|
|
Her zaman olduğu gibi bu oyun planım gelişmeler karşısında daha ilk günden demode oldu ve beni en iyi bildiğim stratejiye geri dönmeye zorladı: Başı kesik tavuklar gibi ortada dolaşıp ilk aklıma geleni yazmak. Bu Ağustos ayı o kadar sakin geçiyor ki, orijinal oyun planıma kolaylıkla dönebileceğim. Bu da bana yılbaşı gecesi Bu Sene Gerçekleştirmek İstediklerim listesini ele aldığımda planlı ol maddesinin yanına EVET yazmamı sağlayacak. VERİLECEK HABER YOK Ama, işin kötü tarafı şu: Verilecek fazla bir haber yok. Bu piyasalar yerinden kıpırdamamaya kararlı. Semalarımızı Perşembe-Cuma günü bir çekirge sürüsü gibi saran verilerden kötü işaretler ayıklandı, ve alım yapmamak için bahane olarak kullanılacak. Bu arada 3. GSM satışının parafe edilmesi es geçilecek. Eğer hafta içinde iyi bir haber daha çıkarsa, Hazinenin 23 Ağustosda yapacağı mega-itfanın endişesi içinde eritilip gidecek. İçerde herşey güllük gülistanlık olsa dahi, FEDin 22 Ağustos toplantısında faiz artırımı olasılığı bahane edilerek hızla yerinde sayma jimnastiği devam edecek. Tabii, bu arada kısa vadeli faizler yerlerde süründüğü ve bankalar günde beş vakit faiz indirimi yaptığı için maldan da çıkılmayacak. Borsada yarı yıl sonuçlarına göre müzikli senetler oynanacak. Sabit getirililerde de ise yüzde 33-31 arasında ring seferleri yapılacak. KUR SİSTEMİNDEN ÇIKIŞTA TEHLİKE Bütün bunlar son derece normal. Kafası karışık bir toplumun işaretleri. Kafalar karışık çünkü, biraz tarih bilgisi olanlar hatırlar: Mevsim, Türk hükümetlerinin IMFye mızıkçılık yapma dönemi. Bizi bu programa sokan iç borç faizlerinin Hazineyi kısa vadede iflasa götürmesi olasılığı idi. Alınan tedbirler ve piyasalarımızın gaza son derece müsait olması sayesinde, o badireyi atlattık. Hatta, daha da ileri gidip 2000 yılı IMF hedeflerine ulaşmayı garantiledik. Herkesin kafasındaki haklı soru: Bu hükümet bu noktada ipin ucun salar mı? Yapısal reformlar ve istikrar tedbirleri sulandırılacak mı? Eğer bu yola gidilirse, ekonomi hızlanmaya devam eder, refah yükselir, ama gelecek sene ortasında kur göreceli olarak serbest bırakıldığında da eşşekten düşmüş gibi oluruz. Bu hükümetin pek ipin ucun salmaya niyeti yok gibi görünüyor. Bir kere ortakların hükümeti bırakmak gibi bir niyeti yok. MHPnin sonbaharda kongresi var, iktidarda girmek ister. ANAP büyük ölçüde geleceğini Türkiyenin liberalleşmesine ve ABye katılmasına bağladı, bırakıp gitmez. DSP ise büyük ortak, bu program başarıya ulaşırsa sandıkta aslan payını alacak. Evliliğe devam niyetinin en somut örneği Demiralpın ana hatlarını açıkladığı 2001 yılı bütçesi. Bütçe büyüklüğü reel olarak bu seneyle aynı tutuluyor. Benim anladığım kadarı ile faiz dışı harcamalar reel olarak sabit kalırken, düşen faizlerden ve artan gelirlerden oluşacak fazla büyük ölçüde açığın kaptılmasına yönlendirilecek. Konsolide bütçe açığı GSMHnin yüzde 4ü kadar daralıyor. Doğru, bu bütçe başını alıp giden bir ekonomiyi frenlemez, ama öyle seçim bütçesi gibi de değil. Daha da önemlisi, ekonomi bürokrasisi şimdiden iddialı bir reform programı hazırlamaya başladı bile. Özelleştirme hızla devam ederken, KİTlerin rehabilitasyonuna başlanılacak, bir yanda da bankacılık sistemine açık kalp ameliyatı devam edecek. Piyasalar şimdilik bu gelişmeleri vaat kabul edip tepki vermiyorlar. Haklıdırlar da, sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer. Amaaaa, bir de göl maya tutarsa, o zaman piyasaya ilk giren kazanacak. Repoda beklemeye devam. | ||||
Emine Uşaklıgil Atilla Yeşilada Celal Pir Bayram Başaran Oğuz Büktel Mahmut Kaya Murat Yeşildere Yarkın Cebeci |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||