindeki damarlarda
çok ciddi problemler yoksa, başarı şansı yüksek oluyor. Fakat derindeki
damarlarda problem var. Kapakçık yetmezlikleri varsa, bunların bir şekilde
tedavisi şart. Bunların da esas tedavi yöntemi şu an için cerrahi.
Sibel Güneş: Lazerle
tedavi istenilen sonucu sağlıyor mu? Lazerle yapılan operasyon sonrasında
varislerin tekrarlama ihtimali var mı?
Doç. Dr. Cem Alhan:
Lazerin variste iki türlü kullanımı var. Bir tanesi yüzeyel lazer
dediğimiz bu epilasyon için diğer cilt lekeleri için kullanılan lazer
var. Bu tamamen vücut dışından uygulanan kırmızı kan hücresini hedef alan
bir tedavi yöntemi. Çok ince damarlarda, iki milime kadar olan damarlarda
etkinliği var. Tekrarlayabiliyor. Bu biraz da hastanın yapısına, genetik
yatkınlığa bağlı bir olay. Lazerin bir diğeri de endovasküler lazer dediğimiz
damar içinden lazerle... Bu ameliyata alternatif olarak yapılan bir şey.
Küçücük bir kesiyle damar bulunup, damar içine katetel gibi incecik bir
plastik sokuluyor. Bunun ucunda lazer enerji kaynağı var. Bununla beraber
lazer vererek, o damarı ameliyat yerine içeriden yakarak kapatmış oluyoruz.
Ve bu endovasküler lazer yani damar içi lazer cerrahinin bir alternatifi.
Sibel Güneş: Telefon
hattımızda bir izleyicimiz var. Arzu Alpaslan'ın sorusunu dinliyoruz.
Arzu Alpaslan:
10 yıllık öğretmenim. Varislerim yüzeyel. Kılcal damarlarda. Bana
varis çorabı kullanmam önerildi. Varis çorabı kullanmak acaba tedavi edici
midir?
Doç. Dr. Cem Alhan:
Varis çorabını her kadına öneriyoruz. Çalışan her kadına öneriyoruz.
Ama ev kadınları da çalışan kadınlar artık. Onların da çok ciddi işleri
var. Sağlıklı olan bayanlara da varis çorabını öneriyoruz, koruyucu varis
tedavisi olarak. İleride ne olacağı belli olmaz. Varis çorabının varisleri
geçirmesi söz konusu değil. Varolan problemin ilerlemesini tam engellemese
de yavaşlatabiliyor. En önemlisi de şikayetleri ortadan kaldırıyor. Uzun
süre ayakta kaldığınız zaman yorgunluk, dolgunluk hissi, ağrı, sızı vs
durumların önüne geçebiliyor.
Sibel Güneş: Kişi
sürekli ayakta kalıyorsa koruyucu tedavi için de önerilebiliyor mu?
Doç. Dr. Cem Alhan:
Kesinlikle öneriyoruz. Bir diğer önerdiğimiz şey, özellikle yaz aylarında
yolculuk çok fazla yapılıyor. Uzun süreli otobüs yolculukları, uzun süreli
uçak yolculukları, insanlar aslında büyük bir tehdit altında. Yaklaşık
yüzde 5, yüzde 6'lara varan derin ventrombozu dediğimiz derindeki damarların
pıhtıyla dolması. Başta da söylediğimiz gibi bu pıhtıların akciğere gitme
vs olanağı var.
Sibel Güneş: Ekonomik
sınıf sendromu adlı çok popüler olan bir sağlık sorunundan söz ediyorsunuz.
Doç. Dr. Cem Alhan:
Hem ekonomik klas sendromu diye literatüre geçen bir hastalık. Aslında
bu derin damar trombozu, tamamen hareketsiz kalmaya bağlı olarak bacaklardaki
damarların, toplardamarların pıhtılaşması. Bu otobüs yolculuklarında görülebiliyor.
Otobüs yolculuklarında daha sık görülüyor. Çünkü uçak yolculuğunda insanlar,
ayağa kalkıp kabin içinde dolaşabiliyor ama otobüs yolculuklarında çok
da mümkün değil. Onun için yolculuğa çıkan insanlara mutlaka ve mutlaka
koruyucu yolculuk çorapları artık, varis çorabı da değil o, yolculuk çorapları
var. Sadece yolculuk esnasında giyiyorsunuz. Çok daha pahalı şeyler değil.
Sibel Güneş: İki
tane izleyici sorumuz var. Elvan Kayalı, "bacaklarımda incecik damarlar
var. Bunların tedavisi gerekir mi? Tedavi edilmezse, sorun ağırlaşır mı?"
diye sormuş. Nahit Uyguner'un sorusu da şöyle: "Ameliyat, daha sonra
damar tıkanıklığına yolaçar mı?".
Doç. Dr. Cem Alhan:
İkinci sorudan başlayayım. Ameliyattan sonra damar tıkanıklığına yolaçmaz.
Çünkü ameliyatla o damarlarınızı alıp, vücut dışına atıyoruz. Dolayısıyla
böyle bir risk söz konusu değil. Birinci izleyicimizin sorusuna gelince,
kılcal damarların tedavisi hastanın kendi inisiyatifine kalmış. Çok ciddi
sağlık problemleri yaratmıyor ama estetik bir kaygı varsa, görüntüsü hoşuna
gitmiyorsa, bunları skleroterapi ya da daha inceleri lazerle tedavi ettirebilir.
Ama o şekilde kalırsa da ileride çok büyük problem olmaz.
Sibel Güneş: Günlük
yaşam süresince insanlar uzun süre ayakta kalmak ya da oturmak durumunda
olabiliyor. Eğer varise yatkınlık varsa günlük yaşam nasıl planlanmalı?
Doç. Dr. Cem Alhan:
Varise yatkınlık varsa, genetik olarak varis varsa ve oluşmuş varisi
varsa, mutlaka bir kere koruyucu çorap öneriyoruz. Koruyucu çorap şu anda
en büyük silahlarımızdan bir tanesi. Onun dışında özellikle hareketsiz
ortamlarda çalışanlar, yani uzun süre oturmak zorunda, uzun süre ayakta
durmak zorunda kalan insanlar, bilgisayar başında çalışanlar, tezgahtarlar
vs... insanlara önerdiğimiz gün içinde çok kısa süreli de olsa yürüyüş
yapmak. Saat başı bir beş dakika ofis içinde dolaşmak bile yeterli. İkincisi,
mümkün olduğunca akşamları eve geldiklerinde hastalarımızın ayaklarını
kalp seviyesinin üstüne kaldırmalarını istiyoruz. İki kişilik koltukları
düşünün. Sırt koltuğa gelecek. Ayaklar da koltuğun kenarına gelecek gibi.
Ayakların o durumda lazım ki, rahat geriye dönüş olabilsin.
Sibel Güneş: Verdiğiniz
değerli bilgiler için çok teşekkür ediyoruz. Bugün de Sağlık Raporu'nun
sonuna geldik. Acıbadem Kadıköy Hastanesi kalp damar cerrahisi bölümü
başkanı Doç. Dr. Doç. Dr. Cem Alhanile varis sorununu ve tedavisi ele
aldık. Programımızın tam metnine www.ntvmsnbc.com haber portalından ulaşabilirsiniz.
Sağlıkla ilgili her konuda soru ve görüşlerinizi saglik@ntv.com.tr elektronik
posta adresimize bekliyoruz. Biliyorsunuz bize artık cep telefonunuzdan
kısa mesaj yoluyla da ulaşabiliyorsunuz. Bunun için mesajınızın başına
sağlık yazdıktan sonra boşluk bırakıp sorunuzunu girin ve 7710'a yollayın.
Sağlıklı bir gün dileğiyle hoşçakalın....
|